• Sonuç bulunamadı

Cemal Abdülnâsır ve Arap Milliyetçiliği Karşısında Müslüman Kardeşler

3.4. Cemal Abdülnâsır Dönemi

3.4.2. Cemal Abdülnâsır ve Arap Milliyetçiliği Karşısında Müslüman Kardeşler

19. yüzyıl itibariyle başlayan ve 20. Yüzyılda Nâsır ile güçlenen Arap Milliyetçiliği Mısır’da etkili bir siyaset aracı olmuştur. Mısır’ın aldığı kararlar ve uyguladığı politikalar, diğer Arap ülkelerinin Mısır’a bakışının ve bölge siyasetinin şekillenmesinde çok kritik bir rol üstlenmiştir.406

Nâsır’ın iktidarı ele geçirdiği ilk yıllarda sınırlı bir eylem planına sahip olduğu bilinmektedir. İlerleyen dönemlerde, köylüler ve kırsal kesimdeki Mısırlılar ile subaylar arasında dayanışma duygusunun ötesinde hiçbir ortak ideolojilerinin olmaması ve MK ile devrim sonrasında tutuklamaların ardından tamamen ayrı

403 Karaman, a.g.e. ss.308-309 404 Erkilet, a.g.e. ,s. 260. 405 A.g.e. ,s. 262.

ideolojilerde hareket etmeleri Mısır’da Nâsır’ın kişiliği ile özdeşlesen bir ideolojik yapının ortaya çıkmasını sağlamıştır.407

Nâsır’ın Mısır’ı tüm siyasi partilerden, cemiyetlerden soyutlayarak yalnızca Arap milliyetçiliğin merkezi konumuna getirme arzusu, Mısır toplumunu belli ölçülerde kültürel yönelişlere doğru itmesini gerektirmiştir. Dolayısıyla da Nâsır’ın devrim öncesi Mısır’daki hakim İngiliz sömürgeciliği ile gelen Batılaşma ve öncesindeki Osmanlı mirası olan ümmetçilik gibi kimliklerle savaşmasına sebep olmuştur. Nâsır bu parçalı kimlikleri tek bir çatı altında toplamak üzere 1956’da Mısır’ın bir Arap ülkesi ve milletinin olduğunu vurgulayan anayasayı hayata geçirmiştir. 408 Nâsır’ın Mısır içerisindeki büyümesi diğer Arap devletlerini de etkisi

altına almış ve dönemin güçlü iki devleti olan Suriye ve Mısır’ın 1958’de Birleşik Arap Cumhuriyeti çatısı altında birleşmesi Nâsır’ın Arap dünyasında ne denli etkili olduğunu kanıtlamıştır.409

Nâsırizm ideolojisi altında kendisine hareket alanı bulamayan MK Cemiyet’inin Mısır’da faaliyet göstermesi imkansızlaşmıştır. 1954 sonrası açık faaliyetlerini Mısır’da sürdüremeyen İhvan merkezini Suriye’ye taşımış ve Ortadoğu yürütme bürosunu burada tesis etmiştir. Suriye Lideri Isaam Attar, Ürdün Lideri Muhammed Abdel Rahmen Halife ve diğer MK şubelerinden oluşan bir komite kurulmuştur. Bu komite, MK dağılan üyelerini bir arada tutmaya çalışmış ve MK yapısını bu komite içerisinde korumaya çalışmışlardır.410

Komite MK bir arada tutmaya çalışırken 1961’den itibaren “sosyalist devrim” olarak nitelendiren dönemin başlaması Mısır’da yeni bir radikalleşmenin gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Bankalar, belli başlı şirketler millileştirilmiştir. Nâsır tarafından “Arap kitleleri”, Arap birliğinin, özgürlüğünün ve sosyalizmin kurulmasının baş aktörü pozisyonuna terfi ettirilmiştir. 1961’de Mısır’da uyguladığı toprak reformları, askeri alandaki değişimleri Suriye’ye entegre etmeye çalışan Nâsır karşısında Suriyeli subayları bulmuş ve dayatmaları BAC’inin Arap dünyasındaki varlığının sona ermesine neden olmuştur. 1962’de yapılan seçimde Nâsır’ın halk

407 Hourani (2014). a.g.e. ,s. 468. 408 Cleveland, a.g.e. ,s. 348 409 A.g.e. ,s.349

oylaması ile yeniden iktidara seçilmesi Nâsır’ın kendisini olağanüstü yetkilerle donatmasını sağlamıştır.411

Nâsır’ın Mısır içerisinde tek adam pozisyonuna gelmesi ile Nâsır taraftarları hapisten çıkan MK üyelerinin toplumdan dışlamışlardır. Mısır içerisinde ulusçuluk akımı ile tamamen İslam’dan uzaklaşan bir toplum portföyü ortaya çıkmıştır. Nitekim İhvan üyelerinin 2. Dalga tutuklamaları olarak adlandırdığı 1965 olayları412

ve Seyyid Kutub’un 1966’da idamıyla sonuçlanan silsile Nâsır’ın Mısır’da MK karşı uyguladığı sert politikanın ürünü olmuştur.

Nâsır rejiminin Yemenli Araplar ile savaşması, Suudi Arabistan ile sert politik dille birbirilerini eleştirmeleri, Assuan Barajı için sosyalizm içerikli ekonomik planları hayata geçirmesi ve büyük bir toplumsal tabana sahip MK karşı uyguladığı baskıcı tavırlar Arap dünyasını birleştirmek yerine ayrıştırıcı etken olduğu anlaşılmakla beraber Mısır toplumu içerisinde devam eden kimlik krizini derinleştirmiştir.413

Oysa El-Benna hareketi kurduğunda Arap birliği ile İslam âleminin ayrılmaz bir bütün olduğundan İslam’i düzenin yeniden tesis edilmesini Mısır’dan başlayarak tüm İslam âlemine yayılmasından bahsetmiş ve İhvan’ı da bu çatı altında birleştirmiştir. Arapların bir araya gelerek İslam kimliği altında birleşmesi gerekliliğinden hareket eden İhvan414 Nâsır’ın “Arap Sosyalizmi”nden farklı bir

duruş sergilediği anlaşılmaktadır. Çünkü Nâsır’ın Arap Birliği fikri toplum içerisinde ırkçılık söylemine kaydığı için İhvan’ın milliyetçi kimlik anlayışından farklı bir çizgide Mısır halkını örgütlemektedir. İhvan içinse İslam dairesi dışındaki ulusçuluk, milliyetçilik anlayışı kabul edilmemekte ve Mısır toplumunun kimliğinin oluşmasında tek etken olarak Arap Milliyetçiliği’nin oluşturulması şiddetle reddedilmektedir.

Sonuç olarak bakıldığında Mısır daha önceleri Hasan El-Benna, Seyyid Kutub gibi Mısır’ın entelektüel hayatına yön veren düşünürler ışığında kapsayıcı bir dil olan İslami söylemden Nâsır ile etnik temelli Arap milliyetçiliği söylemine geçmiş daha

411 Bozarslan (2015). a.g.e. ,ss.90-91, Cleveland, a.g.e. ,s. 349. 412 Karaman, a.g.e. ,ss.309-310

413 Cleveland, a.g.e. ,ss. 350-352. 414 Erkilet, a.g.e. ,s.252.

sonra ise ulusal çıkar merkezli bir yaklaşımı benimseyerek iç ve dış politikasında başarısızlıklarla ciddi bir vizyon daralması yaşamıştır.415

3.5. Enver Sedat Dönemi

Cemal Abdülnâsır’ın 29 Eylül 1970 tarihindeki beklenmedik ölümünün ardından Mısır yönetimine Nâsır başkanlığındaki Hür Subaylar devriminde başkan yardımcılığı yapan Enver Sedat gelmiştir.416 Darbe ile başa gelen Nâsır iktidara

yanaşan askerlerin desteğini almak, siyasi bütünlüğü korumak ve muhalifleri kazanmak adına Mısır’da yolsuzluk yapanlara göz yummuştur. En sıradan memuriyetler bile iktidara yakınlık yahut rejime sadakat neticesinde gerçekleştiğinden Mısır bürokrasinde hızlı bir çürümeye neden olmuştur. Enver Sedat Mısır halkının bu rahatsızlığını gidermek adına yönetime gelir gelmez güvenlik güçlerinin elinde bulunan tüm dosyaların, telefon dinlemelerinin ve baskıcı önlemlerin son bulacağını ilan etmiştir.417

Dış politikada Nâsır’ın aksine Sedat Arap milliyetçiliği çizgisinden Batılılaşmaya yönelik hamleleriyle anti-Nâsırizmci bir politika izleyerek soğuk savaş sürecindeki Mısır’ı ABD yakınlaştırmıştır. Yine Nâsır’ın aksine Müslüman Kardeşler ile uzlaşıyı tercih etmiştir. Kendisinin gençlik yıllarında MK üyesi olduğunu vurgulamış ve namazları halk ile birlikte kılarak dindar bir Cumhurbaşkanı imajı çizmiştir. Bunun nedenini ise Sedat’ın MK’in toplumsal tabanını kullanarak iktidarını güçlendirmek, korumak, İsrail karşısında MK desteğine ihtiyaç duyması ve dağınık Mısırlı kimliğini tek bir çatı altında toplamak olarak değerlendirilmektedir.418

1971’de MK üyelerinin ve siyasi tutukluların birçoğunun aşamalı olarak serbest kalmasını sağlayan Sedat Mısır siyasi ve toplumsal hayatını düzene sokmaya çalışsa da dış politika söylemlerinde özellikle İsrail karşıtlığında pasif kalması Mısırlılar ve birçok Arap tarafından korkaklıkla itham edilmesine neden olmuştur.

415 Özkan, a.g.e. ,s.22

416 Serpil Açıkalın (2009). “Muslim Brotherdood’s Relationship With Egyptian Governments From

1952 To 2008: An Accomodational and Confrontational Relationship”, The Graduate School of Social

Sciences of Middle East Technical University, September, p.63. 417 Uluslararası Halk İhlalleri İzleme Merkezi, a.g.e. ,s.13.

418 Hakkı Taş (2015). “İsmailiye’den Rabia’ya Müslüman Kardeşler”, Ortadoğu’da Devlet Altı Gruplar, İpek Üniversitesi Yayınları s.80. , Kılavuz, Mercan ve Güder, a.g.e. ,ss.33-34.

İhvan’ın Nâsır sonrası Sedat serbestiyeti döneminde hareket içinde de önemli ayrışmalar göze çarpmaktadır. Hapis hayatı sonrasında İhvan üyesi birçok mensup, Kutup sonrası keskinleşen hareketin üslubunu ve işleyişini değiştirmek adına reformlar yapmak istemişler, hükümeti eleştirmek konusunda yumuşama göstererek sistem içi araçlarla siyasi hayatına dahil olmaya çalışmışlardır. Ancak bu yeni anlayış İhvan içinde rahatsızlıkları ortaya çıkarmış ve İhvan içerisinden İslami Kurtuluş Örgütü, Cihad, Cemaat el Müslümin ve Tekfir ek Hicre gibi kopmalara neden olmuştur. 419

Bilindiği üzere 1967 Arap-İsrail savaşının yarattığı hezimet sonrası Arap milliyetçiliği ve Arap Birliği fikrinin çöktüğü süreçte Sedat, toplumun yeni bir kimlik arayışına ve inşasına ihtiyaç duyduğu anda devlet başına geçmiştir. Dolayısıyla da toplum içerisindeki artan İslami hareketliliğe göz yummuştur ve İhvan’ın kaderi aslında 1967 hezimeti ile ciddi bir dönüşüm/değişim yaşamıştır.420

Dolayısıyla da bu göz yummayı değerlendirmek isteyen İhvan üyelerindeki hareketlenmeden dolayı 1970 yılının sonunda doğru İhvan ve Sedat arasında kopmalar yaşanmaya başlanmıştır.

6 Ekim 1973 tarihindeki Arap-İsrail savaşı ile Sedat Nâsır’ın gölgesinden kurtulmak, Nâsır rejiminin kalıntılarını silmek ve içeride MK ihtiyacının olmadığını göstermek adına bir fırsat olarak görmüştür. Tarihsel olarak Ramazan ayına rastlamasından dolayı Ramazan Savaşı ve İsraillilerin kutsal ayı olan Yom Kippur’a rastlaması dolayısıyla da Yom Kippur savaşı adı verilmiştir. Eş zamanlı saldırıya geçen Mısır ve Suriye kuvvetleri İsrail mevzilerini hızla aşıp İsrail’in yenilmezliği efsanesini tüm dünya gözünde yerle bir etse de, İsrail’in Mısır hattını yarıp Üçüncü Ordu’yu çevirmesi tam manasıyla Arap zaferi manasının önüne geçmiştir. Savaşın başlamasından 16 gün sonra 22 Ekim 1973’de BM tarafından çıkarılan ateşkes kararını her iki tarafta kabul etmiş olsa da İsraillilerin ateşkese uymayarak savaşı askeri olarak kazandıktan sonra eylemlerine son vermiştir. Nitekim 1973 Arap- İsrail savaşı BM 242 sayılı kararı neticesinde İsrail’in 1967’de işgal ettiği topraklardan

419 Kılavuz, Mercan ve Güder, a.g.e. ,s.34. 420 Bozbaş, a.g.e. ,ss.240-289.

çekilmeyi kabul etmesi Araplar açısından simgesel bir zafer olarak değerlendirilmiştir.421

Nitekim kazanılan bu zaferle Sedat izleyeceği birçok politika adına ciddi bir otorite kazanmasını başarmıştır. Nâsır’ın şiddetle üzerinde durduğu Arap sosyalizmi ve Arap milliyetçiliği gibi politikalar terk edilmiştir.422 Ekim savaşının ardından

Mısır’da toplumsal, siyasal ve ekonomik düzeyde önemli gelişmeler yaşanmaya başlanmış ve Nâsır’ın yerine Sedat’ın geçmesi gibi siyasi ve toplumsal hayatın şekillenmesinde önemli roller üstlenen İhvan’da Hudaybi’nin 8 Kasım 1973’te ölümü ile yerine de Ömer Telmisani geçmiştir.423Ayrıca Nâsır dönemi içerisinde

Sovyetler ile Mısır arasındaki sıkı ilişkileri de sonlandıran Enver Sedat ABD ile yakın ilişkilerde bulunmuştur. Sedat SSCB’ni rejimi zayıflatmak ve Ortadoğu ve Afrika’da yayılmacı politika izlemekle suçlamış on beş bin SSCB danışmanını 1972 ve 1972 yılları arasında sınır dışı etmiştir. 1976 tarihinde ise tek taraflı olarak iki ülke arasındaki dostluk anlaşmasını iptal etmiştir.424