• Sonuç bulunamadı

miktarda aynı olabilmektedir. Özellikle ticari ifadeyle daha az tanışmış olan reklam ajanslarında her iki işlevin aynı olduğunu düşünme durumu vardır. Gerçekte reklamcılık ile tanıtım, birbirine uzak akrabalar olarak değerlendirilmektedir. Bir basın bildirisi hiçbir şartta bir reklam metni ile eşdeğerde olmamaktadır (Baker, 1996: 30).

Başarılı bir reklam düşüncesinin bile taşıdığı satış güçlükleri şu şekilde sıralanabilir (Baker, 1996: 255-256);

• Bir diş macunu, otomobil veya bir kalıp sabunun tersine reklam düşüncesi bir soyutlamadır. Karşı tarafa aktarılması için sözlere ve resimlere dökülmesi gerekir.

• Reklam harcamaları bazen milyonlarca doları bulan büyük miktarlara varabilir. Harcamaların miktarı şirket kararlarını gerektirebilir.

• Reklam bir yatırımdır. Medyanın ileri sürdüğü şartlar yüzünden paranın ortaya konması gerekir; diğer bir ifadeyle, kampanyanın hayata geçirilmesinin öncesinde parasal bir yatırım yapılması gerekmektedir.

Sadece taslaklar çizim kareleri, kâğıt üstündeki taslaklardan meydana gelse bile, reklam temasının onaydan geçirilmesi paranın harcanmasıyla aynı değerdedir.

• Reklam bütçeleri değişikliklerden dolayı sorun olmaktadır. Ekonomik gerginlik de çoğu zaman ilk incelemeden geçirilecek olan şirket harcaması bu olmaktadır. Reklam bütçesini azaltmak refah döneminde tekrardan işe almak üzere işçi çıkartmaktan, demirbaşların satılmasından ya da envanterle oynamaktan çok daha kolaydır. Böyle bir durumda, bir düşüncenin geri çevrilmesi paradan tasarruf etmekle eş değerdedir.

Satış yapmada ve kazanç sağlamada reklamın kesin etkisini belirlemek zordur.

Pazarlama faaliyetleri hızlı sonuçlar veremeyecek kadar karışık bir iştir. Reklam şirketin dolaylı bulmacasını bütünleyen bir parça olarak kaldığında, talepte bir artış görülmesi üründe farklılıklara, satış gücünün iyileştirilmesine, yeni dağıtım araçlarına, satıcı desteğinin gelişmesine, ekonomik ilerlemeye ya da benzeri gelişmelere aracı olabilir.

Reklamcıların tüm isteklerine karşın reklamcılık net bir bilim olmaktan uzaktır ve böyle olacağı da şüphelidir.

boşluklar azalır ve bu değişiklikler fiziksel veya işlevsel bir ayırt edici faktör değildir, bu nedenle ürün reklamcılığına viral değişiklikler getirmeye çalışırlar. Ortaya çıkan bu sanal değişikliklerin temelde yer alan sebebi fiziki tahminler yerine psikolojik anlamda tahminde bulunma isteğidir. Bunun sebebi ise hemen hemen ürünlerin tamamının psikolojik anlamda bir boyuta sahip olmasıdır. Kullananlara sanal anlamda değişiklikler göstermekle birlikte bu değişikliklerin arkasında ise psikolojik bir açı bulunmaktadır. Bu boyut, anılarında kalmaya, duygu yaratmaya ve insanların bilinçaltına hitap etmeye çalışarak tüketicileri etkilemeyi amaçlamaktadır. Reklam ürünleri satın alırken, tüketiciler bilinçsizce duygu, dürtü ve isteklerle hareket ederler.

Reklamın içeriği, ürünü satın alırsanız tüm korkulardan, arzulardan ve çözümlenmemiş dürtülerden kurtulacaksınız mesajını içerir. (Öztürk, 2014: 73).

Psikoloji alanında, "bilinç" kelimesini tanımlamak için öncelikle psikoloji terimini açıklamak gerekir. Psikolojik terimler sezginin iki farklı anlamı ile ilişkilidir ve bu özellikler ve davranışlar bu perspektiften görülebilir. Kısacası, psikoloji kavramı tüm insan hafızasını içermez, ancak duyguları emer ve zihin alanını, bilişi, aklı veya bilgiyi temsil etmez zihni temsil etmektedir (Williams, 2007: 298).

2.4.1. Bilinçaltı

Bilinçaltı zihin, gerekli olan bilgilerin ayrımını yapmadan genel anlamda dikkate almaktadır. Bilincin tam aksine doğru ya da yanlış şekilde analiz etmemektedir. Bilinçaltı zihinde bulunan her şeyin doğru olduğunu düşünmektedir. Bilinçaltı zihin, öğrenilen davranışı tekrarlamakla ilgilenir. Bu yine oldukça faydalıdır. Benzer durumlarla karşılaşıldığında kolayca aşılabilir. (Darıcı, 2012: 150).

Toplum-kişi ilişkisi; felsefi görüşler, konuşmalar, ayaklanmalar, savaşlar, ideolojiler ve akımlar sosyal dinamiklerle ilgilidir ve çok daha fazlası eklenebilir. Bu dinamikler farklıysa, kişi zaman zaman toplumla kendini yenileyebilir. Bu diyalektik ilişki, kişiyi kendi gerçeklerinden uzaklaştırır. Bu tutarsızlık, özellikle bilinçaltı kavramında sıklıkla görülen 'baskılama' kavramı duruma dahil edildiğinde ortaya çıkar. İnhibisyon mekanizması, XIX. yüzyılda psikiyatrik analizle ortaya çıkan eğitim bağlamında değerlidir. Psikanalizin kurucularından Freud; Medeniyetin insan dürtülerinin sürekli bastırılmasına dayandığını söylemektedir (Bakır, 2008: 16).

Bilinçaltının içeriği, mantığı izlemeyen ve içeriden mümkün olduğu kadar yemek yemek için tasarlanmış arzulardan oluşur. Bu arzular, bilinçli dünyada geçerli olan ahlaki değerlere aykırı olan ve sadece özel psikanalitik tedavi yöntemleri yardımıyla bilinç

sağlayabilecek arzulardan doğar. (Geçtan, 1998: 27). Profesyonel dilde, bilinçaltı kavramı bilinçaltı yerine kullanılır. Bilinçsiz içgüdülerin duygu ve düşünceler üzerindeki etkisi Freud'un araştırması ışığında belirginleşti ve böylece bilinçsiz içgüdülerin duygu, düşünce ve davranış üzerindeki etkisini doğrulamıştır. Bilim adamları ayrıca, bu içgüdülerin etkilerinin bazen aklın etkisinin ötesine gidebileceğini de biliyorlar. Biz, duygularımızın, eylemlerimizin sadece aydınlanmış düşüncelerle motive edildiğine ve belirlendiğine inananlar, buzdağı üzerinde oluşanlardan daha akıllı olamazdı. Hayatımız her zaman akıldan geçmedi ve akılda özgürce yüzdü, yaşam gemisi bilinçaltının yatağına bağlıydı.

(Zweig, 2003: 53).

2.4.2. Bilinçaltının Temel Özellikleri

Bilinçaltının temel özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir (www.bernaozcandemir. com, 09.10.2016):

• Yanlış, doğru, işe yaramaz, değer, ahlak ve buna benzer olan kavramların farkına varamaz, aynı bilgisayar mantığı ile sadece veriler ile ilgilenmektedir. Bu verileri yorumlayamıyorum veya değerlendirmede bulunulamamaktadır.

• Bilinçaltı sürekli olarak genel değerlendirmeler yapar. Örneğin, Ali adlı bir adamla konuşurken Alice, hepsinin savaşçı olduğunu düşünüyor.

• Bilinçaltı gelecek ya da geçmiş ile yaşamamaktadır, sadece o anda yaşar.

• Bilinçaltı, cümlelerden bağımsız biçimde duymuş olduğu kelimeleri anımsayabilir.

• Kişilerde bilinçaltı beş yaşına gelene kadar gelişim gösterir. Bu yaşa gelinmesinin ardından doğru bilgiler ile oluşturulur.

• Bilinçaltı çok önemlidir. Bir bağlantı olduğunu belirten koşullar başka bir bağlantının kapısını açabilir.

• Bilinçaltı aynı zaman içerisinde birden çok şey yapabilmektedir. Kapasiteleri son derece büyüktür.

• Bilinçaltı farklı insanlarda bulunan bilinçaltında da etkili olmaktadır bu sebeple kolektif özelliği bulunmaktadır.

• Bilinç altları şakadan anlamaz her şeyi net biçimde algılar

• Bilinçaltı zihin duygusal değildir. Yalnız bu duyguların güçlerinden etkilenmektedir. Vicdanlı da değildir. Yalnız bir vicdan duygusu birden çok anlam yaratmaktadır.

• Bilinçaltı olan bir çocuk kadar sabırsızdır. Bir şey istiyorsa, hemen istiyor. Bu eylem insanlar için zararlı olsa bile, zararlı ve zararsız arasında bir karşılaştırma

yapmak mümkün değildir.

• Bilinçsiz dinlenmez veya uyumaz. Bilgi almak için çalışmaya ve çalışmaya devam etmektedir.

• Bilinçaltı yaşamı, özellikle aşırı korkuya neden olmaktadır. Bu kaygı seviyesini arttırır.

• Bilinçaltı tekrarlayan durumlara karşı hassastır. Durum ne kadar çok olursa, bilinçaltı o kadar fazla olur.

• Bilinçdışı zihin, insanların nefret ettiği olumsuz duyguları yakalar ve doğru çevreyi ortaya koyar.

Benzer Belgeler