• Sonuç bulunamadı

Üzerinde çalıştığımız 16 Numaralı Sivas Şer„iye Sicili 1831–1834 yıllarına ait olup Sivas'ın o dönemdeki sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi ve askeri hayatı ile ilgili oldukça önemli belgeleri içermektedir.

İncelediğimiz dönemde Sivas, Osmanlı Devleti'nin 29 eyaletinden biri olup, merkez ile birlikte Amasya, Bozok, Çorum, Canik, Divriği ve Arapkir sancaklarından oluşuyordu. Eyaletin merkezi konumundaki Sivas sancağına bağlı 24 kaza bulunmaktaydı. Sivas eyaleti vezir rütbesindeki vali tarafından yönetilirken sancaklar mütesellimler tarafından idare edilmekteydi. Dönemin Sivas valileri Osman Paşa ve Mehmet Reşit Paşa'dır. Himmetzade Said Ağa mütesellimlik, İbrahim Said Ağa ise mütesellimlik ve muhassıllık görevlerinde bulunmuştur. Sivas sancağındaki diğer bir üst düzey yönetici ise kadıdır. Kadının hâkimlik görevi dışında kazanın idaresi ve merkezle yazışmaların sağlanmasında da önemli görevleri olduğu anlaşılmaktadır.

Şehrin fiziki unsurlarına baktığımız zaman nefs-i Sivas olarak tabir edilen şehir merkezinde 58 adet mahalle bulunmaktadır. Özellikle cami ve mescitlerin etrafından gelişen mahallelerden bazıları sınırlarını olmasa bile isimlerini bugün bile muhafaza etmektedir. Sivas evleri genel olarak haremlik ve selamlık üzere planlanmıştır. Evlerin birçoğu bodrum, zemin kat ve birinci kattan oluşmaktadır. Kiler ve ocaklar zemin katta bulunurken birinci kat ise oturma mekanlarıdır. Evlerin fiyatları ise bulunduğu mahallenin konumu ve fiziki özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Örtülüpınar mahallesinde bulunan ve 2 adet odadan oluşan bir ev 170 kuruşa (SŞS 16: 9/2) satılırken, Pazar mahallesinde bulunan ve 3 adet kış evi, 3 göz anbar, üst katta 3 adet oda, bir miktar havlu ve 1 lüle çeşmeden oluşan ev 6000 kuruşa (SŞS 16: 151/1) satılmıştır.

Defterimizde evlilik ve boşanma ile ilgili hiçbir kayıt bulunmaması özellikle aile yapısı ilgili yaptığımız değerlendirmelerde bizleri biraz da olsun kısıtlamıştır. Ancak tereke kayıtları bizlere bu konuda büyük ölçüde yardımcı olmaktadır. Terekelerde Müslüman erkeklerin borçlar hanesinde yer alan mehir kayıtlarına göre Sivas‟ta kadınlara verilen mehir miktarı 100-350 kuruş arasında değişmektedir. Belgelere göre Sivas halkı arasında çok eşlilik oranının diğer araştırmalara oranla oldukça yüksek çıkması ise ilginçtir. Terekelerden çıkardığımız istatistikler toplumda çok eşliliğin sebebinin çocuk sahibi (özellikle erkek) olma isteği olduğunu göstermektedir. Ayrıca çok eşlilikle, kişinin maddi durumu arasında bağlantı kuramadık. Ancak defterde evlilikle ilgili kayıtların bulunmaması incelediğimiz tereke sayısının yeterli olmaması bu konuda kesin yargılara varmamızı engellemektedir. Ailelerde çocuk sayısı ilgili yaptığımız değerlendirmede dönemin Anadolu şehirlerinde yapılan araştırmalara oldukça yakın oranlar tespit ettik. Müslüman ailelerde çocuk sahibi olan ailelerin

çoğunluktadır (%89). Ayrıca ailelerin %80'i 1-4 arasında çocuğa sahipken ortalama çocuk sayısı ise 2,47'dir. Yine 1839-1841 yılları arasındaki tereke kayıtları incelenerek yapılan çalışmada ise ortalama çocuk sayısı 2,79 olarak belirlenmiştir. Tokat'ta ise bu oranın yaklaşık % 2 olduğu görülmektedir.

Sivas‟ta Müslim-Gayrimüslim ilişkilerinin olumlu yönde seyrettiği, karşılıklı alış-veriş, birbirlerine şahitlik etme, borç alıp verme yönünden iki toplumun karşılıklı güvene dayanan bir barış ortamında yaşadığı anlaşılmaktadır. Giyim ve gündelik hayatta kullanılan eşyaların iki toplumda büyük oranda benzerlik gösterdiği görülmektedir.

Defterde yer alan vakfiyeler ise bizlere Sivas'ta kurulan vakıfların, kurucuları, vakfedilen mallar ve vakıf şartları konusunda bilgiler sunmaktadır. Buna göre vakıf kurucularının çoğu toplumsal statüye ve belli bir maddi gelire sahip kişilerden oluşmaktadır. Vakfedilen mallar ise genellikle ev, dükkan, bağ, bahçe- tarla ve nakit paradan oluşmaktadır. Vakıf gelirleri genellikle cami mescit gibi dini mekanların tamir ve bakımı, imam ve müezzinlere gelir sağlamak, özellikle mübarek gecelerde fakirlere ikramda bulunmak ve sebil olarak görülen çeşmelerin tamiri için kullanılmıştır.

Defterde Sivas‟ın ekonomik yapısıyla ilgili belgelerde bulunmaktadır. Bu belgelerin çoğunluğunu merkezden gelen vergi emirleri ve bu vergilerin kadı tarafından Sivas‟ta bulunan yerleşim birimleri, mahalle ve esnaflar arasında taksimine dair defterler oluşturmaktadır. Vergiler tekalif-i şer‟iye ve tekalif-i örfiye olmak üzere ikiye ayrılmakta ve halktan belli kaideler altında toplanmaktadır. Tekalif-i şer‟iye olarak toplanan vergilerin başında Gayrimüslim halktan toplanan cizye gelmektedir. Cizye ödemekle yükümlü Gayrimüslimler kendi aralarında sınıflandırılmakta ve edna gurubundan 12 kuruş, evsat gurubuna girenlerden 24 kuruş, ala gurubuna girenlerden

ise 48 kuruş cizye alınmaktaydı. Tekalif-i örfiye olarak ise salyâne ve tevzi‟ defterlerine göre halktan çeşitli miktarlarda ve dönemlerde vergi toplanmaktaydı. Bu vergilerin toplanması sırasında yaşanan usulsüzlüklerin önüne geçilmesi amacıyla yöneticiler merkezden gönderilen fermanlarla sık sık uyarılmıştır. Şer‟i vergilerden bir diğeri ise ağnam bedelidir. 1248 ve 1249 senelerinde ağnam bedeli olarak 5 kuruş ve mübaşiriye bedeli olarak 20'şer para belirlenmiş olup; Sivas sancağında 2500 adet ağnam bedeli olarak 12500 kuruş, mübaşiriye bedeli olarak ise 1250 kuruş olmak üzere toplam 13750 kuruş toplanmıştır.

Defterde Sivas‟ta mülk alım-satımına dair çok sayıda belgede bulunmaktadır. Bu belgeler incelendiğinde mülk alım-satımlarının Müslüman ve Gayrimüslim halk arasında rahatlıkla yapıldığı, satışlarda Müslümanların daha çok satıcı Gayrimüslimlerin ise alıcı olduğu görülmektedir. Mülk fiyatları bizlere o dönemde Müslüman ve Gayrimüslim halkın ekonomik durumu hakkında da bizleri aydınlatmaktadır. Müslümanların sahip olduğu evlerle Gayrimüslimlerin sahip olduğu evlerin fiyatları arasında belirgin bir fark olduğu ortaya çıkmaktadır. Müslümanların sattıkları evlerin fiyatları 470 kuruş ile 5200 kuruş fiyat aralığında yer alırken, zimmîlerin sattıkları evlerin fiyatları 170 kuruş ile 6000 kuruş arasında değişmektedir. Yine Müslümanların sattıkları 13 adet evden sadece 4 tanesi 3000 kuruşun üzerinde bir değerle alıcı bulurken zimmîlere ait 10 evden 6 tanesinin değeri 3000 kuruşu geçmektedir. Bu durum Gayrimüslimlerin sahip oldukları zenginliğin yanı sıra yaşam standartlarının da oldukça yüksek olduğunun göstergesidir.

Ekonomiyle ilgili belgeler incelendiğinde Sivas ekonomisinin genel olarak tarım ve hayvancılığa dayandığı görülmektedir. Ordunun zahire ihtiyaçlarının önemli bir kısmının Sivas‟tan karşılanması o dönemde Sivas‟ta önemli miktarda buğday ve arpa

yetiştirildiğini göstermektedir. Ancak Mehmet Ali Paşa isyanı sırasında Sivas‟tan sık sık istenilen zahire halkı zor durumda bırakmıştır. Bu olumsuz durum karşısında gönderilen ferman ve buyuruldularla özellikle fakir kişileri korumaya yönelik tedbirler alınmıştır. Tereke defterlerinin incelenmesi sonucunda ise Sivas‟ta at, katır, merkeb gibi koşum hayvanlarının yanı sıra inek, öküz, camuş, koyun gibi etinden ve sütünden istifade edilen hayvanlar da yetiştirildiği anlaşılmaktadır.

II. Mahmut döneminde Sivas‟ta 100‟ün üzerinde esnaf gurubu yer almasına rağmen defterde sadece 30 adet esnaf gurubundan vergi alındığı görülmektedir. . Esnaf gurupları mesleki özelliklerine göre tasnif edildiğinde Sivas‟ta yiyecek-içeçek, dokuma ve deri sanayi, hizmet üretimi, inşaat, küçük imalat, maden, silah, nakliye, aydınlatma, kullanılmış eşya alım-satımı, gezici küçük tüccar gibi alanlarda faaliyet gösteren esnaflar olduğu ortaya çıkmaktadır. Defterde esnafların ürettikleri mal ve hizmetlerle ilgili narh tespiti yapılmasını emreden buyuruldular olmasına karşın narh fiyatlarıyla ilgili herhangi bir kayıt bulunmaktadır. Bu durum Sivas‟ta satılan ürünlerin fiyatlarıyla ilgili bilgi sahibi olmamızı engellemektedir.

Ekonomiyle ilgili son tespitimiz ise Sivas‟ın bakır nakliyesinde önemli bir rol oynadığıdır. Ergani madeninden çıkarılan ham bakır develere yüklenmekte ve önce Tokat kalhanesine getirilerek burada işlenmekte ardından Samsun iskelesine ulaştırılarak gemilerle İstanbul‟a gönderilmektedir. Bakır nakliyesi ile ilgili olarak merkezden gönderilen fermanlarda yöneticilerin ve halkın yükümlülükleri hatırlatılmakta ve bu konuda kesinlikle gevşek davranılmaması emredilmektedir. Belgeler incelendiğinde bakır nakliyesi sırasında en büyük sorunun nakliye ücreti olduğu ve bu sorunun çözümü için zaman nakliye ücretlerine zam yapıldığı da görülmektedir.

Askeri açıdan da oldukça önemli bilgiler ihtiva eden defterde, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa isyanın önemli ayrıntılarına ulaşmak mümkündür. Buna göre asi vali ilk olarak nasihatlerle yola getirilmeye çalışılmış ancak bu yöntemle başarılı olunamayacağı anlaşılınca askeri tedbirlere başvurulmuştur. Osmanlı ordusunun, Mısır kuvvetleri karşısında önce Belen muharebesinde ardından da Konya muharebesinde bozguna uğramasının ardından başka çaresi kalmayan II. Mahmut, Mehmet Ali Paşa'ya istediklerini vererek bu konuyu en azından belirli bir süre rafa kaldırmıştır.

Bu isyan sırasında Osmanlı ordusunda zahire sıkıntısı baş göstermiştir. Bu nedenle orduda bulunan askerler ve hayvanların ihtiyacının karşılanması için bedelleri halka ödenmek üzere Sivas'tan büyük miktarda buğday ve arpa talep edilmiştir. Ancak zahire temini sırasında bazı yolsuzlukların tespit edilmesi ve halkın şikayetleri üzerine gönderilen fermanlarda yöneticiler uyarılmıştır. Mehmet Ali Paşa isyanı, Osmanlı merkezi otoritesindeki çöküntüyü de gözler önüne sermektedir. Özellikle asker talebine yönelik fermanların sık sık tekrarlanması ve orduda yaşanan firar olayları bunun en önemli kanıtı olarak görülebilir.

Defterde ayrıca Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasının ardından kurulan Asakir-i Mansure-yi Muhammediye ordusunun teşkilat yapısı hakkında önemli bilgiler bulunmaktadır. Belgelere göre yeni orduda alay, tabur, bölük yapılanmasına gidilmiş ve muharip askerlere belirli süreler dahilinde izin tezkireleri verilmiştir. Ayrıca savaşta yaralanan zabitan ve askerlere tekaüd beratı verilerek bu kişilere hem maaş bağlanmış hem de vergilerden muaf tutulmuşlardır.

Benzer Belgeler