• Sonuç bulunamadı

1.4. Kontrol Odağı Boyutları

1.4.2. DıĢ Kontrol Odağı

“DıĢ kontrol odağına sahip kiĢiler, etraflarında meydana gelen olayları değiĢtiremeyeceği inancına sahiptir. Bu bireylerin, kendilerini etkileyen olayları kendi yetenek, özellik ve davranıĢlarının sonucunda değil; Ģans, kader veya güçlü baĢka etkenler gibi kendileri dıĢındaki güçlerle iliĢkilendirme eğiliminde oldukları görülmektedir” (Akbolat vd., 2011: 26).

33 DıĢsal kontrol odaklı kiĢiler baĢlarına gelenleri daha çok diğer insanların davranıĢlarına, Ģansa, kadere ve benzeri dıĢ faktörlere bağlarlar. YaĢamlarının baĢka unsurların kontrolünde olması dıĢsal kontrol odaklı kiĢilerin kendilerini daha da güçsüz hissetmelerine neden olur (Roddenberry ve Renk, 2010).

Ġnsanlar dıĢ kontrol odağına sahip ise baĢarılı olmadıkları durumlarda, yaĢanan olayların kendi kontrollerinden ayrı oluĢtuğunu düĢünmektedirler. YaĢanan bu durumun Ģanssızlık ya da kadersizlik olduğuna inanırlar. Ayrıca diğer bireylerin baĢarılı oldukları durumları, o bireylere verilen görevlerin basit olduğuna veya onların Ģanslı olduğunu belirtirler (Selcen, 2009: 30).

DıĢ kontrol odaklı kiĢiler, sosyal yetenekleri konusunda daha baĢarısız ve kiĢiler arası iliĢkilerinde daha yetersizdirler. Pekgirgin, 2014: 18).

“Bireyin davranıĢlarını algılama biçimlerinin, olayların kontrolünü sağlamada ve dıĢ dünyaya uyum sürecinde oldukça etkili olduğu bilinmektedir., Yapılan araĢtırmalarda dıĢ kontrol odağının kiĢilik oluĢumu ve ruhsal sorunlara yatkınlık açısından olumsuz bir özellik olduğu bilinmektedir” (Aktalay, 2009: 32-33).

Olayların dıĢ güçlerin kontrolü altında olduğunu düĢünen dıĢtan kontrollü bireyler ne yaparlarsa yapsınlar sonuçları değiĢtirmeyeceğine inanırlar ve çaba göstermeye yanaĢmazlar (Sarıkaya, 2007: 3).

DıĢ kontrol odaklı bireyler daha düĢük beklenti ve yeterlilik düzeyine sahip, daha çöküntülü özellikler barındıran ve öz saygı bakımından daha düĢük olan bireylerdir. Bu kiĢiler, hayatlarıyla alakalı durumlarda sorumluluk alma konusundaki çabalarının yararı olmayacağı inancına sahiptirler. Hastanede yatan hastaların kendi sağlık durumlarıyla ilgili daha az bilgiye sahip olmaları, kilo sorunu olan insanların kendilerini kontrol etmekte zorluk çekmeleri gibi örnekler dıĢ odak yaklaĢımlarına birer örnektir (AçıkmeĢe, 2007: 22).

Bunun yanında dıĢ kontrol odağına sahip olan insanlar hayatlarını etkileyen olayları oldukça az etkileyebildiklerine inanırlar (Aktalay, 2009: 32-33).

34 Toplumsal etkiyle ilgili yapılan kontrol odağı araĢtırmalarının çoğunda dıĢ kontrol odaklıların daha boyun eğici ya da itaatkar oldukları, iç kontrol odaklıların ise, baĢkalarından daha az etkilendikleri söylenebilir. Yani kontrol odağı ile uyma ya da itaat arasında genellikle bir iliĢki var görünmektedir. Kendi davranıĢ ve algılarıyla uyuĢmayan dıĢ kaynaklı kanıtlarla karĢılaĢtıklarında, iç kontrol odaklılar kendi bireysel inançlarına daha sıkı sarılmaktadır. DıĢ kontrol odaklılar ise baĢkalarından, özellikle de saygın ya da uzman olarak algıladıkları kiĢilerden, gelen baskılara daha kolay boyun eğmektedirler (Dönmez, 1983: 37-47; 1987: 260-275).

DıĢ kontrol odaklı bireyler, hayatlarını devam ettirdikleri sosyal çevrenin kurallarına sıkı sıkıya bağlıdırlar. Sürekli “baĢkaları ne der?” ġeklinde düĢünür, çevrenin baskılarına kolayca boyun eğerler. Mutlu olmaları çevrelerinin mutluluğu ile yakından ilgilidir. BaĢkalarını mutlu etmeyi kendi mutlulukları olarak görürler (Durna ve ġentürk, 2012: 40).

“DıĢ kontrol odağına sahip bireyler, hayattaki bazı ödüllerin kendi yetenek, özellik ve davranıĢlarının sonucu değil, tamamen doğru zamanda doğru yerde olmanın getirdiği bir rastlantı olduğuna inanırlar. BaĢka bir ifadeyle, etraflarında meydana gelen olayları değiĢtiremeyeceklerini düĢünürler. Bu bireylerin kendilerini etkileyen olayları; yetenekleri, özellikleri ve davranıĢlarının sonucunda değil; Ģans, kader veya baĢkaları gibi kendisi dıĢındaki güçlerle iliĢkilendirme eğiliminde oldukları görülmektedir” (Tabak vd., 2010‟dan Aktaran, KarakuĢ, 2011: 8-10).

DıĢ kontrol odaklı bireyler kontrolün kendilerinde olmadıklarını düĢünmeleri nedeniyle, problemlerle yüzleĢmek ve çözümlemeye çalıĢmak yerine daha çok kaçınma stratejilerini kullanırlar (Demirkol, 2006: 55).

DıĢ kontrol odaklılar iç kontrol odaklılara göre daha az baĢarılıdırlar. Çevrelerindeki insanlara çok fazla güvenmezler ve kendilerini yetersiz olarak görürler. Ġç kontrol odaklılara göre daha fazla streslidirler. Ġġ yerlerini daha fazla stresli ve tehdit edici olarak algılarlar. ĠĢ tatmini, iç bağlılığı ve iĢ motivasyonları iç kontrol odaklılara göre

35 daha düĢüktür. Genel olarak belirsizlikten kaçan, edilgen ve pasif bireylerdir. (Erdem, 2014: 77-78).

1.4.2.1. DıĢ Odaklı Bireylerin Özellikleri

DıĢ kontrol odaklı bireyler; beklenti ve yeterlilik düzeyleri düĢük, artan depresif özelliklerde bulunabilen, kendini kabul görme düzeyi az, çaresizlik konularında öznel duyguları olan, kendilerini daha yalnız hisseden kiĢiliklerdir. Bu kiĢilikler yaĢamlarının dıĢ güçlerle kontrol edildiğine inandıkları için yaptıkları davranıĢlarının sonucunu dıĢsal güçlere bağlarlar. Bu nedenle hayatlarında ve çevrelerinde değiĢiklik yapma konusunda iç kontrollü kiĢilere göre daha pasiftirler. Çevrelerindeki durumlar üstünde etkilerinin olmadığına inandıkları için, olayları kontrol altına alamayacakları ve sonucu değiĢtiremeyecekleri düĢüncesindedirler. Bu nedenle dıĢ kontrol odaklı bireyler daha kaygılı, edilgen, kuĢkucudurlar. Uyumsuzlukları ve psikolojik rahatsızlıkları daha fazladır. Kendilerine çevresindeki insanlara karĢı güven problemi yaĢarlar. Bu nedenle savunma mekanizmalarına daha fazla baĢvurular (Çakır, 2010: 48-49).

BaĢkalarına daha az güvenen kendilerin tanımada yetersiz, saldırgan ve daha çok savunma mekanizması kullanma eğilimindedirler. Özgüvenleri yetersiz kiĢilerdir, depresif özellikler taĢıyan, kendilerini kabul düzeyleri düĢük kiĢilerdir, strese karĢı daha duyarsızlardır, olaylardan daha çabuk etkilenirler, çeĢitli konularda daha az yeterliliği olan, daha düĢük beklenti düzeyine sahip bireylerdir (Demirkol, 2006: 55- 57).

Yapılan araĢtırmalar incelendiğinde, kendine inanan iç kontrol odaklı bireylerin yaĢamlarının büyük ölçüde zenginleĢtiğini gösterirken, dıĢ odaklı bireyler etrafında geliĢen olaylar üzerinde etkilerinin bulunmadığı, yeniliklere ilgisiz ve kapalı bir kiĢilik sergilediklerini görülmektedir (Efilti, 2006: 56).

“Bireylerin kontrol odaklarına göre yapılan ayrım göz önüne alındığında, kendi çabalarını önemli gören iç kontrol odaklıların hayatlarını daha iyiye götürmek ve

36 kiĢisel geliĢimlerini sağlamak için çalıĢmaya ve sorumluluk almaya eğilimli olduklarını buna karsın dıĢ kontrol odaklıların daha çok kaderci bir anlayıĢ içinde hayatlarının kontrolünü ellerinde tutmaktan uzak oldukları söylenebilir” (Akbolat, 2006: 26).

Birey, zamanının çoğunu önceden tahmin edilemeyen konularla geçiriyorsa, bu durumda dıĢ kontrol inancına yönelebilmekte ve geliĢtirdiği bu inancı diğer durumlara da aktarabilmektedir (KıĢlalı, 2010: 21).

DıĢtan kontrollü insanların çeĢitli konularda yeteneklerini daha az ortaya koyma eğiliminde oldukları, özsaygı düzeylerinin daha düĢük, baĢarıya ulaĢma beklentilerinde daha fazla çaresizlik duygusuna sahip oldukları görülmüĢtür (Gültekin, 2011: 31).

DıĢ kontrol odağına sahip kiĢilerin çevre üzerinde kontrollerinin olmadığını düĢünmeleri, bu kiĢilerin daha pasif ve kendilerine ve diğerlerine daha az güvenen kiĢiler olduklarını ortaya koymaktadır. Bunun yanında kendilerine karĢı güvensiz bu kiĢiler, genel anlamda kendilerini yetersiz hissetmekte, edilgen, kuĢkucu, dogmatik olmakta ve bunun sonucunda bu kiĢilerin anksiyete ve stres seviyeleri daha yüksek olmaktadır (Tuygun Toklu, 2011: 32).

1.4.3. Ġç Kontrol Odaklı Ġle DıĢ Kontrol Odaklı Bireylerin KarĢılaĢtırılması

Benzer Belgeler