• Sonuç bulunamadı

Davalı idarenin işlemi neden, konu ve maksat yönünden hukuka aykırıdır: İmar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine aykırı olan ve kamu yararı

bulunmayan işlemin iptali gerekmektedir

1)Yargılama konusu idari işlem parçacıl niteliktedir, 3194 sayılı yasanın 6’ıncı maddesine açıkça aykırıdır.

İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin 2008/1955 Esas sayılı dosyası kapsamında iptal davası halen görüşülmekte olan 23.06.2008 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli nâzım imar planı Kartal’ın

yalnızca bir parçasını kapsayan bir düzenleme niteliğindeydi.

Kartal bütününü kapsayan bir nâzım imar planı içinde ele alınması gereken bir alan, bırakalım bu bütünlüğün aranmamış olmasını, daha önce E-5 Güneyi Nâzım İmar Planı içinde ele alınırken, o plandan da çıkarılarak çevresinden bütünüyle soyutlanmıştı. Bu yaklaşım

18.12.2009 tasdik tarihli yeni planda aynen sürdürülmüş; söz konusu 550 ha.’lık alan, bu kez de Kartal bütününden soyutlanarak yine parçacıl bir yaklaşımla ele alınmıştır.

Bu yaklaşım şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve imar mevzuatına da aykırıdır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 6. maddesinde şu düzenleme yer almaktadır:

“Madde 6 - Planlar, kapsadıkları alan ve amaçları açısından; ‘Bölge Planları’ ve ‘İmar Planları’, imar planları ise, ‘Nâzım İmar Planları’ ve ‘Uygulama İmar Planları’ olarak hazırlanır. Uygulama imar planları, gerektiğinde etaplar halinde de yapılabilir.”

Anılan hükümde de açıkça vurgulandığı gibi, sadece uygulama imar planları etaplar halinde yapılabilir. Nâzım imar planları etaplar halinde hazırlanamaz.

Böylesi bir uygulama, planı bir bütün halinde değerlendirme olanağını da ortadan kaldırmaktadır.

Öte yandan, “Plan Hükümleri”nin “Amaç” başlıklı bölümünde;

“İstanbul Metropolü merkezler kademelenmesinde dengeleyici bir merkez olarak planlanan bu alan; İstanbul’un batı yakasında özellikle Büyükdere-Levent-Maslak hattında oluşan yapılaşma baskısının doğuya yönlendirilmesi hedefini taşımaktadır. Bu hedef

gerçekleştirildiğinde hem servis sektöründe çalışanların hem de kullanıcıların bir bölgede yoğunlaşması önleneceğinden ulaşım ve arazi kullanımında da büyük rahatlamalar sağlanacaktır.

Ayrıca, İstanbul’un yarışan dünya metropolleri içinde yer alması ve çok uluslu finans- bilişim sektöründe gelişmiş metropol düzeyine çıkmasında önemli bir itici güç olacaktır” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda alıntılanan düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi yargılama konusu plan “iddialı bir amaç” taşımaktadır.

Böylesi bir yaklaşımın, en azından Anadolu yakası bütününde bir planlama yaklaşımını ve yakın çevre etkileşimi açısından da Kartal bütününde bir nâzım imar planı hazırlanmasını zorunlu kıldığı kuşkusuzdur.

Bu zorunluluğa ve kamu yararına bir düzenlemenin ancak böylesi bir bütünsel yaklaşımla elde edileceği açık olmasına karşın, Zaha Hadid isimli bir mimara hiçbir plana dayanmayan ön projelerinin hazırlatıldığı yaklaşık 550 ha.’lık alanın, Kartal E-5 Güneyi Nâzım İmar Planı’ndan dahi soyutlanarak, tamamen ayrı bir plan şeklinde ele alınmasında kamu yararı bulunmadığı açıktır.

2)Yargılama konusu idari işlem normlar hiyerarşisine aykırı bir düzenlemedir

Planlama sürecinde, önce 1/5000 plan, ardından 1/1000 plan ve daha sonra proje yapılması kamu yararının elde edilebilmesi açısından bir gerekliliktir.

Yargılama konusu alan ile ilgili olarak daha önceden Zaha Hadid isimli bir mimara projeler hazırlatılmış; ötesi yoğun tanıtım kampanyaları ile bu projeler kamuoyuna tanıtılmıştır.

Yargılama konusu idari işlem ve ona ön gelen planlar ise anılan projelerin uygulanması için

“prosedür”ün tamamlanması niteliğindedir.

Bu husus, Plan Hükümleri arasında yer alan “2.3. Mekansal Plan Şemaları, Tasarımlar ve Araştırmalar: 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların hazırlanmasında kullanılan ve hizmet alımı ile geliştirilen ve planlama belgesi kapsamında plan raporu içerisinde ele alınan

dokümanlardır” tanımında da ortaya çıkmaktadır.

Ancak anılan nitelikteki yargılama konusu plan ne teknik ne de hukuki anlamda 1/5000 ölçekli nâzım imar planı olarak nitelendirilemeyecek bir plandır.

Diğer bir söyleyişle, yargılama konusu plan bir nâzım imar planı niteliğinde değildir.

Bu hususun farkında olduğu açık olan plan hazırlayıcıları, “Plan Hükümleri”nin 1 numaralı başlığı olan “Amaç” bölümünde; “Ölçeği ve planlaması ile ülkemizde bir ilk olan bu girişim

klasik planlama yaklaşımlarının ötesinde planlama pratiği, tasarım sanatı ve çağdaş mimarlık örnekleri ile de bir ilk olacaktır” ifadelerine yer vermişlerdir.

Planlama literatüründe bir ilk (?!) olacak yargılama konusu idari işlem bu durumda, şehircilik ilke ve prensiplerini, tekniklerini ve hukuku açıkça yok saymaktadır.

3)Yargılama konusu idari işlem 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5’inci maddesine açıkça aykırıdır

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 5. maddesinde, Nâzım İmar Planı şu şekilde tanımlanmıştır:

“Nâzım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve

uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır.”

18.12.2009 tasdik tarihli yargılama konusu 1/5000 ölçekli Kartal Merkez Nâzım İmar Planı ise bu tanıma uymamaktadır.

Plan kapsamında kalan bölgenin tümü lejantta “Merkez Alanı (Konut, Ticaret+Hizmet, Turizm, Donatı Alanı, vb)” olarak gösterilmiştir. Görüleceği üzere, tanımda geçen

fonksiyonlar ve hele de tanımın sonuna eklenen “vb” ibaresi, bu alanların fonksiyonlarının net olarak belirlenmediğini, alt ölçekli planlar ve projelerle bu alanlara neredeyse istenen her fonksiyonun getirilebileceğini göstermektedir. Diğer bir söyleyişle, birkaç sosyal donatı alanı dışında, planda arazi parçalarının genel kullanış biçimleri gösterilmemiştir.

Plan Hükümleri’nin Tanımlar bölümünde yer alan 2.10 maddesinde ise,

“2.10. MİA (Merkezi İş Alanı): İmar planlarında yönetim, sosyo-kültürel, konaklama ve ticari amaçlı yapılar için ayrılmış bölgedir. Bu bölgede büro, işhanı, gazino, lokanta, çarşı, çok katlı mağaza, katlı otopark, banka, otel, sinema, tiyatro gibi sosyo kültürel ve yönetimle ilgili tesisler, rezidans ve konut yapıları ile özel eğitim ve özel sağlık tesisleri gibi yapılar

yapılabilir” denmektedir. Planda MİA (Merkezi İş Alanı) lejantı ile gösterilmiş bir alan bulunmamaktadır. Donatı alanları dışında, tüm alan “Merkez Alanı” olarak gösterilmiştir. Bu çerçevede, Plan Hükümleri’ndeki bu tanımın bu plan için geçerli olması düşünülemez. Zira Merkez Alanı ile MİA (Merkezi İş Alanı) tanımları aynı şey demek değildir ve 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı da MİA fonksiyonu ile çeşitli kademelerdeki Merkez fonksiyonlarını ayrı ayrı göstermiştir. Bu çerçevede, Kartal MİA olarak değil, 1. Derece Merkez olarak gösterilmiştir.

Plan ve lejantı ile Plan Uygulama Hükmü arasındaki bu ciddi farkın nedeni ve gerekçesi anlaşılamamıştır. Ancak, bu hususun “Plan Hükümleri”nin “1. Amaç” bölümünde yer alan;

“Ölçeği ve planlaması ile ülkemizde bir ilk olan bu girişim klasik planlama yaklaşımlarının ötesinde planlama pratiği, tasarım sanatı ve çağdaş mimarlık örnekleri ile de bir ilk

olacaktır” ifadesi ile vurgulanan ve şehircilik ilkelerini, planlama tekniklerini açıkça yok sayan yaklaşımın ürünü olduğu ve hukuka aykırı olduğu açıktır.

Planda S1 den S14’e kadar 14 bölge ismi yer almaktadır. Planda S lejantı “Alt Bölge İsmi”

olarak tanımlanmaktadır. Ancak, bu alt bölgelerden ne kastedildiği açık değildir. (Plan

Hükümleri’nde yer alan “2.4. Planlama Alt Bölgeleri: Planlama alanı genelinde mevcut arazi mülkiyeti sınırları göz önüne alınarak geliştirilen mekansal plan şemalarının ve çizimlerin gerektireceği arazi düzenlemesi işlemlerine uygun olabilecek şekilde belirlenmiş alt bölgelerdir” tanımı da, bu anlamda, nâzım imar planı tanımı ile uyuşmamaktadır.

Bu çerçevede, “3.2. 1/5000 ölçekli Kartal Merkez Nâzım İmar Planı, MİA işlevleri kapsamında yer alan mekansal düzenlemelerin planlama alanı genelinde dağılımını, yoğunluğunu, kapasitelerini tanımlar; bu işlevlerin birbirleri ile olan ilişkilerini ve birlikteliğini belirler” biçimindeki Plan Hükmü ise bu planı tanımlamaktan çok uzaktır.

Burada geçen MİA işlevleri ifadesinin, yukarıda vurgulandığı gibi, plan ve plan lejantı ile çelişmesi bir yana, hükümde vurgulananın aksine, bu planda, “mekânsal düzenlemelerin planlama alanında dağılımını ve yoğunluğu” gösterilmemektedir.

Yargılama konusu idari işlemin “3.3. Arazi kullanım türleri, işlevler, yapılaşma şartları ve yol cephe hatları her bir planlama alt bölgesi için ayrı ayrı olmak üzere 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile kesinleşecektir” denmektedir. Oysa arazi kullanım türleri, işlevler ve yapılaşma şartlarının 1/5000 ölçekli nâzım imar planlarında belirlenmesi ve kesinleşmesi gerekir ki bu yapılmamıştır. Burada geçen “kesinleşecektir” ifadesi, sanki söz konusu 1/5000

ölçekli planda bunlar belirlenmiş düşüncesi uyandırmaktadır. Bu “izlenim” kesinlikle yanlıştır.

Dava konusu 1/5000 ölçekli nâzım imar planında anılan hususlar belirlenmemişken, bu belirlenmemiş hususların 1/1000 planda kesinleşeceğini ifade etmenin, yanılsama yaratma amacının dışa vurulmasından başka hiç bir anlamı yoktur. Gerçeği yansıtan bir plan notu, ancak, “1/5000 ölçekli planda belirlenmeyen bu hususların hepsinin 1/1000 ölçekli planda belirleneceği” biçiminde olabilirdi ve böylesi bir düzenlemenin planlama tekniği ve ilkelerine aykırı olduğu açıktır.

1/5000 nâzım imar planında, birkaç donatı alanı dışında, ne arazi kullanımları, ne nüfus yoğunlukları ve ne de donatılar yer almamaktadır. Yukarıdaki Plan Hükümleri de bu konuda 1/1000 uygulama imar planında da uygulamayı belirleyici kararların yer almayacağını, bunun projeler safhasında ortaya konacak tercihlere bırakıldığını göstermektedir.

“4.3. Planlama alt bölgeleri için 1/1000 uygulama imar planlarında belirlenecek olan yapılaşma (inşaat) alanının maks. %50’si konut olarak kullanılabilir…”

“4.4. Planlama alt bölgeleri için geliştirilecek 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında belirlenecek yapılaşma katsayıları net parsel üzerinden hesaplanır ve üç farklı tercihte kullanılabilir. …”

“Tercih A: Toplam inşaat alanının %31-50 arasını konut olarak kullanacaklar için maksimum emsal 2.50

Tercih B: Toplam inşaat alanının % 0-30 arasını konut olarak kullanacaklar için maksimum emsal 3.00

Tercih C: Toplam inşaat alanının tamamında turizm amaçlı konaklama ve eğlence birimleri, spor aktiviteleri, sergi salonları, sinema, tiyatro gibi kültürel faaliyetlere yönelik ve kamusal hizmet amaçlı yapılar için maksimum emsal 3.00

Tercih C’yi kullanacak kamusal hizmet ve konaklama amaçlı kullanımlar için zemin altı kullanımlar inşaat emsali dışında tutulacaktır.

Tercih C’yi kullanacak kamusal hizmet ve konaklama dışı diğer kullanımlar için de 1. bodrum kat emsal dışı olup, diğer bodrum katlat emsale dahildir.”

“4.5. Planda ‘M’ lejantı ile gösterilen olarak gösterilen mevcut yapılaşmış alanlarda 1/1000 uygulama imar planı ve 18. Madde uygulaması ayrı bir etap olarak yapılabilir. Bu alanların da proje bütünü ile uyumlu gelişmesinin özendirilmesi için yapılaşma koşulları aşağıdaki gibi olacaktır:

- Kullanım türü (konut, ticaret, kültür (turizm) oranları serbesttir.

- Minimum parsel büyüklüğü brüt 500 m2’dir.

- Parsel büyüklüğü brüt 500-1999 m2 arası olanlar için maksimum Emsal 0,75 - Parsel büyüklüğü brüt 2000 – 4999 m2 olması halinde maksimum Emsal

- Toplam inşaat alanının %41 ve üzerinde konut kullanacaklar için maksimum Emsal 2’dir - Toplam inşaat alanının %01- 40 arasını konut kullanacaklar için maksimum Emsal 2.25’dir.

- Parsel büyüklüğünün brüt 5000 m2 ve üstünde olması halinde ise yapılaşma koşulları için 4.4. no’lu maddedeki koşullar geçerlidir.”

Anılan plan hükümleri, yapı adalarında değişen oranlarda konut kullanımlarına olanak vermekte ve bu kullanım tercihlerine göre de farklı yapılaşma emsalleri getirmektedir. Bu durumda, ne bu alana gelecek plan nüfusu, ne nüfus yoğunlukları, ne de gerekli donatılar hesaplanabilir. Oysa 1/5000 nâzım imar planında bunların net biçimde belirtilmesi gerekli ve zorunludur. Plan nüfusu, plan yoğunlukları, donatı alanları belirsiz bir nâzım imar planı aslında bir nâzım imar planı değildir. Ayrıca, böylesi bir belirsizlikte, planda yer alan donatı alanlarının hangi nüfusa göre hesaplandığı sorusu da yanıtsız kalmaktadır.

Öte yandan, 4.5. numaralı plan hükmünde, daha önceki planın plan hükümlerinde “parsel büyüklüğü” olarak geçen ifadenin “brüt parsel büyüklüğü” olarak değiştirildiği görülmektedir.

Böylesi bir “yeni” yaklaşımın, brüt ve net parsel gibi “yeni” tanımlamaların ne planlama ilkelerinde, ne de planlama, imar mevzuatında yeri vardır. Parseller, plan uygulaması sonucu oluşturulan “imar parseli” üzerinden yapılır ve bunlarla ilgili “brüt” ve “net” gibi

tanımlamalar söz konusu olamaz.

Yargılama konusu idari işlemin 2.8. maddesinde, “2.8. Transfer Merkezi ve Ulaşım

Terminalleri: Metro ve Tren İstasyonları, Otobüs Durakları, Metro Durakları, Triaj Alanları, İskele ve Deniz Ulaşım Transfer Merkezleri, otopark alanları, teknik altyapı, yönetim, sosyo-kültürel ile ticari ve konaklama işlevlerinin yer aldığı alanlardır” hükmü yer almaktadır.

Görüleceği üzere bu tanım ile planda “Transfer Merkezi ve Ulaşım Terminaller” olarak gösterilmiş olan alanlarda, yönetim sosyo-kültürel ile ticari ve konaklama işlevlerinin de yer alabilmesine olanak sağlanmaktadır. Transfer Merkezi ve Ulaşım Terminalleri ile bu

fonksiyonların hiç bir ilgisi olmadığı açıkken, yargılama konusu planın bir hükmü ile böylesi bir bağlantı kurulabilmesi tam da bu planın, “istenen her alana istenen her şey yapılabilir”

biçimindeki kamu yararına aykırı yaklaşımının ürünüdür.

Yargılama konusu idari işlemde öngörülen düzenlemelerden biri de, “3.9. 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapım aşamasında ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınacaktır”

biçimindedir. Bu hüküm, planlama tekniğine, şehircilik ilkelerine ve hukuka aykırıdır.

Planlama sürecinde, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri, 1/5000 ölçekli nâzım imar planı hazırlanmadan önce, analiz safhasında alınır ve bu görüşler 1/5000 plan kararlarının alınması sırasında belirleyici olurlar. Bu durum, planlama sürecinin, tekniğinin olmazsa olmazıdır.

Bu hükümden anlaşılıyor ki, söz konusu nâzım imar planı, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri alınmadan hazırlanmıştır. Şu durumda, 1/1000 ölçekli imar planı hazırlanırken alınan görüşler 1/5000 plan kararlarına aykırı olursa ne olacağı, böyle bir durum söz konusu olursa 1/5000 ölçekli yeni bir nâzım imar planı yapılıp yapılmayacağı soruları yanıtsız kalmaktadır. Yanıt bekleyen bir diğer soru da, planlama prosedürüne uyularak ve hukuka uygun bir yöntemle anılan görüşlerin neden daha önceden alınmadığı ve 1/5000 ölçekli nâzım imar planının bu biçimde hazırlanmadığıdır.

“3.15. İlgili kurum ve kuruluşların uygun görüşlerinin alınması koşulu ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park, meydan, okul bahçeleri, ticaret alanları, dini tesis alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı olarak belirlenen alanların altında otopark düzenlenir …”

biçimindeki düzenleme ise, park, meydan, okul bahçeleri gibi alanların altına dahi otopark yapmaya olanak vermektedir ki, bu yaklaşım, yağmur sularının yer altı kaynaklarına ulaşmasını olanaksız kılacak ve mevcut su sıkıntısını daha da artıracak son derece sakıncalı bir uygulamaya yol açacaktır.

Öte yandan, yağmur sularının toprak tarafından emilimini engelleyen bu tür uygulamalar nedeni ile yağmur sularının çok yüksek bir oranda yer üstünden akışa geçmesi sonucunda doğan su taşkınlarının İstanbul’da nelere neden olabildiği İkitelli Bölgesinde yaşanan taşkın sonucunda açıkça görülmüştür.

Plan notlarının 5.4. maddesinde de, “S-14 no’lu alt bölgede yeşil fonksiyonunda gösterilen taşocağı alanında metropole hizmet edebilecek park. Sosyal-kültürel turistik ve eğlence tesisleri yer alabilir. Buradaki uygulama ve bodrum kullanımları, arazinin fiziki durumu dikkate alınarak ve estetik kurul görüşü doğrultusunda İBB tarafından onaylanacak avan projeye göre yapılır” denilmektedir. Planda yeşil alan olarak gösterilen alanların yapılaşmaya açılmasına olanak veren bu düzenleme açıkça kamu yararına aykırı niteliktedir.

Yeşil alanın altına getirilen zemin altı kullanımlar açısından da, bu hüküm yukarıda değinilen madde 3.15. ile ilgili belirttiğimiz hukuka aykırılıkları taşımaktadır.

Yukarıda açıkladığımız nedenlerle; planı bir projeler toplamına indirgeyen, projelere yön vermek yerine istenen her projenin uygulanabilmesini amaç olarak benimseyen, adı dışında nâzım imar planı ile hiçbir ilişkisi olmayan, planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine ve hukuka aykırı yargılama konusu idari işlemin öncelikle yürütülmesinin durdurulması ve iptalini talep ederiz.

SONUÇ VE İSTEM

1) Yargılama konusu karar hukuka aykırı ve idari işlemin uygulanması durumunda telafisi güç zararların doğacağı açık olduğundan öncelikle olarak YÜRÜTMENİN

DURDURULMASINA,

2) Yukarıda açıklanan nedenlerle, 16.10.2009 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile kabul edilen ve 18.12.2009 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından onaylanarak 18.02.2010 tarihinde askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli Kartal Merkez Nâzım İmar Planı’nın İPTALİNE,

3) Sayın Mahkemenizce yürütmenin durdurulması kararı verilmesi durumunda gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması ve tamamlayıcı açıklamalarımızla kanıtlarımızı sunmamız için süre verilmesine

4) Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.

Saygılarımızla.

Davacı

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Vekili Av. Ş. Can Atalay

Eki: Vekâletname

9.2.1.2. Ek 2: Dava Dilekçesi İstanbul 2. İdare Mahkemesi Dosya No: 2011/ 1967 E.

İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi Sayın Başkanlığına

30.09.2011

DAVACI: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi VEKİLİ: Av. Ş. Can Atalay

Kemankeş Caddesi No: 31 Karaköy İstanbul

DAVALI: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı PLANIN ASKIYA ÇIKIŞ TARİHİ: 05.07.2011 PLANIN ASKIDAN İNİŞ TARİHİ: 05.08.2011

KONU: 05.07.2011 tarihinde askıya çıkarılan 03.06.2011 onanlı 1/5000 Ölçekli Kartal Merkez Nâzım İmar Planı’nın öncelikle YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASI ve İPTALİ istemidir.

AÇIKLAMALAR