• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet Döneminde Halk Eğitimi

2.2. Türkiye’de Halk Eğitiminin Tarihçesi

2.2.2. Cumhuriyet Döneminde Halk Eğitimi

Eğitimin toplumsal kalkınmadaki öncü rolünü üstlenmesi için, Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa, 1923 yılında 7971/3655 sayılı genelgede; “Yurdun her köşesinin cehalet ve irfansızlığın acısı altında ezildiği belirtilmiş ve bu nedenle; halk ile okullar ve öğretmenler arasında yakın ilişkiler kurulması, eğitimin her yaştaki ve sınıftaki halkın gereksinimi durumuna getirilmesi; toplumsal, ekonomik ve ulusal sorunlar konusunda öğretmen ve halktan ortak kurullar oluşturarak çalışmaların sürekli izlenmesi ve yerel yayınlara önem verilmesi” belirtilmiştir. Bu genelge, halk eğitimi etkinliklerinin başlatılmasında önemli bir role sahiptir (Celep, 1995: 81).

25 Mart 1926’da çıkarılan 789 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Örgüt Yasasında, ilköğretim çağını geçirmiş ve hiç eğitim görmemiş olan kişileri işe kabul eden kuruluşların, bunlara ilköğretimi de vermeye zorunlu oldukları belirtilmiştir. Böylece, özel kuruluşlar da halk eğitimiyle ilgilenmek zorunda bırakılmışlardır (Kılıç, 1981: 114).

Cumhuriyet döneminin başında öğretmenler ve onların mesleki kuruluşları kentlerde, köylerde, İrşad Heyetleri (aydınlatma toplulukları) adı altında halkı aydınlatma çalışmaları yapmışlar, halka devrimlerden söz etmişler, okuma-yazma öğretmişlerdir (Akyüz, 2007: 451).

Cumhuriyet döneminde halk eğitimi alanındaki tarihsel gelişme şöyle özetlenebilir:

Halk Eğitimi Şubesi (1926)

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ilk halk eğitim birimi, 1926’da “Halk Terbiyesi Şubesi” adıyla İlköğretim Genel Müdürlüğü’nde, Talim ve Terbiye Dairesi‘ne bağlı olarak kurulmuştur (Yıldırım, 2009, 30). Bu şube daha sonradan kapatılmış, ancak 1952’de Yükseköğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlanmıştır. Ardından tekrar İlköğretim Genel Müdürlüğü birimi olarak hizmet vermiştir. 1960 yılında ise genel müdürlük haline getirilmiştir (Celep, 1995: 82).

Halk Derslikleri (1927)

1927’de halk derslikleri ve halk konferansları için çıkarılan yönetmelik, çeşitli nedenlerle hiç okuyamamış, istediği eğitim düzeyine erişememiş olanları, bir Cumhuriyet yurttaşının bilmesi gereken temel yurttaşlık bilgileriyle donatmak, ulusal kültür ve ülküyü güçlendirmek görevini bu derslikler de yüklüyordu (Kılıç, 1981: 114).

Millet Mektepleri (1928)

1928’de Latin-Türk Alfabesinin kabulünden sonra Atatürk’ün önderliğinde Millet Mektepleri açılmıştır. Bu halk eğitimi hareketinde, bütün öğretmenlerle birlikte birçok aydın da seferber olmuştur (Yıldırım, 2009, 30). Çıkarılan yönetmeliğe göre köylerde 12-45, kentlerde 16-45 yaşları arasındaki kadın-erkek tüm yurttaşların okuma-yazma belgesi alması zorunlu kılınmıştır (Geray, 1978: 258).

Millet mektepleri, gezici ve sabit olmak üzere iki türlüydü. Okulu olmayan yerlerdeki millet mektepleri gezici sayılıyordu. Bu okullarda iki tür derslik vardı. “A” dersliğinde yeni harflerle okuma-yazma öğretiliyordu. “B” dersliklerinde de okuma-yazma bilgileri veriliyor, yurttaşlık eğitimi yapılıyordu. Bunların süresi dört ay idi. 1928’den 1965’e yılına değin A dersliklerini bitirenlerin toplamı 1,9 milyona yaklaşmaktadır (Geray, 1978: 259).

Halk Okuma Odaları (1930)

Yurttaşların öğrendiklerini unutmamaları, okuma alışkanlığı kazanmaları amacıyla 1930 yılında Halk Okuma Odaları açılmıştır. Bu odalardan önceleri yalnızca Millet Mekteplerine gidemeyenlerin yararlanmaları öngörülmüşse de sonradan herkese açık tutulmuştur (Celep, 1995, 82). Oda sayısı 1936’da 500’e yükselmişken, 1949’da 60’a düşmüştür. 1953’ten sonra bu odaların yeniden kurulması yoluna gidilmiştir. (Geray, 1978: 259).

Halk Evleri (1932)

Devrimleri yaymak, kökleştirmek ve halkı toplumsal, kültürel açıdan geliştirmek amacıyla 1932’de halk evleri kurulmuştur. Halk evleri; halk dershaneleri, kursları, kitaplık, yayım, köycülük, dil ve yazım, tarih ve müze, toplumsal yardım, spor, temsil, güzel sanatlar konularında etkinlik göstermişlerdir. 1933’de yürürlüğe giren 2287 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Örgütü ve Görevleri ile ilgili yasa, ulus okulları ve halk eğitimiyle ilgili hizmetleri İlköğretim Genel Müdürlüğüne vermiştir (Yıldırım, 2009: 31).

Köy Eğitmen Kursları (1936) ve Köy Enstitüleri (1940-1954)

1936 yılında açılan eğitmen kursları ve 1940 yılında açılan Köy Enstitüleri ile köy eğitmen ve öğretmenlerine okuldaki görevleri yanında, halkı eğitmek ve yetiştirmek görevi de verilmiştir (Kılıç, 1981: 115).

Köyü, köy kökenli önderlerin öncülüğünde kalkındırmaya yönelen Köy Enstitüleri, halk eğitimi alanında da etkili olmuştur. Öğretmen, köy halkının mutluluğunu arttırmak, mutsuzluğunu gidermek için önlemler almakla görevli kılınmıştır. Ayrıca köylerin ortaklaşa tarım araçlarını ve taşıtlarını edinmelerine, her türlü kooperatif kurup işletmelerine önderlik etmesi öngörülmüştür. Öğretmen, salt okul içi çalışma yapmakla sınırlandırılmamış, aksine çevreye, yetişkinlere de yönelmekle görevlendirilmiştir (Celep, 1995: 83).

Köy Erkek ve Kadın Sanat Kursları (1939)

1939’da sanat okullarına bağlı olarak köylerde köy erkekleri için demircilik, marangozluk; köy kadınları için de biçki-dikiş kursları açılmış, bu kurslar halk eğitimine büyük katkı da bulunmuştur (Yıldırım, 2009: 31).

1951 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nca halk eğitimine yeni bir yön verilmek istenmiş ve halk eğitimi alanında çalışanlardan raporlar alınmış, anketler yapılmış ve Amerika Birleşik Devletleri’nden halk eğitimi uzmanı Prof. Wastson Dickerman çağrılmıştır. Bu uzman 1951’de Türkiye’ye gelerek incelemeler yapmış ve halk eğitimi konusunda bir rapor hazırlayarak Milli Eğitim Bakanlığı’na sunmuştur. Bu raporunda, halk eğitimi çalışmalarının bilimsel ve sistemli biçimde ele alınmasını ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir örgütün kurulmasını önermiştir. Bu öneriye uygun olarak 1952’de Milli Eğitim Bakanlığı’nda Halk Eğitimi Bürosu kurulmuş, 1953 yılında köy ve kasabalarda Halk Okuma Odaları, ilçelerde de Halk Eğitimi Merkezleri açılmaya başlanmıştır (Kılıç, 1981: 115).

1960’tan sonra başlayan kültür ve eğitim seferberliği sonucu, halk eğitimi çalışmalarının ülke genelinde bir örgüte bağlanması öngörülerek, 29 Ağustos 1960’da halk eğitimi hizmetlerinin etki alanını genişletmek, dağınık etkinlikleri yurt düzeyinde örgütlenecek bir kuruluşla yürütmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmuştur (Yıldırım, 2009: 32).

Bakanlık bünyesinde, halk eğitimi yönünden benzer hizmetleri yapmakta olan kuruluşların birleştirilmesi ve hizmet bütünlüğünün sağlanması amacıyla, İnsangücü Eğitimi, Mektupla Öğretim ve Teknik Yayınlar Genel Müdürlükleri, örgüt, personel, bina,

tesis, ödenek, araç ve gereçleri ile birlikte Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü ile birleştirilmiştir (Kılıç, 1981: 116).

Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü, MEB bünyesinde yürütülen yaygın eğitim hizmetlerinin bir arada toplanması amacıyla, Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Gezici Kadın Kurslarının, Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Sabit İlçe Kursları ve Köy Gezici Kurslarının Genel Müdürlük hizmetleriyle birleştirilmesi suretiyle “Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü“ haline getirilmiştir. Bugün halk eğitim çalışmaları, ilgili kuruluşlarla birlikte, Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir (Kılıç, 1981: 116- 117).