(1940-1987)
Kırlara Gidiyorum1*
Kırlara gidiyorum Elimde uçurtmam Kuşlar bekliyor gökte Çünkü uçurtmamda Kuş resimleri var Canlanacaklar Ben uçunca Kırlara gidiyorum Ekmek var torbamda Kuşlar
Beni gözlüyor dallarda Ben torbayı açınca Kırlara gidiyorum Sevinç var kalbimde Tavşanlar
Böcekler
Sular yaşıyor yanımda Ben kalbimle bakınca Akşam
Kırdan dönüyorum Uçurtmam ağaçta
Böyle Ol Böyle Söyle2*
Doğuyor çocuklar Türkiye’de
Milyarlarca milyarlarca çocuk Geldi yeryüzüne
Her birinde bir çift göz Baktılar yer-gök aleme Şimdi gözler
Eğleşir eşyada
İki kere milyarlarca gözle Baktılar nehirlere
Yanyana akıp Karışmayan
Tuzlu suya tatlı suya Kuşlara
Cahit Zarifoğlu / Böyle Ol Böyle Söyle
Ve milyarlarca çocuk Tarih boyunca Büyüyüp
Avuçladı dünyayı Giderken Bıraktılar hep Doğuyor çocuklar Çin’de
Afganistan’da Türkiye’de
Şimşek sabahta yıldız gecede Doğumlara artık ebeler Anneler de karışmıyor Ya bu sonbahar Dünyanın mevcudu ne Nereye gitti
Doğup doğup boy atan nağra atanlar Ne sesleri kaldı
Ne cisimleri
Ah çocuklar çocuklar İçiniz kararmasın sakın
Cahit Zarifoğlu / Böyle Ol Böyle Söyle
Şimdi biraz
Baksın dikkatle bana gözleriniz Öğrenelim şu duayı
Yol boyunca Beşikten başlayıp Mezarlara kadar Önce besmele En güzel kelime Allahım
Yol boyunca Bırakma elimi Düşerim sonra Allahım
Niçin halkettinse beni Kalbime söyle iyice Engellerden arınsın yolum
Cahit Zarifoğlu / Böyle Ol Böyle Söyle
Allahım
O güzeller güzeli
Hangi iyilik diledi senden Dilerim ben de öylelerini
Allahım
Peygamber efendimiz
Hangi şerlerden sığındıysa sana Upuzak tut benden de onları Allahım
Yol boyunca Tarih boyunca Başıboş bırakma bizi
Cahit Zarifoğlu / Böyle Ol Böyle Söyle
Baba3*
Sendin
Doğduğum gün Bana ezan okuyan Boyun kocaman Kolların güçlü
Bir hamlede kaldırıyorsun Üçümüzü
Her sabah gidersin Ekmeğimiz için Her akşam Yorgun
Ama yüzün güleç Dönüşün bir düğün Biraz büyüsem Şöyle diyeceğim Yoo baba
Bu sabah bende sıra Sen otur evde Annemle
Cahit Zarifoğlu / Baba
Ben
Koşacağım sokakları Rızkımız için
Akşam
Elimde kocaman Bir somun Sevineceksin Kimbilir nasıl Yoo
Teşekkür etme Dedim ya Sıra bende
Cahit Zarifoğlu / Baba
ALİ AKBAŞ
(1942)
Kuş Sofrası1*
Bir yudum yağmur suyu Ve bir dilim dolunay Soframız kuş sofrası Ninniler söylesin çay Soframız kuş sofrası Üstümüz yayla göğü Altımız yurt toprağı Büyü bebeğim büyü Ekmeğin gül yaprağı Soframız kuş sofrası Güneşten damıtılmış İçtiğimiz bengisu Uğur getirsin diye Dâvet ettik Yûnus’u Soframız kuş sofrası Gökyüzünden mâvilik Buluttan süt sağarız Gelin öksüzler gelin Kırkımız da sığarız Biz yemeden doyarız Soframız kuş sofrası
Bebeklerın Türküsü2*
Uçtuk uçtuk beşikten Kanadımız ışıktan Şakacıktan kuş olduk Kuş olduk şakacıktan
Yıldız güzel ay güzel Elif’le Umay güzel Üstümüzde gök çadır Yeryüzü uykudadır Gökteki yıldızların Gölgeleri sudadır
Yıldız güzel ay güzel Kırda akan çay güzel Hayâldendir düştendir Bulutlar gümüştendir Ay bize ninni söyler Ninniler öpüştendir
Yıldız güzel ay güzel Tarlada buğday güzel Gökte ay portakaldır
Ali Akbaş / Bebeklerın Türküsü
Bebeğe3*
Seni bana anan armağan etti Öpüp kokladığım almasın bebek Tanrı’m yuvamızı şâdümân etti Elimizden geri almasın bebek
Göz değmesin bir gök boncuk takalım Hamail takalım tütsü yakalım
Ben koca çınarım sen kolum, dalım Sakın bora, tipi yolmasın bebek Mavi atlaslara belesin anan Masallar söyleyip eğlesin anan En güzel ninniyi söylesin anan Bulutlar uykunu çalmasın bebek Kuzum bir kınalı kuzu adağın Güldükçe açılır gül gül dudağın Bilmem ki ne söyler bülbül dudağın Ama bir gül gibi solmasın bebek Büyüyüp bayrağa gönder olasın Askerde orduya önder olasın Türklüğe yaraşır bir er olasın Gözümüz arkada kalmasın bebek
Ali Akbaş / Bebeğe
ÂŞIK MAHZUNİ ŞERİF
(1940-2002)
Acı Doktor1*
Berçenek’ten yaya geldim Amman doktor bak bebeğe Beşiğini elden aldım Yandım doktor bak bebeğe Yıkık yuvam kara yasta Yalvarırım eşe dosta Annesi bebekten hasta Amman doktor bak bebeğe Kuru soğan yağsız aşım Yırtık bağrım açık başım Bir şey değil vatandaşım Amman doktor bak bebeğe Allah için bir merhem çal Öldürür beni bu vebal Param yok ceketimi al Amman doktor bak bebeğe Mahzuni Şerif çobandır Meskenim dumanlı dağdır Bebektir amma insandır Amman doktor bak bebeğe
Şaka Maka2*
Tavşan yamaca geçti Şaka maka derken Kedi sirkeyi içti Şaka maka değilken Geçti artık gereken
Kuru göller su doldu Karaman dağda kaldı Karga Padişah oldu Şaka maka değilken Geçti ömrüm variken
Doğdum topraktan geldim Ha yaşadım ha öldüm Mahzuni Şerif oldum Şaka maka değilden Koyunlar güder iken
Âşık Mahzuni Şerif / Şaka Maka
Nenni Nenni3*
Uğradı başıma hayatın kışı Bu sene de zehir ekmek var nenni nenni Yavru gel ağlayıp üzme sen beni Bu ağlamak yüreğime kor nenni nenni
Bir kuruşum yoktur kefen alayım Emmime dayıma haber salayım Bir toprağım yoktur mezar bulayım Ahrette mi bile mezar var nenni nenni
Âşık olan şu dünyayı nidermiş Döner döner bahtım karadır dermiş Mahsum olan Kerbela’ya gidermiş Bari dosta selamı mı ver nenni nenni
Mahzuni Şerifim yaşım akmıyor
Akıp akıp ama sesim çıkmıyor Şu dünyada bana şahım bakmıyor Bari yardımcımız olsun Pir nenni nenni Bir sazımdan başka hediyem yoktur
Bari tellerini alda çal nenni nenni
Âşık Mahzuni Şerif / Nenni Nenni