• Sonuç bulunamadı

1.2. BOŞANMA KAVRAMI, ÖNEMİ VE SONUÇLARI

1.2.1. Boşanma Kavramı ve Önemi

1.2.1.2. Boşanmanın Dayandığı İlkeler

Boşanmanın bir sebebe bağlı olarak gerçekleşmesi, bazı ilkelere dayan- dırılmasını gerektirmektedir. Türk Hukuk Doktrininde boşanmanın dayandığı ilkeler, kusur ilkesi, irade ilkesi, temelden sarsılma ilkesi, elverişsizlik ilkesi, eylemli ayrılık ilkesi olarak beş noktada toplanmaktadır (Ceylan,2006: 10). 2.1.2.1 Kusur İlkesi

Kusur ilkesine göre boşanma, ancak eşlerden birinin kusurlu olması ha- linde mümkündür. Boşanma davası açma hakkı, kusurlu olmayan eşe tanınır ki bu, “kısmen kabahatli tarafa karşı bir ceza olmakla beraber aynı zamanda ve daha ziyade tecavüze uğrayan ve zarar gören eşin menfaatleri için zaruri bir himaye(koruma) addediliyor, zira kendisi için müşterek hayatın idamesi (de- vam ettirilmesi) bu şartlar altında tabiatıyla artık imkânsız oluyor” (Akıntürk, 2004: 232) .

Kusur ilkesi, sadece kusursuz olan eşe boşanma davası açma hakkı vermektedir. Bu durumda kusurlu olan eş boşanma davası açamaz. Burada “kimse kendi kusuruna dayanarak hukuken korunan bir menfaat elde edemez” kaidesi boşanma davasında kusurlu eş için uygulanmaktadır (Çakın, 2007: 17) . 2.1.2.2. İrade İlkesi

Bu ilke, eşlerin karşılıklı anlaşma ile ya da eşlerden birinin istemiyle boşanmaları mümkün görür. Eşler, evlenmeyi kendi iradeleriyle kurdukları gi- bi, yine kendi iradeleri ile sona erdirebilmelidirler. Fakat bu ilkeye bağlı ka- lınması, “serbest boşanma sistemi” nin kabul edilmesi sonucunu doğurur. Bu nedenle irade ilkesi, taraflardan birinin istemi ya da anlaşmaları üzerine ancak yargıcın vereceği kararla boşanabileceğinin kabulü ile biraz yumuşatılmak is- tenmiştir (Zevkliler ve diğerleri, 2000: 881).

İrade ilkesi, eşlerin birlikte açıkladıkları (ortak) iradeleriyle kuru- lan(meydana gelen) evliliğin yine onların iradeleriyle bozulması(sona erdiril- mesi) esasına dayanmaktadır. Buna göre, eşler beraberce veya içlerinden biri

tek başına boşanma isteminde bulunduğu takdirde, mahkeme veya yetkili ma- kam boşanmaya karar verecektir (Akıntürk, 2004:231 vd.).

2.1.2.3. Temelden Sarsılma İlkesi

Bu prensipte, eşlerin birbirlerini suçlamasına birinin diğerini kusurlu göstermeye çalışmasına gerek yoktur. Eğer eşler arasındaki ortak hayat hangi nedenle olursa olsun, “çekilmez bir hal almış ise” ve evlilik düzeni böylesine temelinden, kökünden bozulmuşsa, hâkim onların boşanmalarına karar verebi- lecektir. Burada yargıcın takdir serbestisi çok geniştir (Feyzioğlu,1986:253).

Bu ilke, eşlerden birinin kusurlu olması öngörmez. Buna göre, evlilik eşler için çekilmez hale gelmişse, yani temelden sarsılmışsa, bunda eşlerin ku- suru olmasa da boşanmaya hükmedebilmelidir. Evlilik birliğinde ortaya çıkan her olay, birliğin temelden sarsıldığı anlamına gelmez. Ufak tefek olaylar, her ailede olur. Ancak meydana gelen olaylar, eşler için evliliği çekilmez hale ge- tirmişse ve onlardan, birlikte yaşamaları artık beklenemiyorsa, evlilik birliği temelden sarsılmıştır ve boşanmaya hükmedilmelidir. Böyle bir durumda ille de eşlerin kusurunu aramak ve onları birlikte yaşamaya zorlamak, eşlerin, ço- cukların ve toplumun çıkarına aykırı sonuçlar doğurabilir. Örneğin bir kimseyi, akıl hastası olan bir eşle her ne olursa olsun yaşamaya zorlamak böyle sakıncalı sonuçlar doğurmaya elverişlidir (Zevkliler ve diğerleri, 2000:881) Evlilik birli- ğinin amacı, öncelikle eş ve çocuklara mutluluk getirmesidir.

2.1.2.4. Elverişsizlik ilkesi

Eşlerden biri bedeni veya ruhi arızalardan dolayı evlilik gereklerini ye- rine getiremiyorsa, onun durumu(evliğe elverişsiz) demektir. Buna rağmen ev- liliği sürdürmeğe diğer eşi mecbur etmek hayatın normal akışına ters düşen bir yolu izlemek olurdu. Şu var ki bu elverişsizlik, ortak hayatı gerçekten çekilmez bir hale getirmiş olmalıdır; olabilir ki eşinin evliliği yürütmeye elverişsiz du- rumda olmasına rağmen, onunla ortak hayatı sürdürmeye devam etmek diğer eşe bir başka huzur ve mutluluk vermektedir. Evliliğin “kıvançta olduğu gibi

tasada da kader birliği olduğu inancı” diğer eşe bu elverişsiz hayata katlanmak sabrını ve gücünü verebilmektedir (Feyzioğlu,1986:253).

Bu ilke uyarınca, eşlerden biri, bedensel ya da ruhsal yönden, evlilik ilişkisini sürdürebilme yeterliliğini yitirirse, evliliğe elverişsiz durum gelirse, diğer eş evlilik bağının boşanma ile sona erdirilmesini isteyebilir. Örneğin, ik- tidarsızlık, kısırlık, bulaşıcı ve iğrenç hastalıklar, akıl hastalığında durum öyle- dir (Köprülü ve Kaneti, 1989:144). Başka bir ifadeyle, eşlerden biri, maddi ve manevi yönden evliliği sürdürebilme yeteneğini kaybederse, diğer eş mahke- meden evlilik bağının boşanma ile sona erdirilmesini isteyebilir.

2.1.2.5. Eylemli Ayrılık İlkesi

Evlilik bir yaşam birliğidir. Eşler birlikte olmayı istemedikleri için ey- lemli olarak ayrı yaşıyorlarsa, evliliğin amacı ve anlamı ortadan kalkar. Eşler eylemli olarak birbirinden kesin olarak kopmuşsa, evlilik bağının çözülmesine olanak sağlamak gerekir. Eylemli ayrılık ilkesinin uygulanmasında eşlerin ku- surlu olup olmaması, evlilik birliğinden temelinden sarsılması önem taşımaz. Önemli olan eylemli ayrılık durumudur. Eylemli ayrılık ilkesinin sağlıklı bi- çimde işleyebilmesi, eylemli ayrılık süresinin çok dikkatli olarak belirlenmesi- ne bağlıdır. Eylemli ayrılık süresinin kısaltılması tek yanlı boşanmaya yol açar; uzun tutulan süre ise yeni bir yaşamı başlatmak olanağını sınırlar (Köprülü ve Kaneti,1989:144).

Eylemli ayrılık ilkesine göre, eşlerde ortak hayatı birlikte sürdürme is- tek ve inancı kalmamış, sürekli ve eylemli olarak birbirlerinden ayrı yaşama eğilimi kökleşmişse, artık bu evliliği devam ettirmeye çalışmakta hiçbir yarar kalmamıştır. O halde, eşler uzunca süreden beri bir araya gelmiyorlar ve ey- lemli olarak ayrı yaşamayı sürdürüyorlarsa, onları boşamak yoluna gidilmelidir (Akıntürk,2004:234).Türk Medeni Kanunu’nda dava koşulu olarak üç yıllık bir süre belirlenmiş olup, bu süre mahkemece doğrudan gözetilmektedir.

Türk Medeni Kanunu madde 166/IV ‘de “boşanma sebeplerinden her- hangi biriyle açılmış davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak

hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eş- lerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Benzer Belgeler