• Sonuç bulunamadı

Dentoalveoler Ölçümlerde Oluşan Değişikliklerin Tartışılması

4. TARTIŞMA

4.2. Bulguların Tartışılması

4.2.3. Dentoalveoler Ölçümlerde Oluşan Değişikliklerin Tartışılması

Üst keser dişin eğimini belirlemek için U1-SN ve U1-PP açıları kullanılmışken konumunu belirlemek için ise U1-NA mesafesinin ölçümü kullanılmıştır.

Akan ve ark. (2013) U1-SN açısında 0,47 derecelik istatistiksel olarak anlamsız olan bir azalış bildirmişlerdir.

75

Barbre ve Sinclair (1991), U1-SN açısında 2,5 derecelik istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğunu belirtmişlerdir.

Cinsar ve ark. (2007), sadece RMI uyguladıkları grupta U1-SN açısında 0,4 derecelik bir azalma olduğunu, RMI ve sabit tedavi uyguladıkları grupta ise 6,5 derecelik bir artış olduğunu belirtmişlerdir.

Umemori ve ark. (1999), bir vakada alt çeneye miniplak yerleştirerek gerçekleştirdikleri molar intrüzyonu sonucunda U1-SN açısında 2 derecelik bir azalış olduğunu söylemişlerdir.

Çalışmamızda ise U1-SN açısında istatistiksel olarak anlam ifade eden 0,42 derecelik bir azalış bulunmuştur (p<0,05) (Tablo 6).

Barbre ve Sinclair (1991), U1-PP açısında 2,9 derecelik istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğunu belirtmişlerdir.

İşcan ve ark. (1992) ve Küçükkeleş ve ark.(1999), U1-PP açısında azalış tespit etmişlerdir.

Çalışmamızda ise literatürdeki verileri destekler nitelikte olan U1-PP açısında istatistiksel olarak anlamsız olan 0,47 derecelik bir azalış bulunmuştur (Tablo 6).

Erverdi ve ark. (2006), iskeletsel ankraj kullanarak tedavi ettikleri vakada U1-NA mesafesinde 3 mm’lik azalış bulduklarını belirtmişlerdir.

Barbre ve Sinclair (1991), U1-NA mesafesinde 0,5 mm’lik istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğunu belirtmişlerdir.

Doshi ve Bhad (2011), U1-NA mesafesinde 1 mm’lik azalış olduğunu rapor etmişlerdir.

Pithon (2013), bir hastada premolar dişleri çekerek gerçekleştirmiş olduğu açık kapanış tedavisinde U1-NA mesafesinde 3 mm’lik azalış olduğunu belirtmiştir.

Çalışmamızda, U1-NA mesafesinde 0,23 mm’lik bir azalış olduğu bulunmuştur ve bu değer istatistiksel olarak anlamsızdır (Tablo 6).

76

Çalışmalarda üst 1. keser dişin kesici kenarının palatinal düzleme olan mesafesinde (U1-PP (V)) 0,29 ile 1,9 mm arasında değişen miktarlarda artışlar bulunmuştur (İşcan ve Akkaya 1989, Barbre ve Sinclair 1991, Kim ve ark. 2000, Carano ve ark. 2005, Cinsar ve ark. 2007, Kuroda ve ark. 2007, Doshi ve Bhad 2011).

Çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak U1-PP (V) mesafesinde istatitiksel olarak anlamlılık ifade eden 1,42 mm’lik artış bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 6).

Ön açık kapanış ile ilgili çalışmalarda alt keser dişin eğimini belirlemek için L1-MP açısı kullanılmışken, konumunu belirlemek için ise L1-NB mesafesinin ölçümü kullanılmıştır.

L1-MP açısında, Sarıoğlu (2009) 0,46 derecelik, Cinsar ve ark. (2007) yaklaşık 3 derecelik, Akan ve ark. (2013) ise 0,74 derecelik bir artış olduğunu belirtmişlerdir.

Barbre ve Sinclair (1991), Umemori ve ark. (1999), Kuroda ve ark. (2007), Carano ve ark. (2008), Park ve ark. (2008)ise L1-MP açısında azalma bulduklarını belirtmişlerdir.

Çalışmamızda L1-MP açısında istatistiksel olarak anlamsız olan 0,4 derecelik bir artış bulunmuştur (Tablo 6).

L1-NB mesafesinde Barbre ve Sinclair (1991) 0,8 mm’lik, Pithon (2013) ise 7 mm’lik azalış rapor etmiştir.

Erverdi ve ark. (2006, 2007), L1-NB mesafesinde artış ya da azalış olmadığını belirtmişlerdir.

Çalışmamızda L1-NBmesafesinde istatistiksel olarak anlamlı olan 0,4 mm’lik bir azalış bulunmuştur (p<0,01) (Tablo 6).

Çalışmalarda alt 1. keser dişin kesici kenarının alt çene düzlemine olan mesafesinde (L1-MP (V)), literatürde 0,26 mm ile 1,12 mm arasında değişen artışlar olduğu belirtilmiştir (İşcan ve Akkaya 1989, Barbre ve Sinclair 1991, İşcan ve Sarısoy 1997, Cinsar ve ark. 2007, Carano ve ark 2008, Doshi ve Bhad 2011, Akan ve ark.

2013).

77

Çalışmamızda da literatür verilerine uyumlu olarak (L1-MP (V)) ölçümünde 1,49 mm’ lik istatistiksel olarak anlamlı bir artış bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 6).

Hastalarda, tedaviden önce mevcut olma ihtimali olan dil itme gibi kötü alışkanlıkların tedaviyle beraber sonlanmış olması ve bu sona eriş neticesinde dilin aradan çekilmesiyle dişlerde kendiliğinden uzama olmuştur.

Literatürdeki çalışmalarla (Cinsar ve ark. 2007, Kuroda ve ark. 2007, Erverdi ve ark. 2007, Cassis ve ark. 2012) benzer şekilde üst azı dişlerinin intrüzyon miktarlarının değerlendirmesinde palatinal düzlem, alt azı dişlerinin intrüzyon miktarlarının değerlendirilmesinde ise alt çene düzlemi refarans düzlem olarak alınmıştır.

U6-PP mesafesine ait ölçümlerde, İşcan ve Akkaya (1989) 1 mm, Akkaya ve ark.

(2000) 1 mm, Erverdi ve ark. (2007) 3,6 mm, Cinsar ve ark. (2007) 2,54 ve 2,95 mm, Kuroda ve ark. (2007) 2,3 mm, Carano ve ark. (2008) 2,2 mm, Doshi ve Bhad (2011) 1,5 mm, Akan ve ark. (2013) 3,37 mm azalış bulmuşlardır.

Barbre ve Sinclair (1991), Dinçer (1995), Küçükkeleşve ark (1999), Kim ve ark.

(2000), Aras (2002), Pedrin ve ark (2006) ise U6-PP mesafesinde istatistiksel olarak anlamsız bir artış bulmuşlardır.

Gerçekleştirdiğimiz tedavi neticesinde U6-PP mesafesinde 2,73 mm istatistiksel olarak anlamlı olan bir azalış olduğu bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 6).

L6-MP mesafesine ait ölçümlerde, İşcan ve Akkaya (1989) 3 mm, Barbre ve Sinclair (1991) 0,4 mm, Akkaya ve ark. (2000) 1 mm, Cinsar ve ark. (2007) 1,9 ve 3,05 mm, Erverdi ve ark. (2007) 3,6 mm, Kuroda ve ark. (2007) 1,3 mm, Carano ve ark. (2008) 2,1 mm, Doshi ve Bhad (2011) 0,5 mm, Akan ve ark. (2013) 3,37 mm azalış bulmuşlardır.

L6-MP mesafesinde Küçükkeleş ve ark (1999), Kim ve ark. (2000), Aras (2002) ise artış saptamışlardır.

Gerçekleştirdiğimiz tedavi neticesinde L6-MP boyutunda 2,39 mm olan istatistiksel olarak anlamlı bir azalış bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 6).

78

OP/SN açısında Erverdi ve ark. (2007) 2,3 derecelik istatistiksel olarak anlamlı olan azalma tespit etmişlerdir. Umemori ve ark. (1999) 3,1 derecelik bir azalma bulmuşlardır. Cinsar ve ark. (2007) ise 4,4 ve 4,9 derecelik azalma olduğunu belirtmişlerdir.

Yaptığımız çalışmada, literatürdeki bulgulara paralel olarak istatistiksel olarak anlam ifade eden 1,36 derecelik bir azalış bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 6). Açıdaki bu azalış için, üst çeneye ait yapıların dik yön gelişiminin kısıtlanmış olması ve alt çenenin de öne ve yukarı doğru rotasyon yapması sonucu gerçekleşmiştir yorumu yapılabilir.

Overjet ölçümlerinde, İşcan ve Akkaya (1989) 0,5 mm, Umemori ve ark. (1999) 3,6 mm, Akkaya ve ark. (2000) 0,95 mm, Kim ve ark. (2000) 3,06 mm, Erverdi ve ark.

(2007) 1,4 mm, Cinsar ve ark. (2007) 1 mm ve 1,85 mm, Doshi ve Bhad (2011) 2,5 mm, Akan ve ark. (2013) 1,68 mm azalış bulduklarını belirtmişlerdir.

Çalışmamızda da literatürdeki verilere uygun olarak overjette 1,42 mm’lik istatistiksel olarak anlamlı bir azalış bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 6). Bu azalışın sebebi olarak posterior bölgede meydana gelen intrüzyon sonucu alt çenenin öne ve yukarıya doğru otorotasyonu olarak değerlendirilebilir.

Literatürdeki çalışmalarda overbite miktarında, İşcan ve Akkaya (1989) 5,5 mm, Barbre ve Sinclair (1991) 3,2 mm, Umemori ve ark. (1999) 6,7 mm, Akkaya ve ark.

(2000) 3,95 mm, Kim ve ark. (2000) 3,85 mm, Cinsar ve ark. (2007) 4,55 mm ve 4,6 mm, Erverdi ve ark. (2007) 5,1 mm, Carano ve ark. (2008) 6,7 mm, Doshi ve Bhad (2011) 8 mm, Akan ve ark. (2013) 4,79 mm artış tespit etmişlerdir.

Çalışmamızda overbite miktarında literatürdeki verilerle uyumlu olarak 4,54 mm’lik istatistiksel olarak anlam ifade eden bir artış bulunmuştur (p<0,01) (Tablo 6).

Alt ve üst postetior dentoalveoler bölgelerdeki intrüzyonlar ve keser dişlerde meydana gelmiş olan uzamalar neticesinde böyle bir sonuç alınabilmiştir.