• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.4.2 BoĢanmanın Etkileri

2.4.2.2 BoĢanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Boşanma, bir ailenin dağılması anlamına da gelmektedir. Ayrılan eşler ve çocuklar için hayatlarında büyük bir değişim söz konusudur. Aile ortamında mutlu olan çocuğun anne-babası boşandığı zaman bu durum çocuğun davranışlarını etkileyebilir ve çocuk, anne babayı bir araya getirmeye çalışabilir. Bazı çocuklar boşanmanın sebebi olarak kendilerini görebilirler ve bu durum da kendilerini suçlamalarını beraberinde getirebilir. Bu durumda çocuk huzursuz ve tedirgin olabilir, arkadaş ilişkileri kötü etkilenebilir. Değişen bir yaşam tarzına alışmak hem çocuk için hem de ebeveyn için uzun bir zaman alabilir. Çocuk, anne-babanın boşanmasını inkar ederek onları tekrardan bir araya getirmeye çalışabilir. Ancak her boşanma her çocuğa aynı şekilde etki etmez. Her boşanma farklı bir hayat tarzında, farklı aile yapılarında, farklı sebeplerle olabilmektedir. Yani boşanmanın kendine özgü bir hali vardır. Bir ailede eşler sık sık kavga ediyorsa ve evde çocukları tedirgin eden durumlar yaşanıyorsa boşanma, çocukların psikolojik açıdan daha iyi bir

49

ortamda yaşamalarını sağlayabilir. Eşlerin boşanmaması durumunda evde çocukları mutsuz ve rahatsız eden durumların yaşanması çocuğu kişilerarası ilişkilerini de etkileyebilir ve davranış problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Böyle bir ortamda yani anne-baba ile etkili olmayan bir ilişki içerisinde olan çocuğun mutsuzluk yaşaması yerine anne-babanın boşanması halinde taraflardan birine verilen ve mutlu bir ortam sağlanan çocuk için boşanma, daha iyi olabilmektedir. Yani çocuğun boşanmadan ne şekilde etkileneceğinin, çocuğun anne-babasıyla arasındaki ilişkiye bağlı olduğu söylenebilir (İlgar, 2004, s. 234; Özgüven, 2001, ss. 307, 314-315). Yapılan çalışmalara göre de eşlerin boşanması durumunda çocuklar kendilerini güvenli bir ortamda hissetmeyebilmekte, psiko-sosyal yönden zarar görebilmekte (Bilici, 2014), akademik yönde başarısızlık, yalnızlık hissi, korku gibi olumsuz yönde etkilerin (Türkarslan, 2007) olduğu görülmektedir. Tüzün (2004)‘ün KKTC‘de yaptığı çalışma sonucuna göre de, çocuklarda anne-babalarının boşanmalarının sebebi olarak kendilerini gördükleri, benlik saygılarında düşüş, yaşan söyleme, kaygı düzeylerinde artış, depresyon, intihara eğilim gösterme, tırnak yeme, üzüntü, öfke, içe kapanma, uyku ve yeme bozukluğu, okulda uyum gösterme konusunda zorluk yaşama, davranış problemleri gibi etkilerin olduğu ortaya konmuştur. Bu çalışmalara bakıldığı zaman, boşanmanın çocuklar üzerinde etkisi olduğu söylenebilir.

Anne-babası boşanan çocuğun sosyal hayatı da bu durumdan etkilenebilir. Çocuk, arkadaş ortamı içerisinde anne-babası boşanan ve boşanmayanları kendince ayırt eder ve kendisini grup dışında bırakabilir. Bunun sebebi de, herkesin kendi ailesi hakkında konuşurken kendisinin daha anne-babasının boşandıklarına alışamamasıdır. Ayrıca çocuklarda, saldırganlık ve bulundukları ortamdaki düzeni bozma gibi davranışlarda bulunabilirler. Bunun yanında boşanmış anne-babaya sahip

50

olan bireyler, kendi evliliklerinde de eşlerinden boşanmaya kolay bir şekilde meyilli olabilmektedirler (Özgüven, 2001, s. 317). Bu durum da anne-babası boşanmış olan kişilerde boşanmanın etkilerinin yetişkinliklerine de yansıyabildiği söylenebilir. 2.4.3 KKTC’de BoĢanma

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi‘nin Aile (evlenme ve boşanma) Yasası‘na göre boşanma şartının kabul edilebilmesi için, evliliğin herhangi bir neden dolayısıyla eşlerin birlikte yaşamalarını devam ettiremeyecek düzeyde temelden sarsılması, evliliğin en az 1 yıl devam etmesi ile eşlerin beraber boşanma davasına başvurmaları ya da eşlerden birinin diğer eşin açmış olduğu davayı kabul etmesi ya da başvurunun yapılmasının ardından eşlerin devamlı olarak iki yıl birbirlerinden ayrı yaşamaları gerekmektedir ve bu şartla her iki taraf da boşanma davası açabilmektedir. Önceden boşanma şartları arasında zina, cana kast ve kötü muamele etme, akıl hastalığı, şiddetli geçimsizlik, haysiyetsiz yaşam olarak gösterilen nedenler evlilik birliğinin temelden sarsılması adı altında toplanmıştır. Her yıl yapılan istatistiklere bakıldığı zaman açılan boşanma davası da oldukça fazla olmakla birlikte zaman içerisinde artmaya da devam etmektedir. Son 3 yıldaki boşanma sayılarına bakılacak olursa, 2015‘te 798, 2016‘da 841 ve 2017‘de 864 çiftin evliliklerini sonlandırdıkları görülmektedir. En çok boşanmanın evliliğin en az 1 yıl devam etmesi ile bir tarafın diğer tarafın boşanma davasını kabul etmesi yani anlaşmalı boşanma şeklinde gerçekleştiği, evlilik süresine göre boşanmalar en çok 16 yıl ve üstü, 6-10 yıllık ve 1 yıllık evliliklerde olduğu, boşanma oranının en yüksek olduğu ailelerin çocuksuz aileler olduğu ve çocuk sayısı arttıkça da boşanma oranlarının azaldığı görülmektedir (KKTC Mahkemeleri, 2015; KKTC Mahkemeleri, 2016; KKTC Mahkemeleri, 2017). Ayrıca yine bu istatistiklere bakıldığı zaman, boşanmalardaki sayının evlilik sayısıyla eşitlenmeye doğru gittiği gözlenmektedir.

51

KKTC‘deki istatistiklere göre 2015 yılında 1254 evlilik gerçekleşirken 798 çiftin evliliklerini sonlandırdıkları, 2016 yılında 1204 evlilik gerçekleşirken 841 çiftin evliliklerini sonlandırdıkları görülürken 2017 yılında bu sayıların birbirlerine daha fazla yaklaştıkları ve bir yılda 1205 evlilik gerçekleşirken yine bir yılda 864 çiftin evliliklerini sonlandırdıkları görülmektedir. KKTC‘deki boşanmaların git gide artarak evliliklerle aynı sayıya ulaşmak üzere olmasının ve genelde en çok boşanmanın olduğu evlilik süresi, çocuk sayısı ve boşanma sebebiyle karşılaşılmasının sebepleri üzerine avukatların görüşlerine göre, boşanma şiddetli geçimsizlik nedeniyle talep edilse de sosyal medya kullanımı, cinsel yetersizlik, tatminsizlik, para ve makam hırsı, aldatma, şiddet, eşin kendi aile ile görüşmesini istememek ve buna engel olmak, ebeveynlik görevlerinin ihmali, çiftlerin evlenmeden önce birbirlerini yeterince tanımamaları, evliliğin ne anlama geldiğini ve nasıl bir yaşamı olduğunun net bir şekilde düşünülmemesi, kıskançlık, ekonomik sebepler boşanmanın temelini oluşturan sebepler arasındadır. Bu sebeplerle ilgili olarak, boşanma sebeplerinin birbiriyle ilişkili olduğu görülmektedir. Eşlerin birbirlerini aldatmasında sosyal medya kullanımının ve cep telefonlarının, çiftin evlenmeden önce birbirlerini yeterince tanımamalarının, iletişimsizliğin, cinsel yetersizliğin, para ve makam hırsının, sevginin gösterilmemesinin etkili olduğu belirtilmiştir (Aydın, 2016; Aydın, 2017). Boşanma sebeplerinde sırasıyla ekonomik sebepler ve sevginin gösterilmediği bir ortamın olması, sosyal medya kullanımı ve iletişimsizlik olduğu ortaya konmuştur. Özellikle eşlerin birbirleriyle iletişim kurmamasının ve birbirlerine karşı olan ilgisizlik sonucunda bireyler sosyal medya ve cep telefonları aracılığı ile başka insanlarla o iletişim ve ilgi beklentilerini karşılamaya çalışmaktadırlar. Ayrıca televizyon dizilerinde evli insanların başkalarıyla ilişkilerinin olması, zaman içerisinde normalleşmekte ve bu durum

52

toplumda da görülmeye başlandığı ifade edilmektedir (Aydın, 2017). Eray (2011)‘ın KKTC‘de boşanmış bireylerle yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, boşanmış bireylerin yüksek eğitim düzeyine ve belirli bir maddi gelire sahip oldukları görülmektedir. Bu sonuç da eğitim düzeyi yüksek olan bireylerin boşanmaya karşı daha anlayışlı bir tutumlarının olduğu görülmektedir. Ayrıca aynı çalışmanın sonuçlarında, ekonomik bağımsızlığın kazanılmış olması boşanmadan sonra yaşamını sürdürebilmek için gerekli olan gelirin varlığı boşanma kararının verilmesinde etkili olduğu ve örneklemin çoğunluğunu (%64,7 kadın, %35,3 erkek) kadınların oluşturması da ekonomik bağımsızlığı olan kadınların daha kolay boşanma kararı verdikleri ortaya konmuştur. Ancak boşanmanın ardından yeni bir ev tutmak durumunda olan kişilerin ek bir gelire ihtiyaç duyduğu yani maddi gelire sahip olunsa da ayrı eve çıkılacağı için boşanma sonrasında maddi sıkıntı yaşanabildiği görülmektedir. Bunun yanında araştırma sonuçlarında, boşanma sebebi olarak eşinden fiziksel ve psikolojik şiddet görmek de bulunmakla birlikte evlilikten beklentilerin gerçekleşmediği, eşler arasında uyumsuzluk, ilgisizlik gibi sebeplerin de bulunduğu ortaya konmuştur. Bu sebepler doğrultusunda sonlandırılan evliliklerin genelde belli sürelere sahip olduğu açıklanabilir. Evliliğin birinci yılında boşanmaların fazla olmasının sebebi, bu sebepler içerisinden çiftlerin evlenmeden önce birbirlerini yeterince iyi tanımamaları ve ortak bir hayatı paylaşma konusunda her iki tarafın da üstlerine düşen görevleri yerine getirmemeleri sayılabilirken, boşanma oranının en fazla görüldüğü 6 yıl ile 10 yıllık evliliklerin çocuk faktörünün olduğu bir döneme denk gelmesidir. Eşlerin evliliklerinde yaşadıkları problemlere rağmen boşanmayıp çocukların büyümelerini beklemelerinden kaynaklı olarak sonlandırılan evlilikler arasında 16 yıllık evliliklerin varlığının söz konusu olduğu belirtilmiştir (Aydın, 2016). Ayrıca KKTC‘de yapılan istatistiklere bakıldığı zaman,

53

çocuk faktörünün boşanma konusunda etkili olduğu görülmektedir. Nitekim istatistiklerde en çok boşanmanın olduğu evlilikler çocuğun olmadığı evlilikler olup çocuğun sayısı arttıkça da boşanma oranının azaldığı görülmektedir (KKTC Mahkemeleri, 2017). Bu sonuçlara göre, çocuk faktörünün boşanma kararında etkili olduğu söylenebilir.

Tüzün (2004)‘ün KKTC‘de boşanmış anne-babaya sahip olan çocuklarla yaptığı araştırmanın sonucuna göre, çocukların anne-babalarının boşanmalarının sebebi olarak kendilerini gördükleri, benlik saygılarında düşüş, yaşan söyleme, kaygı düzeylerinde artış, depresyon, intihara eğilim gösterme, tırnak yeme, üzüntü, öfke, içe kapanma, uyku ve yeme bozukluğu, okulda uyum gösterme konusunda zorluk yaşama, davranış problemleri gibi etkilerin olduğu ortaya konmuştur. Buna göre, anne-babası boşanmış olan çocukların yetişkinliklerinde de boşanmaya eğilim göstereceklerine ve toplumda ebeveynleri boşanmış olan kişilerin sayısı da arttıkça boşanmaların toplumu daha çok etkileyeceğine inanılmaktadır. Nitekim Özgüven (2001)‘e göre, boşanmış anne-babaya sahip olan bireyler, kendi evliliklerinden beklentilerini karşılamadıkları zaman eşlerinden boşanmaya kolay bir şekilde karar verebilmektedirler (s. 317). Bu duruma göre, anne-babası boşanmış olan kişilerde boşanmanın etkilerinin yetişkinliklerine de yansıyabilmektedir. Tüm bu açıklamaların ışığında, boşanmanın hem eşleri hem çocukları hem de boşanmaların artmasıyla toplumu etkilediği söylenebilir.