• Sonuç bulunamadı

2. Osmanlı Devleti’nde Siyaset Felsefesi Teorileri ve Öncüleri

1.3. Siyaset Filozofu Olarak Nizâmülmülk

1.3.2. Devlet Yönetiminin Unsurları

Bu bölümde devlet başkanlığı, devlet başkanı yardımcısı, ordu, hazine hakkındaki Nizâmülmülk’ün görüşlerine değineceğiz.

Nizâmülmülk eserinde devlet başkanı kelimesi yerine padişah ya da sultan kelimelerini kullanmıştır. Fakat biz çalışmamızda bu kelimelerin yerine bunları da kapsayan ve çalışmanın işlevi bakımından devlet başkanı ifadesini kullanacağız.

Nizâmülmülk devlet başkanının ne tür davranışlar içinde olması gerektiği üzerinde durmuştur. Nizâmülmülk’e göre devlet başkanının otoritesi öncelikle Allah’ın hükümdarı yetkilendirmesinden, ikinci olarak da kendisinin siyasî iktidarı kazanma kabiliyetinden kaynaklanmaktadır. Nizâmülmülk’e göre sultanlık vazifesi hem kutsal hem de irsî bir vazifedir. Nizâmülmülk, eski İran’da olduğu gibi sultanlık vazifesinin babadan oğula geçmesi gerektiğini savunur. Dolayısıyla onun sultanın

177 Nizamülmülk, a.g.e., s. 9.

egemenlik iddialarını ilahî teyit, iktidarın kazanılması ve irsî haleflik şeklinde üçlü bir meşruiyete dayandırdığı görülmektedir.178

Nizâmülmülk’e göre devlet başkanı Allah tarafından özel olarak seçilmiş biri olduğuna göre bu kişinin özel birtakım niteliklerle donatılmış olması gereklidir. Nizâmülmülk’e göre ideal bir devlet başkanı şu özellikleri taşımalıdır:

1) Devlet başkanı dindar olmalıdır. Çünkü din ve padişahlık tıpkı ikiz kardeş gibidir.

2) Devlet başkanı ilimle ilgilenmeli ve ilim adamlarıyla dost olmalıdır. 3) Devlet başkanı zeki, güçlü ve dikkatli olmalıdır.

4) Devlet başkanı istişareye ve görüş alışverişini önemsemeli, fevri kararlar almamalıdır.

5) Devlet başkanı geçmiş hükümdarların işlerini nasıl yürüttüğünü bilmelidir. 6) Devlet başkanı tutumlarında hep orta yolu takip etmelidir.

Nizâmülmülk’e göre devlete ve devlet başkanına yüklenen görevler aynıdır. Ona göre devlet başkanının birincil görevi huzuru sağlamak, ikincil görevi ise ülkeyi mamur etmektir.

Nizâmülmülk için vezirlik makamı devlet başkanı yardımcılığıdır ve onun için vezirlik çok önemlidir. Nizâmülmülk’e göre, devlet başkanı olan padişah, vezirlerin devlet işlerini usulüne uygun olarak idare edip etmediklerini gizlice de olsa mutlaka soruşturmalıdır. Çünkü padişahın ve devletin iyiliği onlara bağlıdır. Vezir iyi ve parlak olduğu zaman hem memleket mamur olur hem ordu ve halk memnun olur hem de padişahın gönlü ferah olur. Vezir kötü olursa memlekette birtakım problemler meydana gelir ve onun da telafisi oldukça güçtür. 179

Nizâmülmülk’e göre devlet başkanı yardımcılığını bekleyen tehlikeler şu şekildedir:

178 Nizamülmülk, a.g.e., s. 6; Ömer Menekşe, “İslam Düşünce Tarihinde Devlet Anlayışı: Maverdi ve

Nizamülmülk Örneği”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi V, 2005, S. 3, s. 201.

1) Haksızlık tehlikesi

2) Bir tarafı memnun etmek isterken diğer tarafları gücendirme durumu.

3) Hal ve hareketleriyle üstte ve kudretli olanın hoşnutsuzluğuna hedef olabilir. 4) Kendi hısım ve akrabası olsa dahi idareci, hakim ve yüksek rütbeli memurların

hoşnutsuzluğuna ve hiddetine maruz kalabilir.180

Nizâmülmülk’ün Siyâsetnâme’de değindiği bir diğer husus ordu müessesesidir. Ordu ve güvenlik konularında, mevcut ordu teşkilat sisteminin detayına girmeyen Nizâmülmülk, zamanın askerî problemlerine pozitif katkı sağlayacağını değerlendirdiği çözüm yolları üzerinde düşünmüştür.

Devlet, yöneticileri askeri ve zabıta kuvvetlerine son derece önem vermelidir. Onların arasına yabancı ve kötü niyetli kişilerin girmemesi için önlem almalıdır. Askerlerin maddi durumları düzeltilmeli, servet ile yoldan çıkmamaları ve kötü işlere alet olmamaları için sürekli denetim altında tutulmalıdır. Devlet bu görevlilerin durumlarını ciddiyetle takip etmelidir. Aksi halde devlet bundan büyük zarar görebilir.181

Nizâmülmülk’ün ordu hakkında değindiği hususların en önemlilerinden birisi kuşkusuz ordunun işlevselliği ve etkin harp gücüdür. Nizâmülmülk bu konuda hükümdara Bağdat halifesinin Bâtıniler tarafından kandırılan Yakub için söylediği şu sözleriyle tavsiyede bulunmaktadır. “Ordumun az olmasından hiç korkum yoktur. Sahip olduğum bütün ordu benimdir.”182 Yine bir başka yerde Bağdat halifesinin “Ne kadar küçük kıtalar büyük kıtalara galip gelmişlerdir. Allah sabredenlerle beraberdir” derken ordular için askerin eğitimli olmasının, görevine bağlı olmasının önemine değinmektedir.

Nizâmülmülk’e göre ordu üç ana birliğe ayrılmalıdır: Bunlar:

1) Devlet başkanı ve ailesini korumakla görevli iyi eğitilmiş muhafız birliği

180 Abdullah Yeşil, Doğu ve Batı Yönetim Bilimi Düşüncesinin Öncüleri: Machiavelli ve Nizamülmülk

Örneği, (MÜ, SBE, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 1996, s. 67.

181 Nizamülmülk, a.g.e., s. 106. 182 a.g.e., s. 12.

2) Zamanı gelince ve ihtiyaç duyulduğunda kullanılacak olan ihtiyat birliği. 3) Savaşlara katılan, nöbet tutan ve diğer askeri hizmetleri yapan birlik.

Bu askeri ordunun tamamı ülkede yaşayan milletlerden müteşekkil olmalıdır. Ordu herhangi bir tarafa meyilli olursa bu devletin geleceği açısından tehlikeli bir durumdur. 183

Nizâmülmülk’e göre hazine yöneticinin elinde bir emanettir. Bunu harcarken ne israf edilmeli ne de cimrilik yapılmalıdır. Ölçüler dahilinde memleketin imarı için harcanmalıdır. Devlet boş yere maaş alan kişilerden ve masraflı işlerden sakınmalıdır. Memleketin imarı için çabalamalıdır ki tüccarlar gelsin ve ticaret gelişsin.184

Devletin her zaman biri asıl diğeri sarfiyat hazinesi olmak üzere iki hazinesi olmalıdır. Gelirlerin çoğu asıl hazineye, az bir kısmı da sarfiyat hazinesine aktarılmalıdır. Zaruret olmadıkça asıl hazineden harcanmamalıdır. Aksi takdirde hazine zorlanır ve devletin itibarı sarsılır.185

Devlet başkanı hazineyi kendi malı gibi görmemeli, hazinenin halkın malı olduğunu ve kendisinin de onun emanetçisi olduğunu idrak etmelidir. Hazineyi halkın menfaatleri uğruna kullanmalıdır.186 Halkın karnının doyması hükümdar için çok önemlidir. Aynı zamanda da görevidir.