• Sonuç bulunamadı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

I. DAVANIN KOŞULLARI

1971 doğumlu, İzmir’de ikamet eden başvuran HADEP’in (Halkın Demokrasi Partisi) gençlik kolunun aktif bir üyesiydi.

Başvuran, 11 Mart 1999 günü saat 16.00 sıralarında İzmir Emniyet Müdürlüğü (« Müdürlük») terörle mücadele şubesi tarafından yakalanmıştır. Başvuranın imzaladığı yakalama tutanaklarından anlaşıldığına göre, M.Ç., Ş.E. ve K.K. isimli şahıslar kendisinin PKK terör örgütü lideri A. Öcalan’ın tutuklanmasına karşı Ege bölgesinde başlatılan protesto eylemlerinin sorumlusu olduğunu ihbar etmişlerdir.

Saat 16.50 sıralarında başvuran, Atatürk Üniversitesi Hastanesi’nde tıbbi kontrolden geçirilmiştir. Bu muayene sonucu hazırlanan raporda ilgili şahsın vücudunda darp ve yara izine rastlanmadığı belirtilmiştir.

Başvuran, tıbbi muayeneden sonra kendisine gözaltı sırasında konuşmama ve gözaltı bitiminde bir avukat isteme hakkı olduğunu hatırlatan formu imzalamış ve emniyet müdürlüğünde gözaltına alınmıştır.

Ertesi gün, saat 3 sıralarında, başvuranın refakâtinde, kaldığı evde bir arama gerçekleştirilmiştir. Bu aramada herhangi bir suç unsuru bulunamamıştır.

* Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir.

Daha sonra, başvuran M.Ç., K.K. ve Ş.E.’nin kendi emri altındaki militanlar olduğunu kabul etmiştir.

13 Mart günü, başvuranla yüzleştirilen S.A. isimli şahıs başvuranın söz konusu propaganda eylemlerinin elebaşı olduğunu ifade etmiştir.

Aynı gün, işkence altında sorgulandığını iddia eden başvuran, Türkiye ‘ye döndükten sonra A. Öcalan lehine gösteriler düzenlemek üzere Romanya’daki PKK kamplarında ideolojik eğitim aldığını doğrulayan ifadesini imzalamıştır. Bu sekiz sayfalık ifade, yapılan eylem planları ile eylemin aktörleri hakkında oldukça detaylı bilgiler içermektedir.

Gözaltı süresi 15 Mart 1999 günü son bulmuş ve saat 13.00 sıralarında başvuran Adli Tıp Kurumu yerel şube müdürlüğünde yeniden muayene edilmiştir. Muayene eden doktor hiçbir şiddet izine rastlamamıştır.

Hemen sonrasında başvuran, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı (« Savcı » – « İDGM ») önüne çıkarılmıştır. Başvuran, işkenceden kurtulmak için uydurduğunu söyleyerek daha önce verdiği ifadeyi inkâr etmiştir.

Daha sonra İDGM nöbetçi hakimi önüne çıkarılan başvuran, ısrarla ifadesini inkâr etmiştir.

Hakimin tutuklanmasına karar vermesinden sonra başvuran, Aydın’ın Nazilli ilçesindeki E tipi cezaevine nakledilmiştir.

16 Nisan 1999 tarihinde savcı, iddianamesinde ( Kod adı Ahmet olan) başvuran ile birlikte diğer yirmi kişiyi PKK terör örgütü üyesi olmak ve örgüte yataklık yapmakla suçlamıştır.

Savcı, bu suçlamaları Türk Ceza Kanunu’nun 168. ve/veya 169. maddeleri ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesine dayandırmıştır.

Dava, 21 Nisan 1999 tarihinde biri askeri olmak üzere üç yargıçtan oluşan İDGM’de görülmeye başlamıştır. İlk duruşmada yalnızca usul konuları tartışılmıştır.

2 Haziran 1999 tarihinde yapılan bir sonraki duruşmada yargıçlar, dava dosyasındaki unsurlar hakkında sanıkların söyleyeceklerini dinlemiştir. Başvuran, isnat edilen suçlamaları, aleyhinde sunulan kanıt belgelerini ve özellikle işkence altında verdiği ve gözleri bağlı bir şekilde imzalamak zorunda kaldığı itiraf ifadesini kesin olarak reddetmiştir. Başvuran buna karşın, savcı ve nöbetçi hakim önünde söylediklerini aynen tekrarlamıştır.

Başvuranın avukatı Aslan ise müvekkilini suçlu gösteren tek unsurun kendinin ve diğer sanıkların yine işkence altında alınan itirafları olduğunu savunmuş ve tüm sanıkların yeniden doktor kontrolünden geçirilmesini talep etmiştir.

İDGM, yeniden doktor kontrolüne gerek olmadığını ve dosyada kötü muamele iddialarını çürütecek yeterli tıbbi delillerin bulunduğunu açıklamıştır.

18 Haziran 1999 tarihinde, Anayasa’nın 143. maddesi değiştirilmiş ve askeri yargıçlar Devlet Güvenlik Mahkemeleri bünyesinden çıkarılmıştır. Askeri yargıçlar, 22 Haziran 1999 tarihinde sivil yargıçlarla değiştirilmiştir (eski mevzuatın sunumu için, bakınız Türkiye aleyhine Incal davası, 9 Haziran 1998, prg. 26-29, Karar ve hükümlerin derlemesi 1998-IV).

Askeri yargıcın yerine atanan sivil yargıçla görülen ve avukat Aslan’ın hazır bulunduğu ilk duruşma 22 Temmuz 1999 tarihinde gerçekleşmiştir. Avukat, suç ortaklarından A.İ.’nin tahliyesinden sonra aldığı tıbbi rapordaki endişe verici bulgulara dayanarak İDGM’den bir önceki kararını (yukarıdaki ilgili paragraf in fine) değiştirmesini ve müvekkilinin yeniden muayene edilmesini talep etmiştir. Diğer sanıkların avukatları da aynı talepte bulunmuşlardır.

Esas hakimleri, bu talebi eski mahkeme heyetinin gerekçesini benimseyerek reddetmiştir.

Avukat Aslan, 16 Eylül 1999 tarihli duruşmada biri Romanya’da ikâmet eden H.H. ve diğeri başvuranın babası K. Karabil olmak üzere Ahmet isminin müvekkilinin kod adı değil ikinci adı olduğunu doğrulayan lehte iki tanığın dinlenmesini talep etmiştir.

İDGM, K. Karabil’in dinlenmek üzere mahkemeye çağrılmasını kararlaştırmış ve ayrıca istinabe yoluyla ifadesinin alınması uzun süreceği gerekçesiyle savunmaya H.H.’yi mahkeme huzuruna çıkarması için 2 Kasım 1999 tarihine kadar süre vermiştir.

2 Kasım 1999 tarihli duruşmada dinlenen K. Karabil, Ahmet isminin oğlunun ikinci adı olduğunu teyit etmiştir. Öte yandan Avukat Aslan, H.H.’nin mahkeme huzuruna çıkarılması için ek süre talep etmiş ve C.S.’nin müvekkilinin adını olaylara bulaştıran ifadelerinin dosyaya dahil edilmesini istemiştir.

İDGM hakimleri, ek süre talebini kabul etmekle beraber, Avukat Aslan’ın, C.S.’nin savunma için gerekli olduğunu düşündüğü ifadelerini bizzat kendisinin temin etmesi gerektiğine hükmetmişlerdir.

14 Aralık 1999 tarihli duruşmada Avukat Aslan H.H.’yi mahkeme huzuruna çıkarma yükümlülüğünün kaldırılmasını talep etmiş ve H.H.’nin ifadesinin istinabe yoluyla alınmasının daha doğru olacağını savunmuştur. Esas hakimleri, geciktirici bir çözüm yolu olarak değerlendirdikleri bu talebi reddetmişlerdir.

İDGM, 20 Ocak 2000 tarihinde Avukat Aslan’a soruşturmaların genişletilmesi isteğini haklı gösterecek argümanları yazılı olarak sunması için bir süre vermiştir.

Oysa, 22 Şubat günü görülen duruşmada Avukat Aslan bu yönde bir talebinin olmadığını beyan etmiştir.

5 Nisan 2000 tarihli duruşmada Avukat Aslan, C.S.’nin müvekkilini olaylara bulaştıran ifadeleriyle ilgili tutanakların kopyasını mahkemeye sunmuştur. Esas hakimleri, ifadeleri okutmuş ve dava dosyasına dahil etmiştir.

18 Mayıs 2000 tarihinde İDGM, başvuranı PKK terör örgütüne üye olmaktan on iki yıl altı ay hapis cezasına mahkûm etmiştir. Karar gerekçelerine göre, her ne kadar ilgili şahıs zorla ifade verdiğini iddia etse de, S.A. ile yüzleştirme tutanakları, M.Ç., K.K. ve Ş.E. tarafından yapılan teşhisler ve beyanlar ile yine E.K. ve M.Y.’nin verdiği ifadeler savcının iddianamesini teyit etmektedir.

Başvuran, duruşma talebiyle temyize gitmiş ve duruşma tarihi 6 Aralık 2000 günü olarak belirlenmiştir.

4 Aralık 2000 tarihinde Avukat Aslan, Yargıtay kalemine acil bir yazı göndererek, sağlık sorunu dolayısıyla duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesini talep etmiştir. Avukat, bu talebini haklı göstermek amacıyla 3 Aralık’ta başlayan ve beş gün istirahat öngören doktor raporunu yazısına eklemiştir. Ancak, bu yazı mahkeme kalemine 11 Aralık 2000 günü ulaşmış ve duruşma Avukat Aslan’ın yokluğunda gerçekleşmiştir. Bu durum karşısında avukat, itirazının mahkeme defterine yeniden yazılmasını ve başka bir duruşma tarihi belirlenmesini talep etmiştir. Avukatın bu talebi cevapsız bırakılmıştır.

Bu arada, başsavcı itirazın kabuledilebilirliği ve meşruluğu üzerine üç sayfalık görüş bildirisini mahkeme kalemine sunmuştur. Bu tebliğname başvuran tarafına iletilmemiştir.

Yargıtay, 25 Ocak 2001 tarihinde dosyadaki unsurlara ve yazılı belgelere dayanarak, başvuranın mahkûmiyetini onamıştır. Bu karar, 31 Ocak günü Avukat Aslan’ın yokluğunda ilan edilmiştir.

1 Haziran 2005 tarihinde mahkûmların lehine olan bazı hükümlerin uygulanması amacıyla davaların yeniden açılmasını öngören 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girmiştir.

Buna istinaden başvuran, İzmir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yeniden yargılanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Ekim 2005 tarihinde başvuranın hapis cezasını altı yıl üç aya indirmiştir.

Başvuranın bu karara itirazı 8 Mart 2006 tarihinde reddedilmiştir.

HUKUK

Benzer Belgeler