• Sonuç bulunamadı

Evre 3: Viral replikasyonun baskılandığı dönemdir Konak immün yanıtı ile viral replikasyon sonlanır HBeAg kaybolur, anti-HBe ortaya çıkar Hepatositlerde

1.2. Hepatit Delta Virüs Enfeksiyonu

1.2.10. Delta Hepatitlerin Tedavis

Kronik HDV enfeksiyonu olan kişilerde, sadece HBV enfeksiyonu olanlara göre karaciğer hastalığı daha hızlı gelişir. Bu yüzden tanı konar konmaz tedavinin planlanması gerekir. HBV enfeksiyonunun tedavisinde kullanılan birçok nükleozid ve nükleotid analoglarının HDV’ye karşı etkisiz olduğu gösterilmiştir. Famsiklovir 1990’larda HBV enfeksiyonunu tedavi etmek için kullanılmış (162). Türkiye’de yapılan bir çalışmada lamivudin, famsiklovir ve ribavirinin HDV’ye karşı önemli antiviral aktiviteye sahip olmadığı gösterilmiş. Pegile interferon kullanımı ile daha kalıcı yanıt elde edildiği bildirilmiştir (163). Tedavide yüksek doz interferon kullanılması FDA tarafından onaylanan tek seçenektir. Tedaviye yanıt % 70 civarındadır. Tedavi ile ALT’nin normal düzeye inmesi ve HDV RNA’nın kaybolması hedeflenir. Anti-HD IgM’in düşmesi yanıtın uzun süreli olduğunu düşündürür. Relapslar geç, genellikle bir yıl sonra görülür (96). Yine lamivudin başka delta hepatit çalışmalarında da etkisiz bulunmuş (164-166). İnterferonla kombine kullanılan ribavirin tedavisi ümit verici bulunmuştur. HBV/HDV/HIV- enfekte hastaların HAART (highly active anti retroviral therapy) aldığı ortalama 6 yıldan daha fazla süreli gözlemsel bir çalışmada, bu süreden sonra, hastaların HDV RNA düzeylerinde 7 log10’dan 5,8 log10’a düşüş gözlendiği ve 16 hastanın 3’ü HDV RNA negatif hale geldiği belirtilmiştir (167). Bu nedenle, HBV polimeraz inhibitörleri ile çok uzun süreli tedaviler muhtemelen HBsAg seviyelerindeki düşmeye bağlı olarak delta hepatit için yararlı görülmüştür. Günümüzde onaylanmış HBV polimeraz inhibitörlerine alternatif diğer bir ümit verici tedavi Klevudindir. Klevudin, hepatit B tedavisi için geliştirilmiş bir nükleozid analoğudur ve son zamanlarda dağsıçanlarında delta virüs viremisini inhibe ettiği gösterilmiştir. İnsanlarda henüz HDV için klevudin tedavisine dair bilgi yoktur (168).

Prenilasyonu inhibe eden ajanlar da L-HDAg prenilasyonunu engelleyerek virüs partikülünün oluşmasını yani replikasyonunu durdurabilmektedir. Konu ile ilgili çeşitli çalışmalar yapılmaktadır (96).

1.2.10.1. Rekombinant İnterferon Alfa

IFN-alfa delta hepatitinin tedavisinde 1980’lerin ortalarından beri kullanılmaktadır (169). O zamandan bu yana HDV enfekte hastalarda interferon alfanın farklı süre ve dozlarda kullanılabileceği gösterilmiştir. Fakat çalışmalarda

49

sonlanım noktaları farklı olduğundan, verilerin karşılaştırılması zordur ve az sayıda çalışmada zaman sürecinde HDV RNA seviyeleri takip edilmiştir. Yüksek doz IFN alfa’ nın kullanıldığı bir randomize İtalyan çalışması, delta hepatitinde IFN tedavisinin uzun süreli faydalı sonuçlar doğurması açısından özellikle önemlidir (170). Bazı çalışmalarda uzun dönem IFN kullanmıştır ve iki yıllık tedavinin HDV RNA klerensi açısından üstün olduğu görülmüştür (171).

1.2.10.2. Pegile İnterferon Alfa

Son zamanlarda, pegile IFN delta hepatitin tedavisinde küçük çalışmalarda kullanılmış ve % 20 civarında kalıcı virolojik cevap oranları elde edilmiştir (171,172).

Bir çalışmada kronik HDV enfeksiyonu ve kompanse karaciğer hastalığı olan 90 hasta (Almanyadan 42, Türkiyeden 39 ve Yunanistandan 9) PEG-IFN α-2a ve adefovir dipivoxil ile farklı şekil ve dozlarda toplam 48 hafta tedavi planlanmış (98). Hastalarda üç gruba ayrılmış. HBV DNA ve HDV RNA real-time PZR ile ölçülmüştür. Hastalığın ilerlemesine ya da IFN ilişkili yan etkilere bağlı olarak toplam 10 hasta 48 haftalık tedavi sürecini tamamlayamamıştır. 48. haftayla beraber, tüm PEG-IFN gruplarında yalnızca adefovir monoterapisi alan gruba göre ortalama HDV RNA seviyelerinde anlamlı düzeyde daha fazla düşüşler görülmüştür. HDV RNA sırasıyla hastaların % 21, % 30 ve % 8 inde negatif olmuş (PEG-IFN vs. adefovir, p=0,06). Sadece PEG-IFN α-2a ya da adefovir monoterapisi alan hastaların 0. ve 48. haftalardaki HBsAg seviyeleri benzer iken, PEG-IFN α-2a/adefovir kombinasyonu alan grupta 48. haftada HBsAg seviyelerinde 1.1 log10 IU/ml düşme saptanmıştır (p <0,001). Bu veriler, Yunanistan’da yapılmış olan ve delta hepatitli hastalardaki uzun süreli IFN tedavisi ile HBsAg seviyelerinde elde edilen anlamlı düşüşlerinin saptandığı bir çalışmayla paraleldir. HIDIT-1 çalışması sonuçlarına göre; (1) PEG-IFN α-2a, 48 haftadan sonra hastaların % 40 ından daha fazlasında HDV’ye karşı anlamlı antiviral etkinlik göstermiştir ve bunların % 25’inde HDV RNA negatifleşmiştir; (2) adefovir dipivoxil HDV RNA düşürmede önemsiz bir etkiye sahiptir fakat ciddi HBV replikasyonları olan hastalarda düşünülebilir (3) PEG-IFN α-2a + adefovir kombinasyonunun, HBV DNA yada HDV RNA düşürülmesinde avantajı yoktur (4) HBV enfekte hastalarda PEG-IFN + nükleotid kombine terapisi HBsAg seviyelerini düşürmede monoterapiye karşı üstündür. Şu

50

anda, delta hepatitin tedavisinde PEG-IFN α-2a + tenofovir kombinasyonlarının etkinliği araştırmaları devam etmektedir. Ayrıca, alternatif tedavi seçeneklerinin de keşfedilmesi gerekmektedir. Prenilasyon inhibitörleri bunlar arasında ümit vericidir. HDV replikasyonu prenilasyon basamağına bağlı oluşur ve prenilasyon inhibitörleri malignite tedavisinde kullanılmak üzere yeni geliştirilmiştir (98).

1.2.11. Korunma

Delta virüs enfeksiyonu için etkili bir tedavi olmadığından korunmaya önem verilmelidir. HDV’nin replikasyonu HBV’ye bağımlı olduğundan, HBV enfeksiyonundan korunma HDV’den de koruyacaktır. Bunun için Hepatit B aşısı kullanarak HBV enfeksiyonunu önleyerek HDV enfeksiyonunu da engellemiş oluruz. Birçok ülkede hepatit B’ye karşı geniş çaplı aşılama kampanyaları başlatılmıştır. Bunun sonucu olarak HBV ve HDV enfeksiyonu sıklığında azalma beklenmektedir. Deneysel çalışmalarda rekombinant HDAg aşıların koruyucu etkinliği gösterilememiştir. HDV’den korunmada temel prensip hepatit B hastalığı geçirmemiş veya bağışık olmayanların aşılanması, kronik hepatit B hastalarının ise cinsel temasla geçiş ve kontamine iğne kullanma gibi riskli davranışlar konusunda eğitilmeleridir. Bu hastaların cinsel partnerleri HBV enfeksiyonu yönünden test edilmeli ve eğer negatif iseler HBV enfeksiyonuna karşı aşılanmalıdır. Ayrıca HBV ve HDV gibi benzer yollarla bulaşan, başta humanimmunodeficiency virüs (HIV) olmak üzere diğer seksuel yollarla bulaşan hastalıkların kontrolüne yönelik çabalarda hastalıktan korunmada önemlidir (98).

Benzer Belgeler