• Sonuç bulunamadı

Diabetes Mellitus; insülin sekresyonu, insülinin etkisi veya her ikisindeki bozukluklardan kaynaklanan hiperglisemi ile karakterize, metabolik bir hastalıktır. (40) En sık 40 yaşından sonra görülür. Erkeklerde 65-69, kadınlarda 70-74 yaşları arasında prevelansı doruğa ulaşır. Prevelansı yaşla artar. 65-74 yaşları arası prevalans %18 olarak saptanmıştır. Tip 2 diabet multifaktöriyel geçişli poligenik bir hastalıktır. Patogenezinde genetik, Tip 1’e göre daha ağırlıklıdır. (41) Hastalığın başlangıcı yavaş ve sinsidir. Bu nedenle hasta ya kan şekerinin belli bir değeri geçmesinden sonra ortaya çıkan belirtilerle başvurur ya da hastalık kendini akut veya kronik komplikasyonlarla gösterir. (42)

Bugün için Diabetes Mellitus birçok gelişmiş ve endüstrileşmekte olan ülkeler için epidemik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Modern çağda genetik, çevresel, davranışsal, sosyoekonomik ve kültürel faktörlerin epidemiye eklenmesi, özellikle tip 2 Diabetes Mellitus prevelansında artmaya neden olmuştur. Diabetes Mellitusun sinsi seyirli olması nedeniyle prevelansının saptanması kayıtları en iyi tutulan memleketlerde bile mümkün olmamaktadır. En son 2000 yılında yayınlanan Türkiye Diabet Epidemiyolojisi çalışmasında 20 yaş üzeri 24788 kişi üzerinde yapılan çalışmaya göre Türkiye’de Tip 2 Diabetes Mellitusun prevelansı %7.2 ve bozulmuş glukoz toleransı prevelansı %6.7 olarak saptanmıştır. (43)

Diabetes Mellitus 5 farklı gruba ayrılmaktadır: (43) 1. Diabeti insülin bağımlı Diabetes Mellitus (IDDM) 2. İnsüline bağımlı olmayan Diabetes Mellitus (NIDDM) 3. Gestasyonel Diabetes Mellitus (GDM)

4. Malnütrisyona bağlı diabet, 5. Diğer tipler.

Tüm bu beş tip diabet açlık hiperglisemisi veya oral glukoz tolerans testin’de (OGTT) yüksek plazma glukozu ile karakterizedir.

Diabetes Mellitus tanısının konabilmesi için gereken tanı kriterleri şunlardır: (43) - Diabetes Mellitusun poliüri, polidipsi ve açıklanamayan kilo kaybı gibi klasik belirtileri varsa ve son öğüne bakılmaksızın günün herhangi bir zamanında plazma glukozu 200 mg/dl (11.1 mmol/L) veya üstü ise veya

- Açlık kan şekeri değeri 126 mg/dl (7.0mmol/L) ve üstü ise: Açlık en az 8 saat hiçbir kalori almamak demektir. 8-12. saatler arası kan alınır. Veya

- Oral glukoz tolerans testi (OGTT) sırasında 2. saat plazma glukozu 200 mg/dl (11.1 mmol/L) veya üstü ise diabetes mellitus tanısı konur.

Diabetin ortaya çıkışında çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır:

1. Yaşlanma:

Birçok toplumda Tip 2 diabet sıklığının yaşlanma ile paralel artış gösterdiği bilinmektedir.

2. Cinsiyet:

Gelişme sürecinde olan toplumlarda kadınlarda daha sık görüldüğü halde gelişmiş toplumların çoğunda önemli bir cinsiyet farkı bildirilmemiştir.

3. Genetik faktörler:

Monozigot ikizlerde %90’a varan çok yüksek konkordans göstermesi, hastalığın gelişmesinde genetik faktörlerin önemli ölçüde rolü olduğunu düşündürmektedir.

4. Ailevi kümelenme:

Ailede 1. derece akrabalarda bulunması diabet riskini 2-6 misli arttırır. Ailedeki diabetli sayısı arttıkça diabet riski yükselir.

5. Şişmanlık ve vücut yağ dağılımı:

Obezite Tip 2 diabete sıklıkla eşlik eden bir metabolizma bozukluğu olmanın yanı sıra kişide diabet gelişeceğini belirleyen önemli bir risk faktörüdür. Toplumsal araştırmalar, diabet gelişme riskinin beden kitle indeksinden başka vücut yağ kitlesi artışı ile de paralel olarak arttığını ortaya koymuşlardır.

6. Fiziksel hareketsizlik.

7. Diyet:

Çeşitli toplumlarda gerçekleştirilmiş çalışmalara dayanarak yağdan zengin, karbonhidrattan nispeten fakir diyetle beslenen bireylerde Tip 2 diabete yakalanma riskinin yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

8. Cinsiyet hormonları:

Bazı araştırıcılara göre seks hormonlarını bağlayıcı globulin düzeyi düşüklüğü, kadınlarda erişkin tip diabetin gelişeceğinin habercisi olarak görülmektedir. Ayrıca hiperandrojenizm, hiperinsülinemi ve insülin direncinin birlikte olduğu polikistik over sendromunda diabet prevelansının yüksek olduğu bildirilmiştir.

9. Alkol ve sigara kullanımı.

Diabetin kronik komplikasyonları genellikle hiperglisemi başladıktan 10-15 yıl sonra ortaya çıkar ve bu durum sinsi seyrettiği için tip 2 diabetikte ilk gelişe tesadüf edebilir.

Bazı hastalarda daha az görülebilir. Nedenleri çok faktörlüdür. (44)

Diabete bağlı olarak komplikasyonlar 2 grupta sınıflanabilir:

1. Mikrovasküler komplikasyonlar - Diabetik retinopati,

- Diabetik nefropati, - Diabetik Nöropati, - Diabetik ayak.

2. Makrovasküler komplikasyonlar

Diabetin makrovasküler komplikasyonları başlığı altında başlıca 3 ana patoloji incelenmektedir: (45)

1. Diabetik kalp hastalığı, - Koroner arter hastalığı, - Diabetik kardiyopati, - Diabetik otonom nöropati.

2. Periferik arter hastalığı, 3. Serebrovasküler hastalık.

Tip 2 Diabetes Mellituslu hastaların çoğu pek iyi kontrol edilmezler. Pek çok klinik çalışma iyi glisemik kontrolün tip 2 Diabetli hastalarda kronik komplikasyonları önlediğini göstermiştir. Tip 2 Diabetes Mellitus tedavisinde köşe taşları diyet, egzersiz ve yaşam stilinin düzenlenmesidir.

Diabet tedavisinde amaç, hastanın yakınmalarını gidermek, metabolik kontrolü sağlamak, komplikasyonların gelişimini önlemek veya geciktirmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavinin amacına ulaşabilmesi için başlıca yöntemler aşağıda sıralanmıştır: (46)

- Diabet eğitimi, - Beslenme tedavisi, - Egzersiz,

- İlaç tedavisi/insülin

Diabetli, yaşam boyunca bakımı ve tedavisi konusunda uzman yardımına gereksinim duyar. Diabet yönetiminde en az tıbbi yardım ile en iyi glisemik kontrol sağlamada “bütüncül bakım ve disiplinler arası ekip yaklaşımı” başarıyı arttıran yöntemler olarak ifade edilmektedir. Bütüncül bakım süreci hastayı fiziksel ve psikososyal bir bütün olarak ele alır eğitim, danışmanlık ve tıbbi tedavi birlikteliği ile hastalık yönetimi gerçekleştirilir. Amaç diabetli bireyin gereksinim duyduğu bakımı tüm yönleriyle ve kaliteli bir hizmet ile karşılamaktır. Bütüncül diabet bakımı hastayı merkez alan çok

disiplinli ekip yaklaşımını gerektirir. Bu model ortak problem çözmeyi, bütün ekip üyeleri arsında açık ve sürekli iletişimi ve ekip bağlılığını sağlayan, paylaşılan bir liderlik anlayışını gerektirir. Alışılagelen geleneksel bakım modelinde ise zaman zaman çok disiplinli ekip anlayışı hakim olsa bile lider tektir ve değişmez, her bir meslek üyesinin değişmeyen fonksiyonları vardır, ekip üyeleri arasında konsülte edici bir ilişki sürer. (47) St. Vincient deklerasyon temel bakım diyabet grubunun 1998 yılında sağlık bakımında diyabet bakımı için önerdiği organizasyon ve ekip koordinasyonu şöyledir. (47)

Tablo 2: Diabet bakım organizasyon ve ekip koordinasyonu (47) ÖZELLEŞMİŞ BAKIM

Damar Cerrahisi Nefrolog

Psikolog Kardiyolog

Psikiyatrist

Hastane

Üniteleri Oftalmolog

PRİMER BAKIM

Doktor Bölge hemşiresi

Hemşire Eczacı

HASTANE

Doktor Diyetisyen Diabet hemşiresi Pediatrist Oftalmolog

Hasta Bakım