• Sonuç bulunamadı

Davudpaşa ve Evkaf Muhasebeciliği Mahkemelerinin Karşı- Karşı-laştırılması (1491-1911)

İktisat tarihi çalışmalarının yeterliliği ve kapsamı önceki araştırmalardan beslenebilmesi ile yakından ilişkilidir. Süreç boyunca çalışmaların aynı konularda yapılmış araştırmalar ile desteklenmesi bir yandan yorumları zenginleştirirken

di-49 1726:26/53/172; 1660:26/58/72.

ğer yandan karşılaştırma imkanı sağlayacaktır. Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi para vakfı işletme usulünü içeren vakıf bilgileri bir önceki çalışma Davudpaşa Mahkemesi bilgileri ile karşılaştırılabilir ve tamamlanabilir olmalıdır. Bu kapsam-da vakfi yeler, ilk çalışmakapsam-da oluşturulmuş şablonun dışına çıkılmakapsam-dan aynı yöntem-ler kullanılarak incelenmiştir. Sonrasında iktisat tarihi disiplininde yapılmış diğer çalışmaların katkısı ile elde edilen veriler yorumlanmıştır.

Grafi k 6’da Davudpaşa Mahkemesi (DM) ve Evkaf Muhasebeciliği Mahke-mesi’nde (EMM) onaylanan para vakıfl arı işaretlenmiştir. Vakıfl arın 1740-1840 arası çakıştığı diğer yıllarda birbirini tamamlayarak seri oluşturduğu görülmek-tedir. Bu sayede DM 203 ve EMM 109 olmak üzere toplam 312 para vakfının 420 yıllık (1491-1911) hareketleri incelenmiştir. Öncelikle mavi serinin yaygın ve dengeli, kırmızı serinin sıkışık ve dengesiz hareketleri mahkemeler arasında be-lirgin fark yaratmıştır. Mavi serinin tek başına işaretlendiği Grafi k 3’teki keskin hareketler Grafi k 6’da daha yatay görünüm almıştır. 50

Davudpaşa Mahkemesi kırmızı serisindeki kopukluk 17. yüzyılda kurulmuş olan üç vakıftan kaynaklıdır. Bu üç vakfın haricinde 18. yüzyılın ortalarından

baş-50 Sayısal verilerle hazırlanmış grafi kler, ölçek skalası değiştiğinde veya başka sayısal veriler eklendi-ğinde yeni skalanın genişliği ve yeni veri birimlerinin yüksekliği/düşüklüğüne bağlı olarak farklı görünümler alabildiği Grafi k 3 ve Grafi k 6 arasındaki farktan örneklenmiştir.

Grafi k 6: Davudpaşa ve Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi Kurulan Vakıfl ar

Kaynak: İMŞS, Evkaf Muhasebeciliği ve Davudpaşa Mahkemeleri

layarak 167 yılda kurulan 200 vakfın daha ziyade 19. yüzyılda kümelendiği görül-mektedir. Süreç içinde 18. yüzyılın ortalarından itibaren başlayan yükseliş trendi 19. yüzyılın ilk çeyreğinde hafi f düşme eğilimine girse de sonrasında ani yükseli şle tepe noktasına ulaşmış hemen ardından keskin bir düşüş yaşamıştır. İki seri arasın-da görülen orantısız arasın-dağılım, DM vakıfl arının EMM vakıfl arının yaklaşık iki katı olmasına karşılık ¼ oranında daha kısa sürede kurulmasından kaynaklıdır.

Vakfedilen meblağların yer aldığı Grafi k 7’nin genelinde Evkaf Muhasebeci-liği Mahkemesi bir önceki grafi kte sergilediği dengeli davranışı devam ettirmiş Da-vudpaşa Mahkemesi ise keskinliğini daha da artırmıştır. 17. yüzyıldan 19.yüzyılın başına kadar vakfedilen meblağlar yatay seyrini korurken özellikle DM’nin son üç döneminde yaşanan iniş ve çıkış belirgindir. Mavi serinin, Grafi k 3’te görülen kes-kin hareketleri Grafi k 7’de iki mahkemenin vakfedilen meblağlarının arasındaki farktan kaynaklı olarak iki küçük hareket dışında neredeyse düz çizgi halinde gel-miştir. Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi’nde bir dönemde en fazla 21.491 kuruş (1660-1679) vakfedilmişken Davudpaşa Mahkemesi’nde bu meblağ 270.936 kuru-şa (1860-1879) çıkmıştır. Tek dönemde vakfedilen 270.936 kuruş, 420 yıl boyunca iki mahkemede toplam vakfedilen 571.009 kuruşun yaklaşık yarısıdır.

Grafi k 7: Davudpaşa ve Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi Vakfedilen Meblağlar

Kaynak: İMŞS, Evkaf Muhasebeciliği ve Davudpaşa Mahkemeleri

270.936 kuruşun ekonomik büyüklüğü Osmanlı’nın 1860-61 yılı bütçe ge-liri “1.221.184.000 kuruş” ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Aynı verileri bütçenin tümü yerine alt kalemlerinden bazıları ile karşılaştırmak farklı sonuçlar doğurmuştur. Örneğin 270.936 kuruş, Aynaroz’dan alınan 147.000 kuruş ve Si-sam’dan alınan 400.000 kuruşluk vergilerle karşılaştırıldığında başka bir anlam ifade etmektedir.51 Burada dikkat edilmesi gereken husus, vakıfl arın mahalle halkı tarafından kurulduğu ve verinin Davudpaşa Mahkemesi ile sınırlı olduğudur.

Ayrıca Grafi k 7’de görüldüğü üzere 19. yüzyıldaki siyasi ve ekonomik olayla-rın sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel alanlardaki etkilerinin 17. ve 18. yüzyıllara göre çok daha şiddetli hissedildiği kurulan vakıf sayıları ve vakfedilen meblağlara yansımıştır. Özellikle 1800’lerde dünyada ve imparatorlukta yaşanan değişim ve dönüşüm hareketliliği iktisat tarihinde önemli kilometre taşlarından biri olan Sa-nayi Devrimi ve sonrasındaki iktisadi büyümeye denk gelmiştir.

17. ve 18.yüzyıllardaki dengeli davranıştan imparatorluk genelinde herhangi bir değim dönüşüm yaşanmamıştır anlamı da çıkarılmamalıdır. Söz konusu dö-nemde kıymet hükümlerine bağlılık teknolojide, ticarette, üretim ve tüketim alış-kanlıklarında yaşanan birtakım gelişmelerin kurumlara yansımasına engel olmuş-tur. Bu hali Mehmet Genç “değiştikçe aynı kalan” şeklinde ifade etmiştir.52 Grafi k 6 ve 7’de Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi serilerinin uzun yıllar aynı düzlemde seyrettiği dönemler, Osmanlı’nın ilk yıllardan itibaren benimsediği provizyonizm (iaşe) ve fi skalizm ilkelerinin yanına 1500’lerin ortalarından itibaren tradisyonaliz-mi (gelenekçilik) aldığı ve değişimleri giderek dengelediği dönemlere denk geltradisyonaliz-miş- gelmiş-tir.53 Söz konusu dönemde olabilecek ani değişimlerin üç ilkenin değişik oranlarda katkısıyla dengeye kavuşturularak sosyo-ekonomik durumun stabil kılınması Gra-fi k 6 ve 7’deki mavi seri ile örtüşmektedir.

Bahsi geçen üçlü sistemin 1700’lerin sonlarında tradisyonalizmden başlayan terk edilme süreci 1800’lere gelindiğinde iyice belirginleşmiş, Tanzimatla birlikte tamamen ortadan kaldırılmıştır. 19. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren merkezileş-me çalışmaları ile bir yandan ekonomik kaynaklar üzerinde kontrol sağlanırken diğer yandan mali ve iktisadi politikalar sayesinde devlet eliyle fabrikalaşma

teşeb-51 Tevfi k Güran, “Osmanlı Kamu Maliyesi, 1839-1918” 19. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi Üzerine Araştır-malar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2014, s. 327. ve 338.

52 Mehmet Genç, Modern İktisadî Büyüme Karşısında Osmanlı Sistemi ve Ekonomisi”, Türkiye Gün-lüğü, S. 119., Yaz 2014, s. 6.

53 Genç, Devlet ve Ekonomi, 2012, s. 47-52.

büsleri başlatılmıştır.54 Davudpaşa Mahkemesi para vakfı sayısı ve vakfedilen meb-lağlardaki keskin iniş çıkış tam da 18.yüzyılın sonundaki değişim ve 19.yüzyılın başlarındaki dönüşüme denk gelen bu süreci izah eder niteliktedir. 55

Ayrıca dönem itibarıyla para vakıfl arının bir kısmının savaşlardan dolayı gelen göçmenler tarafından kurulmuş olabileceği ihtimali bulunmaktadır.56 Balkanlar, Kırım ve Kafkasya’dan gelen göçmenlerin gayrimenkullerini geride bıraktıkları buna karşılık yanlarında getirmiş oldukları menkulleri/paraları yerleştikleri yerleri kalkındırmak amaçlı vakfettikleri bilinmektedir. 1994’de yayınlanan araştırmaya göre; 1880-1914 yılları arasında Anadolu’da kurulan 119 Kafkas göçmen vakfın-dan %91.60’ı para %8.40’ı ise taşınmaz mallardır.57 Davudpaşa Mahkemesi’nde bu dönemde vakfedilmiş 55 vakıfta göçmen izine rastlanılmasa da “göçmenler tarafından kurulan vakıf yoktur.” demek de mümkün değildir.

Grafi k 8’de işaretlenmiş vakıf çeşitlerinin yıllar içindeki dağılımı Grafi k 6 ve 7’de açıklanan durum ile örtüşmektedir. Grafi k genelinde şahıs vakıfl arının

1660-54 Mali ve iktisadi politikalar “İmar-ı Mülk” olarak bilinmektedir. Güran, “Tanzimat Döneminde Devlet Fabrikaları”, 2014, s. 367-368.

55 Tespitlerin DM ve EMM para vakfı vakfi yeleri ile sınırlı olduğu, diğer mahkemelerde onaylanmış para vakıfl arı ile sonuçların destekleneceği ya da tam tersi çürütülebileceği gözardı edilmemelidir.

56 Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, 2008, s. 235.

57 Hasan Yüksel, “Kafkas Göçmen Vakıfl arı.” Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi OTAM, Ankara, 1994, s. 482.

Kaynak: İMŞS, Evkaf Muhasebeciliği ve Davudpaşa Mahkemeleri Grafi k 8: Davudpaşa ve Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi Vakıf Çeşitleri

1679 ve 1760-1779 dönemlerindeki nispeten yüksek seviyeleri gözardı edildiğinde vakıf çeşitliliğinin 19.yüzyıla kadar dengeli ve kararlı hareket ettiği görülmektedir.

19.yüzyılın ilk yıllarında avarız vakıf sayılarındaki ani yükseliş başta olmak üzere şahıs ve esnaf vakıfl arında gözlenen artışlar sayesinde dengeli durum kaybolmuş-tur. Avarız vakıfl arının 19.yüzyıldan itibaren giderek yükseldiği en uç nokta, Gra-fi k 6 ve 7’deki 1860-1879 döneminde kurulan vakıf ve vakfedilen meblağ graGra-fi kle-rinde kırmızı serinin tepe noktası ile uyumludur. Yüzyılın başında 13 olan avarız vakfı sayısı 60 yıl sonra 44’e yükselmiştir.

Grafi k 9, iki mahkemenin nema oranlarını yansıtmaktadır. 1700’lerin sonla-rına kadar dengeli seyrini devam ettiren oranların 18.yüzyılın sonunda olumsuz gelişmelerden etkilendiği görülmektedir. Son dönemin veri azlığından kaynaklı düşüş ihmal edildiğinde 19.yüzyılın başından itibaren %15 oranlarının ani artı-şı, dönem sonunda ise oran verilmeme sıklığı Grafi k 6, 7 ve 8 ile uyumludur. 58 Genellikle dönemlerde üç oran bulunurken 1660-1679 yılları tüm oranları içinde barındırmıştır. Diğer grafi klerde de ilk yükselişe denk gelen Köprülüler dönemi olarak belirtiğimiz bu yıllar, nema oranları grafi ğinde de oran çeşitliliği açısından fark yaratmıştır. %15 her dönemde geçerli tek orandır.

58 1859-1903 yılları arasında kurulan 130 vakfın 27’sinde %15 nema oranı şart koşulurken, 103 va-kıfta oran verilmemiştir. Yazar vakıf giderlerini toplayarak her birinin en az %15 nema oranı ile işletilmesi gerektiğini hesaplamıştır. Kıvrım, “Rize ve Çevresinde Kurulan Para Vakıfl arı”, s. 101. Bu çalışmada da 19.yüzyılda %15 oranının kullanıldığı anlaşılmıştır.

Kaynak: İMŞS, Evkaf Muhasebeciliği ve Davudpaşa Mahkemeleri Grafi k 9: Davudpaşa ve Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi Nema Oranları

Tablo 2, iki mahkemenin sayısal verilerinin karşılaştırılması için düzenlenmiş-tir. DM’sinde EMM’sine göre iki kat fazla vakıf kurulmuştur. Vakfedilen meblağ-larda ise iki mahkeme arasında dört kat fark bulunmaktadır. Bu fark, sadece vakıf sayısının iki kat fazla olması ile açıklanamayacak kadar yüksek olsa da kuruluş dönemleri ile birlikte ilişkilendirildiğinde anlam ifade etmektedir. Grafi k 6 ve 7’de anlatıldığı üzere farkın büyük çoğunluğu 1840-1879 yılları arasındaki spesifi k dö-nemde gerçekleşmiştir.

Vakıf çeşitlerinde DM avarız vakıfl arının EMM avarızlarının yaklaşık 3 katı olması haricinde belirgin ayrım görülmemektedir. EMM’nin 17. ve 18.yüzyılları içermesi avarız vakıfl arının da genel olarak 19.yüzyılın ortalarından sonra ani artış eğilimi göstermesi iki mahkeme arasındaki farkı açıklamaktadır. Yeniçeri orta san-dıklarının dönem itibarıyla EMM’nde yeralması beklenirken hiç görülmemesi şaşır-tıcıdır. Buna karşılık vasiyet yoluyla vakıf kurma eğilimi EMM’nde daha güçlüdür.

Tablo 2: DM ve EMM Verilerinin Karşılaştırılması Davudpaşa

Mahkemesi Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi

Tarih 1634-1911 1491-1828

Vakıf sayısı 203 109

Vakfedilen meblağ 465.056 kuruş 105.523 kuruş

Toplam 571.009 kuruş

Ortalama meblağ 2.291 kuruş 968 kuruş

Vakıf başına ort. 1.830 kuruş

Avarız 111 38

Şahıs 73 57

Esnaf 17 14

Yeniçeri Sandığı 2

-Toplam 203 109

Kadın 98 24

Erkek 105 85

Toplam 203 109

Vasiyet 13 22

Vakfa Zam 9 8

Muaccele neması 4 10

Kaynak: İMŞS, Evkaf Muhasebeciliği ve Davudpaşa Mahkemeleri

EMM vakıfl arının yaklaşık 1/5’i vasiyet yoluyla kurulmuş vakıftır ve tamamı 17. ve 18. yüzyılda onaylanmıştır. Davudpaşa Mahkemesi’nde de vasiyet yoluyla kurulan 13 vakfın 8’i 18. yüzyıla aittir. Ayrıca bunların içinde rücu örnekleri de bulunmaktadır. Her iki mahkemede vasiyet yoluyla kurulan vakıfl ar ve rücu eği-limleri 19. yüzyıldan ziyade 17. ve 18. yüzyıllarda yoğunlaşmıştır. Buradan bir ge-nellemeye gidilemese de soru işareti olarak kalmasında yarar görülmüştür. Vakfa yapılan zamlarda her iki mahkemede eşitlik vardır.

Mahkemeler arasında belirgin farklardan bir diğeri vakıf kurucularının cin-siyetlerinde ortaya çıkmıştır. Davudpaşa Mahkemesi kayıtlarında vakıf kurucuları 105 erkek, 95 kadın iken Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi vâkıfl arı 24 kadın, 85 erkektir. Dönem ve oransal bakıldığında ağırlıklı olarak 17. ve 18. yüzyıl vakıfl arını içeren EMM’nde kadınların kurduğu vakıf oranı %22 iken, 19. yüzyıl ağırlıklı olan DM vâkıfl arı arasında bu oran yaklaşık iki kat artarak %48’e çıkmıştır. İnce-lenen 420 yıllık süreçte ise kurulan vakıfl arı %39 oran ve 122 kişi ile kadınlar, %61 oran ve 190 kişi erkekler vakfetmiştir.59

Son karşılaştırma gayrimenkul vakıfl arında elde edilen muaccele gelirleri-nin para vakfı işletme usulleri ile değerlendirilmesi üzerinedir. Muaccele gelirle-rinin işletilmesi DM’nin 95 numaralı sicil defterindeki dört vakıfta yeralmaktadır.

EMM’nde ise 17. ve 18. yüzyıllarda 10 vakıfta tespit edilmiştir. 203 vakıftan dört vakıfta karşılaşılan bu durum ile 109 vakıftan 10 vakıfta karşılaşılması mahkeme-lerin kapsadığı dönemmahkeme-lerin önemini bir kez daha vurgulamıştır. Evkaf Muhase-beciliği Mahkemesi’nde şartları sağlayan sekiz vakıf 17.yüzyılda kümelenirken iki vakıf 18. yüzyılda yer almıştır. Davudpaşa Mahkemesi’nde ise konu ile ilgili dört vakfın biri 17. yüzyıl diğer üçü 18. yüzyılda kurulmuştur. 19. yüzyılda her iki va-kıfta muaccele gelirlerinin işletilmesine yönelik bilgi bulunmamıştır. Para işletim usullerinin sadece para vakıfl arına özgü olmadığının kanıtı olan bu örneklerin çoğalması 17 ve 18. yüzyıl gayrimenkul vakıfl arının incelenmesi ile mümkündür.

Görüldüğü üzere, Osmanlı’da iç içe geçmiş ekonomik, siyasi, sosyal ve kültü-rel ilişkileri birbirinden ayırmak ne kadar güç ise bağımsız olarak ele alıp genelle-melere gitmek de bir o kadar sağlıksızdır. Bu kapsamda bulgular dönem itibarıyla İmparatorluğun iç ve dış olaylara verdiği tepkiler ile bağlantılı değerlendirilerek kesin hükümlerden uzak durulmuştur. Ayrıca tüm tespitlerin Davudpaşa ve Evkaf

59 Kıvrım’ın çalışmasında Rize ve çevresinde 1859-1903 yılları arasında kurulan 130 vakfın tama-mının erkekler tarafından kurulduğu tespit edilmiştir. İstanbul ve Anadolu’da kurulan vakıf kurucularının arasındaki bu fark dikkat çekicidir. Kıvrım, a.g.m., s. 100.

Muhasebeciliği Mahkemeleri özelinde yapıldığı sıklıkla vurgulanmıştır. İmpara-torluk bünyesinde söz konusu ilişkiler yumağını yansıtan pek çok birincil kaynak bulmak mümkündür. Her biri kendi alanında oldukça değerli ve spesifi k bilgiler barındıran kaynakların arasından vakfi yeler gibi bazı birincil kaynaklar ise toplum yaşantısının adeta birer sözcüsü durumundadır.

Sonuç

Vakfi yeler incelendiğinde hazırlandıkları dönemin sosyo-ekonomik ve sos-yo-kültürel farklılıklarını bünyesinde barındırdığı görülmüştür. Her iki mahkeme-de onaylanmış vakfi yelerin yıllar içinmahkeme-de takibi sayesinmahkeme-de para vakıfl arının toplum yaşantısında oynadığı roller ve performanslarının daha fazla ortaya çıkarılmaya muhtaç olduğu tespit edilmiştir. Öncelikle vakfedilen meblağlar ve kurulan vakıf sayılarının imparatorluğun yaşam akışına uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Grafi kler-de görülen ani iniş çıkışların ekonomik ve siyasi yönkler-den iyileşme veya bozulma dönemleri ile birebir ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Osmanlı’nın klasik dönemdeki ekonomik yaptırımları 1600’lerden itibaren terk etmeye başlaması, yüzyılın ortalarında Köprülü ailesi döneminde yaşananlar, II. Viyana kuşatması ile gelen ekonomik bozulma, 18. yüzyıldan itibaren hisse-dilen canlanma ve ardından 17. yüzyıldaki ilk yükselişe göre daha geniş döneme yayılan genişleme, yüzyılın sonlarında başlayan savaşlarla birlikte yeniden daral-ma, Tanzimatın ilanı ile başlayan merkezileştirme ve kurumsallaşma çalışmaları grafi klerin tepe ve dip noktalarına denk gelmiştir.

İniş-çıkışlar sadece imparatorluk içindeki olaylarla değil Avrupa ve dünya ölçeğindeki gelişmelerle de ilişkilidir. Savaşlar, ticaret devrimi, sanayi devrimi, zihniyet yapısındaki/kıymet hükümlerindeki değişmeler gibi bir dizi olayın ar-dından gelen kapitalist sistem ve yaptırımlarının Osmanlıya yansıdığı dönemler içteki olaylarla bağlantılı ve grafi kler ile uyumludur. Para ve maliye politikaları üzerinde başlayan sonrasında sosyo-kültürel alanlara yayılan bu değişim ve dönü-şüm 400 yıllık süreç içinde ele alındığında; 19. yüzyılın başlarına kadar neredeyse duruyormuş gibi yavaş ilerlediği Evkaf Muhasebeciliği Mahkemesi para vakıfl arı, sonrasında yaşanan hızlı değişim ise Davudpaşa Mahkemesi para vakıfl arı verileri ile örtüşmektedir.

Yapılan değerlendirmeler vakfi ye sayısı ve vakfedilen meblağlarla sınırlı kal-mamış vakıf çeşitleri ve nema oranları ile de desteklenmiştir. Nema oranlarının klasik dönem ve sonrasındaki 200 yıl içerisinde %10-%15 bandında hareket ettiği

19. yüzyıldan itibaren oran verilmeme eğiliminin artmaya başladığı tespit edilmiş-tir. Para vakıfl arının yüzyıllar boyunca aynı oranlardan işlem yapabilmesi gelenek-sel yapının sürdürülebilirliğinden kaynaklıdır.

Para vakıfl arının kümelendikleri sandıklar günümüzün emeklilik sistemleri, işsizlik sigortaları ve diğer yardım fonları gibi işlev görmüşlerdir. Bu sayede hizmet çeşitliliği sağlanırken olaylara hızlı ve yerel çözümler bulunabilmiştir. Yapılan ha-yır hasenatın kişilerin yaşam standartlarına yönelik olması, geçmişte inşa edilmiş mimari eserlerin ve hizmetlerinin sürdürülebilirliği, ihtiyaç oldukça inşa edilen yeni eserlere gerekli katkıların verilmesi sandıkların akla gelen diğer uygulama alanlarıdır.

Ayrıca vakfi yelerin satır aralarından müeccele, muaccele, mukataa, kaim makam mütevelli, vakfa zam, zeyl vakfi ye, gedik, icareteyn, menkul-gayrimenkul vakfı, vasiyet yoluyla kurulan vakıfl ar ve buna bağlı vakıftan rücu gibi vakıf hu-kukunun kavramları birincil kaynaklardan örneklenmiştir. İki mahkemenin farklı yüzyılları içermesi sayesinde kavramların yıllar içindeki seyri ve uygulamadaki çe-şitliliğinin vakfi yeler üzerinden takip edilebilir olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda muaccele gelirlerinin para vakfı işletme usulleri ile değerlendirilebileceği, mukataa üzerinden Osmanlı’nın sosyo-ekonomik ilişkilerinin giriftliği, vasiyet vakfından rücu örneklerinden vakıfl ardan rücu edilebileceği gibi pratikte uygulamaları az bilinen bazı kavramlar açıklanabilmiştir.

Neticede İstanbul Şeriye Sicilleri’nde Davudpaşa ve Evkaf Muhasebeciliği Mahkemelerinin dışında kalan başka mahkemelerde aynı yöntem ile yapılacak araştırmaların para vakfı çalışma sahasının gelişmesine katkı sağlayacağı düşünül-mektedir. Ayrıca çalışılmış vakfi yelerin iktisat tarihi dışındaki disiplinler tarafından tekrar elden geçirilerek işaret edilen noktaların birlikte değerlendirilmesi sayesinde verimliliğin artacağı öngörülmektedir.

KAYNAKLAR

Benzer Belgeler