• Sonuç bulunamadı

3.7. ASAYİŞ OLAYLAR

3.7.1. BURDUR HAPİSHANESİ

Burdur Sancağı Hapishanesi’nde cinayetten, küçük suçlardan, kabahatten ve borçtan dolayı hüküm giymiş mahkumlar ile çeşitli suçlardan tutukluklular bulunuyordu. Ayrıca Burdur Hapishanesi’nde erkek tutuklu ve mahkumların yanında kadın mahkum ve tutuklularda mevcuttu. Fakat kadınların oranı, er- keklere göre daha azdı. Burdur Sancağı Hapishanesi’nde; 1 Temmuz 1914 tari- hinde, cinayetten 86 erkek ve 2 kadın, küçük suçtan 61 erkek ve 1 kadın, kaba- hatten 2 erkek, borçtan 3 erkek mahkum ve 50 erkek tutuklu bulunuyordu190.

Ancak Eylül 1914 tarihinde, Burdur’da meydana gelen deprem sebebi ile Bur- dur Hapishanesi’nde bulunan 82 adet cinayet ve 34 adet küçük suçlu mahkum ile 48 adet tutuklu Afyon Karahisar Hapishanesi’ne nakil olmuştu. Bu sebepten dolayı Burdur Hapishanesi’nde 31 Ekim 1914 tarihinde, cinayetten 2 erkek ve 2 kadın, küçük suçtan 4 erkek ve 1 kadın, borçtan 1 erkek mahkum, 9 erkek ve 2 kadın tutuklu bulunuyordu.191. 30 Haziran 1918 tarihinde de, cinayetten 47 er-

kek ve 2 kadın, küçük suçtan 4 erkek mahkum, 52 erkek ve 4 kadın tutuklu vardı192. 31 Ekim 1918 tarihinde, cinayetten 30 erkek ve 5 kadın, küçük suçtan 4

erkek ve 2 kadın, kabahatten 1 kadın, borçtan 1 erkek mahkum, 63 erkek ve 3 kadın tutuklu mevcuttu193. 28 Şubat 1919 tarihinde; cinayetten 31 erkek ve 5

kadın, küçük suçtan 10 erkek mahkum ve 71 erkek tutuklu vardı194.

Burdur Hapishanesi’nden zaman zaman mahkumların firar ettiği de görü- lüyordu. 25 Haziran 1919 tarihinde Burdur Hapishanesi’nde bulunan ve müş- külatla elde edilmiş olan Şaki Kaz Ahmet çetesinden Yunaklı Ahmet ve Yaka Köylü Halil İbrahim, köylerinden gelen hemşerileri ile görüşmek üzere mah- pushane kapısına gelmişler ve Gardiyan Mahmut ile kapı nöbetçisi nizamiye efradından bir nefere kapıyı açtırarak, dışarıya çıkmışlardır. Ancak Yunaklı Ahmet ve Yaka Köylü Halil İbrahim kapıdan dışarıya çıkar çıkmaz, gelenlerle görüşmeden ve zabıtanın olmamasından istifade ederek, birisi nöbetçinin elin- deki silahını almış, diğeri de gardiyan Mahmut’un üzerine hücum ederek, ha- pishaneyi toptan boşaltmışlardır. Mahpusların bir kısmı derhal jandarma koğu- şuna girerek, silahlıktaki jandarmaya ait dört silahla, nizamiyenin üç silahını almışlar, ayrıca geride kalan mahpuslar için jandarma debboyuna girerek, mevcutlarına göre altmış dokuz silah ve kafi miktarda cephane alarak firar et- mişlerdir. Bu arada kendilerini yakalamak isteyen dört jandarmayı da yarala-

190 BOA. DH. MB. HPS. nr.150/63. Lef.1. 191 BOA. DH. MB. HPS. nr.152/31. Lef.1. 192 BOA. DH. MB. HPS. nr.37/51. Lef.1. 193 Aynı Belge. Lef.2.

mışlardır. Burdur Jandarma Müfrezesi takibatta bulunduğundan, nizamiyeden bir müfreze firarilerin takibine çıkarılmıştır195. Ancak Burdur Hapishanesi bo-

şalmadan önce, Şaki Kaz Ahmet tarafından bir çuval paranın, Burdur Hükümet Dairesi’ne gönderildiği ve daha sonra da hapishanenin boşaltıldığı hakkında bir bilgi bulunmaktadır196.

Bir müddet sonra Şaki Yunaklı Ahmet ve arkadaşı Halil İbrahim’e, jandar- ma dairesine gelmeleri ve silahlarını teslim etmeleri teklif edilmişti. Ancak bu şahıslar kaba küfürler yaparak, dağa çıkacaklarını beyan etmişler ve kaçmaya teşebbüs etmişlerdi. Bunun üzerine teslim olmaları teklif edilmiş, fakat bu tekli- fe de silah atarak karşılık vermişlerdir. Jandarmanın da silahla karşılık vermesi üzerine, Şaki Yunaklı Ahmet ve arkadaşı Halil İbrahim, ölü olarak ele geçiril- mişlerdir. Bunların hanelerinde yapılan araştırmada, üç adet tüfek ve el bomba- sı ile bir çok cephane bulunmuştur. Şaki Yunaklı Ahmet ve arkadaşı Halil İbra- him, hapishaneden firar ettikten sonra gasp, zorla ırza geçme, işkence ve hırsız- lık gibi bir çok suç işlemişler ve haklarında bir çok şikayet ortaya çıkmıştır. Bu şakilerin ölü olarak ele geçirilmeleri bir çok köy muhtarı ve ihtiyar heyetinde memnuniyet uyandırmıştır. Bu konuda Burdur Mutasarrıflığı’nın vermiş oldu- ğu bilgiye dayanılarak, Konya Vilâyeti tarafından 7 Ocak 1920 tarihinde Dahili- ye Nezâreti’ne gerekli malumat verilmiştir197.

Yine Burdur Hapishanesi’nden firar eden mahkumlar, İnzibat Mülazım-ı Evveli Tahir Ağa tarafından mahiyetinde bulunan bir müfreze ile takip edilmiş ve bunlardan idama mahkum olan birisi yapılan çatışma sonunda, ölü olarak ele geçirilmiştir. Bu sebepten dolayı, İnzibat Mülazım-ı Evveli Tahir Ağa, İcra Vekilleri Heyeti tarafından, 26 Haziran 1920 tarihinde ileride madalya ile taltif edilmek üzere, şimdilik yapmış olduğu hizmeti takdir etmek üzere takdirname ile ödüllendirilmiştir198.

Bu arada Burdur Hapishanesi’nde bulunan mahkumlardan bazıları muhte- lif sebeplerle affa uğramışlardır. Amasya ve Burdur Hapishaneleri’ndeki mah- puslardan ıslah-ı hal eyledikleri anlaşılan dokuz şahsın, geri kalan cezalarının affı hususuna Adliye Nezâreti’nden vuku bulan talep üzerine, 1 Şubat 1920 ta- rihinde padişah tarafından bir İrâde-i Seniye çıkarılmıştır199. Bu padişah irâde-

sine göre, Burdur Hapishanesi’nde yatan mahkumlardan af edilenler şunlardır.

195 BOA. DH. EUM. AYŞ. nr.14/50, Lef.5. 196 BOA. DH. EUM. AYŞ. nr.14/49. Lef.2. 197 BOA. DH. EUM. AYŞ. nr.29/111. 198 BCA. BKK. F.K.30.18.1.1. Y.N.1.2.17. 199 BOA. DH. MB. HPS. M. nr.165/28, Le.1.

Öldürme suçundan 7.5. seneye mahkum olan Mustafa oğlu Ömer, Veled-i Bay- ram, Ethem Efendi oğlu Ömer, Hüseyin Zevcesi Ayşe, izâle-i bikr suçundan 10 seneye mahkum olan Kara Hasan oğlu Hasan Hüseyin, kız kaçırmak ve fi’l-i şeni suçundan 10 seneye mahkum olan Osman oğlu Süleyman, darben öldür- mek suçundan 7.5 seneye mahkum olan Hasan oğlu Mehmet200. Bu konuda Sa-

daret tarafından Dahiliye Nezâreti’ne bilgi verilmiş, ayrıca Adliye Nezâreti’ne de gerekli işlemin yapılması için tebligat yapılmıştır (4 Şubat 1920)201.

4.SONUÇ

XIX. Yüzyılın ikinci yarısında Hamit Sancağı’na bağlı bir kaza merkezi olan Burdur, 1872 yılında Konya Vilâyeti’ne bağlı bir sancaktı. Bununla birlikte Bur- dur Sancağı, Milli Mücadele Dönemi’nde İcra Vekilleri Heyeti’nin kararı ile ba- ğımsız liva haline dönüştürülmüştür. Burdur XX. Yüzyılın başında nüfus sayısı itibari ile orta büyüklükte bir şehir konumunda idi. Fakat sağlık hizmetleri açı- sından ihmal edilmişti. Milli Mücadele Dönemi’nde, Burdur’da mahalli halkın yardımı ile bir hastane yapılmıştır. Bunun yanında daha önceki dönemlerde olduğu gibi, Milli Mücadele Dönemi’nde de Burdur’da bulunan devlete ait bi- nalar ihtiyaç olduğu zamanlarda tamir edilmiştir.

Ayrıca Mondros Antlaşması’ndan sonra (30 Ekim 1918), İtilaf Devletleri ve Yunanlılar tarafından Osmanlı toprakları çeşitli bahanelerle işgal edilmeye baş- lanmıştır. İtalyanlar da Güney Batı Anadolu topraklarına asker çıkarmışlardır. İtalyanlar 28 Mart 1919 tarihinde Antalya’yı işgal etmişler ve burasını aynı za- manda askeri üssü olarak kullanmışlardır. İtalyanlar Antalya’dan sevk ettikleri kuvvetlerle 28 Haziran 1919 tarihinde Burdur’u da işgal etmişlerdir. İtalyanlar işgal altındaki Anadolu topraklarında, Türk Milleti ile azınlıkları birbirine dü- şürmeye çalışmışlar, ayrıca bu bölgelerde asayiş olaylarının artmasından fayda beklemişlerdir. Bunun yanında hakimiyetlerini sağlamlaştırmak için, mahalli halkın çeşitli ihtiyaçlarını gidermeye yönelik politikalar takip etmişlerdir.

Burdur mülki yönetimi de, Osmanlı merkez yönetiminin işgaller karşısında göstermiş olduğu duyarsızlık gibi, başlangıçta İtalyan işgali karşısında yeterli bir karşı koyuş sergilememiş, aksine işgalcilerle birlikte hareket etmiştir. Bu olayda Burdur’daki milli direnişin bazı zamanlarda sekteye uğramasına sebep olmuştur. Burdur halkı, kurmuş olduğu milli cemiyetler vasıtası ile Burdur’un ve ülkenin işgal edilmesine karşı koymuştur. Ayrıca Burdur halkı tarafından işgal hareketleri, mitinglerle ve protestolarla ret edilmiştir. Burdur halkı, Batı

200 Aynı Belge. Lef.2. 201 Aynı Belge. Lef.3.

Anadolu Bölgesi’nde toplanan Nazilli ve Afyon Karahisar Kongreleri’ne dele- ge göndermiş ve burada yapılan çalışmalara destek olmuştur. Yine Milli Müca- dele Dönemi’nde Burdur’dan seçilen milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Mec- lisi’nde Burdur’u temsil etmişler ve önemli görevler ifa etmişlerdir. Burdur halkı tarafından, işgal altında olan diğer bölgelere gönüllü askerler gönderilmiş ve önemli miktarda maddi destek sağlanmıştır.

Milli Mücadele Dönemi’nde, Burdur Sancağı’nda muhtelif sebeplerden do- layı, asayiş olaylarının artması sonucunda Burdur halkı, İtalyan işgalinin ver- miş olduğu acının yanında, yerli eşkıyanın baskısını da üzerinde hissetmiş ve bu sebepten dolayı maddi ve manevi önemli sıkıntılar çekmiştir. Böylece Bur- dur halkı içinde yaşadığı bütün olumsuz şartlara rağmen, Türk Milli Mücadele- si’nin başarıya ulaşmasında önemli katkılarda bulunmuştur. ©

KAYNAKLAR

1.ARŞİV BELGELERİ

1.1.BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ

Benzer Belgeler