• Sonuç bulunamadı

3. OSMANLI DÖNEMİNDE RESİM KOLEKSİYONCULUĞU

4.2. Resim Koleksiyonculuğu

4.2.1. Devlet Resim ve Heykel Müzeleri

Batılı toplumların yönetiminin örneklenmesi sonucu gerçekleştirilen projeler kapsamında devlet kendi sanatına ve sanatçısına sahip çıkarak toplumsal hafıza oluşturmak için resmi müzelerini kurmaya başlamıştır. Türkiye’de bugüne kadar yedi ilde Resim ve Heykel Müzesi kurulmuştur. İlk kurulan müze 1937 yılında, Güzel Sanatlar Akademesi’ne bağlı olarak açılan, İstanbul Devlet Resim ve Heykel Müzesi olmuştur. Müze koleksiyonunu oluşturmak için daha önce kurumlar ve bakanlıklar tarafından alınan eserler toplanmıştır. Ayrıca 1937–1944 yılları arasında, ülke gerçeklerini, genel ve kültürel özelliklerini yansıtması için 63 ile, 58 ressam gönderilerek 675 tuvalden oluşan bir koleksiyon müzeye katılmak üzere oluşturulmuştur (Kaya; 2006: 3).

İstanbul’dan sonra Ankara, İzmir, Erzurum, Şanlıurfa, Mersin ve Aydın’da da Resim ve Heykel müzeleri açılmıştır. İstanbul Resim Heykel Müzesi, bugün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi'ne bağlıdır. Diğer altı müze ise Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlıdır. Turzim ve Kültür Bakanlığı’nın resmi sitesinde bu müzelerin amacı şöyle tanımlanır:

“ Kültür Bakanlığı bünyesinde Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün kuruluşu olarak çalışan 6 adet Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü bulunmaktadır. Ankara dışındaki Resim ve Heykel Müzeleri bulundukları ilde, İl Kültür Müdürlüğüne bağlı olarak etkinliklerini yürütmektedirler.

Resim ve Heykel Müzelerinde, Batı geleneğindeki Türk plastik sanatlarının başlangıcından bugüne kadarki nadide örneklerinin yer aldığı ülkemizin en önemli koleksiyonları belgelenmekte, korunmakta, sergileme yoluyla sanatseverlere ve araştırmacılara sunulmakta ve gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılabilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Yerleşik sergilerin yanında, müze galerilerinde, yerli ve yabancı sanatçıların eserlerinden oluşan plastik sanat sergileri düzenlenmekte, sanatla ilgili konferans, açıkoturum, film ve dia gösterileri ile atölye ve kurs çalışmaları düzenleme yolu ile yaygın bir eğitim sağlanmaktadır.”

Türk resim sanatı piyasasında, özellikle 1980’li ve 1990’lı yıllarda sanatın önündeki en büyük engellerden birinin de modern bir müzenin olmamasına bağlanmaktadır. Uzman kişiler doğrultusunda oluşturulacak modern müze koleksiyonunun toplumsal öneminin yanı sıra müzeye giren eserler için bir kıstası temsil edecek olması ve tarafısız bir platform oluşturarak piyasadaki fiyat dengesizliklerini gidereceği düşünülmüştür. Atagök (2006:1) "Yeni Bir Sanat Müzesine Doğru" adlı makalesinde, devlet resim ve heykel müzelerinin Türk çağdaş sanatının son en yıllını kapsamadığını vurgulamıştır. Devlet resim heykel müzelerinin bunu gerçekleştirmemesindeki en büyük etkenlerden biri devletin ayırdığı bütçenin darlığı kadar, koleksiyoncuların, bankaların ve diğer kurumların plastik sanatlara gösterdiği ilginin de etkisi bulunmaktadır. Müze sorununa çözüm, Türkiye’de hemen her alanda olduğu gibi özel sektörden beklenmektedir. Özellikle İstanbul Modern bu anlamda güçlü bir aday olarak kendini öne çıkarmaktadır.

İstanbul Resim ve Hekel Müzesi

1937 yılında Atatürk’ün emriyle Dolmabahçe Sarayı Velihat Dairesi’nde Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlı olarak, İstanbul Resim ve Heykel müzesi kurulmuştur. Sanat müzesi oluşturma fikri çerçevesinde Atatürk’ün emriyle ülkenin dört bir yanından eserler toplanarak ve tahribata uğramış eserler onarılmıştır. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, bugün Türkiye’nin en zengin sanat eserleri koleksiyonuna sahiptir.

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin kurulmasında büyük katkıları bulunan Leopold Levy, 1937’deki müzenin koleksiyonunu üç ana başlık altında toplamıştır. İlki 1800- 1870’ler olarak adlandırdığı ve Ahmed Bedri, Salih Molla Aşkı, Mustafa, Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Osman Hamdi Bey, Hoca Ali Rıza, Süleyman Seyyid, Ahmed Ziya Akbulut’un eserlerini içeren bölümü oluşturmuştur. İkinci bölümü ise 1870-1800’lerin sonu olarak sınıflandırmış ve Halil Paşa, Ali Sami Boyar, Şevket Dağ, Avni Lifij, Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Feyhaman

Duran, Hikmet Onat’ın eserlerine yer vermiştir. Son bölümde ise 1900’lerde doğan ressamlar olarak ayırmış ve Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği, D Grubu ressamlarının eserleriyle bağımsız sanatçılara yer vermiştir (Öndin; 2003: 244-5).

1986 yılında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin müdür yardımcısı olan Tomur Atagök, Girgin’le yaptığı bir röportojda (Girgin; 1986d) müze koleksiyonunun genişletilme sürecinden bahsederken devredilen koleksiyonların altını çizer:

“Kültür ateşelikleri kanalıyla muhtelif zamanlara İstanbul’da ve müzede açılan yabancı kaynaklı seriglerden eser bağışları olmaktadır. Bunun dışında Walker koleksiyonu olarak bilinen 74 tablodan oluşan koleksiyon 1975 yılında Güzel Sanatlar Müdürlüğü ödenekleriyle müzeye alınmıştır. Türkiye’de yaşarken vefat eden yabancı uyruklu Walker’n terekesi Sarıyer tereke hakimliği kanalıyla müzelere dağtılmış, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonuna XVIII. ve XIX. yüzyıl Avrupa ressamlarının eserleri kazandırılmıştır... Selahattin Refik adlı bir mobilya tüccarı Fransa gezisi sırasında dostlarının önerileriyle isabetli seçimler yapmış, Mattisse’ler Picasso’ları, uygun fiyata toplamıştır…Türkiye’ye döndüğünde uzunca süre kendinde kalan bu eserleri daha sonra müzeye bağışlar.”

Müzenin bugün 2500’e yakın orijnal tablosu, 250 reprodüksiyon tablosu ve 400 heykelinin olduğu tahmin edilmektedir. 20 adet sürekli sergi salonu bulunan müzede yerli yabancı birçok sanatçının eserlerine yer verilmektedir.

Ankara Resim Heykel Müzesi

Arif Hikmet Koyunoğlu’nun Türk ocakları’nın merkez binası, restore edildikten sonra 1980 yılında Ankara Resim ve Heykel Müzesi adı altında açılmıştır. Müzede, daimi koleksiyonun sergilendiği altı salon, geçici sergilerin düzenlendiği üç galeri ve sahne sanatları için de bir gösteri salonu bulunmaktadır.

Türk ocağı binasının restorasyonu sürereken; müzenin koleksiyonunu oluşturmak için çalışmalar başlatılmıştır. Eşref Üren, Arif Kaptan, Turan Erol, Orhan Peker, Refik Epikman, Şefik Bursalı, Mehmet Özel ve Osman Zeki Oral’dan oluşan ekip kamu kuruluşlarını gezerek müzeye koleksiyon için eser seçmişlerdir. Kamu kuruluşlarında bulunan 800 kadar eserden sadece 500’ü müzeye konabilecek değerde bulunmuştur. Başbakanlığın bir genelgesiyle bu eserler toplanmış ve ihtiyacı olanlara bakım ve onarımları yapılmıştır. Müze salonlarında teşhir edilecek yapıtlar Prof. Turan Erol, Prof. Devrim Erbil, Prof. Mustafa Pilevneli, Mehmet Özel ve müze müdürü Tunç Tanışık’tan oluşan bir kurul tarafından belirlenenerek müze koleksiyonuna katılmıştır. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nin açılışını dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 2 Nisan 1980 tarihinde yapmıştır.

Ankara Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonundaki eserlerin oluşmasını ve alınan ilk eserler için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın resmi sitesi az harcamayla önemli eserlerin toplandığını vurgular:

“Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonları büyük çabalarla ancak küçük bir harcamayla oluşturulmuştur. 1976 yılında bina Milli Eğitim Bakanlığı’ndan dört değerli tabloyla birlikte teslim alınmıştı. Osman Hamdi Bey’in Silah Taciri, V. Vereshchagin’in

Timur’un Mezarı Başında, Zonaro’nun Genç Kız Portresi, Emel Cimcoz (Korutürk)’un Gazi’ye Şükran tabloları koleksiyonun ilk yapıtları oldu. Kamu kuruluşlarının duvarlarında,

depolarında bulunan ve devlet parasıyla satın alınmış tablolar 8 kişilik sanatçı grubunca (Üren, Kaptan, Peker, Epikman, Erol, Bursalı, Özel, Oral) tarandı, müzeye girecek değerde 500 kadar tablo belirlendi. Başbakanlığın bir genelgesi gereğince bu tablolar toplandı, bakım ve onarımları yapılarak müzenin en büyük koleksiyonunu oluşturdu. Bazı kamu kuruluşları, kamu bankaları ellerindeki çok değerli tabloları müzeye vermek istemediler. Milli Kütüphane’nin kurucusu Adnan Ötüken’in başlattığı tablo alımları sonucunda Milli Kütüphane’de değerli bir tablo koleksiyonu ortaya çıkmıştı. Bu koleksiyondan bir grup yapıt restore edilerek müze koleksiyonuna eklendi. Müzeye yurt dışındaki müzayedelerden tablo satın alınarak yapıt kazandırıldı. Fikret Mualla’nın 26 tablosu Paris’ten satın alınarak yurda getirilip müzeye kondu.”

Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonu genişletilirken yapılan bağışların büyük önemi olmuştur. Sara Akdik’in eşine ait 40 parçalık Şeref Akdik koleksiyonu, Emel Korutürk’ün Çallı portreleri koleksiyonu, Mehmet Özel’in Ayvazovski, Hikmet Onat, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eşref Üren ve Arif Kaptan’ın birer yapıtından oluşan bağışları, müzenin koleksiyonunu zenginleştiren bağışlar arasında yer almıştır. Müze koleksiyonunu genişletirken düzenlenen sergilerden de eserler almış ve önceliği devlet resim ve heykel sergilerinde dereceye giren eserlere vermiştir. 1992 yılındaki demirbaş listesine göre müzede 1289 eser bulunmaktadır. Bunlardan 890’nı resim, 211’i heykel, 54’ü seramik, 16’sı da Türk süsleme sanatlarından oluşmaktadır. Bu eserlerin 250 tanesini daimi sergi salonlarda görmek mümkündür. Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonuna bakıldığında ağırlığın tablolardan yana olduğu görülmektedir.

İzmir Resim ve Heykel Müzesi

İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 1952 yılında Kültürpark’ın içinde galeri olarak açılmıştır. 1973 yılında, İzmir Resim ve Heykel Galerisi’nin müdürlüğünü yapan Turgut Pura’nın katkılarıyla galeri müzeye dönüşmüştür. İzmir Resim ve Heykel Müzesi'nin koleksiyonundaki önemli eserlerin toplanmasına aracı olurken bir yandan da müzenin Kültürpark’taki galeriden Konak’taki yeni binasına geçmesini

sağlamıştır. İzmir Resim ve Heykel Müzesi’nin koleksiyonuyla ilgili olarak, Turizm ve Kültür Bakanlığı resmi sitesinde şöyle bir açıklamada bulunur:

“Müzede, 403 adet eser (342 adet resim, 25 adet heykel, 12 adet seramik, 24 adet baskı resim) yer almaktadır. Koleksiyonda Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza, Hikmet Onat, İbrahim Çallı gibi büyük ustaların eserlerinin yanı sıra, çeşitli dönemlerden seçkin sanatçıların yapıtları da bulunmakta ve koleksiyon her geçen gün zenginleştirilmektedir. Eski kuşak ustalarından çağdaş sanatçılara kadar çeşitli dönem ve eğilimleri yansıtan eserler, restorasyon atölyelerinde titiz bir çalışmayla zamana karşı dirençli hale getirilmektedir.”

Benzer Belgeler