• Sonuç bulunamadı

1.3. Osseointegras onun Değerlendirilmesi (Stabilite)

1.3.2. Dental Ġmplant BaĢarısının Değerlendirilmesi

Dental implantların ve tedavilerinin baĢarılarının değerlendirmek amacıyla 1975 yılından bu yana birçok kriter ortaya konmuĢtur. 1975 yılında Ġsveç Ulusal Sağlık ve Yardım Komitesi, implantların klinik performansını periodontal (gingival indeks, plak indeksi, cep derinliği), protetik (oklüzyon tipi) ve radyolojik (implant çevresinde radyolusensi olmaması) kriterlerine ek olarak hastaların tedavi hakkındaki görüĢünün de değerlendirilmesini önermiĢlerdir (Bergman 1983). Dental implantın baĢarı oranı / hayatta kalma oranı, ameliyatın kısa ve uzun vadeli sonuçlarına bağlıdır. Ağrı, ĢiĢlik, enfeksiyon, peri-implantitis ve implant hareketliliği gibi faktörler kısa vadeli sonuç için, yani implant yerleĢtiriminden 3 ay içerisinde değerlendirilir. Uzun vadeli takip değerlendirmesi, marjinal veya krestal kemik kaybı, sondla muayenede kanama ve sondalama derinliği ölçülerek yapılır (Singh ve ark. 2019).

Dental implantların baĢarısının kemik kalitesi ve miktarı, cerrahi ve protetik teknikler, protetik yapı ve dental implantlara uygulanan fonksiyonel yükün doğası gibi birçok faktöre bağlı olduğu iyi bilinmektedir (Dimililer ve ark. 2018; Sakka ve ark. 2012).

Ġmplant tedavi planlaması için ameliyat öncesi kemiğin değerlendirilmesi kritiktir. Bu, cerrahın uygun implant yerleĢtirme yerini belirlemesine yardımcı olabilir ve kemik grefti ihtiyacını veya spesifik cerrahi tekniklerin uygulanmasını ortaya çıkarabilir. Böyle bir değerlendirme, prognozun daha iyi belirlenmesini ve implant baĢarı oranını artırır (Fuh ve ark. 2010).

Bir implantın baĢarısını veya baĢarısızlığını etkileyen kritik bir husus, mekanik streslerin implanttan kemiğe sorunsuz bir Ģekilde aktarılma Ģeklidir. Doğal diĢler ve implantlar kemiğe farklı kuvvet aktarım özelliklerine sahiptir. Statik eksenel

31

yüklemenin bir sonucu olarak doğal diĢler ve implantların çevresinde kompresif gerilmeler indüklenirken, lateral dinamik kuvvetler sırasında sıkıĢtırma ve çekme gerilmelerinin kombinasyonları gözlenmiĢtir (Oshida ve ark. 2010). Ġmplant baĢarısının değerlendirilmesi konusunda, geliĢen cerrahi teknikler, yüksek teknolojide üretilen protetik giriĢimler ile yıllar içinde farklı görüĢler kabul edilmiĢtir. Bununla ilgili olarak ilk Zarb ve Albrektsson (1986) tarafından yapılan çalıĢma sonucunda dental implantlardaki baĢarı kriterleri Ģu Ģekilde belirtilmiĢtir:

 Ġmplantlar, klinik muayene testlerinde hiçbir Ģekilde mobiliteye sahip olmamalıdır.

 Radyografik değerlendirmelerde peri-implant bölgede radyolüsensi olmamalıdır.

 Hastada implant uygulamasına bağlı ortaya çıkabilen ağrı, enfeksiyon, parestezi ve nöropati gibi semptomlar bulunmamalıdır.

 Ġmplant uygulandıktan sonra ilk yılın ardından kemik kaybı miktarı; yıllık 0,2 mm‘yi aĢmamalıdır.

Ġmplantların 5 yıllık sağ kalım oranı %85, 10 yıllık sağ kalım oranları %80‘den az olmamalıdır (Albrektsson ve ark. 1986).

Esposito ve ark.(1998) dental implant baĢarısızlığını 3 farklı klinik kategoriye ayırmıĢlardır:

Biyolojik: Erken veya yükleme öncesi osseointegrasyonun sağlanmasındaki baĢarısızlık, geç veya yükleme sonrası elde edilmiĢ osseointegrasyonun idame ettirilememesi.

Mekanik: Ġmplantlarda, post vidalarında, köprü altyapısında, kuronlarda kırık oluĢumu.

Ġatrojenik: Sinirde harabiyet, implantların yanlıĢ konumlandırılması veya yetersiz hasta adaptasyonu: Fonetik, estetik, psikolojik problemlerdir

2007 yılında PĠSA‘da gerçekleĢtirilen Oral Ġmplantolojistlerin Uluslararası Kongresi‘nde James-Misch Sağlık Skalası modifiye edilerek 4 klinik kategori

32

belirlenmiĢtir ve dental implantta baĢarı kriteri; çoğu araĢtırmacıya göre ideal klinik Ģartları belirlemek için kullanılmakta ve implantlar için en az 1 yıllık periyodu kapsamaktadır. Erken implant baĢarsı için 1-3 yıl arası dönemin, orta dereceli implant baĢarısı için 3-7 yıl arası dönemin ve uzun dönem implant baĢarısı için 7 yıldan fazla olan dönemin kullanılması önerilmiĢ ve ayrıca protetik baĢarının da değerlendirilip bildirilmesi önerilmiĢtir (Misch ve ark. 2008) (Æizelge 1.4).

Çizelge 1.4. Ġmplant kalite skalası grupları ve klinik durumlar (2007 Oral Ġmplantolojistlerin Uluslararası Kongresi, Ortak GörüĢ Konferansı)

Ġmplant kalite skalası grup Klinik Durumlar

BaĢarı

- Fonksiyon sırasında ağrı olmaması - Mobilite yok

- 2-4 mm ilk cerrahiden sonra radyografik kemik kaybı

- Sondlamada ˃ 7mm derinlik - Eksuda hikayesi yok

Ġmplantlarda baĢarısızlığı değerlendirmede iki periyod vardır. Bunlar erken dönem baĢarısızlık veya osseointegrasyon periyodundaki baĢarısızlık (genellikle

33

implantın yerleĢtirildiği ilk yılda iyileĢme periyodundaki ve baĢlangıç yüklemede meydana gelen baĢarısızlık) ve geç dönem baĢarısızlık veya osseointegrasyon periyodu sonrası baĢarısızlık (genellikle implantın yerleĢtirilmesinde 1 yıl sonraki osseointegrasyon sürecinin tamamlandığı ve implant fonksiyonunu sağlandığı dönemdeki baĢarısızlık) olarak sınıflandırılmıĢtır (Albrektsson ve ark. 2012; Alsaadi ve ark. 2008; Tolstunov 2006; Schwartz ve ark. 2005; Esposito ve ark. 1998).

Ġmplant baĢarısızlığında mikro hareket, cerrahi travma, bakteriyel enfeksiyon, aĢırı yük ve iyileĢme de sorun çıkartan sistemik hastalıkların etkili olduğu bildirilmiĢtir (Abuhussein ve ark. 2010) (Æizelge 1.5).

Çizelge 1.5. Erken ve geç dönem implant baĢarısızlığına neden olan faktörler (Abuhussein ve ark. 2010)

Erken baĢarısızlık Geç baĢarısızlık

♦ Mikro hareket (birincil stabilitenin

olmaması) ♦ Bakteriyel enfeksiyon

• Kısa implantlar • Periodontitisin öyküsü

• Dar implantlar • Sigara içmek

• Erken / anında yükleme • Ġmplantın boynu

• DüĢük yoğunluklu kemik (osteoporoz) • Tek parça ve iki parça

♦ Cerrahi travma ♦ AĢırı yük

• AĢırı ısınma • Yetersiz restorasyon

• SıkıĢtırma osteonekrozu • Kısa / dar implantlar

• Enfeksiyon • Travma

♦ BozulmuĢ iyileĢme

• Sigara içmek

• Diyabet

• YaĢ

Osseointegrasyon sürecindeki çalıĢmalarda erken baĢarısızlığın temel olarak zayıf kemik kalitesine (hemen hemen hiç krestal kortikal kemiği olmayan, sık trabeküler yapıdaki kemik, posterior maksiller bölge, radyasyon tedavisi yapılan kemik gibi veya zayıf kemik kantitesine (aĢırı alveolar kemik rezorpsiyonu gibi) sahip bölgelere yerleĢtirilen implantlarda gözlendiği bildirilmiĢltir (Kourtis ve ark.

2004; Albrektsson ve ark. 1989).

34

Geç baĢarısızlıklar genellikle peri-implantitis ve / veya oklüzal aĢırı yüklenmeye bağlanır (Oshida ve ark. 2010; Kourtis ve ark. 2004; Esposito ve ark. 2000; Tonetti 1999). Ġmplantlara yapılan aĢırı yüklemeler, kötü oklüzal tasarım, teĢhis edilmemiĢ, kontrol altına alınmamıĢ veya tedavi edilmemiĢ bruksizm vakaları, implantlara gelen oklüzal yüklerin artmasına ve implantlarda aĢırı streslerin oluĢmasına neden olarak implantlarda geç baĢarısızlığa yol açabilmektedir (Kourtis ve ark. 2004; English ve ark. 2000).

Dental implantların baĢarısızlıkları genellikle eĢzamanlı olarak ortaya çıkan biyolojik ve biyomekanik sorunlardan kaynaklanır.

1.3.2.1. Biyolojik Komplikasyonlar

Ġmplantı destekleyen dokulardan kaynaklanmakta hem implant hem de çevre dokuları etkilemektedir. Mukositis, peri-implantitis, implant-abutment birleĢiminde fistül oluĢumu, yumuĢak doku hiperplazisi ve implant kaybı sık görülen biyolojik komplikasyonlar olarak sayılabilir. Biyolojik hipotez, bakteriyel plak ve konağın cevabına göre implantın hayatta kalması üzerine odaklanır (Tsigarida ve ark. 2020;

Yıldız ve ark. 2011).

1.3.2.2. Mekanik Komplikasyonlar

Ġmplant ve implantın yardımcı parçalarına uygulanan aĢırı veya ters kuvvetler nedeniyle meydana gelmekte, implanta uygulanan Ģiddetli ve eksen dıĢı yükler;

implant, abutment ve üst yapıların yapısal bütünlüğünü etkileyebilmektedir. Bunun sonucu olarak genellikle, tutuculuk kaybı, protetik komponentlerde komplikasyonlar, vida gevĢemesi, kırılması ve implant kırığı ortaya çıkabilmektedir. Biyomekanik hipotez, destekleyici kemik üzerindeki oklüzal aĢırı yüklenmeyi, sıkıĢtırma, çekme ve kesme kuvvetlerinin osseointegrasyon üzerindeki etkisini vurgular (Yıldız ve ark.

2011).

35

Yapılan çalıĢmalarda implantta meydana gelen baĢarısızlıkların nedenlerinden biri de aĢırı yükler sonucu oluĢan oklüzal travmalar olduğu belirtilmiĢtir (Sheridan ve ark. 2016; Sukegawa ve ark. 2016). Ġmplant tarafından kemiğe oklüzal kuvvet aktarılmadığında, kemik yoğunluğu emilim fenomeni tarafından değiĢtirilir ve daha az yoğun ve daha zayıf hale gelir, bu da sonuç olarak çevredeki kemikte mikro çatlakların ve deformasyonların oluĢmasına ve sonuçta implant kaybına neden olur.

Biyomekanik baĢarısızlığın bir baĢka nedeni, diğerlerinin yanı sıra diĢ gıcırdatma, zaman içinde yetersiz aĢınma kontrolü veya bruksizm gibi çeĢitli fenomenlerden kaynaklanan arayüzey kemiğine uygulanan aĢırı yüktür (Carter ve ark. 1996). Bruksizm, implant kırılması, vida gevĢemesi, vida kırılması, protez kırılması (seramik veya porselen), ciddi marjinal kemik kaybı gibi geç baĢarısızlıklarla ilgilidir. Bruksizme bağlı dental implantlar üzerindeki aĢırı oklüzal kuvvetlerin yoğunluğu ve sıklığı ile baĢarısızlık oranı artmaktadır. Parafonksiyonel kuvvetlerin yönü, implantların ve implant destekli protezlerin hayatta kalma oranını etkiler (Chitumalla ve ark. 2018).

Benzer Belgeler