• Sonuç bulunamadı

Biyografi Derlemelerinde İçerik

B. Daha Önce Yapılmış Çalışmalar

1.2. İslam Medeniyetinde Biyografi

1.2.2. Biyografi Yazımı

1.2.2.5. Biyografi Yazımında İçerik Unsurları

1.2.2.5.2. Biyografi Derlemelerinde İçerik

Biyografi derlemeleri, ortak özellik taşıyan birçok biyografiyi içermesi sebebiyle şahsi biyografi eserlerine göre daha kapsamlı eserler olmakla birlikte, her bir biyografi için verdiği bilgi miktarının daha az olması sebebiyle de daha yüzeysel eserler olarak değerlendirilebilir. Bir biyografi için verilen bilgi daha az olduğu için şahsi biyografi eserlerine olduğu gibi hayatın çeşitli dönemleri için farklı bir başlık açma veya farklı özellikleri ayrı bir başlıkta belirtme gibi ayrıntının getirdiği unsurlar biyografi derlemelerinde yer almamaktadır. Buna mukabil biyografi derlemelerinde çok sayıda biyografi içermesinin bir sonucu olarak bazı bölümlerin ilave olarak yer aldığı görülmektedir. Bu başlıkta biyografi derlemelerinin içeriğini oluşturan bu bölümleri tanıtmaya çalışacağız.

1.2.2.5.2.1. Mukaddime

İslam kültüründe tüm alanlarda yazılmış eserlerde, bir mukaddime ile esere başlama adeti vardır. Bu adet, şahsi biyografi eserleri de dahil tüm biyografi eserlerinde de mevcut olup bu alandaki yazarlar da genellikle eserlerine bir mukaddime ile başlamayı tercih etmişlerdir.

Mukaddime, birazdan açıklayacağımız içeriğiyle okuyucunun eserden istifadesini kolaylaştıran, böylece eserden beklenen amacın gerçekleşmesini sağlayan

bir bölüm olması itibariyle büyük önemi haizdir. Eserin kullanımı kolaylaştırmanın haricindeki faydaların temininde de etkili olan mukaddime, biyografi bölümüne geçişi sağlayarak da aynı zamanda okuyucuyu zihnen esere hazırlayan bir bölüm olmaktadır.

Biyografi eserleri incelendiği zaman görülecektir ki mukaddimeler genelde besmele, hamdele ve salvele ile başlar. Bazı eserlerde bunlara ilaveten kelime-i şehadete benzer bir şehadet ifadesi de yer alır.291 Biyografi eserlerine özel olmayan bu girizgahın

İslam kültüründeki hemen hemen tüm eserlerde tercih edilmesinde, bu unsurların yer almadığı işlerin bereketsiz/faydasız olacağı şeklindeki nebevi uyarının292 etkisinin

olduğu muhakkaktır. Bazı müellifler hamdini ifade ederken konu ile ilintili nimetleri zikrederek eserin içeriğine ve önemine işarette bulunabilirler.293 Öte yandan Zeylü

Tezkireti’l-huffâz müellifi el-Hüseynî (v. 765/1364) gibi294 hamdeleyi eserinin başında

zikretmemiş müellifler de bulunmaktadır.

Mukaddimenin girizgahının uzunluğu yazarın tercihine göre farklı boyutlarda olabilmektedir. Birkaç cümleden ibaret olan kısa girizgahlar295 olabildiği gibi Tertîbü’l-

medârik mukaddimesinde olduğu gibi sayfalarca uzun olanlarına da

rastlanılabilmektedir.296

Girizgahın akabinde Hz. Peygamberin hutbelerindeki uygulamasına ittibâen “emmâ ba‘d” ifadesi kullanılır ve eserle ilgili açıklamalara geçilir. Müellifin mukaddimede ifade ettiği unsurların başında eserin konusu ve kapsamı gelmektedir. Eserin kapsamında zaman, mekan, ilim dalı, mezhep gibi bir sınırlama yapılacaksa müellif mukaddimede bunu okuyucularıyla paylaşır. Böylece eserinin çerçevesini baştan belirlemiş olur. Eğer eserin ismi, kapsamı hakkında yeterince bilgi veriyorsa müellif mukaddimede kapsamı ifade etmeyebilir.297

291 Örneğin bkz. ez-Zehebî, Tabakâtü’l-kurrâ, I, 3; el-‘Askalânî, el-İsâbe, s. 9; İbnü’l-Mülakkın,

Tabakâtü’l-evliyâ, s. 3.

292 İbn Mâce, Nikâh, 19; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, XIX, 72; es-Süyûtî, Câmi‘u’l-ehâdîs, V, 76. 293 Örnekleri için bkz. el-Halvecî, Kütübü’t-terâcim, s. 142-143.

294 Bkz. el-Hüseynî, Zeylü Tezkireti’l-huffâz, s. 12.

295 Örnekleri için bkz. el-Hüseynî, Zeylü Tezkireti’l-huffâz, s. 12; es-Süyûtî, Hüsnü’l-muhâdara, I, 3. 296 Kâdî ‘İyâz, Tertîbü’l-medârik, I, 3-5.

Konu ve kapsamın yanı sıra müellif, okuyucuların dikkatini esere çekmek için mukaddimede eserin içeriğinin önemine ve faydalarına vurgu yapabilir. Özellikle belirli bir saha daraltması yapılmayan geniş kapsamlı eserlerde bu vurgu “ilmin önemi” gibi geniş çerçeveli298 olurken, bazen de biyografi/tarihin önemine vurgu yapılabilir.299 Dar

kapsamlı eserlerin mukaddimelerinde ise eserin has kılındığı ilim dalı, nesil veya mekanın önemine vurgu yapılması daha yaygındır.300 Önem vurgusunun kısa tutulması

mukaddimenin amacına uygun iken bazen müelliflerin uzun uzadıya bahislere daldığı görülmektedir ki birazdan bahsedeceğimiz yan unsurların mukaddimede yer alması böyle bir tercihin sonucu olmaktadır.

Mukaddimede yazardan açıklanması beklenen önemli bir unsur eserde takip ettiği sistematiktir.301 İleride “Tasnif ve Tertip Bakımından Biyografi Çeşitleri”

başlığında genişçe açıklayacağımız üzere biyografi derlemelerinde çok farklı tasnif ve tertip sistemleri kullanılabilmektedir. Yazarın hangi metodu ne şekilde takip ettiğini mukaddimede ifade etmesi, eseri henüz tanımayan bir okuyucunun bir nevi ansiklopedi mahiyetinde olan eser içerisinde istediği bilgiye çabuk ulaşmasını temin edecektir.

Yazarların mukaddimede dile getirdiği bir diğer unsur da eserin kaleme alış sebebi ve varsa hikayesidir. Daha önce “Biyografi Yazım Sebepleri” başlığında örnekleriyle açıkladığımız üzere müelliflerin eser yazış gayeleri çok çeşitli olabilmektedir. Bunlardan ifade edilmesinde sakınca görülmeyenler müellif tarafından mukaddimede okuyucuya beyan edilebilir.

Müellifin kendi ismi ile eserinin ismini mukaddimede ifade etmesi de örneklerine rastladığımız bir üsluptur.302 Belki mukaddimenin asli bir unsuru olmasa da

bu tür bilgiler, ciltlerin yıpranıp özellikle baştan veya sondan varakların düşüp

298 Bir örneği için bkz. ez-Zâvî, el-Cevâhiru’l-iklîliyye, s. 1-3. 299 Bir örneği için bkz. Lisânüddîn İbnü’l-Hatîb, el-İhâta, I, 143 vd.

300 Örnekleri için bkz. el-Hamevî, Mu‘cemü’l-üdebâ, I, 10 vd.; el-‘Askalânî, el-İsâbe, s. 11-15; es-Sehâvî,

et-Tuhfetü’l-latîfe, I, 41 vd.

301 Takip edeceği sistemi mukaddimede ifade eden çok sayıda örnekten bir tanesi için bkz. İbn Receb, ez-

Zeyl ‘alâ Tabakâti’l-Hanâbile, I, 2.

302 Kitap ismini sarahaten vermenin örnekleri için bkz. İbnü’s-Sâ‘î, ed-Dürru’s-semîn, s. 71; el-Yemânî,

İşâratü’t-ta‘yîn, s. 3; es-Süyûtî, Tezyînü’l-memâlik, s. 17; İbnü’l-‘İmâd, Şezerâtü’z-zeheb, I, 112; es- San‘ânî, Neylü’l-vatar, I, 4.

kaybolabildiği bir ortamda şüphesiz faydalı olacaktır. Zira her ne kadar unvan sayfasında eser ve müellif bilgileri yer alıyor olsa da o sayfanın düşmesi halinde eserin isminin veya müellifine aidiyetinin bilinmemesi durumu ortaya çıkabilmektedir. Müellifi bilinmeyen birçok eserin varlığı da bu ihtimalin nadir olmadığını göstermektedir. Öte yandan mukaddimede müellif tarafından eser isminin belirtilmesi, müellifin esere verdiği isim ile meşhur isminin farklı olması durumunda asıl isminin unutulmamasını temin açısından farklı bir faydayı da ihtiva etmektedir.

Müellifin mukaddimede değindiği unsurlardan bir diğeri de eser telif ettiği alanda daha önce yapılmış çalışmalardır. Müellif eserinin konusunu ve kapsamını belirttikten sonra o alanda daha önce yapılmış çalışmalar varsa bunları eksiklikleri ile birlikte belirtip eseri niçin yazdığını ifade edebilir. Aynı şekilde eğer eserinin önceki bir eserle zeyil, şerh, ihtisar, tehzib gibi bir ilişkisi söz konusu ise müellif buna da temas eder. Mesela İbn Ebî Ya’lâ’nın (v. 526/1131) Hanbeli tabakatına zeyil yazan İbn Receb (v. 795/1393), eserinin bir zeyil çalışması olduğunu mukaddimede ifade etmiştir.303 Eserin isminden bu ilişkinin tespiti mümkün ise söylemeyebilir. Örneğin İbn Tağrîberdî’nin (v. 874/1470) el-Menhelü’s-sâfî ve’l-müstevfî ba‘de’l-Vâfî adlı biyografi derlemesi, isminden de anlaşılacağı üzere, el-Vâfî bi’l-vefeyât’ın zeylidir. Ancak müellif buna mukaddimesinde temas etmemiştir.304

Mukaddimede ifade edilen içerik unsurlarından bir diğeri de eserin kaynaklarıdır. Yazar, eserinde yararlandığı kaynakları mukaddimede toptan veya tek tek sayarak zikredebilir. Yukarıda “Biyografi Yazımında Kaynaklar” başlığında bu hususu örnekleriyle ifade ettiğimiz için burada tekrar etmeyeceğiz.

Mukaddime unsurları genellikle bu saydığımız maddelerden müteşekkil iken bazen müellifler mukaddimeyi uzatıp yan konulara uzun uzadıya yer verebilmektedir. Mukaddimeye bitişik bir şekilde veya hemen mukaddime akabindeki özel bir başlıkta olabilen bu geniş izahatlar, güzel bilgiler sunmakla birlikte, okuyucuyu ana konu olan biyografilerden uzaklaştırması sebebiyle maksadına ulaşmasına engel olabilmektedir. Bu tür izahatlara şu eserleri örnek verebiliriz: Endülüs kadılarının biyografilerini

303 İbn Receb, ez-Zeyl ‘alâ Tabakâti’l-Hanâbile, I, 2. 304 Bkz. İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’s-sâfî, I, 17-19.

derleyen en-Nübâhî (v. 792/1390’dan sonra) eserinin mukaddimesinin bitişinde hemen biyografilere geçmeyip yaklaşık yirmi sayfa kadılıkla ilgili çeşitli bilgiler vermiştir.305 Meşhur Şafii tabakatı Tabakâtü’ş-Şâfi‘iyyeti’l-kübrâ’nın müellifi Tâcüddîn es-Sübkî (v. 771/1370) de eserinin mukaddimesinin akabinde biyografi derlemesi ile ilgisini kurmakta zorlanacağımız meselelere dalmış, eserin ana malzemesi olan biyografilere ancak ikinci ciltte başlayabilmiştir. Aynı şekilde es-Sehâvî (v. 902/1497) de Medinelilerin biyografilerini topladığı et-Tuhfetü’l-latîfe’sinde mukaddimenin akabinde Hz. Peygamber ve Medine hakkında bilgi vermiş, biyografilere yetmiş beş sayfalık bu bilgilendirmeden sonra geçmiştir.306 Öte yandan İbn Haldûn’un (v. 808/1406) tarih

alanında yazdığı el-‘İber’inin mukaddimesinde verdiği bilgilerin eserin kendisinin önüne geçip el-Mukaddime adında iki ciltlik müstakil bir eser olarak kabul edilmesi, mukaddimelerde tartışılan konuların uzun ve önemli olabileceğini gösteren güzel bir örnektir.

Bu saydığımız unsurların örnekleri farklı mukaddimelerde yer almakla birlikte her mukaddimenin bu unsurların tamamına şamil olduğunu veya olması gerektiğini söylemek mümkün değildir. Müellifin kısa mukaddime yazmayı istemesi durumunda bu unsurlar ya kısaca ifade edilecek, ya da hiç zikredilmeyecektir. Ancak eserler ilim camiasına faydalı olsun diye kaleme alındığı için bu faydanın elde edilmesine katkı sağlayan mukaddimelerin ihmal edilmemesi gerekir.

Hal böyle olmasına rağmen kısa mukaddimeler307 bir tarafa, sayıları az da olsa,

eserine hiç mukaddime yazmayan müellifler de bulunmaktadır. Doğrudan biyografi bölümünden başlayan bu eserlerin müelliflerinin önemli bir bölüm olan mukaddimeyi ihmal etmesinin nedeni olarak; konu yakınlığı olan başka bir eserinde mukaddime yazmış olması, başka bir esere zeyil yazması durumunda aynı metodu takip edeceği için onun mukaddimesi ile yetinmesi, mukaddimeyi yazmayı eserin bitimine bırakıp

305 en-Nübâhî, Târîhu kudâti’l-Endelüs, s. 2-21. 306 es-Sehâvî, et-Tuhfetü’l-latîfe, I, 23-97.

307 Kısa mukaddimenin bir örneği olarak el-Fîrûzâbâdî’nin (v. 817/1415) el-Bülga’sı zikredilebilir.

Müellif sadece besmele, kendi ismi, hamdele ve salvele ile yetinmiştir. Bkz. el-Fîrûzâbâdî, el-Bülga, s. 55.

ömrünün vefa etmemesi gibi sebepler sayılabilir.308 Örneğin Şemsüddîn ez-Zehebî (v. 748/1348) Târîhu’l-İslâm’ının mukaddimesi ile yetinerek Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ’sına mukaddime yazmamıştır.309 İbn Kunfüz (v. 810/1407) yine kendi eseri olan Şerefü’t-

tâlib fî esne’l-metâlib’ine zeyil olarak yazdığı el-Vefeyât’ında önceki eserinin mukaddimesi ile yetinmiş, yeni bir mukaddime yazmamıştır.310 Aynı şekilde el-‘Irâkî (v. 806/1404) Zeylü Mîzâni’l-i‘tidâl’ine ömrü vefa etmediği için mukaddime yazamamış, mukaddime için ayırdığı yerler boş kalmıştır.311

1.2.2.5.2.2. Biyografiler Bölümü

Biyografi derlemelerinin temel malzemesi olan biyografilerin belirli tasnif ve tertip kriterlerine göre sunulduğu bölümdür. Biyografilerin kapsam, tasnif ve tertibine göre biyografi derlemeleri çeşitlere ayrılmaktadır. Bu türleri “Biyografi Çeşitleri” başlığında ayrıntısı ile inceleyeceğimiz için burada sadece biyografileri oluşturan içerik unsurlarını ele alacağız.312

İslam biyografi edebiyatında ravi/muhaddis, fakih, müfessir, mütekellim, kârî, tarihçi, şair, edib, filozof, tabip, veli, şeyh, pir, halife, kadı, kadın alimler, yönetici eşleri gibi çok geniş sahada biyografi derlemeleri yazılmıştır. Bu eserleri yazan müellifler de biyografi sahipleri gibi çeşitli alanlarda ihtisası olan farklı mizaçlardaki kimselerdir. Farklı alanlardaki kişilerin farklı kalemler tarafından tanıtılması durumunda doğal olarak sabit bir içerikten bahsedilemeyecektir. Biyografi içeriklerinin alandan alana, yazardan yazara, aynı yazarın bir kitabından başka bir kitabına, hatta aynı kitap içerisindeki bir biyografiden başka bir biyografiye değişkenlik arz etmesinde şu etmenlerin etkisinin olduğunu söyleyebiliriz:

- Müellifin ihtisas alanı ve kişisel zevki: “Testinin içinde ne varsa dışına o sızar” sözünün bir tezahürü olarak müellifin ihtisas alanının yazdığı biyografilere etkisi inkar

308 el-Halvecî, Kütübü’t-terâcim, s. 134-135. 309 ez-Zehebî, Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ, I, 5. 310 Bkz. İbn Kunfüz, el-Vefeyât, s. 21.

311 el-Halvecî, Kütübü’t-terâcim, s. 135. Bkz. el-‘Irâkî, Zeylü Mîzâni’l-i‘tidâl, s. 10.

312 Biyografilerdeki içerik unsurları ile ilgili kısımda el-‘Amed, Dirâsât, s. 15-16; el-Halvecî, Kütübü’t-

edilemez bir gerçektir. Özellikle birçok sahayı içine alan genel biyografi derlemelerinde müellifin kendi ihtisas alanı ile ilgili olan özellikleri ön plana çıkardığı, özellikle alanıyla ilgili içerik unsurlarına yoğunlaştığı görülmektedir.

Bunun güzel bir örneği olarak her ikisi de sahabe tabakasına özel biyografi derlemesi yazan İbnü’l-Esîr (v. 630/1233) ve İbn Hacer el-‘Askalânî (v. 852/1449) zikredilebilir. İbn Hacer hadis kökenli bir müellif olduğu için el-İsâbe’sindeki biyografilerde hadis tahriçlerine daha fazla yer verirken, ihtisas alanı tarih olan İbnü’l- Esîr, Üsdü’l-gâbe’sinde bu içerik unsuruna İbn Hacer kadar önem vermemiştir.313 Yine hadis alanına yakın olan Şemsüddîn ez-Zehebî (v. 748/1348), komutanlığı ile bilinen meşhur sahabi Hâlid b. el-Velîd’in (v. 21/642) biyografisinde savaşçılığından çok hadis rivayetlerini ön plana çıkarmıştır.314

Yine aynı sebeple biyografi yazarı olmasının yanı sıra şairliği de olan bir müellifin yazdığı biyografilerde şiirler ve şiir değerlendirmeleri içerik unsuru olarak dikkat çekecektir. Buna örnek olarak şair kimliği de olan es-Safedî’nin (v. 764/1363) el- Vâfî’sini zikredebiliriz.315

Biyografi yazarı bazen kitaplara önem veren bir kimse olmakta ve bu tutumunun bir sonucu olarak biyografisini yazdığı kimsenin eserlerine ve bu eserlerinin tanıtımına ağırlık verebilmektedir. Hatta İbn Kutlûboğâ’nın (v. 879/1474) Tâcü’t-terâcim’inde olduğu gibi eserlere verilen önem, derlemenin kapsamını daraltıp sadece eser telif eden kişilere hasretmeye kadar gidebilmektedir.

- Müellifin o eseri için seçtiği metot: Müellifin eserini kısa veya uzun yazmak istemesi de içerik unsurlarını etkilemektedir. Uzun yazılan eserde içerik unsurları zenginleşirken muhtasar bir eser yazmak isteyen müellif içerik unsurlarından önemli görmediklerine yer vermeyecektir. Örneğin Şemsüddîn ez-Zehebî (v. 748/1348) Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ’sını uzun yazmak istediği için içerik unsurlarını çeşitlendirmiş, ancak aynı kapsamda olan el-‘İber fî haberi men gaber’inde ise kısa bir eser yazmak istediği

313 Aynı sahabi hakkındaki yazdıkları biyografilerin bir karşılaştırması için bkz. İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gâbe,

I, 147; el-‘Askalânî, el-İsâbe, s. 17.

314 ez-Zehebî, Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ, I, 366 vd.

için diğer eserinde yer alan birçok içerik unsuruna yer vermemiştir.316 Aynı şekilde

kendi yazdığı biyografi derlemesini daha sonra ihtisar eden müelliflerin muhtasar olan eserinde içerik unsurlarından bir kısmını elemesi de metot değişikliğinin içerik unsurlarına etkisinin örneği olarak zikredilebilir.317

- Biyografi sahibinin alanı: İçerik unsurlarını etkileyen etmenlerden belki de en önemli olanı biyografisi yazılan kişinin alanıdır. Hakkında bilgi verilen kimsenin alim, şair, yönetici vb. kimliği biyografisinin içeriğini doğrudan etkileyen bir etmendir. Örneğin bir ravi hakkında bilgi verilecekse hocaları ve talebeleri, vefat tarihi gibi unsurlar biyografisinin asli unsurları olmakta iken; yöneticilerde görev yaptığı dönem ve o dönemdeki siyasi, sosyal, ekonomik ve hatta tabii olaylar biyografisini şekillendirecektir. Aynı şekilde bir şairin biyografisi şiirlerinden örnekleri barındırmayı gerektirecekken doğum-vefat tarihleri gibi diğer alanlarda önemsenen biyografik bilgiler daha geri plana itilecektir. Biyografi sahibinin alanının biyografi unsurlarına etkisi ile bağlantılı olarak çok çeşitli mahareti/ilmi olan kişilerin biyografilerindeki unsur çeşitliliği de aynı oranda artacaktır.

- Biyografi sahibinin önemli bir kişi olması: Biyografi derlemelerinde eserin kapsamına alınan sahadaki önemli kimselerinin biyografilerinde müellifin daha fazla çaba sarf etmesi, daha fazla titizlik göstermesi söz konusu olup bu durum unsur çeşitliliğini de beraberinde getirecektir. Örneğin müellifin yaşadığı dönemin kralının biyografisi veya bir fıkıh mezhebine mensup alimlerin biyografilerinin derlendiği bir eserde o mezhebin imamının biyografisi diğerlerine nazaran daha ayrıntılı olabilmektedir. Aynı şekilde biyografi sahibinin hakkında tartışmalar olan bir kişi olması durumunda da benzer bir içerik zenginliği söz konusu olabilir.

- Biyografi sahibinin yaşadığı dönem: İçerik unsurlarını belirleyen etmenlerden bir tanesi de biyografisi anlatılan kimsenin yaşadığı dönemdir. Bazı unsurlar belirli

316 Örneğin aynı biyografi içerik unsurlarının zengin olduğu ilk eserde yaklaşık on beş sayfa iken ikinci

eserde sadece yarım sayfa kadardır. Bkz. ez-Zehebî, Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ, X, 142-157; ez-Zehebî, el- ‘İber, I, 297.

317 Örneğin aynı biyografi İbn Tağrîberdî’nin (v. 874/1470) el-Menhelü’s-sâfî’sinde iki sayfa iken yine

aynı müellif tarafından yazılan muhtasarında sadece üç satırdır. Bkz. İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’s-sâfî, I, 29-31; İbn Tağrîberdî, ed-Delîlü’ş-şâfî, I, 5.

dönemlere has olduğu için o dönemin biyografilerinde o unsur dikkat çekici ölçüde yer alırken farklı bir zaman diliminin biyografilerinde aynı unsur hiç dile getirilmeyebilir. Örneğin hicri ilk asrın biyografilerinde sahabi olup olmaması, katıldığı savaşlar (Bedir, Uhut gibi), rivayet ettiği hadisler gibi unsurlar revaçta iken örneğin X/XVI. asır biyografilerinde bu unsurlar doğal olarak dile getirilmeyecektir. Aynı şekilde ilk dönem biyografilerinde de “eserler, resmi görevler” vb. unsurlar sonraki dönemlerdeki kadar yer almayacaktır. Öte yandan biyografi unsurlarının çeşitliliğinde muasır olmanın olumlu katkısı sebebiyle biyografi sahibi müellife yakın bir dönemde yaşamış ise bu da içerik unsurlarında doğrudan etkili bir amil olacaktır.

Bu etmenlerin de ışığında biyografilerin içerik unsurları ile ilgili şöyle bir liste çıkarmak mümkündür: biyografi sahibinin tam adı, varsa lakabı, nispesi, lakap ve nispesinin kökeni ve zaptı, doğum yeri ve tarihi, yaşadığı şehir/şehirler, yaptığı yolculuklar, hayatındaki önemli olaylar, menkıbeleri, insanlarla olan ilişkileri, vefat tarihi ve yeri, vefat ettiği yaş, cenazesi ve defin yeri, fiziksel ve ahlaki özellikleri, dini durumu, ailesi ve çocukları, biyografisinin geçtiği kaynaklar. Eğer biyografi sahibi bir ilim adamı ise ilaveten ilim tahsili, hocaları, icazetleri/diplomaları, ihtisas alanı, bildiği diğer ilimler, tedris faaliyetleri, münazaraları, öğrencileri, eserleri, üstlendiği ilmi veya resmi görevler, önemli görüşleri, mezhebi/ekolü, ilmi derecesi de içerik unsurlarına dahil olmaktadır. Ravi ise yukarıdakilere ilaveten rivayet durumu, zayıf veya müdellis ise sebebi, hocalarından tahdis yolları, isminin geçtiği rivayet silsileleri, rivayet ettiği bazı hadisler; idareci veya kadı gibi devlet görevlisi ise göreve geliş ve ayrılış tarihi ile sebebi, yöneticiliği, döneminde yaşanan önemli olaylar, idaresi altındaki önemli şahsiyetler, sanat ve ilim dünyası ile olan münasebeti; sufi ise meşrebi/tarikatı, seyrü süluku, kerametleri, vecizeleri; şair ise önemli şiirleri, şiirlerinin söylenme sebepleri, şiirlerinin açıklanması ve edebi tahlili, edebi atışmaları, asıl mesleği; muasır ise karşılaşma yeri, zamanı, bizzat şahit olunan anılar gibi unsurlar biyografisinde yer almaktadır. Biyografi unsurları içerisinde yer almamasına rağmen bazen biyografi sahibi ile ilintili (yakın akrabası, arkadaşı, dönemin padişahı gibi) bir başka kişi hakkında bilgi de verilebilir.

Biyografi derlemelerinde biyografiler hacim olarak daha kısa olduğu için bu saydığımız içerik unsurlarının tamamının veya birçoğunun tek bir biyografide bulunma

ihtimali neredeyse yoktur. Hatta yukarıda içerik unsurlarının en önemlileri bile, bilinmediği veya bilinse bile müellif o unsura önem vermediği için eserde yer bulamayabilir. Öte yandan bizim burada saymadığımız ancak müellif tarafından önemli görülen -coğrafi bilgiler gibi- diğer yan hususlar biyografi bölümünde yer alabilir.

Müellifin bu unsurlardan hangisini önemsediği ve öncelediği eserinin biyografi bölümünden genellemeler yapılarak tespit edilebilir. Ancak nadiren de olsa bazı müellifler biyografiler için zikrecekleri unsurları mukaddimede sayabilmektedir. Örneğin Ebû ‘Abdirrahmân es-Sülemî (v. 412/1021) ve Kâdî ‘İyâz (v. 544/1149) eserlerinin mukaddimelerinde hangi unsurlar hakkında bilgi vereceklerini belirtmişlerdir.318

Biyografi derlemeleri yazarlarının farklı mizaçlarda olması sebebiyle içerik unsurlarının da değişiklik arz etmesinin, biyografilerin farklı uzunluklarda olmasına sebep olacağını ifade etmiştik. Zaten bütün derlemeler için standart bir uzunluk belirlemek mümkün değildir. Ancak en azından aynı eser içerisindeki biyografiler arasında bir dengenin bulunması arzulanan bir şeydir. Buradaki dengeden kastımız, tamamen aynı uzunlukta standart biyografiler değildir. Zaten yüzde yüzlük bir dengenin bulunması da imkansızdır. Zira yazar baştan içerik unsurları ve uzunluklarında bir standart getirse de eserinin kapsamına giren ama hakkında bilgi gelmemiş biyografilerde, belirlediği standardın altına inmek zorundadır. Dolayısıyla ideal olan, arzulanan müellifin imkanlar ölçüsünde biyografilerini birbirine yakın bir uzunlukta dengeli bir içerik ile yazması, birbirine denk iki biyografinin birini kısa geçip diğerinde gereksiz uzatmamasıdır.

Ancak özellikle de büyük hacimli eserlerde bu denge zaman zaman kaybolabilmektedir. Eserine uzun uzun biyografilerle başlayıp yazım sürecinin uzaması ile bir an önce bitirme telaşına düşen, böylece eserin sonlarına doğru daha özet biyografi yazmaya başlayan yazarlar olduğu gibi; tam tersine eserin başında kısa