• Sonuç bulunamadı

2.2. Dil Öğrenme Stratejileri

2.2.6. Dil Öğrenme Stratejileri ile İlgili Yurtdışında Yapılan Araştırmalar

yeterlikleri ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırmada dil öğrenme stratejileri ile dil öğrenme inanışları arasında orta düzeyde pozitif korelasyon olduğu görülmüştür. Ayrıca dil öğrenme stratejilerinin, dil yeterliği ve dil öğrenme inanışları tarafından yordandığı belirlenmiştir.

Azar ve Saeidi (2013) İranlı öğrencilerin dil öğrenme inanışları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma İngilizce öğrenen 200 İranlı üniversite öğrencisi ile yapılmıştır. Katılımcılara BALLI ve SILL uygulanmıştır. Pearson korelasyonu sonucunda BALLI ve SILL arasında pozitif korelasyon elde

23

edilmiştir. Regresyon analizi BALLI’nin faktörlerinden biri olan öğrenme ve iletişim stratejilerinin dil öğrenme stratejilerinin belirleyicisi olduğunu göstermiştir. Araştırma sonucunda, yabancı dil öğrenenlerin dil öğrenme inanışlarını ve dil öğrenme stratejilerini belirlemenin yabancı dil öğretimini planlamaya katkı sağlayacağına dikkat çekilmiştir.

Saeb ve Zamani (2013), lise ve üniversite öğrencilerinin dil öğrenme stratejilerini ve dil öğrenme inanışlarını karşılaştırmıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak BALLI ve SILL kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, üniversite öğrencilerinin bellek stratejileri, bilişsel stratejiler, telafi stratejileri, üst bilişsel stratejiler ve sosyal stratejiler olmak üzere tüm dil öğrenme stratejilerini lise öğrencilerinden önemli ölçüde daha fazla kullandıkları belirlenmiştir. Ayrıca araştırma sonuçları üniversite öğrencilerinin dil öğrenme zorluğu ve motivasyona ilişkin inanışlarının lise öğrencilerinden daha güçlü olduğunu işaret etmiştir.

Parviz ve Nima (2013), 80 üniversite öğrencisinin dil öğrenme inanışlarını ve dil öğrenme stratejilerini incelemiştir. Araştırma verileri BALLI ve SILL aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma sonucunda dil öğrenme inanışları ile dil öğrenme stratejileri arasında pozitif yönde zayıf korelasyon elde edilmiştir. Ayrıca araştırmada en sık kullanılan dil öğrenme stratejilerinin sırasıyla bilişsel stratejiler, üst bilişsel stratejiler ve bellek stratejileri olduğu belirlenmiştir.

Suwanarak (2012), Tayland’da 220 yüksek lisans öğrencisinin dil öğrenme inanışlarını ve dil öğrenme stratejilerini BALLI ve SILL aracılığıyla belirlemiştir. Araştırma sonucunda dil öğrenme stratejileri ile dil öğrenme inanışları arasında güçlü ve zayıf düzeyde çeşitli korelasyonlar elde edilmiştir. Dil öğrenme inanışları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki en güçlü korelasyonun güdülenme ve beklentiler ile telafi stratejileri arasında olduğu görülürken, en zayıf korelâsyonun ise yabancı dil eğitimi ve bellek stratejileri arasında olduğu gözlenmiştir.

Ghavamnia, Kassaian ve Dabaghi (2011) İngilizce bölümünde öğrenim gören 80 lisans öğrencisinin dil öğrenme stratejileri, motivasyon düzeyi, yabancı dil yeterliği ve dil öğrenme inanışları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırmada veri toplama araçları olarak SILL, BALLI, TOEFL ve motivasyon değerlendirme anketi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda en çok kullanılan dil öğrenme stratejilerinin bilişsel stratejiler olduğu, en az kullanılan stratejilerin ise sosyal stratejiler ve duyuşsal stratejiler olduğu belirlenmiştir. Ayrıca dil öğrenme inanışları ile dil öğrenme stratejileri arasında güçlü bir ilişki saptanmıştır. Bunlara ek olarak

24

araştırmada, dil yeterliği yüksek olan ve daha pozitif dil öğrenme inanışlarına sahip öğrencilerin dil öğrenme stratejilerini daha fazla kullandıklarına dikkat çekilmiştir.

Li (2010) İngilizce bölümünde öğrenim gören lisans öğrencilerinin dil öğrenme inanışları ile dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırma verileri, BALLI ve SILL kullanılarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda, katılımcıların dil öğrenme inanışlarının güçlü ve birbirine benzer olduğu gözlenmiştir. Ayrıca araştırmada dil öğrenme stratejilerinin orta düzeyde kullanıldığı, en sık kullanılan stratejilerin telafi stratejileri olduğu, en az kullanılan stratejilerin ise bellek stratejileri olduğu tespit edilmiştir. Bunlara ek olarak araştırma sonuçlarında, dil öğrenme inanışları ile dil öğrenme stratejileri arasında orta düzeyde korelasyon olduğu ortaya konmuştur.

Chang ve Shen (2010), 250 lise öğrencisinin dil öğrenme stratejilerini ve dil öğrenme inanışlarını araştırmıştır. Araştırmada cinsiyet, İngilizce öğrenme süresi değişkenlerinin dil öğrenme inanışları ve dil öğrenme stratejileri üzerindeki etkileri de incelenmiştir. Araştırma verileri, BALLI ve SILL aracılığı ile toplanmıştır. Araştırma sonuçları, Pearson korelâsyonu ile değerlendirilmiş, dil öğrenme inanışları ve dil öğrenme stratejileri arasında orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır. Ayrıca dil öğrenme inanışlarının ve dil öğrenme stratejilerinin alt faktörleri arasında çeşitli korelâsyonlar belirlenmiştir. Bu korelâsyonlardan ilki yabancı dil eğitimi ile telafi stratejileri arasındaki pozitif yönde zayıf korelâsyondur. İkinci korelasyon, dil öğrenme zorluğu ile bellek stratejileri, bilişsel stratejiler ve duyuşsal stratejiler arasındaki pozitif yönde zayıf korelasyondur. Üçüncü korelasyon ise güdülenme ve beklentiler faktörü ile bilişsel stratejiler, üst bilişsel stratejiler ve sosyal stratejiler arasındaki pozitif yönde zayıf korelasyondur. Bu sonuçlara ek olarak araştırmada, cinsiyet faktörünün dil öğrenme inanışlarını önemli ölçüde etkilediği, İngilizce öğrenme süresinin ise hem dil öğrenme inanışlarını ve hem de dil öğrenme stratejilerini etkilediğine dikkat çekilmiştir.

Hong (2006) araştırmasında Kore’de bir veya iki dil konuşan 420 üniversite öğrencisinin dil öğrenme inanışlarını ve dil öğrenme stratejilerini karşılaştırmıştır. Araştırmada, katılınmcıların dil öğrenme inanışları ve dil öğrenme stratejileri belirlenmiş; cinsiyet, öğrenim görülen bölüm ve dil yeterliğinin bu değişkenlere etkileri de incelenmiştir. Araştırma verileri, BALLI, SILL ve kişisel bilgiler anketi ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda, bir dil konuşanların en fazla telafi stratejilerini en az ise duyuşsal stratejileri kullandıkları belirlenmiştir. İki dil konuşanların ise en fazla bilişsel stratejileri kullandıkları gözlenmiştir. Araştırmada bir dil konuşanların ve iki dil konuşanların dil öğrenme inanışları ile dil öğrenme stratejileri arasında

25

korelâsyonlar tespit edilmiştir. Bir dil konuşanların dil öğrenme inanışlarına ait güdülenme ve beklentiler, dil öğrenme yapısı faktörleri ile telafi stratejileri, üst bilişsel stratejiler, bellek stratejileri arasında poztif yönde zayıf korelâsyonlar elde edilmiştir. İki dil konuşanların dil öğrenme inanışlarının ise tüm dil öğrenme stratejileri ile pozitif yönde zayıf korelasyon gösterdiği görülmüştür. Bu sonuçlara ek olarak araştırmada her iki grubun dil yeterliğinin dil öğrenme stratejileri ile pozitif yönde zayıf korelasyon gösterdiği; cinsiyet faktörünün ise dil öğrenme inanışları ve dil öğrenme stratejileri üzerinde etkili olmadığı tespit edilmiştir. Araştırmada son olarak, dil öğrenme stratejileri ve dil öğrenme inanışları arasındaki korelasyonların dil öğrenme inanışlarının dil öğrenme stratejileri üzerindeki etkisini ortaya koyduğuna vurgu yapılmıştır.

Benzer Belgeler