• Sonuç bulunamadı

CARİ İŞLEMLER HESABINA YÖNELİK TEORİK YAKLAŞIMLAR

Cari işlemler hesabına yönelik teorik yaklaşımlar şu şekilde sıralanmıştır (Adıgüzel, 2014: 62) :

 Esneklikler Yaklaşımı

 Toplam Harcama (Emme-Massetme) Yaklaşımı  Mundell – Fleming Modeli Yaklaşımı

 Parasalcı Yaklaşım

 Dönemler Arası Tüketim Yaklaşımı 2.3.1.Esneklikler Yaklaşımı

Esneklikler yaklaşımı, döviz kuru değerinin düşürülmesi sonucu yurtiçi malların dünya piyasasındaki fiyatlarının ucuzlaması ve yabancı malların ise yurtiçi piyasasında pahalılaşmasına neden olacağını ileri sürmektedir. Öyle ki milli paranın değeri yapılan devalüasyon ile değeri düşürülmüş olacaktır. Böylece döviz kuru değerlenmiş olacak ve bu ihracatın artmasına ithalatın azalmasına neden olarak dış ticaret dengesine olumlu yansıyacaktır. Ancak bu durum genel olarak kabul edilse de ithalat ve ihracattaki ters yönlü değişimin dış ticarete de aynı şekilde yansıyacağı ve tamda bu doğrultuda olacağını kesin olarak doğrulamamaktadır. Yani yapılan devalüasyon ile birlikte dış ticaret dengesinde yaratacağı etki esnekliklere bağlı olarak değişecektir. Ülkede daha önceden yurtdışından kişi ya da kurumlarla yapılan sözleşmeler nedeniyle ithalat ilk başta pahalılaşacak ve dış ticaret dengesi daha da bozulacaktır. Sözleşmelerin bitmesinin akabinde ithalata ödenen miktarlar azalacak; kurlarda olan artış nedeniyle ihracat artacaktır. İhracatın artması ithalatın azalması dış ticaret dengesine olumlu yansıyacak ve cari açık düşecektir. Kurlarda meydana gelen değer kayıplarının ticaret dengesini düzelteceğini ifade eden Marshall-Lerner Koşulu, ihracata konu olan malların yurtdışı talep esnekliği ile ithalata konu olan malların iç piyasadaki talep esnekliğinin toplamının bire eşit veya birden büyük olduğunu ileri sürmektedir (Yılmaz ve Akıncı, 2012:57).

2.3.2.Toplam Harcama (Emme-Massetme) Yaklaşımı

Toplam Harcama Yaklaşımı, Esneklikler Yaklaşımına alternatif olarak devalüasyonun etkilerini araştırmak için ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu yaklaşımla tam istihdam şartları altında dengede olan ekonomide dış açıkların önlenmesi için sadece devalüasyon değil aynı zamanda da toplam yurtiçi harcamaların toplam yurtiçi üretimine eşitleyecek parasal politikalar belirlenmelidir. Toplam harcama yaklaşımına göre, bir ülkede

yurtiçi üretimlerin toplam harcamalara eşit olması durumunda dış ticaret bilançosu da dengede olacaktır. Yurtiçi harcamaların yurtiçi üretiminden daha büyük olması sonucunda ise ekonomi dış ticaret açığı verecektir. Tam tersi durumda yurtiçi harcamaların yurtiçinde ki üretimden daha az olmasında dış ticaret fazlası oluşacaktır (Yılmaz ve Akıncı, 2012:57). Cari işlemler dengesi aynı zamanda ulusal tasarrufların yurtiçi yatırımlardan çıkarılması suretiyle de bulunabilir. Bu yönden incelendiğinde tasarruf ile yatırım arasındaki olumlu ya da olumsuz fark cari işlemler dengesini düzeltir ya da bozar. Tasarrufun diğer bir ifadesiyle gelir ve tüketimin farkına eşit olacağından dolayı, toplam harcamanın çıktı miktarı temel alınıp, artıp azalmasına göre cari işlem dengesinin değişeceği söylenebilir.

Basit Keynesyen Model yardımıyla dışa açık bir ekonomide mal piyasasındaki dengeden türetilen denklem aşağıdaki anlamıyla belirtilir (Türkay, 2013:258):

( X – M ) = ( S - I ) + ( T - G )

Bu denklemde, X mal ve hizmete yönelik ihracatı ve M hizmet ve mala yönelik ithalatı, S yurtiçi özel tasarrufları, I yatırımları, G bütün kamu harcaması, T bütün vergileri gösterir. Cari İşlemler Dengesi (cari işlemler hesabı içinde ihracat ve ithalat haricindeki hesaplar dâhil edilmezse), Kamu Bütçe Dengesi ve Yurtiçi Özel Tasarruflar Dengesi arasındaki bağlantının olduğunu belirtmektedir. Bahsi geçen hesap gruplarından her üç hesapta da açık olduğu ve bu üç açığın da birbirleri arasında etkileşim oluşturduğu duruma “Üçüz Açık”, yalnızca iki hesabın açık verdikleri ve bu iki hesap açığının da birbiri arasında etkileşim oluşturduğu durum ise “İkiz Açık” olarak adlandırılmaktadır (Türkay, 2013:258).

2.3.3.Mundell-Fleming Modeli Yaklaşımı

Mundell-Fleming Model Yaklaşımı, para politikasının dış ve iç denge üzerinde etkinliğinin döviz kur rejimi ve sermaye hareketliliği yapısıyla alakalı olarak çeşitlilik göstereceğini ileri sürmektedir. Paradaki politikada yapılacak genişletici bir hamle, faizlerde düşüşlere neden olacak ve tasarruf sahiplerini yatırım yapmaya teşvik edecek ve ulusal gelirin yükselmesiyle sonuçlanacaktır. Ulusal gelirin yükselmesi, yabancı mal ve hizmetlere olan talebi artırır. Yabancı mallara olan talebin artışı ise döviz talebini artırır. Bu durum da serbest değişkenli kur sisteminde döviz kurlarını yükseltir ya da milli para değerinde kayba sebebiyet verir. Milli paranın değerindeki kayıplar, döviz kurunun yüksek olması ihracatın artmasına ithalatın azalmasına ve böylece ulusal gelirde artış meydana getirir. Ancak para arzında yapılan genişleme faiz oranlarının düşmesine neden olacağı için yabancı sermayenin girişi azalacak ve dahi çıkışını artıracaktır. Böylece cari işlemler bilançosundan gelen etkiler milli parada daha fazla değer kaybına yol açacaktır. Yabancı sermayenin yurtiçi faizlere

olan esnekliği, duyarlılığı arttıkça, bu faktörün etkisiyle ulusal paradaki değer kayıpları artacaktır (Oktar ve Dalyancı, 2011:4).

2.3.4.Parasalcı Yaklaşım

Parasalcı Yaklaşım, eğer paraya olan talep miktarında bir artış görülmüyorken, para arz miktarının genişletilmesi nominal gelirin artmasına, artan nominal gelirin bir kısmının tüketileceğini ve bir kısmıyla ise tasarruf edileceğini ileri sürer. Tüketilen miktarın esas olarak ithal mallara ve tasarruf edilen miktarın da sermaye ihracına yöneleceğini söyler. Yurtdışı mallara olan talep döviz talebindeki artışa ve bu artışta döviz kurlarının yükselmesine yol açar. Artan döviz kurları nedeniyle ihracat artacak ve cari işlemler dengesi olumlu yönde ilerleyecektir. Böylece cari açık azalacaktır (Yılmaz ve Akıncı, 2012:56). Parasalcı Yaklaşım, bazı iktisatçılar tarafından IMF araştırma bölümü tarafından geliştirilmiştir. Bu yaklaşımda cari dengenin paraya olan talep ile para arzındaki artış azalış belirleyici olmaktadır. Para talebinde artış ya da azalış yok iken, para arzının artırılması dış açığa neden olacak. Tam ters durumda ise dış fazla oluşacaktır (Bayar, Kılıç ve Arıca, 2014:453).

2.3.5.Dönemler Arası Tüketim Yaklaşımı

Cari işlemler hesabına yönelik yaklaşımlardan olan Esneklikler ve Massetme yaklaşımlarından etkilenilerek oluşturulan Dönemler Arası Tüketim Yaklaşımı, bir gurup iktisatçı tarafından geliştirilmiştir. Dönemler arası yaklaşım, cari açığın birçok faktörden etkilendiğini, faktörlere yönelik beklentiler tarafından yönlendirildiğini ileri sürmektedir (Bayar, Kılıç ve Arıca, 2014:454).

Modele göre, kamu harcamalarında, üretimde ve yatırımda yaşanacak geçici şoklar, cari işlem hesabında ve milli tasarrufta dalgalanmaya sebep olacaktır. Dönemler arası bütçe kısıtı altındaki optimizasyon süreci sonunda ekonomik karar birimleri, borç verme veya borç alma kararı sonucunda tüketimini artırıp ya da kısarak kendi faydasını maksimum etmeyi amaçlar ve bu karar süreci cari işlemler dengesinin durumunu etkiler. Eğer cari işlemler fazlası var ise bu ülkede harcanandan daha çok üretimin olduğu anlamına gelir. Yani ihracatının ithalatından daha yüksek olduğu anlamına gelir. Bunu sağlamak için de ülke tüketimini kısarak tasarruf ettiğini ve bu tasarruflarının dış ülkelere borç olarak verdiği anlamına gelir. Eğer tam tersi olarak dış ticaret açığı var ise, ülkenin ürettiğinden daha fazla harcama yaptığı anlamına gelir. Ülke ihracatından daha çok ithalat yapmakta ve tüketimini karşılamak için net borçlarını artırmaktadır (Doğan ve Bayraç, 2014:108).