• Sonuç bulunamadı

5. TARTIŞMA

5.3. Bulguların Tartışması

5.3.1. Dental ölçümlere ait bulguların tartışması

Bu çalışmada sınıf I, II ve III grupları arasında dişlerin kök uzunluğu ve kök genişliği değerleri açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Kook ve ark. (109) da alt ve üst sağ santral dişin kök uzunluğu ve genişliğinin sınıf I ve sınıf III openbite hastalar arasında anlamlı bir farkı olmadığını rapor etmişlerdir. Kim ve ark. (134), KIBT görüntüleri üzerinde santral, lateral, kanin ve premolar dişlerin kök uzunluklarını ölçmüşlerdir. Ancak ölçüm bukkal mine sement sınırı ile kök apeksi arasından yapılmıştır. Yöntem farklılığı olduğu için çalışmamızın bulgularıyla karşılaştırmak doğru olmayacaktır.

Kök uzunluğu ölçümleri normal oklüzyona sahip bireylerde ölçülerek ve çeşitli maloklüzyon grupları arasında karşılaştırılarak bu konuda referans data oluşturulması gerekmektedir. Çünkü literatürde bu konudaki çalışma sayısı yetersizdir. Çalışmamızdan elde edilen data KIBT’den yapılacak kök uzunluğu ve genişliği ölçümlerine referans olarak kullanılabilecektir.

Çalışmamızda üst santral ve lateral dişlerin bukkolingual inklinasyonu sınıf II hastalarda diğer hastalara göre daha düşük çıkmıştır. Sınıf III hastalarda ise en yüksek değerlerdedir. Alt santral, lateral, kanin, 1. ve 2. premolar ve 1. molar dişlerin bukkolingual inklinasyonları ise sınıf III hastalarda diğer hastalara göre daha düşüktür, sınıf II hastalarda en yüksek değerlerdedir. Kesici dişlerde ölçülen bu değerler iskeletsel sınıf II ve sınıf III hastalarda genellikle gelişen dentoalveoler kompanzasyona bağlı olarak oluşmuş olabilir. Alt posterior dişlerin sınıf III hastalarda daha fazla linguale inkline olması ise bu hastalarda genellikle görülen maksiller darlığa karşı bir kompanzasyon gelişmiş olmasıyla açıklanabilir. Bu duruma getirilebilecek başka bir açıklama iskeletsel sınıf III vakaların daha geniş alt dental arka sahip olmalarıdır. Mandibuler molar dişler linguale doğru sürer ve sonrasında bukkale inkline olurlar. Molar dişlerin bukkale doğru inklinasyonunun sebepleri dil basıncı ve çiğneme kuvvetleridir. Sonuçta, molar dişler dil ve yanak basıncı arasında bir denge pozisyonuna ulaşır. Sınıf III vakalar sınıf I ve sınıf II

vakalarla aynı dil hacmine sahip olsa bile; alt dental arkları genellikle daha geniş olduğu için alt molar dişler dil basıncından çok yanak basıncına maruz kalacaktır. Sonuç olarak sınıf III vakaların alt molar dişlerinin linguale inklinasyonunun daha fazla olması olasıdır.

Shewinvanakitkul ve ark. (81), 78 hastanın KIBT imajlarında koronal kesitte alt kanin ve 1. molar dişlerin uzun aksı ile mandibuler korpus alt kenarına çizilen teğet arasındaki açıyı ölçmüşlerdir. Kanin dişlerin ortalama inklinasyonu 98,0±4,1°, 1. molar dişlerin ise 74,6±4,7° olarak bulunmuştur. Alt kanin dişlerin ortalama inklinasyonu, sınıf 1 molar ilişkiya sahip hastalarda 97,6±3,6°, sınıf 2 molar ilişkiye sahip hastalarda 98,7±4,4°, sınıf 3 molar ilişkiye sahip hastalarda ise 97,3±4,6° olarak bulunmuştur. Alt 1. molar dişlerin ortalama inklinasyonu, sınıf 1 molar ilişkiye sahip hastalarda 75,6±4,9°, sınıf 2 molar ilişkiye sahip hastalarda 73,7±4,2°, sınıf 3 molar ilişkiye sahip hastalarda 70,8±1,3°dir. Ancak sınıflama iskeletsel değil dişsel olarak yapılmıştır. 1. molar dişlerin inklinasyonu Angle sınıf 2 molar ilişkiye sahip hastalarda sınıf 1 molar ilişkiye sahip olan hastalara göre anlamlı derecede düşük çıkmıştır. Çalışmamızda ise alt kanin ve molar dişlerde benzer inklinasyon değerleri bulunmuş olsa da alt dişlerin inklinasyon değeri sınıf II grubunda düşük değil yüksek bulunmuştur.

Shewinvanakitkul ve ark. (81), tedavi görmemiş vakalarda alt kaninlerin bukkale, alt molarların linguale inkline olduğunu rapor etmişlerdir. Bizim çalışmamızın bulgularına göre ise genel olarak üst çenede kaninlerin bukkale inkline, premolar dişlerin dik, 1. molar dişlerin linguale inkline, 2. molar dişlerin bukkale inkline olduğu, alt çenede kaninlerin bukkale inkline, 1. premolar dişlerin dik olduğu, 2. premolar dişlerden 2. molar dişlere doğru ise lingual inklinasyonun arttığı ortaya çıkmıştır. Literatürde tüm dişlerin inklinasyonunu üç boyutlu radyograflar üzerinde inceleyen başka bir çalışma bulunmamaktadır.

Tsunori ve ark. (10) BT çalışmasında, normodiverjan vakalarda alt 1. molar diş inklinasyonunu 80,2±4,6°; Masumoto ve ark. (11) BT çalışmasında normodiverjan vakalarda alt 1. molar diş inklinasyonunu 78,2±4,70°, alt 2. molar diş inklinasyonunu 72,2±6,40°; Kasai ve ark. (301) BT çalışmasında, Angle sınıf I

vakalarda alt 1. molar diş inklinasyonunu 76.7±4.2° olarak bulmuştur. Dental modeller üzerinde yapılan çalışmalar da alt molarların linguale inkline olduğunu göstermiştir (78,79). Çalışmamızda da alt 1. ve 2. molar dişlerin linguale inkline olduğu gösterilmiştir.

Diş inklinasyonu dişlerin kemik üzerinde düzgün sıralanması ve dentisyonun stabilitesi için önemli bir faktördür. Ayrıca anterior ve posterior dişlerin inklinasyonu gülüş estetiği için de çok önemlidir. Diş inklinasyonlarının dental adaptasyonlar veya iskeletsel bozukluklara olan kompanzasyonlardan etkilendiği bilinmektedir ve dişlerin inklinasyonlarının değerlendirilmesi daha detaylı bir ortodontik tedavi planı yapılmasını sağlayacaktır. Bu yüzden ortdontik tedavi öncesi alınan KIBT’ler diş inklinasyonlarını değerlendirmek için de kullanılmalıdır.

Çeşitli braket sistemlerinin her diş için belirli tork değerleri vardır. Örneğin alt kanin braketlerinde genelde negatif tork vardır veya tork yoktur ve bu yüzden klinisyenler kaninlerin linguale inkline olması gerektiğini düşünebilirler. Ancak çalışmamızda ve Shewinvanakitkul ve ark.’ın (81) çalışmasında ortodontik tedavi görmemiş bireylerde alt kanin dişlerin bukkale inkline olduğu gösterilmiştir. Ortodontik tedavi görmemiş bireyler üzerinde daha kapsamlı çalışmalar yapılarak her diş için ortalama bir inklinasyon değeri bulunması ve braket sistemlerinin tork değerlerinin yeniden düzenlenmesi faydalı olacaktır.