• Sonuç bulunamadı

Boş Zaman ve Tüketim Alışkanlıkları Bağlamında Turizm Faaliyetleri

1.6. Boş Zaman Kavramı ve Turizm İle İlişkisi

1.6.2. Boş Zaman ve Tüketim Alışkanlıkları Bağlamında Turizm Faaliyetleri

Kapitalizm sürecinde boş zaman büyük şirketlerin/holdinglerin tekelinde şekillenen bir endüstri olarak görülmektedir. Bu nedenle de “boş zamanları değerlendirme endüstrisinin oluşması” ortaya çıkmıştır. Hibbins (1996:23), bu endüstrinin boş vaktin piyasa değerine, meta değiş-tokuş alanı oluşuna, daha doğrusu ticari örgütlenmesine işaret etmektedir. Bu endüstri televizyon, sinema, tiyatro, kitle turizmi, gösterişe dayalı tüketim alanları, seyahat acenteleri, oteller, kamp malzemeleri gibi oldukça geniş bir pazarı kapsamaktadır. Boş zamanın artması ile birlikte pazarda rekabetin arttığı da görülmektedir. Boş zaman endüstrileri bu açıdan değerlendirildiğinde kapitalist ekonominin en karlı ve dinamik alanını oluşturmaktadır (Benington&White, 1992:11-15). Dolayısıyla artık boş zaman kapitalist ekonomi için oldukça karlı bir sektör olarak değerlendirilebilir. Kurumsallaşmış bir pazar gibi görünen boş zaman, kapitalist emellerin icraata geçirilebileceği, yeni değerlerin, ideolojilerin, yaşam tarzlarının da kolaylıkla sunulabileceği bir saha olarak görülmüştür. Aytaç (204:118) boş zamanın; “kendiliğin”, “özgürlüğün”, “istemli tercihlerin”, “doğallığın”, “düşünsel derinliğin”, “toplumsal iyiye/erdemliliğe ulaşmanın” zamanı olmaktan ziyade, kapitalizmin kutsadığı yaşam ereklerine ulaşmanın (“tüketimcilik”, “yapay heyecanlar”, “kışkırtılmış arzu/istekler”, “rekabetçilik”, “gösterişli edimler”, “statü parlatma” vs. ) bir aracı haline geldiğini ifade etmiştir.

Tarihsel olarak bakıldığında özellikle sanayileşme süreci ile birlikte bir çok ülkede çalışma saatleri azaltılarak boş zamanı arttırmak temel hedefler arasında yer almaktadır. Teknolojik gelişmelerin üretim sürecine katkısı, bireylerin çalışma saatlerinde istenen azalmayı sağlamış, böylelikle boş zaman artışı gerçekleşmiştir. Haftalık çalışma saatlerinin yanı sıra, ulusal günlerde, bayramlarda ve yasal yıllık izinlerde bireylerin çalışmak zorunda olmadıkları zamanlar çoğalmaya başlamıştır. Özellikle son yıllarda çalışma saatlerinin ve yıllık ücretli izinlerin çıkarılmasını sağlayan yasaların düzenlenmesi ile boş zamana ilişkin yasal haklar gündeme gelmiştir. Bilhassa iş sahalarında kadınların sayısının giderek artması, esnek çalışma saatleri ile ilgili düzenlemeleri de daha gerekli ve önemli kılmaktadır.

Günümüzde boş zaman faaliyetleri tüketime odaklandığından, toplumsal olarak haz ve mutluluk kavramları da tüketim ile ilişkilendirilmektedir. Modern kapitalizmi egemenliği altına alan tüketim, ekonominin hem canlı hem de durgun olduğu bütün dönemlerde iş başındadır. Bilhassa gösterişçi ve lüks tüketim, bir sosyal değer ve gelişmenin ölçütü olarak kabul edilmektedir. Kimi zaman boş zaman faaliyetlerinin de gösterişçi ve lüks tüketim çerçevesinde şekillendiği düşünülmektedir. Boş zaman deneyimleri; optimal tatmini, ihtiyaçların giderilmesini ve bireysel gelişimi arttırıp fonksiyonel yaşam deneyimlerini sağladığı gibi, boş zaman aktivitelerine katılımla da bireylerin sosyal, manevi, fiziksel, psikolojik ve entelektüel becerilerini geliştirmektedir (Carter ve Keller, 1996:42).

Hacıoğlu (2003:27), boş zaman faaliyetlerini amaçlarına ve yapılış yerlerine göre sınıflandırarak, iki temel gruba ayırmıştır.

 Uzun süreli boş zamanlar  Çocuklar dönemi boş zamanları

 Yıllık izinler dönemi boş zamanları  Emeklilik dönemi boş zamanlar  Kısa süreli boş zamanlar

 İş günü sonu (akşam üstü kısa süreli boş zamanlar)  Hafta sonları

 Tatiller

Bireyler boş zaman etkinlikleri ile yaşamsal doyum sağlayabilir ve günlük yaşam streslerinden uzaklaşabilirler. Ayrıca bu etkinlikler fiziksel ve zihinsel olarak da bireylere arzu edilen tatmini sağlayabilir. Bu tatminlerin sağlanabileceği en etkili mecralardan biri, boş zamanın bir endüstri olarak gördüğü ve günden güne gelişme gösteren turizm faaliyetleridir. Günümüzde özellikle turizm faaliyetleri yeni bir iletişim, etkileşim alanı oluşturarak “boş zamanın” kurumsallaşmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Büyük bir sektör olarak nitelendirilebilecek boş zaman, bilhassa üretim endüstrisine bağlı olan toplumların ülkelerinde ekonomik büyüme sağlamıştır. Bir endüstri olarak boş zaman, evde ve ev dışında bireye pek çok fırsatlar sunan bir organizasyonlar bütünüdür. Bu bütünün önemli bir parçası da rekreasyon, turizm ve konaklama sektörleri gibi üç önemli sektörün bir araya gelmesiyle oluşan organizasyonlardır (Horner ve Swarbrooke, 2005:22). Günümüzde bir endüstri olarak boş zaman, turizm etkinlikleri ile sıkça bağdaştırılmakta ve bireylerin boş vakitlerinde yapabilecekleri aktiviteler turizm faaliyetleri kapsamında bireylere sunulmaktadır.

Son yıllarda azalan çalışma saatleri ile birlikte toplumsal yaşam ve bireylerin boş zaman tercihleri gözlemlendiğinde, turizm faaliyetlerine ayrılan zamanın dikkat çekici şekilde arttığı bilinmektedir. Tatillerin daha kısa aralıklı olması, turizmin de hızla

büyüyen pazarına destek vermektedir. Pek çok bileşenden oluşan turizm, memnuniyet verici aktivite ve deneyimlere düşkün olan insanların, günlük yerleşimden uzağa kısa ya da uzun süreli hareketlerini ifade etmektedir. Turizm faaliyetlerinin önemli bir bileşeni olarak değerlendirilebilecek konaklama sektörü ise; konuklar için hizmet sağlayan bütün organizasyonları içermektedir (otel, motel, restaurant, rekreasyon aktiviteleri vs.).

Turizm; ekonomik, toplumsal, kültürel ve fiziki çevreye ilişkin çok karmaşık süreçlerden oluşan bir bütündür. Onun bu karmaşıklığı, çeşitli üretim alanlarının ürettikleri mal ve hizmetlerin bir araya getirilip turistin öznel ve nesnel tatminine yönelmesinden, diğer taraftan tatmin etme çabasında olduğu turistik kitlesinin farklı ülkeler, kültürler, sosyo-ekonomik düzeylerden geliyor olmalarından, farklı ihtiyaç, beklenti, tutum ve davranış kalıplarına sahip bulunmalarından kaynaklanmaktadır (Tolungüç, 1999:51).

Boş zaman aktivitelerinin özellikle son yıllarda turizm üzerinde şekillenerek gelişmesi, artık insanların sadece güneşlenmek amacıyla değil, aynı zamanda rekreasyon ve spor aktivitelerine katılmak amacıyla da tatile çıkmasına bağlanabilir. Rekreasyon alanları toplumların gelişmişlik düzeylerine göre değişkenlik göstermektedir. Şehir turları, kamplara katılma, sportif faaliyetler ve turizm aktiviteleri rekreasyon faaliyetlerine örnek olarak verilebilir. Modern toplumlarda seyahat, günlük yaşamın bir parçasıdır. Birbirinden farklı onlarca alan boş zamanı geçirmek için bireye sunulmuştur.

Günümüzde boş zaman ve turizm kavramları birbirleriyle bütünleşmiş kavramlardır. İnsanlar bulundukları ortamlardan uzaklaşmak, ilişkilerini geliştirmek, sosyal etkileşim sağlamak, kültürel motivasyonlarını arttırmak gibi bazı amaçlarla turizm faaliyetleri içinde yer almaktadırlar (Hallab, 1999: 26). Turizm faaliyetleri, gerek yurtiçi gerekse de yurtdışı alanlarda bireylerin sosyal ve kültürel açılardan etkileşimlerini arttırması bakımından oldukça önemlidir.

Çağdaş verilere göre ortalama bir insan 640.000 saat yaşamakta, bunun 60.000 saatini çalışarak geçirmekte ve 280.000 saate de boş olarak sahip olmaktadır. Yakın gelecekte çalışma günü uzunluğunun azalmasıyla ortalama insan sadece 40.000 saat çalışacak ve 300.000 saati de boş zaman ve seyahat için ayıracaktır (Apostolopoulos ve diğerleri, 1996:8).

Şekil 1.Turizm ve Boş Zaman Bütünlüğü’nün Bir Modeli

Çeşitli turizm faaliyetlerinde bulunan bireylerin yaşam tarzları ile ilişkili iki önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki; insanların zamanlarını nasıl geçirdikleri ve diğeri ise; hangi ilgiler ile değerlere, inançlara ve düşüncelere sahip olduklarıdır (Burke ve Resnick, 2000:45). Bireylerin zamanlarını nasıl geçirdikleri ile doğrudan ilişkili olan yaşam tarzı göstergeleri aynı zamanda bireylerin ekonomik, sosyal ve dini tutumları ile ilgili de bilgiler vermektedir. Turizm faaliyetlerinde bireylerin yaşı, cinsiyeti, aile yapısı, medeni durumu, eğitim düzeyi, meslek sınıfı gibi belirlenebilir bazı değişkenler oldukça önem teşkil etmektedir. Yaşam tarzına ilişkin pek çok kriter bu değişkenler çerçevesinde şekillenmektedir. Burke ve Resnick (2000:45) bazen kullanıcıların “tutucu”, “liberal”, “maceracı” ve “evde oturmayı tercih eden kimse” gibi tanımlandıklarını belirtir. Bu sınıflandırmalar toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarına göre değişkenlik gösterebilir. Turizm reklamları da bu ve benzeri değişkenler göz önünde bulundurularak oluşturulmaktadır. Ülkemizde turizm reklamlarında yaşam

tarzı ekseninde sınıflandırmaların daha çok “liberal” ve “muhafazakar” anlayış çerçevesinde şekillendiği görülmektedir.