• Sonuç bulunamadı

4. SONUÇ VE ÖNERİLER

4.1 Çoklu Babalık

4.1.6 Dalyan Populasyonunun Durumu

Bu çalışmada elde edilen çoklu babalıkla ilgili bulgular, beklendiği gibi doğrudan gözlemenin zor ya da imkansız olduğu ergin populasyonu ve çiftleşme davranışları hakkında dolaylı olarak yorum yapabilmeyi mümkün kılmaktadır. Dolayısıyla, tüm bu bulgular göz önünde bulundurulduğunda, Dalyan populasyonu ile ilgili bu çalışmanın işaret ettiği bazı dolaylı bilgiler öne çıkmaktadır.

Akdeniz iribaş deniz kaplumbağaları ergenlik safhasında diğer populasyonların bireylerinden belirgin şekilde daha küçüktür (Tiwari ve Bjorndal 2000; Margaritoulis ve diğ. 2003) ve Atlantik populasyonundaki türdeşlerinden daha önce neritik habitatlara geldikleri düşünülmektedir (Revelles ve diğ. 2007; Casale ve diğ. 2008; Cardona ve diğ. 2009). Dalyan Kumsalı’na yuvalayan populasyonun dişileri de Akdeniz populasyonunun üyesi olmaları sebebiyle, Atlantik gibi diğer populasyonlardaki türdeşlerinden daha küçüktür ve bu nedenle çiftleşme sezonunu onlara kıyasla daha az sayıda erkekle çiftleşerek geçirdikleri önerilebilir. Her ne kadar bu çalışmada örneklenen yuva sayısı kumsal genelindeki yuvaların % 5,8’i (433 yuvadan 25 yuva) olsa da ve minimum baba sayısı hesaplayan bir program olan GERUD2.0 kullanılsa da, hiçbir yuvada 3’ten fazla bir minimum baba sayısı

91

bulunmamıştır. Lasala ve diğ. (2013), Atlantik populasyonundan iribaş deniz kaplumbağaları ile yaptığı çoklu babalık çalışmasında, GERUD2.0 programı kullanarak en fazla 6 minimum baba sayısı değerine ulaşmış, başka bir babalık programı olan COLONY programını kullanarak ise en fazla 7 minimum baba sayısı değerini bulmuştur. Bu bulgular Dalyan populasyonu ile ilgili yukarıda önerilen durumu desteklemektedir. Bu çalışma ile dolaylı olarak Dalyan populasyonu dişilerinin diğer populasyonlardaki türdeşlerinden daha küçük olduğu sonucu çıkarılabilir.

Bu çalışmada babalar belirlenirken minimum baba sayısını bulmaya yönelik bir yöntem kullanılmıştır. Bunun anlamı şudur: Dalyan populasyonunda hem çoklu babalık sıklığı (% 70) hem de yuva başına baba sayısı (2,1 baba/yuva) aslında bu çalışmada saptanandan daha fazla olabilir. Jensen ve diğ. (2006)’e göre çoklu babalığı etkileyen başlıca faktör çiftleşme sistemindeki bireylerin bolluğudur. Ardışık çiftleşmeler için dişi bireyleri bulmadaki kolaylık nedeniyle, arribada (toplu halde ve senkronize şekilde olan yuvalama) gerçekleşen kumsalların yüksek yoğunluklu ergin bireylerden oluşan büyük toplulukları, erkek kaplumbağalara en uygun çiftleşme fırsatlarını sunmakta ve yüksek çoklu babalık sıklığına yol açmaktadır. Ancak kısmen küçük bir topluluktan oluşan soliter bir populasyonda beklenen çoklu babalık sıklığının daha düşük olması muhtemeldir. Farklı deniz kaplumbağası türlerinden elde edilen veriler kullanılarak artan çiftleşen dişi populasyon büyüklüğü ile çoklu babalık sıklığının da arttığı Ireland ve diğ. (2003) tarafından rapor edilmiştir. Aynı trendi Jensen ve diğ. (2006) da, 10 kumsaldan elde edilen çoklu babalık verileri ile çiftleşen populasyon büyüklüğü ilişkisinden yararlanarak saptamıştır. Araştırmacılar, yaptıkları incelemelerde sadece

Lepidochelys cinsine ait verileri hesaba katarak, verilerinin belirgin bir şekilde üstel

bir regresyona işaret ettiğini belirlemişlerdir. Duran ve diğ. (2015) de, Jensen ve diğ. (2006) tarafından elde edilen grafiğe daha güncel çalışmaların sonuçlarını ekleyerek bu grafiği güncellemiştir (Şekil 4.1).

92

Şekil 4.1: Duran ve diğ. (2015) tarafından güncellenen Jensen ve diğ. (2006)’nin tahmini populasyon büyüklüğü grafiği.

Son zamanlarda gerçekleştirilen çoklu babalık çalışmaları, genel olarak daha büyük populasyonlarla bağlantılı yüksek çoklu babalık sıklığını doğrulamaktadır. Joseph ve Shaw (2011) Malezya’dan küçük bir atmaca gagalı deniz kaplumbağası populasyonunda % 10 çoklu babalık sıklığı bulurken, Joseph (2006) aynı yerde birkaç kat daha büyük bir yeşil deniz kaplumbağası populasyonunda % 71 çoklu babalık sıklığı saptamıştır. Ancak bu trend ile çelişkili bazı sonuçlar da söz konusudur. Örneğin, Theissinger ve diğ. (2009) tarafından yapılan çalışma, yalnızca 2650 ergin dişiden oluştuğu tahmin edilen düz kabuklu deniz kaplumbağası populasyonunda yuvaların % 69’unda çoklu babalığı göstermiştir. Benzer şekilde, Zbinden ve diğ. (2007) Akdeniz iribaş deniz kaplumbağası populasyonunun bir parçası olan Yunanistan’ın Zakynthos Kumsalı’nda en yüksek deniz kaplumbağası çoklu babalık sıklığını (% 95) bildirmiştir ve bu populasyonun 500 dişiden daha az bir çiftleşen populasyon büyüklüğüne sahip olduğu tahmin edilmektedir. Yine Lasala ve diğ. (2013) tarafından yapılan çalışmada Wassaw Adası’ndaki (Georgia, ABD) küçük bir iribaş deniz kaplumbağası yuvalama kumsalında, populasyon büyüklüğü 200 dişiyi geçmemesine rağmen yuvaların % 75’inde çoklu babalık tespit edilirken, Duran ve diğ. (2015)’nin çalışmasında Honduras’taki 500 dişi bireyden oluşan soliter bir zeytin yeşili deniz kaplumbağası populasyonunda % 75 gibi yüksek bir çoklu babalık sıklığı saptanmıştır. Bu çalışmada bulunan % 70 çoklu babalık sıklığı, Duran ve diğ. (2015) tarafından güncellenen Jensen ve diğ. (2006)’nin regresyon grafiği

93

(bkz. Şekil 4.1) kullanılarak değerlendirildiğinde, populasyon büyüklüğü yaklaşık olarak 25000’den fazla bireye karşılık gelmektedir. Ancak Dalyan Kumsalı ile ilgili son 7 yıla ait koruma ve izleme çalışmalarından elde edilen sonuçlara göre (bkz. Tablo 4.1), gerçek populasyon büyüklüğü bu değerden çok daha azdır. Herhangi bir populasyon için çiftleşen dişi populasyonu büyüklüğü, populasyondaki toplam yuva sayısının tahmini göç aralığı da göz önünde bulundurularak ortalama yuvalama sıklığına bölünmesi ile tahmin edilebilir (Ireland ve diğ. 2003). Dalyan Kumsalı’nda tespit edilen toplam yuva sayısı son yıllarda yaklaşık 450 civarındadır (Kaska ve diğ. 2015). Akdeniz’de iribaş deniz kaplumbağalarının ortalama olarak 3 yılda bir çiftleşmek için göç ettiği ve o yılda da ortalama 3 yuva yaptığı düşünüldüğünde, iyimser bir yaklaşımla bu kumsala yuvalayan populasyonun yaklaşık olarak 450 dişi bireye sahip olduğu tahmin edilebilir.

Küçük populasyonlarda yüksek çoklu babalık sıklığı görülmesi ile ilgili olarak, bu durumu en çok etkileyen faktörün var olan hayvanların sayısı değil, hayvanların çiftleşme alanındaki yoğunluğu olduğu önerilmiştir (Zbinden ve diğ. 2007). Örneğin Zakyntos Kumsalı’nda kaplumbağalar, Laganas Körfezi’nin 9 km uzunluk ve 1 km ene sahip dar bir alanında bir araya gelirler ve burada yoğunluk 54 birey/km2’ye ulaşabilir (Schofield ve diğ. 2009). Benzer şekilde Georgia’da Wassaw Adası’nın okyanus tabanı iribaş deniz kaplumbağalarının bir araya geldiği alanı sınırlandıracak şekilde bir yapıya sahiptir ve bu durum da kaplumbağa yoğunluğunun fazla olmasına sebep olmaktadır (Lasala ve diğ. 2013). Dalyan populasyonunun çiftleştiği alan ile ilgili olarak, çiftleşme aktivitesinin kumsalın önünde kalan denizle birlikte arkasında kalan sazlıklar arasında ve Alagöl’de gerçekleştiği bilinmektedir (bkz. Şekil 2.1). Çiftleşmenin gerçekleştiği bu alanın çok geniş olmaması ve tahmin edilen populasyon büyüklüğü doğrultusunda, Dalyan Kumsalı çiftleşme alanındaki kaplumbağa yoğunluğunun fazla olduğu önerilebilir ki bu öneri, küçük bir populasyonda yüksek çoklu babalık sıklığı sonucu ile tutarlılık göstermektedir.

Deniz kaplumbağalarında görülen sıcaklığa bağlı cinsiyet oluşumu ve iklim değişimi nedeniyle (Hawkes ve diğ. 2009) yuvalama kumsallarındaki artan sıcaklığın dişi iribaş deniz kaplumbağası yavrularının oranında artışa sebep olduğu bilinmektedir (Kaska ve diğ. 1998; Sarı ve Kaska 2015). Yavru cinsiyet oranlarındaki değişimin ya da başka bir deyişle artan dişi yavru oranının, bu

94

canlıların erginlerinde aktif çiftleşen cinsiyet oranlarının dişi ağırlıklı olarak değişmesine sebep olacağı ileri sürülmektedir (Eckert ve diğ., 2012). Eğer iribaş deniz kaplumbağası populasyonlarının dişi ağırlıklı olması yaklaşımı doğru ise, çoklu babalık sıklığının düşük olması beklenir; çünkü bu durum çiftleşen erkeklerin az olması anlamına gelir. Ancak özellikle Akdeniz’deki iribaş deniz kaplumbağalarında çiftleşen ergin populasyonların dişi ağırlıklı hale geldiği, yapılan çalışmalarda gözlenmemiştir. Zaten bu bağlamda yapılmış pek fazla çalışma da yoktur. Dolayısıyla bu çalışmada bulunan 1 dişiye 2 erkek düştüğü bulgusu, bu anlamda öncül bir sonuç teşkil etmektedir. Ancak bu bulgunun sadece 1 yıllık veriye dayanması çalışmanın güçsüz yanlarından biridir. Çalışmada genotipi belirlenen dişilerin her birisinin farklı bir erkekle çiftleşmesi ya da farklı bir ifadeyle erkeklerin hiçbirisinin ikinci bir dişi ile çiftleşmemesi, populasyonda erkek sayısında bir azlık olmadığına işaret etmektedir. Dolayısıyla Dalyan popolasyonunun ergin düzeyinde dişi ağırlıklı yönünde değişimi söz konusu olmayabilir. Populasyonlara yeni dahil olan yavruların çok büyük çoğunluğunun dişi olmasına rağmen (Kaska ve diğ. 1998, 2006; Sarı ve Kaska 2015) bu çalışmanın ergin cinsiyet oranında aşırı derecede dişi yönünde bir sapış olmadığına dair bulguları, erkek yavruların predasyon ve hastalıklar gibi birçok çevresel tehdit karşısında hayatta kalma oranının dişi yavrulara göre daha fazla olduğunu ve dişi yavrulardan daha fazla sayıda erkek yavrunun cinsel erginliğe kadar yaşayıp ergin olabildiğini düşündürmektedir.

Erkek deniz kaplumbağalarının dişilerle kıyaslandığında daha kısa üreme ve göç düngüsüne sahip olduğu çokça incelenerek kanıtlanmış bir gerçektir (James ve diğ. 2005; Hays ve diğ., 2010; Stewart ve Dutton, 2011; Hays ve diğ. 2014). Erkek iribaş deniz kaplumbağaları her yıl, dişiler ise yaklaşık 3 yılda bir çiftleşmek üzere beslenme alanlarından çiftleşme alanlarına göz etmektedir (Hays ve diğ. 2005). Ancak Dalyan Kumsalı için buradan hiç ayrılmayan ve çiftleşme aktivitelerini de burada gerçekleştiren dişi ve erkek bireylerin de olduğu bilinmektedir (Kaska, kişisel görüşme). Bu durumda her yıl göç ile çiftleşmek üzere buraya gelen erkek bireylerin yanında buranın yerlisi erkeklerin ve 3 yılda bir göç ile çiftleşmek üzere buraya gelen dişi bireylerin yanında buranın yerlisi dişilerin varlığını göz ardı etmemek gerekir. Dalyan Kumsalı’ndaki dişi sayısının 145-150 civarında olduğu ve bu çalışmada elde edilen aktif çiftleşen cinsiyet oranının 2 olduğu düşünüldüğü zaman, 2014 yılındaki erkek birey sayısının yaklaşık 300 olduğu tahmin edilebilir. Dalyan Kumsalı’nda

95

çiftleşmenin çok açıkta ve genişçe bir alanda gerçekleşmediği dikkate alındığında (bkz. Şekil 2.1), her ne kadar erkek bireylerin çiftleşme alanında oldukça hareketli olabildiği bilinse de (Hays ve diğ. 2010; Wright ve diğ. 2012b), oluşan populasyon

yoğunluğundan dolayı Dalyan’daki erkeklerin teritoryal olduğu, çiftleşmek için dişi peşinde koşmaktansa önüne çıkan fırsatları değerlendirdiği düşünülebilir.

Bu noktada, Dalyan populasyonundaki dişi ve erkek sayılarının oranından bahsetme gerekliliği doğmaktadır. Daha fazla birey örneklenerek yapılacak en az 3 yıllık bir çalışma ile gerçeğe daha yakın bir sayı tahminine ulaşılması mümkündür. Fakat bu çalışma, elde var olan ilk ve tek çalışma olduğu için, yapılacak sayı tahminlerinin test edilmeye ve detaylı araştırılmaya ihtiyacının olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Yukarıda bahsedildiği gibi erkekler her yıl üreme yeteneğine sahip olmaları nedeniyle (Hays ve diğ. 2010), bu tahmini 300 erkeğin her yıl çiftleşmek üzere hazır olan dişilerle çiftleştiği söylenebilir. Dalyan Kumsalı’na yuvalayan dişilerin tahmini sayısı da yaklaşık olarak 450 olduğuna göre, bu kumsaldaki yuvalama aktivitelerinden sorumlu olan dişi ve erkeklerin oranının 3:2 (dişi:erkek) olduğu tahmin edilebilir. Yuvalama kumsallarında çok fazla dişi ağırlıklı yavru cinsiyet oranlarının varlığı göz önünde bulundurulduğunda, hem 1 yıllık aktif çiftleşen cinsiyet oranından hem de 3 yıllık 3:2’lik ergin cinsiyet oranından hareketle erkek yavruların erginleşip çiftleşinceye kadar geçen sürede hayatta kalma oranının dişilere kıyasla daha fazla olduğu sonucu da çıkarılabilir.

Benzer Belgeler