• Sonuç bulunamadı

Birleştirilmiş Veri Setiyle Oluşturulan EKKY ve Logit Modellerinin Tahmin Sonuçları

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2 Tek tek veri setleri ile birleştirilmiş veri seti kullanılarak, tüketimi ve geliri baz alan ayrı ayrı beş

3.5.3 Birleştirilmiş Veri Setiyle Oluşturulan EKKY ve Logit Modellerinin Tahmin Sonuçları

Hanehalkının gelirine ve tüketim harcamasına göre yoksulluk durumları analiz edilirken, sadece yoksul olanların örneğe dahil edilmesi, populasyon içinde önemli bir yeri olan yoksul olmayan hanehalkının örneğe alınmaması aleyhine bir yanlılık yaratmaktadır. Diğer bir deyişle, yoksullar ile yoksul olmayanlar arasında fark olup olmadığını analiz etmek için sadece yoksul olan hanehalkı ile çalışmak katsayı tahminlerinin sapmalı olmasına neden olabilecektir. Örnek seçim sapmasını düzeltmek için gelir ve tüketim denklemlerinde Heckman tarafından önerilen bir düzeltme yöntemi kullanılmaktadır. Düzeltme faktörü örnek seçim yanlılığından kaynaklanan bir orandır. Bu yöntemde Ters Mill’s oranı (λ) olarak adlandırılan oran gelir ve tüketim denklemlerine ayrı bir değişken olarak eklenmektedir. Eğer λ değeri negatif olarak anlamlı çıkarsa, yoksul olanların gelirleri veya tüketim harcamaları ortalama olarak tüm hanehalkının gelir veya tüketim harcamalarından daha azdır. Bu durumda tüm hanehalkının etkisi eklendiğinde seçim sapmasının önemli olduğu ifade edilebilir. Diğer taraftan λ anlamsız olduğunda seçim sapması görülmemektedir ve gelir ya da tüketim denklemlerinde EKKY tahminleri kullanılabilir.

Uygulamada birleştirilmiş veri seti kullanılarak oluşturulan, hanehalkı gelir ve tüketim harcamalarının logaritmasının bağımlı değişken olduğu EKKY modellerine Heckman’ın iki aşamalı yöntemi uygulanmıştır. EKKY ve Logit model sonuçları Ekler kısmında Tablo 7’de verilmiştir. Tablo 7’de görüldüğü gibi ilk değişken hanehalkı reisinin yaşını yansıtan kategorik değişkendir. Yaş seviyesi yükseldikçe hanehalkının gelir ve harcamalarına göre belirlenen yaşam seviyesi artmakta, yoksul olma olasılığı azalmaktadır. Hanehalkı reisinin cinsiyeti sadece logit modellerde anlamlıdır ve erkeklerin hanehalkı reisi olduğu hanelerin yoksul olma olasılığı, kadınların hanehalkı reisi olduğu hanelerin yoksul olma olasılığından daha azdır. TÜĐK’in yoksulluk çalışmalarında en fazla yoksulluk riskiyle karşı karşıya kalanların kadınlar olduğu bilinmektedir. Hanehalkı reisinin demografik özelliklerinden medeni durumu evli ve evli değil şeklinde modellere dahil

edildiğinde, EKKY modellerinde istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Evli olan hanehalkı reislerinin yaşam standartları ve refah seviyeleri evli olmayanlara kıyasla daha yüksektir. Eğitim tek tek değerlendirilen veri setlerinde olduğu gibi birleştirilmiş veri setinde de önemini korumaktadır. Hanenin reisinin ve eşinin eğitim durumunun bütün modellerde anlamlı olduğu gözlenmektedir. Eğitim düzeyi okuryazar olmama durumundan, üniversite mezunu olma durumuna doğru yükseldikçe hem hanehalkı reisinin hem de eşinin yaşam seviyesi artmakta ve yoksulluk içine düşmesi olasılığı azalmaktadır. Hanehalkı büyüklüğü açısından bakıldığında, 2002-2006 yıllarında hanehalkı büyüklüğü arttığında hanenin eşdeğer fert başına gelir ve eşdeğer fert başına harcamalarına göre hesaplanan refah düzeyleri azalmakta, yine bu kriterlere göre hesaplanan yoksulluk düzeyleri ise artmaktadır. Yani haneye katılan her yeni birey yaşam standartlarını azaltırken, yoksulluk olasılığını arttırmaktadır. Hanehalkında çalışan bireylerin sayısı, istatistiksel olarak anlamlıdır fakat iktisadi olarak anlamlı değildir. Çünkü çalışan birey sayısının artmasıyla refahın azaldığı, yoksulluk riskinin arttığı görülmektedir. Beklentilerin tersi yönünde bir sonuç elde edilmiştir. Altı yaşından küçük olanların sayısı sadece tüketimin bağımlı değişken olduğu modelde anlamlıdır ve yaşam standardını arttırmaktadır. Diğer taraftan, 60 yaşından büyük olanların sayısı ile altı-on beş yaş arasındakilerin sayısı tüm modellerde istatistiksel olarak anlamlıdır. Hanehalkı içerisinde yaşı 60’dan büyük olanların ve altı ile on beş yaş arasındakilerin sayısı arttığında yaşam düzeyleri artmakta ve ayrıca bireylerin yoksulluk içine düşme olasılığı azalmaktadır. Benzer şekilde hanede çalışan kadın, yetişkin kadın ve erkek sayıları arttıkça refah seviyesi yükselmekte ve yoksulluk tehlikesi azalmaktadır. Bağımlılık oranı sadece gelire dayanan logit modelde 0.10 önem düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu da hane içinde çalışanlara bağımlı olanların sayısı arttıkça o hanenin yıllık gelirine göre analiz edilen yoksulluğunun artması anlamına gelmektedir.

Hanehalkı reisinin ve eşinin mesleği ile çalıştığı sektör değişkenleri de yoksulluk ölçümünde kullanılan vazgeçilmez değişkenlerdir. Gelir ile tüketim harcamalarını etkileyen ve bu değişkenleri temel alan yoksulluğu belirleyen hanehalkı reisinin meslekleri açısından Tablo 7 incelendiğinde, nitelikli tarım,

hayvancılık, ormancılık ve su ürünlerinde çalışmasının ve nitelik gerektirmeyen işlerle uğraşmasının anlamlı olmadığı ya da anlamlı olduğu fakat ters bir etki yarattığı görülmektedir. Bunun yanısıra hanehalkı reisinin profesyonel meslek mensubu olması hanenin tüketim harcamaları üzerinde etkili değildir. Hanehalkı reisinin diğer meslek gruplarından birisine sahip olması, çalışmayan hanehalkı reislerine göre gelir ve harcamalar üzerinde olumlu etki göstermekte, böylece fakirliğin azalmasına neden olmaktadır. Çalışılan sektörler açısından hanehalkı reisinin eşinin tarım sektöründe faaliyet göstermesi, çalışmayan eşlere göre hanenin yaşam düzeyiyle beraber harcamalarını esas alan yoksulluk düzeyini de arttırmaktadır. Hanehalkı reisinin eşinin, bayanların çalışma alanı olarak tercih etmediği imalat ve inşaat sektörlerinde çalışması, çalışmayanlara kıyasla modellerde genellikle anlamlı bulunmamıştır. Sadece tüketime göre oluşturulan logit modelde, eşin bu sektörde faaliyette bulunması yoksulluğu azaltmaktadır. Ticaret ve hizmet sektörlerinde çalışması ise istatistiksel ve iktisadi olarak anlamlıdır. Bu değişkene ait katsayı tahminleri, çalışmayan veya ev hanımı olanlara göre yaşam standartlarını arttırmak ve yoksulluğu azaltmak gibi beklentileri karşılamaktadır.

Kent ve kır yoksulluğu doğrultusunda, kentlerde yaşayanların gelir ve tüketim harcamalarının kırsal alandakilere göre daha fazla olduğu, ekonomik durumlarının daha iyi olduğu dolayısıyla yoksulluk riskinin daha az olduğu söylenebilir. Hanehalkının almış olduğu yardımlar çerçevesinde yıllık gelirine ve aylık tüketim harcamasına dayanan yoksulluk durumlarındaki değişmeyi tespit edebilmek amacıyla transfer gelirine modellerde yer verilmiştir. Diğer bir deyişle, hanehalkına yapılan yardımların refah düzeyini nasıl etkilediğini görebilmek için yardımlara ilişkin bir kukla değişken oluşturulmuştur. Bu değişken yıllık devletten ayni gelir, yıllık diğer ayni gelir ve yıllık diğer yardım ve burs gelirlerini kapsamaktadır. Bu transfer gelirlerinden herhangi birisini alan bir hanehalkının reel geliri ve reel tüketim harcaması, hiç yardım almayan bir hanehalkına kıyasla daha azdır. Bu durumda refah düzeyi daha az olan ve yoksulluk riski daha fazla olan hanehalkı yardım almaktadır. Uygulamada ele alınan yıllara göre, bu yardım türlerinden kaç hanehalkının yararlandığını söylemek mümkündür. Yıllık devletten ayni geliri 2002 yılında 85, 2003 yılında 984, 2004 yılında 1330, 2005 yılında 1647 ve 2006 yılında 1710

hanehalkı almıştır. Yıllık diğer ayni geliri 2002 yılında 1696, 2003 yılında 1861, 2004 yılında 671, 2005 yılında 728 ve 2006 yılında 872 hanehalkı almıştır. Son olarak yıllık diğer yardım ve burs geliri alan hanehalkı sayısı 2002 yılında 916, 2003 yılında 1707, 2004 yılında 527, 2005 yılında 626 ve 2006 yılında 678’dir. Transfer gelir türlerinden devlet tarafından yapılan yardımlardan yararlanan hanehalkı sayısında giderek artış olduğu gözlenmektedir. Diğer ayni gelir yardımları 2003 yılında artmış, 2004 yılında büyük bir düşüş olmuş, ancak 2005 ve 2006 yıllarında tekrar artmıştır. Fakat bu artış 2003 yılındaki rakama göre oldukça düşüktür. Yıllık diğer yardım ve burs gelirleri de diğer ayni yardımlar gibi bir seyir izlemektedir. 2002-2006 yılları arasında devletten ayni gelir, diğer ayni gelir ile diğer yardım ve burs gelirlerinden en az birisini alan hanehalkı sayılarına bakıldığında, 2002 yılında 2239 hanehalkının, 2003 yılında 3829 hanehalkının, 2004 yılında 2150 hanehalkının, 2005 yılında 2511 hanehalkının ve 2006 yılında 2726 hanehalkının bu yardımlardan faydalandığı görülmektedir.

Birleştirilmiş veriler ile yapılan analizlerde yıllara göre hanehalkının refah düzeyindeki değişimleri ortaya çıkarabilmek için tüm modellere yıl kukla değişkeni eklenmiştir. 2002 temel yılına göre, 2002 yılından 2006 yılına doğru gidildikçe hanenin yaşam düzeyi artmaya, yoksulluk olasılıkları azalmaya başlamıştır. Bu sonuçlar ülkemizde, hanehalkındaki bireylerin yıllık gelirleri ve aylık tüketim harcamaları baz alınarak ölçülmeye çalışılan hane yoksulluk olasılıklarının en fazla olduğu ve yoksulluğun en yoğun yaşandığı yılın 2002 yılı olduğunu, giderek yoksulluğun azalmaya başladığını ve 2006 yılında en düşük seviyeye ulaştığını göstermektedir. EKKY modellerinde örnek seçim sapmasını belirleyebilmek için kullanılan Ters Mill’s oranının (λ) katsayısının işareti negatiftir ve 0.01 önem düzeyinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu, seçim yanlılığının var olduğu anlamına gelmektedir. Böylece yoksul olanların gelirleri ya da tüketim harcamaları, yoksul olmayanların gelirlerinden ya da tüketim harcamalarından daha azdır. Bu durumda EKKY modellerinde örnek seçim sapmasını düzeltmek için modellere Ters Mill’s oranı eklenmiştir.

3.5.4 Birleştirilmiş Veri Setiyle Oluşturulan Sıralı Logit Modellerin