• Sonuç bulunamadı

4. 1. 1. Ünlülerde Meydana Gelen Ses Olayları

4. 1. 1. 1. Damak Uyumu (Kalınlık – İncelik Uyumu / Büyük Ünlü Uyumu):

Yalın veya eklerle uzatılmış olan Türkçe kelimelerde, ilk hecede bulunan ünlünün taşıdığı kalınlık- incelik özelliğinin diğer hecelerde de devam etmesi kuralıdır. Kalın ünlüyle, yani arka damak ünlüsüyle (a, ı, o, u) başlayan bir sözcüğün, yine kalın ünlülerle; ince ünlüyle, yani ön damak ünlüsüyle (e, ä, i, ö, ü) başlayan bir sözcüğün ise yine ince ünlülerle davam etmesi temeline dayanır (Doğan ve Koç, 2013, s.131).

Kazak Türkçesinde damak uyumu Türkçe kelimelerde oldukça sağlamdır. Bir sözcüğün ilk hecesi kalın bir ünlüyle başlarsa, takip eden heceler de kalın ünlülü olur; bir sözcüğün ilk hecesi ince bir ünlüyle başlarsa, takip eden heceler de ince ünlülü olur (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.22).

laqtırıp “fırlatıp, atıpˮ (1880), adamdarı “insanlarıˮ (1910).

Bazı ekler damak uyumuna uymazlar. Bunlar: -men (-ben, -pen) / -menen (- benen, -penen) instrumental eki (vasıta hali eki); -niki (-diki, -tiki) aitlik eki:

qolımen “eliyleˮ (1915), ayağımen “ayağıylaˮ (1929).

Kazak Türkçesinde alıntı kelimelerde de damak uyumunun büyük ölçüde sağlandığı görülmektedir. Bu uyum farklı yöntemlerle sağlanır. Böylece Kazak Türkçesi, alıntı kelimeleri diğer Türk lehçelerinden daha fazla bu uyuma sokmuştur (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.23).

4. 1. 1. 2. Dudak Uyumu (Düzlük- Yuvarlaklık Uyumu / Küçük Ünlü Uyumu):

Dudak uyumu Türkçe kelimelerin ilk hecelerinde bulunan ünlülerin düz veya yuvarlak oluşuna göre, takip eden hecelerdeki ünlülerin, kelimenin ilk hecesi düz ünlü ise düz olarak, yuvarlak ünlü ise yuvarlak ve geniş düz olarak gelmesi kuralıdır (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.24).

İlk hecedeki ünlü bir düz ünlü ise (a, e, ä, ı, i); devam eden bütün hecelerdeki ünlüler de düz (a, e, ä, ı, i) olmalıdır. Düz ünlüyle (a, e, ä, ı, i) başlayan bir sözcüğün ilerleyen hecelerinde yuvarlak bir ünlüyle (o, ö, u, ü) karşılaşmak mümkün değildir. Bu

61

hemen hemen bütün Türk şiveleri için olduğu gibi Kazak Türkçesi için de sabit bir kuraldır.

özeninin (041), qalaların “şehirlerinˮ (955), äsirese “özellikleˮ (971), işinde “içindeˮ (971), şındıq “doğruluk, gerçeklikˮ (982).

İlk hecedeki ünlü bir yuvarlak ünlü ise (o, ö, u, ü); devam eden ilk hecedeki ünlü ya dar-yuvarlak (u, ü) veya geniş-düz (a, e) olmalıdır. Sonraki diğer hecelerdeki ünlüler ise 2. hecedeki ünlüyü ilk hecedeki gibi değerlendirerek form alır.

körgen “görenˮ (046), moldalar “mollalarˮ (080), köpten “çoktanˮ (080), tüskeni (100) turğanda “durduğundaˮ (110).

Türkiye Türkçesindeki gibi Kazak Türkçesinde de (birleşik kelimeler ve ağızlardaki söylenişler istisna) “o” ve “ö” kök hecenin dışında bulunmaz. Türkiye Türkçesinden farklı olarak “u” ve “ü” de ikinci ve onu takip eden hecelerde bulunmaz. Bunların yerine “ı, i” ve e ünlüleri yer alır (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.24).

Dudak uyumu Kazak Türkçesinde yazı dili ile konuşma dili arasında farklılık göstermektedir. Kazak yazı dilinde anladığımız manada bir dudak uyumundan söz etmek mümkün değilken, konuşma dilinde bu uyum en kuvvetli şekliyle, hatta pek çok Türk şivesine nazaran çok daha ilerlemiş bir şekilde yaşamaktadır. Konuşma dilinde ilk hecedeki yuvarlak ünlüyü takiben gelen dar ünlülerin (u, ü, ı, i), Türkiye Türkçesinde olduğu gibi, hemen daima yuvarlaklarının (u, ü) seçildiğini görüyoruz. Kazak konuşma dili, ilk hecesi kalın-yuvarlak ünlülü olan (o, u) sözcüklerden sonragelen kalın-geniş- düz ünlüyü (a) olduğu gibi bırakırken, ilk hecesi ince-yuvarlak ünlülü olan (ö, ü) sözlerden sonra gelen ince-geniş-düz ünlüyü ise (e) yuvarlaklaştırarak “ö”ye çevirmektedir. Bu yönüyle Kazak konuşma dili, Türk dilinin genel dudak uyumuna yol vermeyen yazı diline inat, Türk dilinin pek çok devresinde ve sahasında dahi rastlanmayan ileri seviyeli bir dudak uyumunu hayata geçirmektedir (Doğan ve Koç, 2013, s.137).

Kazak Türkçesi yazı dilinde, dudak uyumunun “düz ünlüden sonra yuvarlak ünlü gelmemesi” kuralına aykırılık gösteren, fiilleri işaret etmek üzere mastar eki olarak kullanılan “–uw, -üw”ekidir. İki sesten meydana gelen bu ek (-uw ve –üw), Kiril alfabeli Kazak yazı dilinde sadece “w [y]” harfiyle gösterilmektedir ve düz ünlülü fiilleri ifade

62

ederken daima dudak uyumunu bozmaktadır. Ek, düz ünlülü kelimelerden sonra da yuvarlak ünlü kelimelerden sonra da “–uw, -üw” şeklinde kullanılmaktadır (Doğan ve Koç, 2013, s.139-140).

boluwı “olmasıˮ (996), senüwge “inanmayaˮ (075), berüwge “vermeyeˮ (146). Birçok alıntı kelimede dudak uyumu yoktur. Eklerde de dudak uyumu yoktur. Bu sebeple eklerin varyantları daha azdır.

4. 1. 1. 3. Ünlülerdeki Ses Değişmeleri:

Ünlü sesler, bütün Türk şivelerinde olduğu gibi, Kazak Türkçesinde de incelme, kalınlaşma, daralma, genişleme, düzleşme, yuvarlaklaşma yönünde tarihî değişimler geçirmiş; düşme ve türeme olaylarıyla karşılaşmıştır.

4. 1. 1. 3. 1. Kalın Ünlülerin İncelmesi:

Çeşitli nedenlerle bir kelimedeki kalın sıradan ünlü veya ünsüzlerin ince sıraya geçmesi olayıdır (Korkmaz, 2003, s.130).

4. 1. 1. 3. 1. 1. a > ä

Arka damakta geniş-düz olarak telâffuz edilen “a” ünlüsünün, daha öne gelerek “ä” ünlüsüne dönüşmesi olayıdır.

Bazı Türkçe birleşik yapılarda görülür:

alıp kel- > äkel- “alıp gel-, getir-” (217), alıp ber- > äper- “alıp ver-” (1419), alıp ket- > äket- “alıp git-, götür” (1421), bay bişe > bäybişe “ilk hanım” (026), ata eke > äke “baba” (153).

Alıntı sözlerin damak uyumuna sokulmasında görülür:

hareket > äreket “hareket” (1422), ‘asker > äsker “asker” (032), kâfir > käpir “kâfir” (1254), günah > künä “günah” (1713).

Bu sebepler dışında birkaç yerde ortaya çıkabilir: barı > bäri “hepsi” (1667).

4. 1. 1. 3. 1. 2. a > e

Arka damakta geniş-düz olarak telâffuz edilen a ünlüsünün, öne doğru gelerek e ünlüsüne dönüşmesi olayıdır.

63

mekân > meken “mekânˮ (2090), bayram > meyram “bayram” (1568), yardam > järdem “yardım” (1598), yana > jäne “ve, ile” (1810).

Yukarıdaki örneklerin büyük çoğunluğunda da olduğu gibi “a > e” incelmesi çoğunlukla “ş, y, j” gibi ünsüzlerin inceltici tesiri sebebiyle gerçekleşmiştir. Alıntı sözlerde ise bunları dudak uyumuna sokma çabası sonucunda gerçekleşir.

4. 1. 1. 3. 1. 3. a > i

Düz-geniş “a” ünlüsünün daralarak i’ye dönüşmesi olayıdır. Tamamı alıntı olan çok az örnekte izlenir.

hâlâ > äli “hâlâˮ (1827), ma‘nâ > mäni “mana, önem” (2295).

4. 1. 1. 3. 1. 4. ı > i

Arka damakta dar-düz olarak telâffuz edilen “ı” ünlüsünün, öne doğru gelerek “i” ünlüsüne dönüşmesi olayıdır.

qarı > käri “yaşlı” (2308), tatlığ > tätti “tatlı” (034), ız > iz “iz” (140), pış- > pis- “piş-” (232), tıl > til “dil” (038), ış > is “iş” (115), tış > tis “diş” (118).

Bu ses olayı birçok örnekte “ş, y, j” gibi inceltici ünsüzlerin etkisiyle gerçekleşmiştir.

4. 1. 1. 3. 1. 5. u > ü

Arka damakta dar-yuvarlak olarak telâffuz edilen “u” ünlüsünün, öne doğru gelerek “ü” ünlüsüne dönüşmesi olayıdır.

uçun > üşin “için” (130), sûret > süwret “resim, suret” (173), buk- > bük- “bük- ” (010).

4. 1. 1. 3. 2. İnce Ünlülerin Kalınlaşması:

İnce, yani ön yarı damakta teşekkül eden ünlülerin, arka yarı damağa geçmesiyle ortaya çıkan ses olayıdır (Doğan ve Koç, 2013, s.67).

4. 1. 1. 3. 2. 1. e > a

Genellikle damak uyumuna uymayan alıntı sözlerin bu uydurulması sırasında ortaya çıkan bir ses olayıdır ve bu sebeple çoğunlukla yabancı sözcüklerle örneklendirilebilir:

64

âdem > adam “adam, insan” (033), ğayret > qayrat “gayret, güç” (376), şeytân > şaytan “şeytan” (2458), bahçe > baqşa “bahçe” (232).

Bu ses olayı, bu örneklerin dışında bir de, Eski Türkçedeki teg “gibi” edatının ekleşerek “-day, -dey, -tay, -tey” şekillerine dönüşmesi sonucunda karşımıza çıkar:

osı-n + teg > osınday “böyle” (1803).

Bazı sözcüklerdeki e’lerin ise niçin kalın sıraya geçtikleri konusunda bilimsel bir açıklama yapılamamıştır. Bu tür sözler genellikle yabancı asıllı olduklarından, muhtemelen işitilişlerinde tam bir incelik tespit edilememiş ve kalın sırada oldukları görüşü yaygınlaşmıştır:

ecel > ajal “ecel” (1858).

4. 1. 1. 3. 2. 2. i > ı

İnce sıradaki dar-düz “i” ünlüsünün, arka damağa doğru çekilip kalınlaşarak “ı” ünlüsüne dönüşmesi olayıdır. Değişik sebeplerle gerçekleşir:

isig > ıstıq “sıcak” (2282), miñ > mıñ “bin” (2334), idiş > ıdıs “kap kacak, kadeh”

(1253), yigirme > jıyırma “yirmi” (1295).

4. 1. 1. 3. 3. Düz Ünlülerin Yuvarlaklaşması

Kelimenin başında ve ortasında bulunan düz ünlülerin çeşitli fonetik sebeplerle yuvarlaklaşması olayıdır. Kazak Türkçesinde çok rastlanan bir ses olayı değildir (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.27).

4. 1. 1. 3. 3. 1. a > o

Özellikle alıntı sözcüklerin ilk hecesinde meydana gelen düz-geniş “a” ünlüsünün yuvarlaklaşarak “o”ya dönüşmesi olayıdır. Özellikle “v (w)” ünsüzü ile başlayan alıntı sözlerde görülür. Bu tür sözlerin başındaki “v (w)” ünsüzü düşerken ardından gelen düz geniş ünlüyü yuvarlaklaştırır (Doğan ve Koç, 2013, s.69).

vâkı‘a > oqıyğa “olay” (1700).

Bu değişimin örnekleri birkaç Türkçe asıllı sözcükte de görülmektedir: andağ > onday “öyle” (1768).

65

4. 1. 1. 3. 3. 2. a > ö

Özellikle alıntı sözcüklerin ilk hecesinde meydana gelir. Düz-geniş “a” ünlüsünün yuvarlaklaşarak önce “o”ya, daha sonra da sözcükte damak uyumunu sağlamak üzere ö’ye dönüşmesi olayıdır. Genellikle alıntı sözcüklerde bulunan “v (w)” ünsüzünün yuvarlaklaştırıcı etkisiyle ortaya çıkar. Düz a ünlüsünü yuvarlaklaştıran “w” ünsüzünün daha sonra çoğunlukla düştüğü görülmektedir (Doğan ve Koç, 2013, s.69).

vasiyet > ösiyet “vasiyet” (1845).

4. 1. 1. 3. 3. 3. a > u

Düz-geniş “a” ünlüsünün yuvarlaklaşarak önce “u”ya dönüşmesi olayıdır.

ağuz > uwız “ağız sütü” (1026), qağur- > quwır- “kavur-” (2227).

Birçok örnekte bu olay “ğ, w” gibi ünsüzlerin yuvarlaklaştırıcı etkisiyle ortaya çıkmıştır.

4. 1. 1. 3. 3. 4. e > ö

Genellikle ilk hecede meydana gelen düz-geniş “e” ünlüsünün yuvarlaklaşarak “ö”ye dönüşmesi olayıdır. Ancak istisnalar da vardır.

bele- > böle- “kundakla-” (2301), vekil > ökil “vekilˮ (023), kepelek > köbelek “kelebek” (568).

Alıntı sözcükte meydana gelen vekil > *wökil > ökil “vekil” değişiminde ise, yabancı sözcükte bulunan “v (w)” ünsüzünün yuvarlaklaştırıcı etkisiyle ortaya çıkmıştır. Düz “e” ünlüsünü yuvarlaklaştıran “w” ünsüzünün daha sonra çoğunlukla düştüğü görülmektedir.

4. 1. 1. 3. 3. 5. e > o

Özellikle alıntı sözcüklerin ilk hecesinde meydana gelen düz-geniş “e” ünlüsünün yuvarlaklaşarak muhtemelen önce “ö”ye, daha sonra da sözcükte damak uyumunu sağlamak üzere “o”ya dönüşmesi olayıdır. Genellikle alıntı sözcüğün bünyesinde bulunan “v (w)” ünsüzünün yuvarlaklaştırıcı tesiriyle ortaya çıkar. Düz “a” ünlüsünü yuvarlaklaştıran “w” ünsüzünün daha sonra çoğunlukla düştüğü görülmektedir (Doğan ve Koç, 2013, s.70).

66

vebal > *wobal> obal “vebal” (1015), vefâ > *wopa > opa “vefa, acıma duygusu” (1103).

4. 1. 1. 3. 3. 6. e > ü

Genelde ilk hecede meydana gelen düz-geniş “e” ünlüsünün yuvarlaklaşarak “ü” ünlüsüne dönüşmesi olayıdır.

tegül > tügil “değil” (835), tewe > tüye “deve” (1424).

4. 1. 1. 3. 3. 7. ı > u

Eski Türkçede, içinde bilhassa “ğ” ünsüzünü bulunduran eklerin bu seslerinin, Kazak Türkçesinde çoğunlukla “w”ye dönüştüğü bilinmektedir. İşte çağdaş Kazakçadaki “ı > u” değişiminin ana sebebi, çift dudak w’sinin yuvarlaklaştırıcı tesiridir. En yaygın olarak görüldüğü gramer yapısı –uw mastar ekleridir (Doğan ve Koç, 2013, s.70).

bar+ıg > *barıw > baruw “gitmek” (2377), al+ıg > *alıw > aluw “almak” (2387). Bunun yanında aşağıdaki örnekte görülen ve aynı mantığa dayanan değişim de dikkate değerdir. Bu örnekte sondaki ses bir mastar eki görevinde olmamakla birlikte, değişim yine “w”ye dönüşen “ğˮ ünsüzünün yuvarlaklaştırıcı tesiriyle olmuştur:

agrıg > awruw “hastalık” (2433).

4. 1. 1. 3. 3. 8. i > ü

Eski Türkçede, içinde bilhassa “g” ünsüzünü bulunduran eklerin bu seslerinin, Kazak Türkçesinde çoğunlukla “wˮye dönüştüğü bilinmektedir. İşte Kazak Türkçesindeki “ı > u” değişiminin ana sebebi, çift dudak w’sinin yuvarlaklaştırıcı tesiridir. En yaygın olarak görüldüğü gramer yapısı -üw mastar ekleridir (Doğan ve Koç, 2013, s.71).

kel+ig > *keliw > kelüw “gelmek” (2469), ber+ig > beriw > berüw “vermek” (034), biriktir+ig > biriktiriw > biriktirüw “birleştirmek” (165).

4. 1. 1. 3. 3. 9. i > o

Özellikle alıntı sözcüklerin ilk hecesinde meydana gelen düz-dar “i” ünlüsünün yuvarlaklaşarak önce “ö”ye, daha sonra da sözcükte damak uyumunu sağlamak üzere “o”ya dönüşmesi olayıdır. Genellikle alıntı sözcüğün bünyesinde bulunan “v (w)”

67

ünsüzünün yuvarlaklaştırıcı etkisiyle ortaya çıkar. Düz i ünlüsünü yuvarlaklaştıran “w” ünsüzünün daha sonra çoğunlukla düştüğü görülmektedir (Doğan ve Koç, 2013, s.71).

vîrân > *wöyran > oyran “viran” (691).

4. 1. 1. 3. 4. Yuvarlak Ünlülerin Düzleşmesi

Ünlülerin çıkışında dudakların düzleşmesi olayıdır. “o, ö, u, ü” yuvarlak ünlülerinin “a, e, ı, i” düz ünlülerine dönüşmesi olayıdır (Karaağaç, 2012, s. 144).

Bazı fonetik sebeplerle ve çoğunlukla alıntı kelimelerde ikinci hecedeki yuvarlak sıralı ünlünün düz sıraya geçmesidir. Kurallı olmayan, bazı kalıplaşmış yapılar ile birtakım özel durumlarda izlenebilen bir ses olayıdır (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.26).

4. 1. 1. 3. 4. 1. o > a

Geniş-yuvarlak “o” ünlüsünün düzleşerek “a”ya dönüşmesi olayıdır. İlk hecede görülebilir:

boğazla- > bawızda- “boğazla-” (1700).

Dudak uyumunun sağlanması amacıyla Türkçe birleşik yapılarda ilerleyen Hecelerde görülebilir:

bir oq > biraq “ancak” (1598),

4. 1. 1. 3. 4. 2. u > a

Yuvarlak-dar “u” ünlüsünün düzleşerek ve genişleyerek “a”ya dönüşmesi olayıdır.

Bu ses olayıyla en kurallı ve kalıplaşmış bir yapı olarak, Türkçenin tarihî dönemlerinde ve pek çok çağdaş şivesinde dar ünlülü olan soru ekinde karşılaşıyoruz (- mu , -mü > -ma, -ba, -pa) (Doğan ve Koç, 2013, s.72).

bar mu > bar ma “var mı” (142).

Bu ses olayı müstakil sözcüklerde, özellikle de ilk heceden sonra görülebilir: botu(q) > bota “deve yavrusu” (117).

4. 1. 1. 3. 4. 3. u > ı

68 İlk hecede görülebilir:

buğday > bıyday “buğday” (477), bulayu > bılay “böyle” (558), bulğa- > bılğa- “bulandır-, batır-” (640), muş(ıq) > mısıq “kedi” (993).

Eski Türkçe sözcüklerde görülebilir:

aqrun > aqırın “yavaş” (1002), qatun > qatın “kadın” (1009), yastuq > jastıq “yastık” (1154), anuq > anıq “apaçık” (148).

4. 1. 1. 3. 4. 4. ü > i

Yuvarlak-dar “ü” ünlüsünün düzleşerek “i”ye dönüşmesi olayıdır. İlk hecede görülebilir:

büt- > bit- “bit-” (148), mün- > min- “bin-” (471), günâh > kinä “suç” (640). Eski Türkçe kelimelerde görülebilir:

bedük > bedhük > biyik “yüksek” (708) tegül > tügil “değil” (835), temür > temir “demir” (2378).

Bunun yanında, -aslında- hiçbir şekilde dudak uyumu kaygısı taşınmadığı durumlarda dahi, bünyesinde ilk hecesinden sonra “ü” ünlüsü barındıran Eski Türkçe pek çok sözcükteki “ü”lerın darlaştırıldığı ve “i”ye dönüştürüldüğü görülür:

ögüt > ügit “öğüt” (1268), öküz > ögiz “öküz” (1962), ölüg > ölik “ölü, ceset” (039).

4. 1. 1. 3. 4. 5. ü > e

Yuvarlak-dar “ü” ünlüsünün düzleşerek “e”ye dönüşmesi olayıdır.

Bu ses olayıyla en kurallı ve kalıplaşmış bir yapı olarak, Türkçenin tarihi dönemlerinde ve pek çok çağdaş lehçesinde dar ünlülü olan soru ekinde karşılaşıyoruz (-mü > -me, -be, -pe) (Doğan ve Koç, 2013, s.74). Bu ses olayıyla müstakil sözcüklerde, özellikle de ilk heceden sonra karşılaşılmaktadır:

kötür- > köter- “kaldır-” ( 075), töpü > töbe “tepe” (095), süñük > süyek “kemik” (206).

69

4. 1. 1. 3. 5. Geniş Ünlülerin Daralması

Bazı seslerin boğumlanması sırasında ses yolunda meydana gelen daralma olayıdır. Geniş ünlülerin daralması olayıdır (Korkmaz, 2003, s. 64).

Türk lehçeleri içinde özellikle Tatar, Başkurt ve Çuvaşçada örneklerine sıkça rastlanılan bir ses olayıdır. Bu lehçelerde yaygın olarak görülen karakteristik ünlü daralmasının bu yaygınlığının sadece “o > u, ö > ü” ve ilk hecede “e > i” daralmasıyla sınırlıdır. Ünlü daralmasının Kazak Türkçesindeki hiçbir çeşidi kurallı değildir (Doğan ve Koç, 2013, s.74-75).

4. 1. 1. 3. 5. 1. a > ı

Kazak Türkçesinde bir partisip eki hâline gelmiş bulunan ve ilk formu turğan şeklinde olan yapıda bir “a > ı” değişimi söz konusu olmuştur. Bu yapı ekleşme devresinde önce “–tuğın” şeklini almış, daha sonra ise bünyesindeki “ğ” ünsüzünü düşürerek “–tIn” formuna bürünmüştür. Her iki gelişim evresinde de tur- yardımcı fiilindeki “–ğan” ekindeki geniş “a” ünlüsünün daraltıldığı ve “ı”ya çevrildiği görülüyor. “turğan > -tuğın > -tın” şeklindedir. Bu yapının haricinde de, kuralsız olarak karşılaşılabilen bir ses olayıdır (Doğan ve Koç, 2013, s.75).

qalma-y-a turğan > qalmaytuğın “kalmayacakˮ (1678).

Bu yapının haricinde de, kuralsız olarak karşılaşılabilen bir ses olayıdır. “a > ı” olayını, tespit edilen örneklerin hemen hepsinde ilk hecede gerçekleşmiştir:

taş > tıs “dış” (310), tawış > dıbıs “ses” (1019).

4. 1. 1. 3. 5. 2. a > u

Düz-geniş “a” ünlüsünün daralarak yuvarlak-dar “u” ünlüsüne dönüşmesi olayıdır. Bu olay da, “a > ı” gibi daima, ilk hecede görülür:

ağuz > uwız “ağız sütü” (1026), qağur- > quwır- “kavur-” (2227). 4. 1. 1. 3. 5. 3. a > i

Düz-geniş “a” ünlüsünün daralarak “i”ye dönüşmesi olayıdır. Çok az sayıda

olmak üzere, alıntı sözcüklerde görülür.

70

4. 1. 1. 3. 5. 4. e > i

Düz-geniş “e” ünlüsünün birinci hecede darlaşarak “ i”ye dönüşmesi olayıdır. İlk hecede Tatar Türkçesi için düzenli olan bu ses olayı, Kazak Türkçesinde kuralsızdır ve sayılı örnekte karşımıza çıkmaktadır.

edgü > edhgü > iygi “iyi” (1107), bedük > bedhük > biyik “yüksek” (1173), beg

> bey > biy “bey, aksakal” (031), eg-> iy- “eğ-” (011), teg- > tiy- “değ-” (033). “e > i” olayının alıntı sözcükler üzerinde de uygulandığı görülmektedir: çarşenbe > särsenbi “çarşamba” (1769), şecere > şejire “soy ağacı” (2332).

4. 1. 1. 3. 5. 5. o > u

Yuvarlak-geniş “o” ünlüsünün birinci hecede darlaşarak “u”ya dönüşmesi olayıdır. Kuzey Türkçesinin karakteristik özelliklerinden biridir. Kuzey grubu Türkçelerinden Tatar Türkçesi için düzenli olan bu ses olayı Kazak Türkçesi için kurallı olmayıp, Tatarcaya nazaran çok daha az; ama yine de küçümsenemeyecek sayıdaki örnekte geçerlidir (Doğan ve Koç, 2013, s.76).

Türkiye Türkçesinde ilk hecede “o” ile söylenen birçok kelime Kazak Türkçesinde “ü” ile söylenir.

boz- > buz- “boz-” (482), çoğı > şuw “gürültü” (854), qow- > quw- “kov-, kovala-” (1119), koy- > quy- “koymak (sıvı için)” (025), oğlan > ulan “oğlan, delikanlı” (045), oğul > *uwıl > ul “oğul” (045), toğ- > tuw- “doğ-” (045), yol- > jul- “yol-” (130), toğrı > tuwra “doğru” (395), okşa- > uqsa- “benze-” (512), sor(a)- > sura- “sor-” (641).

4. 1. 1. 3. 5. 6. ö > ü

Yuvarlak-geniş “ö” ünlüsünün birinci hecede darlaşarak “ü”ye dönüşmesi olayıdır.

Kuzey Türkçesinin karakteristik özelliklerinden biri olup, Tatar Türkçesi için düzenli olan bu ses olayı Kazak Türkçesi için kurallı olmayıp, Tatarcaya nazaran çok daha az; ama yine de küçümsenemeyecek sayıdaki örnekte geçerlidir (Doğan ve Koç, 2013, s.77).

Türkiye Türkçesinde ilk hecesi “ö” ile söylenen birçok kelime Kazak Türkçesinde “ü” ile söylenir.

71

bögir > böyir > büyir “böğür, yan, böbrek” (823), ögret- > üyret- “öğret-” (263),

ögren- > öyren- > üyren- “öğren-” (504), ögüt > ügit “öğüt” (1268), öy > üy “ev” (063). 4. 1. 1. 3. 6. Dar Ünlülerin Genişlemesi

Kelime içinde dar sıralı ünlülerin çeşitli fonetik sebeplerden dolayı geniş sıralı ünlülere dönüşmesi olayıdır. Dar “ı, i, u, ü” ünlülerinde meydana gelen tarihî genişleme olaylarından ibarettir (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.27).

4. 1. 1. 3. 6. 1. ı > a

Düz-dar “ı” ünlüsünün genişleyerek “a”ya dönüşmesi olayıdır.

Az sayıdaki örnekte görülmesine rağmen, çağdaş Kıpçak Türkçeleri için karakteristiktir. Birkaçı dışında, örneklerin çoğunda son hecede görülür (Doğan ve Koç, 2013, s.77).

yañı > jaña “yeni” (497), ığaç > ağaş “ağaç” (1508).

4. 1. 1. 3. 6. 2. i > e

Düz-dar “i” ünlüsünün genişleyerek “e”ye dönüşmesi olayıdır.

iki > eki “iki” (1528), ikkiz > egiz “ikiz” (321), indi > endi “şimdi, artık” (332), işik > esik “kapı, eşik” (414), kidin > keyin “sonra” (414), yiti > jeti “yedi” (029).

Ayrıca Türkçenin pek çok şivesinde “–mi” şeklinde olan soru ekinin geniş ünlüsü de genişlemiş ve söz konusu ekler, Kazak Türkçesinde “-me, -be, -pe” şekillerine dönüşmüştür (-mı, –mi, -mu, -mü > -me, -be, -pe) (Doğan ve Koç, 2013, s.78).

kele mi > kele me “gelir mi?” (2065).

4. 1. 1. 3. 6. 3. u > o

Yuvarlak-dar “u” ünlüsünün genişleyerek “o”ya dönüşmesi olayıdır.

Kazak Türkçesi gibi bir çağdaş Kıpçak lehçesi olan Tatarcada düzenli olarak görülen bu ses olayı, Kazak Türkçesi için ancak birkaç örnekle sınırlıdır (Doğan ve Koç, 2013, s.78).

quruğcın > qorğasın “kurşun” (2380), mu’min > momın “iyi huylu, uysal” (2408).

72

4. 1. 1. 3. 6. 4. u > ö

Bazı sözlerin ilk hecesindeki yuvarlak-dar “u” ünlüsünün genişleyerek “ö”ye dönüşmesi olayıdır.

‘umr > ömir “ömür” (2441).

4. 1. 1. 3. 6. 5. u > a

Yuvarlak-dar “u” ünlüsünün genişleyerek “a”ya dönüşmesi olayıdır.

botu(q) > bota “deve yavrusu” (117).

4. 1. 1. 3. 6. 6. ü > ö

Dar-yuvarlak “ü” ünlüsünün genişleyerek “ö”ye dönüşmesi olayıdır.

Genellikle ilk hecede görülür. Kazak Türkçesi gibi bir çağdaş Kıpçak lehçesi olan Tatarcada düzenli olarak görülen bu ses olayı, Kazak Türkçesi için ancak birkaç örnekle sınırlıdır (Doğan ve Koç, 2013, s.79).

hüner > öner “hüner, sanat” (025), töpü > töbe “tepe” (095).

Bu örneklerde, “h” ünsüzüyle başlayan Arapça sözcüklerden önce bu ses düşürülmüş, ardından da takip eden ünlü genişletilmiştir.

4. 1. 1. 3. 6. 7. ü > e

Son hecede yuvarlak-dar “ü” ünlüsünün genişleyerek düz-geniş “e”ye dönüşmesi olayıdır:

kötür- > köter- “kaldır-” (115), örküç > örkeş “hörgüç” (1827), süñük > süyek “kemik” (1835), töpü > töbe “tepe” (095).

4. 1. 1. 4. Ünlü Türemesi

Ses özelliklerine veya seslerin birbiriyle birleşme şartlarına bağlı bazı sebeplerle kelimenin önüne, ortasına veya sonuna ünlü getirilmesi kuralıdır.

Kazak Türkçesinde ünlü türemeleri genellikle alıntı kelimelerde kelime başı, ortası ve sonunda görülmektedir. Kelime başında ünlü türemesi Türkçede “l, r, w” sesleriyle başlayan kelime olmamasından kaynaklanmaktadır. Kelime ortasında ve sonunda ünlü türemesi ise ünlü ve ünsüzlerin birbirini takip etme eğilimi ile açıklanabilir (Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.28).

73

Türkiye Türkçesinde kelime ve hece sonunda sadece şu çift konsonantlar bulunabilir: lç, lk, lḳ, lp, lt; nç, nk, nḳ, nt; rç, rk, rḳ, rp, rs, rt; st; şt. Bunların dışında, Türkçede kullanılan ve kendisinin veya bir hecesinin sonunda çift konsonant bulunan her kelime yabancıdır. Bu çeşit yabancı kelimeler Türkçede çok defa çift konsonantları arsına bir vokal sokulmak suretiyle kullanılırlar (Ergin, 2013, s. 67-68).

Türkiye Türkçesinde hece sonunda bulunabilen ünsüz çiftleri Kazak Türkçesinde görülmez; bu tür kelimelerde de ünsüzler arasında ünlü türer(Biray, Ayan ve Kurmangaliyeva Ercilasun, 2018, s.29).

wakt > wakıt > uwaqıt “vakitˮ (531).

4. 1. 1. 4. 1. Kelime Başında Ünlü Türemesi (ø- > ı-; ø- > i-; ø- > u-; ø- > ü-; ø- > o-):

Kelime başında dar ünlü türemesinin sebeplerinden biri, Türkçede hiçbir sözcüğün “r” ve “l” ünsüzleriyle başlamamasıdır.

Rus > Orıs “Rus” (2376), rû-mâl > oramal “havlu, başörtü” (127).

Söz başında ünlü türemesinin sebeplerinden bir diğeri de; dilimizin ses sisteminin söz başında iki ünsüze izin vermeyen tavrıdır. Türk dilinde (özelinde Kazak Türkçesinde) söz ortasında ve sonunda bazı ünsüzlerin yan yana gelmesi mümkün olmamasının yanı sıra; söz başında ise hiçbir çift ünsüzün yan yana gelmesi mümkün değildir. Bu sebepten, Kazak Türkçesinin yazı dilinde de bazı örneklerine rastlandığı üzere, özellikle konuşma dilinde başta bir dar ünlü türemesi gerçekleşebilmektedir:

stol > üstel “masa” (507).

4. 1. 1. 4. 2. Kelime Ortasında Ünlü Türemesi (-ø- > ı-; -ø- > -i-; -ø- > -ü-; -ø- > -e-; -ø- > -o-) :

Kazak Türkçesinde, söz içinde ünlü türemesi, değişik fonetik sebeplere bağlı olarak; sözün ilk, orta ve son hecelerinde gerçekleşebilmektedir.

Kazak Türkçesinde söz ortasında yan yana gelebilen ünsüzlerin sayısı sınırlıdır. Bazı ünsüz çiftlerinin dışında hiçbir ünsüz yan yana duramaz. Bu sebepten Kazak Türkçesi, bünyesinde kendi ses sistemine aykırı bazı ünsüz çiftleri bulunduran alıntı ve Eski Türkçe sözcüklerde, bu aykırı ünsüz çiftleri arasında ünlü türetme (çoğunlukla dar

74

ünlüler) yoluna gitmiş; böylece söz ortasında kendine has ünsüz birleşimi karakterini böyle sözcükler üzerinde de uygulamıştır.

Alıntı sözlerde:

kudret > qudiret “kudret” (1009). Türkçe asıllı sözcüklerde:

aqrun > aqırın “yavaş” (368), Täñri > Täñiri “Tanrı” (361), topraq > topıraq “toprak” (477), yinçge > jiñişke “ince” (839).

4. 1. 1. 4. 3. Kelime Sonunda Ünlü Türemesi (-ø > ı; -ø > -i; -ø > -a; -ø > -e) :

Kazak Türkçesi sözcüklerin sonunda sadece 4 ünsüz birleşmesi gerçekleşebilmekte; yani, söz sonunda sadece 4 çeşit ünsüz çifti bulunabilmektedir: -yt, -lt, -nt, -rt . Kazak Türkçesinde, bu 4 tür ünsüz çiftiyle bitmeyen sözcükler, alıntı olsun, Türkçe asıllı olsun, ünlü takviyesiyle Kazak Türkçesi’nin ünsüzlerin söz sonunda

Benzer Belgeler