• Sonuç bulunamadı

a Devletlerden Oluşan İdeal Düşmanlar: “Sen onları derli toplu sanırsın,

BÖLÜM III: IŞİD’İN DÜŞMANLARI

3.1. a Devletlerden Oluşan İdeal Düşmanlar: “Sen onları derli toplu sanırsın,

IŞİD tarafından sıkça kullanılan “kutsal savaş”, Müslümanların nihai savaşı, kıyamet gibi şimdiki dünyanın sonuna ve yeni bir dünyanın başlangıcına işaret eden unsurlar açısından ‘‘Haçlı’’ olarak adlandırılan düşmanlar merkezi bir öneme sahiptir. ‘‘Haçlı’’ düşman özellikle Hıristiyan nüfus çoğunluğuna sahip Batılı devletlerden oluşmaktadır. Örgüt “Haçlı” düşmanı tarihsel bir eksene oturtmaktadır. Bu eksen Müslümanlara inançları gereği ezel-ebed düşman olmuş/olacak, Hıristiyan aktörlerden oluşmaktadır. Tarihte var olmuş ve bugün de var olan tüm bu aktörler ‘‘Romalı’’ kategorisi altında toplanmaktadır. IŞİD’e göre Romalılar, zaman ve

coğrafya gözetmeksizin, Müslümanların hilafına faaliyet yürütmektedir. Roma, Hıristiyan inancından temellenen Müslüman düşmanlığını ve bu bağlamda Hıristiyanların Müslümanlara karşı kullandığı araçların (örneğin Haçlı Seferleri) bütününü temsil etmektedir. Müslümanların Romalılara karşı mücadele edeceği son savaşta galip gelecek oluşu, Dabık’ta aktarılan hadisler ve Peygamber kehanetleri ile ısrarla vurgulanmaktadır (Dabık 2014d, 32-35). Örgüt ‘‘Haçlı’’ düşmanı işaretlemek adına bir yandan kimlerin düşman olduğu sıralamakta; öte yandan söz konusu kategorinin ucunu açık bırakmaktadır:

Küffarın ne olduğu farketmez: Katolik, Protestan, Ortodoks Hıristiyan, Ortodoks, Muhafazakar, İlerici Yahudi, Budist, Hindu, Sikh, kapitalist, komünist, faşist... Hepsi İslam'ın ve Müslümanlar'ın düşmanıdır ve birbirlerinin müttefikidir. Tavağut ve deccal yüzünden yanlış inanç yayılıyor. İslam –hakikatin ve fıtratın dini- onların insan doğasıyla savaşta olan yanlış dinlerine ve çıkarlarına en büyük tehdittir (Dabık 2015g, 43).

Bir yandan da IŞİD, ‘‘Haçlı’’ düşmanı tanımlarken olası bir homojen ‘‘Haçlı’’ algısının oluşmasının da önüne geçmeye çalışmaktadır. Dabık’a göre ‘‘Haçlılar’’ın kendi içinde ciddi ayrılıkları söz konusudur. Bu argümanı desteklemek için şu ayetler kullanılmaktadır: ‘‘Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur (Haşr, 14).” ‘‘Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar (Haşr, 14)” (Dabık 2015g, 43).9 Ahzap suresinin 20. ayeti de bu argümanı destekleyen diğer referanstır: ‘‘Bunlar, düşman birliklerinin bozulup

9 12. sayının iki farklı bölümünde ayetin farklı parçalarına referans verilmiştir. ‘‘Ayetin tamamı şu

şekildedir: Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.’’

gitmedikleri evhamı içindedirler. Müttefikler ordusu yine gelecek olsa, isterler ki, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzaktan) sorsunlar. Zaten içinizde bulunsalardı dahi pek savaşacak değillerdi. (Ahzap, 20)” (Dabık 2015g, 3).

Dabık’ın 15. sayısı ‘‘Haç’ı Kır’’ başlığı ile çıkmıştır. Başlık Buhari ve Müslim’den aktarılan bir hadise dayanmaktadır. Buna göre İsa, sahte Mesih’le (Antichrist) savaşmak için yeryüzüne inecek ve putları yıkacaktır. Adil bir yargıç olarak haçı kıracak, domuzu öldürecek ve cizye uygulayacaktır. Böylelikle zenginlik ve iman artacaktır. Dabık, İsa’nın gerçek dininin İslam olduğunu bildirmekte ve Hıristiyanları doğru yola çağırmaktadır (Dabık 2016c, 48-49). Bu sayıda ‘‘Haçlı’’ olarak adlandırılan Hıristiyanlar, özellikle Batılı Hıristiyanlar, incelenmektedir. Dabık’taki ana düşman kategorilerinden biri olan ‘‘Haçlılar’’, Temmuz 2016’da çıkan 15. sayıya dek, bir sayının temasını oluşturacak şekilde özel olarak ele alınmamıştır. Önceki sayılarda defalarca ‘‘Haçlı düşmana’’ atıfta bulunan örgüt, bu sayıda sözü edilen düşman kategorisini bütüncül bir yöntemle ele almış; her boyutuyla Hıristiyanlara neden düşman olduklarını açıklamıştır.

IŞİD, Allah’ın emrinin son derece net olduğunu iddia etmektedir: İnançsızları (disbeliever) öldür. Buna göre inançsızları öldürmek bir zorunluluktur. Haçlılar, İslam’a karşı yürüttükleri savaş neticesinde Müslümanları katletmektedir. Bu nedenle inançsızları öldürmek ‘‘daha’’ büyük bir zorunluluktur. Buna binaen dergide Tevbe suresinin beşinci ayetinin küçük bir parçasına referans verilmektedir: ‘‘Müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün (Tevbe, 5)” (Dabık 2016c, 28).10 Ayetin alıntılanmayan

10 Ayetin tamamı şu şekildedir: ‘‘Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yargılayan, esirgeyendir.’’

kısmında müşriklerin hangi koşullar altında öldürülmemesi gerektiği de belirtilmesine karşın dergide bu konu önemsenmemekte; sadece ‘‘öldürme’’ kısmı vurgulanmaktadır. Benzer şekilde, Bakara suresinin 194. ayetinin ve Nisa suresinin 101. ayetinin yalnızca düşmana değinen parçasına referans verilmektedir: ‘‘Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın (Bakara, 194).11 Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır (Nisa, 101)” (Dabık 2016c, 28).12

‘‘Neden Sizden Nefret Ediyoruz ve Neden Sizle Savaşıyoruz’’ başlıklı bölümde Batı özelinde Hıristiyan dünyasından neden nefret edildiği kategorize edilmiştir. Önceki sayı ve bölümlerde Hıristiyanlara duyulan düşmanlık temellendirilse de söz konusu düşmanlığın tüm boyutları ilk defa bu bölümde bir arada bulunmaktadır. Bu bölümde düşmanlığın Batı özelinde kurulduğunu gösteren unsur, bölüm başlığının olduğu sayfadaki illüstrasyonda ortaya çıkmaktadır. Batı dünyasında ortaya çıkmış demokrasi, sekülerizm gibi kavramlar internette sık kullanılan bir dizayn gözetilerek bir araya getirilmiştir.

Yazının başlangıcında IŞİD militani Omar Mateen’in 12 Haziran 2016’da ABD’de gerçekleştirdiği gece kulübü saldırısına referans verilmektedir. Batı medyasının IŞİD’e karşı yönelttiği birçok suçlamayı örgüt inkar etmek yerine sahiplenmektedir. Yapılan saldırının tabii ki bir nefret suçu ve terörist bir saldırı olduğu belirtilmektedir. Müslümanların üzerine düşenin Hıristiyanlardan nefret etmek ve onları terörize etmek olduğu vurgulanmaktadır (Dabık 2016c, 30):

11 Ayetin tamamı şu şekildedir: ‘‘Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.’’

12 Ayetin tamamı şu şekildedir: ‘‘Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük

etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır.’’

Mücahit Omar Mateen’in Haçlılara ait Sodomi gece kulübüne yaptığı saldırının ardından Amerikalı politikacılar bunun bir nefret suçu, terörist faaliyet ve anlamsız bir şiddet (senseless violence) olduğunu söyledi. Bu tabii ki bir nefret suçudur. Müslümanlar tabii ki liberal sodomilerden nefret etmektedir. Bu tabii ki bir terör faaliyetidir. Çünkü Müslümanlar’a, Allah’ın inançsız düşmanlarını terörize etmek emredilmiştir. Fakat bu anlamsız bir şiddet değildir. Mücahitler tekrar tekrar amaçlarını, niyetlerini ve motivasyonlarını bildirmektedir. Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara karşı işlediği suçlar (Peygamber’e hakaret, Kuran’ı yakmak, Hilafet’e savaş açmak) neticesinde mücahitler intikamlarını almaktadır.

Yapılan eylemlerin nedenleri temellendirildikten sonra, bu eylemlere neden olan unsurlar kategorize edilmektedir. Örgüte göre, bu düşmanlığı ortaya çıkaran neden, Hıristiyan Batı’nın Allah’a ve Müslümanlara karşı işlediği suçlardan ileri gelmektedir ve bu suçlar ortadan kalkıncaya dek savaş devam edecektir. Nefrete neden olan söz konusu kategoriler şu şekildedir (Dabık 2016c, 31):

1) Sizden nefret ediyoruz, çünkü en başta inançsızsınız. Allah’ın birliğini reddediyorsunuz, yeni Tanrılar üretiyorsunuz, O’nun oğlunun olduğunu söylüyorsunuz, peygamberler hakkında yalanlar uyduruyorsunuz, Şeytani pratikler yaratıyorsunuz.

Bu noktada Mümtehine ve Bakara surelerine referans verilerek iddianın güçlendirilmesi amaçlanmıştır: ‘‘İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir

(Mümtehine, 4).13 ‘‘Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın (Bakara, 193).14

2) Sizden nefret ediyoruz, çünkü seküler, liberal toplumlar Allah’ın yasaklarını serbest kılmakta; Allah’ın emirlerini ise yasaklamaktadır.

3) Ateistler sizden nefret ediyoruz, çünkü kendi Yaratıcı’sını ve Efendi’sini tanımıyorsunuz.15

4) Sizden nefret ediyoruz, çünkü İslam’a karşı suç işleyip dinimize karşı savaş açıyorsunuz.

5) Sizden nefret ediyoruz, çünkü dronelarınızla, savaş uçaklarınızı insanlarımızı öldürüyor, sakat bırakıyorsunuz. Kuklalarınız, gasp ettiği topraklarda Müslümanlara baskı ve işkence yapıyor.

6) Sizden nefret ediyoruz, çünkü topraklarımıza saldırıyorsunuz. Bu yüzden sonuna kadar sizinle savaşacağız.16

IŞİD’in devletlerden oluşan ideal düşmanları grafik 3.1’de verilmektedir.

13 Ayet yarım olarak alıntılanmıştır. Şu şekilde devam etmektedir: ‘‘Şu kadar var ki, İbrahim babasına: «Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez» demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.’’

14 Ayet yarım olarak alıntılanmıştır. Şu şekilde devam etmektedir: ‘‘Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.’’

15 Bu maddede ateistlerden ‘‘atheist fringe’’ olarak bahsedilmektedir. Buna göre ateistler, ‘‘Haçlı’’

düşman kimliği ile bağlantılı (çeperlerinde) düşünülmektedir ve bu bölümde de unutulmamıştır. Bunun nedeninin Batı’daki ateist birey oranı olup olmadığı ayrıca düşünülmelidir.

16 Dabık, Sayı: 15, Sayfa: 31. Beşinci ve altıncı maddeler ideal bir kategori olmaktan ziyade savaşta

kullanılan yöntemler ile ilişkili olsa da bütünlüğü bozmamak adına bu bölümde tutulmuştur. Bu bağlamda, pragmatik düşmanlar incelenirken belirtilen IŞİD’in düşmanla karşılaşma, hayatta kalma

Grafik 3.1. IŞİD’in Düşmanları (İdeal-Devlet)