• Sonuç bulunamadı

Dedeler, Pirler, Seyitler, Aşıklar / Ozanlar

3.3. Alevilerin Atatürk Algılarını Oluşturan Faktörler

3.3.3. Dedeler, Pirler, Seyitler, Aşıklar / Ozanlar

Bu noktada Alevilerin Atatürk algılarını oluşturan faktörlerden bir diğeri de, “korku, takiye ve gönüllü asimilasyon” süreci ile iç içe görünmektedir: “Dedelerin, pirlerin, seyitlerin” rolleri. Mülakat kapsamında görüşülen ve kendini Atatürkçü olarak tanımlayan Tuncelili Mukaddes’in kendi Atatürk imgesini açıklarken söyledikleri ile “öteki” Atatürk imgesine sahip Dersimli Hasan dedenin ifadeleri “dedelerin, pirlerin, seyitlerin” Alevilerin Atatürk algılarının oluşmasındaki rollerine birbiriyle örtüşen şekilde işaret ediyor:

Mukaddes (28, İstanbul, PSAKD):

- H.İ: Bir yanda Tekke ve Zaviyeler kanunu var, Alevi ocakların kapatılması, Babalık, Dedelik, Seyitlik gibi Alevi önderlerinin unvanlarının yasaklanması söz konusu. Öte yandan Dersim katliamını gene Atatürk’ün yaptığını söyleyenler var. Buna karşın Alevilerin büyük bir Atatürk sevgisi olduğunu görüyoruz. Sence bu bir tezat mı? Sen bunu nasıl açıklıyorsun?

- Yani biz şimdi şöyle diyelim; biz büyüklerimizden, dedelerimizden, pirlerimizden onunla ilgili herhangi bir negatif şey bilmiyoruz, yani öğrenmedik. O yüzden biz de Atatürk’ün yeri ayrı. Hani bu şekilde öğrendik. Bu şekilde gördük. Bizde bu Atatürk’ün sevgisi aşılandı yani. Farklı bir şekilde yansıtılsaydı ya da farklı bir şekilde öğretilseydi, o şekilde bilirdik. Ama bizim dedelerimiz, pirlerimiz işte bu şekilde bize Atatürk sevgisini aşıladılar. Geçmişten de günümüze gelmiş durumda. Hasan (Dede, 65):

“Önce evvela Aleviler bu konuda Alevice bir duruş sergiliyorlar mı Mustafa Kemal konusunda onu bir konuşmak lazım. Şimdi bir kere Aleviler bu inancın dervişleri tanrıya kafa tutmuşlardır. Bakın tanrıya kafa tutan Alevi dervişleri ve pirleri Mustafa Kemal’i nasıl bu kadar tanrılaştırırlar, bu kadar sahiplenirler, bu kadar da evlerine, dairelerine, övgülerine, şiirlerine korlar. Bu düşündürüyor. … Şimdi Alevilerin bir kere Mustafa Kemal tutkusu, Mustafa Kemal’i eleştirmemeleri, Mustafa Kemal’in hatalarını söylememeleri, Mustafa Kemal’in yaptığı o katliamlarda onu görmemezlikten gelmeleri affedilmez bir hata,

en büyük günah, en büyük vebal. Şimdi bunu kendini bilen, meseleyi bilen, çağı bilen, çağı yaşayan, irdeleyen Alevi seyitleri söyler. [Alevilik] Saklanan, gizlenen bir inançtı. İnanç bireyleri onun için o katliamların sebebini ve müsebbibini açıklamadılar, açıklayamadılar. Burada büyük bir hata vardır. Alevi seyitlerinin bir deyişleri vardır. Diyor ki bir deyişinde Dersim Olayları ilgili bir Ocakzade’nin piri: Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başımıza getirdiklerini zamanın kafirleri peygambere ve evlatlarının başına getirmedi. Böylesine bir zulüm uyguladığını türkülerine, deyişlerine koymuşlar. Düşün. Fakat bunu aleni haykırmamışlar, aleni söylememişler. Bu yermeyi bile kendi aralarında saklamışlar… Aslını inkar eden haramzadedir deyimini Alevi Pirleri ve Seyitleri kullanıyor. Ama bu olaylarda kendini inkar edenler de onlardır. O pirlik makamına, seyitlik makamına büyük bir kahırdır bu. Kendini bilen için.”

Bu noktada Alevi dedelerinin, pirlerinin, seyitlerinin rollerinin yanında Alevi aşıklarının / ozanlarının, Alevilerin Atatürk algılarının oluşmasındaki rollerini bakmak için, kimi Alevi aşıklarının / ozanlarının şiirlerine, deyişlerine ve türkülerine bakmakta fayda bulunmaktadır:

- Kurbani Kılıç:

“İzinde yürürüm şaşmam yolumdan İmamlar torunu Pir Hacı Bektaş. Her zaman heryerde düşmez dilimden Atatürk ilkeli Pir Hacı Bektaş”292 - Aşık Halil Karabulut:

“Ey vatan kurtaran Ulu Atatürk Tarihte eşini gören olmadı.

Yüceden yücesin, büyükten büyük Senin mertebene eren olmadı”293 - Aşık Ali İzzat Özkan:

“Ahir zaman kahramanı Atatürk Türkiye’nin hali nice oldu, gel! Hain, hırsız ellerine kaldı mülk Kardeşler kardeşe düşman oldu, gel!

292

Bedri Noyan, Bektaşilik Alevilik Nedir, (Ankara: y.y., 1987), 85. 293

Şeyhi şeytan, kendi şeytan çoğaldı Her şeye zam geldi bir namaz kaldı Hortladı istibdad adalet n’oldu? Yalancının sözü iman oldu gel! Tac idi ay, güneş başında Ata’m. Allah’ın ordusu peşinde Ata’m Dünya eğilirdi karşında Ata’m Deccal çıktı, ahir zaman oldu, gel! Söyle, Yüce Tanrı’m Mehdiyi salsın Sana taş atanın eli kırılsın

Ali, Battal Gazi berber gelsin, Anayasa inkar güman oldu, gel!”294 - Aşık Talibi (Hacı Bektaş Çoşkun): “Farıdı gönlüm farıdı

Eridi ömrüm eridi Benim dileğim vardı

ATATÜRK’ü göremedim”295 - Aşık Hüdai (Sabri Ocak):

“Balık susuz olmaz, insan vatansız Gönlüm Hacı Bektaş, elim Atatürk. İlmim nihayetsiz, yolum hatsız Okuyabilirsen insan bir ilim Fikirden mantıktan geçiyor yolum Birbirine bağlı gönlümle dilim,

Gönlüm Hacı Bektaş, dilim Atatürk!”296 - Hadi (Bektaşi Şair):

“Her yaptığın iş harikadır, her sözün ayet, Gazi bize bir din-i mübin eyle inayet. Din istemeyiz öyle Arab felsefesinden: Gazi bize bir din yarattın Türk nefesinden.”297 - Aşık Mahsuni Şerif:

“Sana hasret sana vurgun gönlümüz Neredesin mavi gözlüm

Nerde nerde, nerdesin dost Bu gemi bu Karadeniz Sarı saçlım mavi gözlüm 294 Age, 89-90. 295 Age, 89. 296

Noyan, Bektaşilik Alevilik Nedir, 86. 297

Nerde nerde, nerdesin dost Ararım izini Dolmabahçe’de Bir daha dönmez mi bu yola giden İçimde sen, gözümde sen

Sarı saçlım mavi gözlüm Nerde nerde nerdesin dost Kurban olam yürüdüğün yollara Kara peçe yakışmıyor kullara Uyan bak bizim hallara Sarı saçlım mavi gözlüm Nerde nerde nerdesin dost

Bulutlar terinden, dağlar kokundan Sarhoştur sevdiğim Mahsuni bundan Bir daha gel, gel Samsun’dan

Sarı saçlım mavi gözlüm Nerde nerde nerdesin dost”298

Kimi Alevi aşıkların / ozanların resmi ideoloji çerçevesinde tüketerek yeniden ürettikleri ve türkülerine, deyişlerine, şiirlerine yansıttıkları bu Atatürk imgesinin, Birinci Bölüm’de “Şeref Kitabı”, bünyesinde yer alan ilk ve orta okul çocuklarının şiirleriyle büyük benzerlikler sergilediği görülüyor. Bu benzerlik rejimin üretmeye çalıştığı, “Atatürkçü makbul vatandaş”ın sahip olması gereken “kurtarıcı”, “önder”, “mükemmel insan”, “insanüstü varlık”, “süper-kahraman”, “peygamber / tanrı” Atatürk imgesinin benzer şekillerde tüketilip yeniden üretilmesinden kaynaklanmaktadır. Alevi aşıkların / ozanların şiir, türkü ve deyişleri ile ilk okul çocuklarının şiirleri arasında görülebilen tek fark birincilerin eserlerinde Hacı Bektaş Veli ve Hz. Ali gibi Alevilikten gelen renklerin de yer almasıdır. Yukarıda belirtilen resmi Atatürk kurgusunun gerek “dedeler,

298

“Aşık Mahzuni Şerif – Sarı Saçlım Mavi Gözlüm”, erişim tarihi: 20/04/2011, http://www.youtube.com/watch?v=r0raSb2PAwU.

pirler, seyitler” eliyle gerekse “aşıklar / ozanlar” eliyle Alevi belleği içinde yeniden üretilmesinin, sözlü kültüre dayanan Alevi kültürünün bu imgeyi içselleştirmesinde önemli bir katkı yaptığı düşünülebilir. Bu bağlamda Alevi “dedelerinin, seyitlerinin, pirlerinin, aşıklarının / ozanlarının” geleneksel Alevilikten boşalan değerlerin Kemalizm’le ikame edilmesinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir.

Benzer Belgeler