•
DÜŞÜNDÜGÜMÜZ GİBİ DA
VRANIRIZ
· Rıza ve Ahmet beyler, iki ayrı firmanın ara§tırma ve geli§tir�
me departmanında çalı§maktaoırlar. Bir gün çalı§anlardan birisi
Rıza beyin kapısın� çalar, kendisiyle konu§mak istediğini belirtir ve '
· ona §öyle der: "Rıza bey, bu bölümde işler tam istendiği gibi yürümü- · yor. Buna bir çare .. bulmak gerekir. Çarenin önemli bir kısmı sizi ilgi-:
. lendiriyor ... "
· Tesadüf o ya, aynı gün, bu kez Ahmet bey ile birlikte çah§an birisi de ·Onun kapısını ç'alar ve kendisiyle konu§mak istediğini be
lirtip, aynen: ''Ahmet bey, bu bölümde işler tam istendiği gibi yürü
müyor. Buna bir çare bulmak gerekir. Çarenin önemli bir kısnu sizi ilgilendiriyor ... " der. .
. Varsayalım ki, Rıza ve Ahmet beyleri iyice ara§tırdık. Gördük ki, Rıza bey adının Rıza olduğuna i�andığı ölçüde, §U inanı§a sa
hiptir: "İnsanlar temeld� kötüdür. Onh;ıra güvenilmez. Yüz verdin mi astar isterler. İnsanoğlu kendi çıkarını düşünür ve bunun için başkalarına kötülük yapmaktan kaçınmaz... '
Ahmet bey ise, yin� adının Ahmet olduğuna . inandığı ölçüde,
§iı inanı§a sahiptir: "Insanlar temelde iyidir. Onlara rahatlıkla gü-'
venilebil�r. Yapılanları takdiri e karşılar ve ellerinden geldiğince karşılık verirler. Insanoğlu kendi çıkarlarından çok, başkalarının • .
çıkarlarını düşün ür ve bunun için iyilik yapmaktan kaçınmaz."
Yukarda tanımlanan iki olayın birinde, bu ifadede bulunan ki
§İlerden birisine öfkeyle kar§ılık verilir. Şüphe duyulur. Savunma
ya geçilir. intikam planları yapılmaya ba§lanır. ifade sahibi yakın takibe alınır ve en pfak l?ir falsoda üstüne üstüne gidilir.
Bu olaylardan diğerinde ise, bu ifadede bulunan ki§iden dü
§Üncelerini daha da açması istenir. Önerilerden nasıl yararlanılabi
leceğ! dü§ünülür. Memnuniyet duyulur. Te§ekkür edilir. Konu§
malar olumlu bir hava içinde geçer.
Yukardaki paragratlarda tanımlanan tepkilerin hangisinin Rı
za, hangisinin ise Ahmet beye ait olduklarını kestirmede fazla güç
lük çekıneyiz herhalde değil mi? İnsanların kötü olduklarına
ina-•
24
• •
•
•
nan Rıza beyin böyle bir uyarıya, kendisine kötülük yapılınak iste
niyor anlamını vererek öfkeyle, §üpheylc ve savunmayla kar�ılık vernıesi � akılcı davranı§ ve duygu anlayışının, davranışlar inanış ...
larımızia tutarlıdır ilkesinin ı§ığı altında - beklenir. Aynı ilkeni n, Alunet beye uyarlanması durumunda ise, aynı uyün karşısında Ah
met beyin, kendisine yardımcı olunuyor, iyilik yapılıyor yorurnuyla ınemnuniyet ve anlayı§la olaya yaklaşması beklenecektir.
Olaylar kar�ısında takınılan Jüşünscl tavırların, yapılan yo
rumların ve verilen anlamların, o olayla ilgili duygu ve davranışları nasıl yönlendirdiğine ilişkin bir başka örnek üzerinde durarak bu bölümü bağlayalım.
Yönetiıu sorumluluğu almı§ kişilerle yaptığını ileti§im becerisi geliştirme çalışnıalarında, özellikle ilk toplantılarda, katılımcıların böyle bir programa katılırola ilgili ilettikleri duygu ve davranı§lar
da farklılıklar olduğunu gözlemi§inıdir. Bazı ki§ilerin iletilerinden, öğrenmeye hevesli ve memnun; bazılarının menınun, ama öğren
meye ilgisiz� oazılarının kaygıh� bazılarının her söylenenc kar§ı çı
kan ve direnen; bazılarının ise açıkça kızgın olduklarını anlamı�ıın
dır: Bunun yanı sıra, her bir katılımcının, söz konusu duygularının nedenini serninere veya semineri veren ki�iye atfettiğini fark etmi
§İmdir. İleti�im becerilerini geli§tirme gibi hir çah�manın veya sc
minerin ki�ilerde nasıl bir duyguya neden olduğu tezinin geçerli ve gerçekçi olamayacağını arrık an1adığımıza göre, hu yöneticilerin, hir eğitim seminerini, yorumlarıyla çe§itli duygulara nasıl vesile et
tiklerini göre1im. Büyük bir oJasılıkJa, bu yöneticilerin her biri, se miner öncesi §öyle bir olayla kar�ı kar�ıya kalnu�lardır: Çalı�tıkları
· kuruluşun personel veya insan kaynakları veya eğitim hirinıi onla
ra bir sonraki sayfadakine benzer hir bildiri göıu.lcrn1i�tir:
25
.
BİLDİRİ (DIŞ OLAY)
··s ayın ... . .
•
•
Şu ve �u tarihler arasında, 'iletݧirn becerisi' konulu
eğitim seminerine· katılmanız .
•
Bunun sonunda kimin gidici .
. kinıin kalıcı olduğu anla�ılacak.'' İKİNCİ YÖNETiCi
,.Bana bu· saatten sonra ne öğretebilirler ki ... Ben bu işi zaten doğrusuyla yapıyoruın.
Beni bu seminer hiç etkilemez."
ÜÇÜNCÜ YÖNETİCİ .
."Bırak şitndi iletişimi. ınilctişimi . Oh ne güzel! Işten •
güçten uzak dinlcnip, keyfiıne bakarı m."
' '
'
Yukardaki örnekte, �ıynı §irkette çalı§aİl be§ yöneticiye gönde-rilen bir bildiri (dı§ olay) ve her bir yöncticiı)iı� bu biltliri kar§ısıı1�
da g�liştitmiş olduklarİ yorumlar (iç o1ay1ar) yer ahnaktadıi. Aca
. ba bu yöneticiler yaptıkları .yoruınlarla, şu duygu1ardan hangisini
•
ya§ayacaklardır? i
1. İSTEKLiLİK VE MEMNUNİYET
2. MEMNUNİYET AMA ÖGRENMEYE İS'TEKSİZLİK
3. KAYGI ,
4. KIZGINLIK
26 ' •
•
•
5. KARŞI ÇlKMA VE DiRENME
Birinci yönetici, semineri, kendisinin bir yönetici olarak sına
nacağı hir olay olarak yorumlamakta v� s.eminer sonunda, §irkcttc çalı§ınaya devam edip etmeyeceği kararının çıkacağına inanmakta
dır. Yönetici ki§iliğinin s�nava sokulduğu hissiyle kendisini kanıtla
ma zorunluluğu içinde gören böyle hir dü§ünce tarzının kaygı dı
�ında bir ba�ka duygu üretmesi zor olacaktır . •
Ikinci yönetici, kendini her §eyin doğrusuna vakıf bir yönetici olarak ilan etmektedir. Her §eyi zaten bilmektedir. Heın de doğru bilmektedir. Herhangi hir serninerin ona bir katkısı olaınaz. Bu dü§üncelerin oturtulmu§ olduğu mantığın, davranı§ olarak karşı çıkma ve direnmeyi ortaya çıkarması gerekecektir.
Uçüncü yönetici, bu seminer çağrısını ki§iliğine bir saygısızlık ••
ve saldırı olarak yorumlamaktadır. Bu ınantığa göre, saldırılan bir bir ki§ilik varsa, pek tabii savunulması gereken bir ki§ilik de ola
caktır. Hem de öfkeyle.
Dördüncü yönetici, öğrenmenin sürekliliğine inanmı§ bir gö
rü§ sergilemektedir. Yeni öğrenmclcrin. ilcti§iın becerisini daha da geli§tirebilcceğini dü§ünnıektcdir. Şi rkc tini n de bu inanı§ı payla§tı
ğını varsayarak kendisini §ansh saymaktadır. Herhalde bu tür dü
�üncelerin davranı§ ve duyguları hevesli ve kendisini meınnun y·ap
maktan ba§ka bir §ansı yoktur.
Be§inci yönetici, bu semineri, ݧ ya§amından uzakla�ıp dinlen
roeye ve keyf e neden olabilecek bir olay olarak yorutnlaınaktadır.
Öğrenme onun için' herhangi bir �ckiluc öneın ta�ıınamaktadır.
Toplantılarda oturup vaktin geçıncsini bcklcınek, ya�anacak keyif ve dinlenme için ödenmesi gereken hir ·faturadır. Bu dü�üncclcrin doğrultusunda söz konusu yöneticinin kendisini ıncnınun, ancak toplantılarda isteksiz ve sıkılnıı� hissetnı�si bcklcnct·c k tir.
27
•
•• ••
•