• Sonuç bulunamadı

Cari İşlemler Dengesini Etkileyen Faktörler

2. ÖDEMELER BİLANÇOSU CARİ İŞLEMLER HESABI VE EKONOMİK

2.1. ÖDEMELER BİLANÇOSU VE CARİ İŞLEMLER HESABI

2.1.4. Cari İşlemler Dengesini Etkileyen Faktörler

Cari işlemler dengesi, bir takım faktörlerde yaşanan değişmelerden olumlu veya olumsuz etkilenmektedir. Bu faktörler ticaret haddi, döviz kuru ve mali politikalardır.

2.1.4.1.Ticaret Haddi

Klasik liberalizmin temel özellikleri uluslar arası ticarete yön vermiştir. Uluslar arası ticaret teorisinin dayanağı, Klasik İktisat Okulu veya Klasik Liberalizm kurucusu kabul edilen Adam Smith’in “Ulusların Zenginliği” adlı çalışmasıdır. Smith bu eseriyle dış ticaret serbestisi ve uluslar arası uzmanlaşmanın ne gibi yararlar sağlayacağını göstermiştir. “Mutlak Üstünlükler Teorisi”nin savunduğu, emek maliyeti homojendir varsayımı altında, mutlak olarak düşük maliyetle üretim yapan ülke hangisiyse, o ülke o malın üretiminde uzmanlaşmalı ve yüksek maliyetle ürettiği malı ithal etmelidir. Ancak bu teori, aynı ülkenin mutlak olarak birden fazla malı daha düşük maliyetle üretmesi halinde, dış ticaret serbestisinin nasıl olacağını açıklamada eksikliklere sahiptir. Bu yüzden bu eksikliği kapatan ve kendisinden sonraki teorilere de katkı sağlayan, David Ricardo’nun “Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi” uluslar arası ticaretin temelini oluşturmuştur. Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’ne göre; bir ülke diğer ülkeden, birden fazla malın üretiminde daha verimli ise, o ülke göreli olarak düşük maliyetle üretimi gerçekleştirilen mal üzerinde uzmanlaşmalıdır. Böylece uzmanlaşma, dış ticaret ve büyümeyi olumlu etkileyecektir. Ricardo bu teori ile uluslar arası ticaretin temelini karşılaştırmalı maliyet avantajına bağlamıştır (Yüksel ve Sarıdoğan, 2011, 200).

Neo-Klasik iktisatçılar Ricardo’nun Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’nin eksikliklerine yönelik bir takım çalışmalar yapmışlardır. John Stuart Mill, arz teorisi

19

niteliğinde olan Ricardo’nun teorisine, dış ticarette talep koşulları da olmalıdır eleştirisini getirmiştir. Mill’in “Karşılıklı Talep Kanunu”na göre, bir ülke diğer ülkenin malına karşı talep gücünün derecesini bildiği takdirde, dış ticaret hadlerinin belirlenmesi de mümkün olabilecektir (Yüksel ve Sarıdoğan, 2011, 200).

Dış ticaret haddi, ticaret şartlarında zaman içindeki değişikliklerin endeks sayı karşılaştırmasıdır. Bu değişiklikler ölçülürken temel (baz) yıla göre ölçülmektedir. İktisatçılar dış ticaret hadleri için farklı tanımlamalarda bulunmuşlardır. En yaygın kullanılan net değişim ticaret haddi, dış ticaret hadleri kavramında esas alınan tanımdır ve ihracat fiyatlarının ithalat fiyatlarına oranını göstermektedir. İhracat ve ithalat fiyatlarını gösterirken endeksler kullanılmaktadır. Bunun nedeni dış ticarete konu olan malların çok sayıda olmasıdır (Aslan ve Yörük, 2008, 35-36).

N = Px / Pm (1)

(1) Denkleminde, N: Net Değişim Ticaret Hadleri’ni, Px: İhracat Fiyat

Endeksi’ni, Pm: İthalat Fiyat Endeksi’ni göstermektedir. İhracat fiyatlarındaki artışın

ithalat fiyatlarındaki artıştan fazla olması halinde, diğer şartlar sabitken, dış ticaret hadleri ülkenin lehinedir. Tersi durum olan ihracat fiyatlarındaki artışın ithalat fiyatlarındaki artıştan az olması halinde ise, diğer şartlar sabitken, dış ticaret hadleri ülkenin aleyhinedir. Dış ticaret hadlerindeki iyileşme, diğer şartlar sabitken, ülkenin refahını arttırırken, dış ticaret hadlerindeki kötü gidişat ülkenin refahını azaltacaktır (Oktar ve Dalyancı, 2012, 3).

Aslan ve Yörük (2008), dış ticaret hadlerinin açıklarken bazı noktalara dikkat çekmiştir. Bunlardan birincisi dış ticaret hadlerinin ithalatın ihracat koşullarında ölçülen fırsat maliyetini yansıtması iken ikincisi dış ticaret hadlerinin dış ticaret kazanç ve kayıplarını ölçmede kullanılmasıdır. Dış ticaretten kar mı yoksa zarar mı elde edileceği, satılan malların fiyat değişimleri ile satın alınan malların fiyat değişimlerine bağlıdır. Alınan baz yıla göre, ülkedeki ihraç mallarının fiyatları artmış ve ithal malları fiyatları düşmüş ise, ülke dış ticaretten kar elde ederek çıkacaktır. Üçüncü değinilen husus ise, dış ticaret hadlerinin ticaret yapan ülkelerin ticaretten elde ettikleri gelirlerin paylaşımını nasıl yaptıklarını gösterdiğidir. Bir ülkedeki ticaret iyiye mi yoksa kötüye mi gidiyor anlayabilmek için, o ülkenin ithalat ve ihracat endekslerine bakılarak dış ticaret hadleri mukayese edilir. Bir ülkenin başka bir ülke ile olan ticari ilişkisi hakkında en iyi bilgiyi veren ticaret hadleridir. Hangi

20

ülke ile ticaret yapılırsa daha kazançlı olunacaktır sorusunun cevabı için, dış ticaret hadleri rakamlarının ülkelere göre ayrımı yapılmalıdır.

Dış ticaret hadlerinin artması (ihracat fiyatlarındaki artışın ithalat fiyatlarındaki artıştan fazla olması), uluslar arası piyasalarda satın alma gücünü arttırmaktadır. Bu yüzden reel milli gelirdeki artış üretimdeki artıştan daha hızlı olacaktır. Böylece ülkede ekonomik kalkınma kolaylaşacaktır. Tersine ihracat fiyatlarının düşmesi veya ithalat fiyatlarının yükselmesi, dış ticaret hadlerini bozuyor ise, ülke dış piyasalardaki satın alma gücünü veya ithalat kapasitesini azaltır. Bu durum ekonomik kalkınmada yavaşlatıcı etkilere neden olur (Gökalp, 2000, 50).

Ülkelerin dış ticaretten kazanç yapısını gösteren dış ticaret hadlerindeki iyileşmeler cari işlemler dengesindeki iyileşmelerin de bir göstergesidir. Dış ticaret hadlerinin kötüleşmesi ise cari işlemler dengesinin de kötüleştiği anlamına gelmektedir. Türkiye, dış ticaret hadleri konusunda önemli sorunlara sahip bir ülke olduğundan dolayı dış ticaret hadlerindeki bozulmalar nedeniyle kronik dış açık sorunu yaşamaktadır (Oktar ve Dalyancı, 2012, 1).

Dış ticaret hadleri kavramının önemi son yıllarda giderek artan bir önem kazanmıştır. Gösterilen bu önem iki nedene bağlanabilir. Birincisi, dış ticaret payının toplam harcamalar içindeki payının fazla olduğu ülkelerde, ödemeler dengesi ve ulusal gelir üzerinde dış ticaret hadlerinin etkisinin yüksek olmasıdır. İkincisi, dış ticaret hadlerinin ekonomistler tarafından ele alınışı, ülkeler arasındaki artan gelir farklılıklarını azaltıcı değişken şeklindedir. İç fiyatlar ülke içinde nasıl bir role sahipse, uluslar arası alanda dış ticaret hadleri de benzer role sahiptir. Dış ticaret hadleri, özellikle gelişmekte olan ülkeler için, gelişmiş ülkelere kıyasen daha fazla dış ekonomik ilişkilere bağımlı olmaları yüzünden, büyük önem arz etmektedir. Küreselleşmenin de etkisiyle, günümüzde dış ticaret katkısı olmadan kalkınma sağlanamayacağı görüşü haklılığını sürdürmektedir (Aslan ve Yörük, 2008, 33-43).

2.1.4.2.Döviz Kuru

Döviz kuru, ulusal para biriminin yabancı para birimleri cinsinden fiyatıdır. Nominal döviz kuru, iki ülke parasının nispi fiyatı olarak tanımlanırken, reel döviz kuru iki ülkedeki malların nispi fiyatı olarak tanımlanmaktadır. Ülkelerin dış ticaret

21

gücünü gösteren ölçü ise reel döviz kurudur ve ülkelerin ticaretini yaptığı ürünlerin karşılıklı oranlarını göstermektedir (Tapşın ve Karabulut, 2013, 191).

Reel efektif kurlar, zamanla değişen ulusal parada veya oluşturulan döviz sepetinin değerindeki gerçek değişmeleri bulabilmek adına enflasyon etkisinden arındırılmıştır. Yani reel efektif kur için, nominal efektif kurun enflasyon etkilerinden arındırılmış halidir diyebiliriz. Piyasada kullanılan kurlar nominal döviz kurlardır ancak ulusal paranın dış satın alma gücünü görmek istiyorsak efektif kura bakmamız yeterli olacaktır (Seyidoğlu, 2013, 381-382).

R = E × (1+pi)

(1+ pd) (1)

(1) numaralı döviz kuru formülünde E: Döviz Kuru, (pd): Dış Enflasyon, (pi):

İç Enflasyon’u göstermektedir. Baz yıla göre iç enflasyonun dış enflasyondan yüksek olması durumunda (pi >pd); reel döviz kuru azalmakta hattanominal kurun sabit

kalması dahi aynı sonuca neden olmaktadır. Bu duruma ulusal paranın aşırı değerlenmesi denir. Reel döviz kuru dış ticaret açığı kanalıyla cari açığı etkilemektedir. Reel döviz kurunun değer kazanmasıyla, ulusal para aşırı değerlenecek, böylece ülkenin dış piyasalardaki rekabet gücü zayıflarken, ihracatı caydırıcı (ülke göreli olarak pahalılaşmasından dolayı ihracat yapmakta zorlanır), ithalatı özendirici (yabancı malların ucuzlaması dolayısıyla) etkiler yaratacaktır. Beraberinde ise, dış ticaret açıkları kendini gösterir. Bunun sebebi olarak merkez bankasının piyasaya müdahale etmesi ve döviz kurlarını düşük tutarak yükselmesine izin vermemesi gösterilir (Seyidoğlu, 2013, 381-382).

Özetle reel döviz kurunun dış ticaret üzerinde, dış ticaretin ise cari denge üzerindeki etkisinden dolayı, reel döviz kuru cari dengeyi etkileyici bir role sahiptir diyebiliriz. Reel döviz kuru değer kaybederse, dış ticaret yoluyla cari açık azalmaktadır. Aksine reel döviz kuru değer kazanırsa cari açık artacaktır.

2.1.4.3.Mali Politikalar

Genişletici para ve maliye politikasıyla yaşanan mali genişleme, kamu borçlanmalarından kaynaklı olarak faiz oranlarını arttıracaktır. Faiz oranlarının

22

artması, yabancı sermayenin ülkeye girişini cazipleştirmekte, ülkeye yabancı kaynak girişini arttırmakta ve ulusal paranın değerlenmesi yoluyla ithalatı arttırmaktadır. Tüm bunların sonucunda oluşan dış ticaret açığı, cari açığı da beraberinde getirmektedir (Karagöl ve Erdoğan, 2017, 379).

Genişletici para ve maliye politikası iç talebi arttırıcı etki yaratarak cari açığı negatif yönde etkilemektedir. Mali genişleme bütçe açığına yol açarak, milli tasarruf ve tüketimi etkilemektedir. İthalat eğilimiyle beraber cari açığa neden olmaktadır (Uğur ve Karatay, 2009, 112).

Benzer Belgeler