2.2. SUÇU AĞIRLAŞTIRAN NEDENLER
2.2.1. Suçun Cezayı Ağırlaştırmayı Gerektiren Nitelikli Halleri
2.2.1.1. Cinsel Saldırı Suçunun Beden Veya Ruh Bakımından
Bu bentte mağdurun belirli özelliklere sahip olması, cezanın artırılmasını
gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir.
260Burada failin cinsel saldırı
suçunu kendisine karşı koyamayacak, kendisini savunamayacak durumda olan
mağdura karşı işlemiş olması gerekir.
261Bu karşı koyamama bedensel bir
rahatsızlıktan ileri gelebileceği gibi akıl hastalığı, ileri yaş, alkol veya uyuşturucu
alınması gibi durumlardan da kaynaklanabilecektir.
262Mağdurun faile karşı
koyamamasına neden olan halin geçici veya kalıcı olmasının bir önemi olmayıp
mağdurun beden veya ruh sağlığının karşı koyabilme yetisini ortadan kaldırmış
olması yeterlidir.
263Örneğin; ihtiyar, hasta, felçli veya özürlü kişilerin beden olarak
kendilerini savunamayacakları yine akıl hastalarının da ruh bakımından kendilerini
savunamayacak durumda oldukları doktrinde kabul edilmektedir.
264Mağdurun karşı
koyabilme yetisini elinden alan neden ister kendisi tarafından meydana getirilsin
isterse fail mağduru karşı koyamayacak duruma getirsin her iki halde de suçun
oluşumunu etkilemeyecek bu nitelikli hal uygulanacaktır.
265Örneğin, mağdur alkol
259 “..Sanıkların eylemlerinin beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak olan mağdureye karşı
birden fazla kişiyle birlikte gerçekleştirilmesi nedeniyle TCK.nun 102/3-a-d bendlerinin ayrı ayrı ihlal edildiği halde ve bu madde gereğince bir kez artırım yapılması gerektiği nazara alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi..” (5.CD 19.04.2011 Esas No : 2009/2352, Karar No : 2011/3225), Parlar/Banko, s.8 260 Gültaş/Remzi, s.30 261 Yaşar/Gökcan/Artuç , s. 3243 262 Tuğrul, 80 263 Parlar/Hatipoğlu, s.1621 264 Özbek ve diğerleri, s. 327
265 “..Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 22.06.2012 günlü raporuna göre, sanıklarla birlikte aldığı
alkolün etkisi nedeniyle eylem sırasında kan alkol düzeyinin fiile ruhsal yönden mukavemetine engel olacak derecede olduğu belirtilen 30 yaşındaki mağdureye yönelik nitelikli cinsel saldırı suçlarında sanıkların birbirlerinin eylemlerine iştirak ettiklerine dair yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt
52
alarak ya da kendisine uyuşturucu enjekte ederek kendisini savunamayacak hale
gelmiş ve fail bu durumdan yararlanarak mağdurla cinsel ilişkiye girmişse bizimde
katıldığımız görüşe göre burada da nitelikli hal uygulanmalıdır.
266Mağdurun beden veya ruh hastalığının mutlak surette kendisini savunma
gücünü ortadan kaldıracak nitelikte olup olmadığının tıbben belirlenmesi gerekmekte
olup uygulamada bu halin tespiti için adli tıp kurumundan rapor aldırılmaktadır.
267Ancak geçici nedenlerle mağdurun beden veya ruh bakımından kendisini
savunmayacak durumda olup olmadığı her somut olayın özelliğine göre takdir
edilecek ve gerekli olduğunda yine adli tıp kurumundan rapor istenebilecektir.
268Akıl
veya beden hastalığının daimi veya geçici olması önemli olmayıp olay sırasında
bulunmaması karşısında, her bir sanığın kendi eylemlerinden dolayı ayrı ayrı temel cezaların TCK.nın 102/2, 3-a maddeleri uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilmeden sanıklar hakkında uygulama yeri bulunmayan TCK.nın 102/3-d ve 43. maddelerinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini..” (14.CD 06.02.2014 Esas No : 2013/10564, Karar No : 2014/1245), Tuğrul, s. 81
266 Özbek ve diğerleri, s. 328
267 “Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli tek hekim tarafından verilen 02.07.2012
tarihli raporda mağdurda "IQ:57 olup hafif derece zeka geriliği saptandığından ruhsal bakımdan kendini savunma yönünden zayıflık yaşayacağı" bildirilmiş ise de, mevcut raporun yetersiz olduğu anlaşılmakla, mağdurun dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna sevk edilerek olay tarihi itibariyle herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığı bulunup bulunmadığı, var ise bu hastalığının hekim olmayanlar ile tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmiş olup olmadığı, beden veya ruh bakımından eyleme karşı kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı, ifadelerine itibar edilip edilemeyeceği hususlarında ayrıntılı rapor alınması ve ayrıca sonucuna göre mağdura CMK'nın 239/2. maddesi uyarınca zorunlu vekil atanmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması..”(14.CD 16.03.2016 Esas No: 2014/2766, Karar No: 2016/2586) “..Mağdur ile ilgili olarak hükme esas alınan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sağlık Kurulunun 22.06.2015 tarihli raporunun mağdurun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunup bulunmadığına ilişkin bir açıklama içermemesine ve mağdurun annesi katılan Saadet'in 27.08.2014 günlü duruşmada oğlunun akıl sağlığında bir sorun bulunmadığına ilişkin açıklamasına ve tüm dosya içeriğine göre, hükme esas alınan raporun içeriği itibariyle yetersiz olduğu anlaşılmakla, mağdurun dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna sevk edilerek suç tarihi itibariyle kendisinde akıl hastalığı veya akıl zayıflığı olup olmadığı, akıl hastalığı veya zayıflığı varsa bunun hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, beden veya ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olup olmadığı hususlarında rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması..”(14.CD 05.05.2016 Esas No: 2016/1216, Karar No: 2016/4616)Çalışkan, s.30
268 “..Eylemin mağdurenin beden bakımından kendisini savunamayacak derecede alkollü olduğu
sırada gerçekleştirildiğinden bahisle sanıkların cezalarında TCK.nın 102/3-a maddesi uyarınca arttırım yapılması yoluna gidilmiş ve buna dayanak olarak Adana Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporu gerekçe gösterilmiş ise de, söz konusu raporda yeterli açıklık bulunmadığından, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek eylemin mağdurenin beden bakımından kendisini savunamayacak durumda olduğu esnada gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tereddüte mahal bırakmayacak şekilde görüş sorulması ve alınacak rapor sonucuna göre sanıklar haklarında TCK.nın 102/3-a maddesinin uygulanıp uygulamayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması..” (14.CD 21.10.2014 Esas No : 2012/14205, Karar No: 2014/11940), Tuğrul, 82