• Sonuç bulunamadı

2. YEREL YÖNETİM KAVRAMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ

2.3 Türkiye’de Yerel Yönetimler

2.3.7 Diğer Etkili Organlar

Anayasa tarafından tanınmış yerel yönetim organları olmayan Sanayi ve Ticaret Odaları, Sivil Toplum Kuruluşları ve Üniversiteler, yerel siyaset açısından karar organları olmasalar da görüş ve tavsiyeleriyle karar alma süreçlerine dâhil olan toplumsal yapıda önemli yerlere sahip kurumlardır.

2.3.7.1 Sanayi ve Ticaret Odaları

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Biriliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 4. maddesinde odalar şöyle tarif edilmektedir: "Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere mesleki disiplin, ahlak ve dayanışmayı korumak ve bu kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır."

44

5174 Sayılı Kanundaki tarif doğrultusunda Odaların görevleri de aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:56

 Meslek ahlakını, disiplini ve dayanışmayı korumak ve geliştirmek, ticaret ve sanayinin kamu yararına uygun olarak gelişmesine çalışmak,

 Ticaret ve sanayiyi ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek ilgililere ulaştırmak, ilgili kanunlar çerçevesinde resmi makamlarca istenecek bilgileri vermek ve özellikle üyelerinin mesleklerini icrada ihtiyaç duyabilecekleri her çeşit bilgiyi, başvuruları durumunda kendilerine vermek veya bunların elde edilmesini kolaylaştırmak, elektronik ticaret ve internet ağları konusunda üyelerine yol gösterecek girişimlerde bulunmak, bu konularda gerekli alt yapıyı kurmak ve işletmek,

 Ticaret ve sanayiye ait her türlü incelemeleri yapmak, bölgeleri içindeki iktisadi, ticari ve sınai faaliyetlere ait endeks ve istatistikleri tutmak, başlıca maddelerin piyasa fiyatlarını takip ve kaydetmek ve bunları uygun vasıtalarla yaymak,

 26. maddedeki belgeleri düzenlemek ve onaylamak,

 Meslek faaliyetlerine ait konularda resmi makamlara teklif, dilek ve başvurularda bulunmak; üyelerinin tamamının veya bir kesiminin mesleki menfaati olduğu takdirde meclis kararı ile bu üyeleri adına veya kendi adına dava açmak,

 Çalışma alanları içindeki ticari ve sınaî örf, adet ve teamülleri tespit etmek, Bakanlığın onayına sunmak ve ilan etmek,

 Üyeleri tarafından uyulması zorunlu mesleki karar almak,

 Yurt içi ve yurt dışı fuar ve sergilere katılmak,

56

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu, (01.06.2004 Tarihli, 25479 Sayılı Resmi Gazete) Madde 12.

45

 Gerektiğinde 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 125 inci maddesinde sayılan mal ve hizmetlerin azami fiyat tarifelerini, kendi üyeleri için, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe uygun olarak tespit etmek ve onaylamak,

 Sair mevzuatın verdiği görevlerle, ilgili kanunlar çerçevesinde Birlik ve Bakanlıkça verilecek görevleri yapmak,

 Birliğin belirlediği standartlara göre üye kayıtlarını tutmak ve üyelik aidatlarına ilişkin belgeleri saklamak ve bunları Birliğe talep halinde bildirmek,

 Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verilen işlerin, bu Kanunda belirtilen kuruluş amaçları ve görev alanı çerçevesinde odalara tevdii halinde bu işleri yürütmek,

 Üyelerinin ihtiyacı olan belgeleri vermek ve bunlara ilişkin gerekli hizmetleri yapmak,

 Yurt içi fuarlar konusunda yapılacak müracaatları değerlendirip Birliğe teklifte bulunmak,

 Üyeleri hakkındaki tüketici şikâyetlerini incelemek ve kuruluş amaçları doğrultusunda diğer faaliyetlerde bulunmak,

 Ticaret ve sanayi odalarınca, odalar ayrı olan illerde ise sanayi odalarınca sanayiciler için kapasite raporları düzenlemek.

2.3.7.2 Sivil Toplum Kuruluşları

Sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi ve ikna çalışmaları yapan, bu doğrultuda çeşitli eylemlere başvuran, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle bünyesine katan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini

46

bağışlar veya belirli üyelik aidatları çerçevesinde sağlamaya çalışan kuruluşlardır.57

Sivil toplum kuruluşlarını oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında toplum yarına hizmet geliştirmek için faaliyet gösteren, tamamıyla devlet kurumlarından bağımsız bir şekilde özel kişi ve birliklerin girişimiyle yasal çerçevelerde kurulmuş organizasyonlar olarak nitelendirebiliriz.

Sivil Toplum Kuruluşlarının her türlü toplumsal sorunlara karşı çözüm arayışları ve oluşturduğu hizmetlerle toplumsal meselelerin çözümünde kamu kurumlarına her daim yardımcı olmaktadırlar. Hatta kamu kurumlarına göre daha esnek bir örgütlenme biçimine sahip olmalarından ötürü, kimi zaman oluşturduğu faaliyet ve çözümler kamu kurumlarına nazaran daha etkili ve verimli sonuçlar doğurabilmektedir.

Küreselleşmeyle birlikte dünya üzerinde Sivil Toplum Kuruluşlarının önemi artmaya başlamıştır. Günümüzde birçok küresel STK’lar ortak amaçlarda faaliyet göstermekte, ülkelerin kendi içlerinde çözemediği sorunlara küresel boyutta çözüm aramaktadırlar. Bununla birlikte ülkeler arası imzalanan birçok antlaşma STK’ların küresel anlamda dayanakları olmaktadırlar. Birçok uluslar arası STK her yıl düzenli bir biçimde bir araya gelmekte, yerel sorunların dışında küresel ölçekli birçok soruna birlikte çözüm aramaktadırlar. Geçmişe oranla STK yaptıkları çalışmalarla daha çok sesini duyurur konuma gelmiş ve toplumlar için çok önemli birçok etki gücüne sahiptirler.

2.3.7.3 Üniversiteler

Üniversiteleri çeşitli alanlarda eğitim ve araştırma yapan, fakülte ve enstitülerden oluşan yükseköğrenim ve bilim kurumları olarak tanımlanabilir. Dünyada ilk üniversite örneklerine Abbasiler döneminde rastlanmaktadır. Eski Yunan ve Roma dönemlerinde bugünkü üniversitelerle çok fazla benzerlikler göstermeseler de bazı yüksek eğitim ve öğretim teşkilatlarının varlığından söz edilmektedir. Batı

57

Murat Belge, “Sivil Toplum Örgütleri”, Merhaba Sivil Toplum, ed. Taciser Ulaş, (İstanbul: Helsinki Yurttaşlar Derneği Yayınları, 1996): 37.

47

toplumlarında ise ilk üniversite ve yüksek eğitim faaliyetleri İslam medeniyetinin Endülüs Emevî Devleti vasıtasıyla Avrupa’da boy göstermesiyle başlamaktadır. Türkiye’de ise bugünkü anlamıyla ilk üniversite 1863'te İstanbul'da Darülfünun adıyla kurulmuştur. Kurulduğu ilk yıllarda yalnızca fizik, zooloji ve botanik eğitimi veren bu üniversite kısa süre sonra kapatılmıştır. Fakat 1900'de tıp, eczacılık, dişçilik, hukuk, edebiyat, fen, ilâhiyat eğitimleri de vermeye başlayarak yeniden açılan Darülfünun, 1933'te Atatürk'ün emriyle İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülmüştür.58

Üniversiteler, evrensel düşünen, üretken, girişimci bireyler yetiştirmelerin yanında yürüttükleri birçok bilimsel çalışma ve sosyal sorumluluk projeleriyle toplumların geleceklerine ışık tutmaktadırlar. Kısaca üniversiteler günümüzde eğitim ve bilim kuruluşları olmalarının yanında yürüttüğü çalışmalarla merkezi ve yerel idare teşkilatları için ise önemli bir danışma kurumu konumundadırlar. Merkezi ve yerel birçok kararların alınımında üniversiteler ciddi görüş bildirimleri ve tavsiyeleriyle kararlara yön vermektedirler.

58

Yücel Namal, Tuncay Karakök, “Atatürk ve Üniversite Reformu”, Yüksek Öğretim ve Bilim Dergisi, Nisan 2011: 27-35.

48

Benzer Belgeler