• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM ĠLGĠLĠ LĠTERATÜR

2.8 Bilimsel Yaratıcılık

Yaratıcılık en az dört temel bileşenden oluşmuştur. Bunlar; yaratıcı süreç, yaratıcı ürün, yaratıcı birey ve yaratıcı durumdur. Yaratıcılık, genellikle bilimsel yeteneğin önemli bir yönüdür. Problem çözme, hipotez üretme, deney tasarımı ve teknik yenilikler, bilime özgü yaratıcılığın özel bir şeklini gerektirmektedir (Lin et al., 2003). Liang‟a (2002) göre, yaratıcılık bilimsel becerinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Kişiler için

yaratıcılığın alanları vardır. Örneğin bir kişi kimya alanında yaratıcı olup, resim yapma alanında yaratıcı olamayabilir. Bu nedenle, yaratıcılıklardan bilimsel yaratıcılığı ayrı tutmak gerekmektedir. Bilimsel yaratıcılık önceki bilgilere bazı eklemeleri getirirken, sanatsal yaratıcılık ise yaşamın veya hislerin bazı yeni sunumlarını verebilir, fakat genellikle önceki sunumlarda bir ilerleme olmaz. Aktamış ve Ergin (2006) fen bilimleri ile ilgili yaratıcılığın

“bilimsel yaratıcılık” olarak ifade edildiğini ve birçok araştırmada bilimsel yaratıcılığı genel yaratıcılıktan ayırmanın gerekli olduğu üzerinde durulduğunu belirtmişlerdir. Çünkü bilimsel yaratıcılığın daha çok bir problemle karşılaşıldığında ortaya çıktığını ifade etmişlerdir.

Yaratıcılık çok geniş kapsamlı bir olgudur. Özde çok sayıda, çeşitli ve orijinal üretimde bulunmak olarak düşünülse de yaratıcılığın edebiyat, sanat, sosyal bilimler ve fen bilimleri bağlamlarında ele alınış şeklinde farklılıklar vardır. Örneğin sanatsal yaratıcılıkta duygular ve öznel düşünceler ön plândayken; bilimsel yaratıcılıkta insan gereksinimleri ön plânda olup, çoğu zaman sahip olunan bilgileri yeni durumlara uygulamayı gerektirir (Can, 2007). Bilimsel yaratıcılık teori geliştirmek, yeni bir ürün ortaya koymak için önceki bilinenlere her zaman ekleme yapmayı gerektirir. Sanatsal yaratıcılık ise, duygulara ve yaşamın kendisine yeni yorumlar katar ve genellikle ilerleme, önceki yorumlardan sağlanmaz (Liang, 2002). Moravesik (1981) bilimsel yaratıcılığı; “bilimsel bilgiye eklenen yeni düşünceleri kavrarken, bilimde yeni teorileri formüle ederken, doğanın yasalarını açıklayan yeni deneyleri bulurken, özel alanlardaki pratik bilgiyi bilimsel düşüncelerin gelişimine uygularken, bilimsel araştırmanın yeni özelliklerini fark ederken, bilimsel etkinlikler için plânları ve projeleri özgünleştirirken halkın zihninde bilimsel görünüme yönelik düşüncelere yol açmada ve diğer birçok alanda ortaya çıkar” şeklinde belirtmiştir.

Bilimsel yaratıcılığın özellikleri Hu ve Adey (2002) tarafından aşağıdaki gibi sıralanmıştır.

Bilimsel yaratıcılık bir çeşit beceridir.

Bilimsel yaratıcılık bilimsel bilgi ve becerilere bağlı olmalıdır.

Bilimsel yaratıcılık durgun yapı ve gelişimsel yapının birleşimi olmalıdır.

Yetişkin ve olgun bilim adamları bilimsel yaratıcılığın aynı temel zihinsel yapısına sahiptir fakat sonraları bu daha geliştirilir.

Yaratıcılık ve analitik zekâ zihinsel beceriden kaynaklanan tekil bir fonksiyonun iki farklı faktörleridir.

Yaratıcı düşünme de işlem basamakları üzerinde çalışılacak sorunun yapısına göre değişebilir. Genellikle bilimsel yaratıcılıkta; işlem basamakları, sorunun farkına varma ve onu sınırlama, çözüm için hipotezler kurma, hipotezleri sınırlama, sonucu bulma, kabul ret veya onarma olarak ele alınabilir. Sanatsal yaratıcılıkta ise, bu basamaklardan daha farklı bir yol izlenmelidir (Sönmez, 1993).

Yaratıcı düşünme süreçleri araştırmacılar tarafından farklı olarak ele alınmıştır.

Mansfield ve Buse (1981) fen alanındaki yaratıcı süreç için beş basamak söylemiştir;

1- Problemin seçimi: Araştırma problemlerinin seçimindeki hassaslık, yaratıcı bilim insanlarını diğer daha az yaratıcı kişilerden ayıran ilk faktördür.

2- Problemi çözmek için uzayan çabalar: Ana bir keşif durumunda, bir çözüm ortaya çıkmaya başlamadan önce sürekli çabanın uzayan bir periyodu vardır.

3- Sınırlamaları düzenleme: Üç tip sınırlama vardır; teorik, deneysel ve metodolojik sınırlamalar. Çalışma hipotezleri tüm konuyla ilgili deneysel bulgulara uymak zorundadır ve kullanılan yöntem çözümü ispatlayabilmelidir.

4- Değişen sınırlamalar: Çalışılan hipotezler atılabilir çünkü yeni keşfedilen veri onları savunamaz.

5- Doğrulama ve ayrıntılandırma: Yeni sınırlamaları formüle etme ve onları test etme sürecidir.

Bilim adamları bilimsel araştırmalarının her aşamasında yaratıcılıklarını kullanmaktadır. Bu nedenle yaratıcılık çoğu bilimsel süreçte tamamlayıcı roldedir.

Genellikle problemleri ve hipotezleri tanımlamada, deney tasarımlarda kullanılır. Bilim, yaratıcılık öğelerinden etkilenen, yaşamın her aşamasını kapsayan bir süreçtir (Saxena, 1994). Bireyler yaratıcı düşünmeye ve temel bir bilimsel kavrama gücü geliştirmek için bilimsel süreç becerileri kullanabilme yeteneğine ihtiyaç duyarlar. Yaratıcı bilim adamları günlük hayatlarında sürmekte olan problemler için, yararlı ve yeni çözüm yolları bulmakta isteklidirler ve problemlere ilişkin oldukça duyarlıdırlar. Her eğitimli birey bilim adamı olamayabilir, fakat herkes için yaratıcı düşünceye başvurulan bir eğitim hayatına başlamak önemlidir. Bilimsel işlerle ilgilenirken yaratıcı düşünmeyi öğrenen bireyler diğer alanlarda da bu yeteneğini kullanabilirler (Meador, 2003).

2.8.1 Bilimsel Yaratıcılık Yapı Modeli

Hu ve Adey‟in (2002) önerdiği Fen Bilimlerinde Yaratıcılık Modeli; yaratıcı süreç, yaratıcı karakter ve yaratıcı ürün olarak üç boyutta incelenmektedir. Üç boyutta incelenen bu

model bilimsel yaratıcılık ölçümlerinde teorik esas oluşturmuştur. Bilimsel yaratıcılığın geliştirilmesinde de temele alınabileceği düşünülmektedir. Bu araştırmada kullanılan Üç Boyutlu Bilimsel Yaratıcılık Yapı Modeli şekil 1‟de gösterilmiştir.

Şekil 1. Bilimsel yaratıcılık yapı modeli (Hu ve Adey, 2002) 2.8.1.1 Yaratıcı süreç (1. Boyut).

Yaratıcı düşünme süreci ıraksak düşüme ve hayâl etmenin bir bileşenidir.

Iraksak düşünme: Bir problemin olası cevapları arasında akla en mâkul ve doğru geleni bulabilme yeteneği yakınsak düşünme olarak tanımlanır. Çoğu zaman yaratıcı düşünme ile aynı anlamda kullanılan ıraksak düşünce ise, problemi çözmek için doğru ya da yanlış, uygun ya da değil çok çeşitli cevaplar üretebilmedir. Çoğunlukla yaratıcı düşünceler ıraksak düşünmenin bir sonucudur (Hu ve Adey, 2002). Önceden bir şey belirlemeden, çeşitli doğrultularda özgürce yol alan düşünmedir. Çözüm için hangi adımların atılacağının önceden bilinemediği, keşfederek özgün ve yeni çözümün ortaya konulduğu düşünme türüdür (San, 1985). Yaratıcı düşünmede, öncelikle çok yönlü bakış-ıraksak düşünce biçiminin yerleşmesi gerekir. Genel kalıplarla ve yakınsak düşünceyle yaratıcılık gerçekleşemez (Sungur, 1997).

Hayâl etme: “Bugünün buluşları geçmiştekilerin hayâlleridir”. Hayâl etme, bilinen obje ve fikirlerle (materyaller) zihinsel bir ortam ya da olgu tasarlamaktır. Yaratıcı bireylerin en önemli özelliği hayâl güçlerinin kuvvetli olmasıdır. Yeni ve özgün ürünler ancak aktif bir hayâl gücünün sonucudur. Hayâl etme yaratıcılıkta önemli rol üstlenir (LeBoutiller ve Marks, 2003).

2.8.1.2 Yaratıcı düşüncelerin karakteri (2. Boyut).

İnsanlar belirli bir problemi çözmeye çalışırken ya da karar vermeleri gerektiği durumlarda yaratıcı düşünceler ortaya atarlar. Bu düşüncelerini sözlü veya yazılı olarak açıklayabildikleri gibi, çizimler veya modellerle de gösterebilirler. Düşüncelerin, yaratıcı düşünmenin ürünü olup olmadığı, yaratıcı düşüncelerin karakterini tanımlayan üç özelliği (akıcılık, esneklik ve özgünlük) ile anlaşılabilir. Bir bireyin yaratıcı düşünme yeteneği de;

ürettiği düşüncelerde, bu üç özelliğin aranmasıyla ölçülebilir (Hu ve Adey, 2002).

Akıcılık: Bir probleme cevap olabilecek birçok fikir üretebilmedir. Örneğin, bir tuğlanın farklı kullanım alanlarını bulma veya kısa bir hikâyeye uygun başlıklar bulma gibi. Yaratıcı kişiler problemin çözümü olarak çok sayıda düşünce ortaya atabilirler (Hu ve Adey, 2002).

Örneğin; bir problem durumuna 5 dakikada 10 farklı çözüm yolu üreten öğrenci, aynı sürede 5 çözüm yolu üreten öğrenciden daha akıcı ve daha yüksek yaratıcılık becerisine sahiptir (Rıza, 1999).

Esneklik: Bir sorun üzerine farklı yaklaşımlar getirebilme, değişik boyutları ortaya koyabilme, farklı kategorilerde fikir üretme, bir duruma farklı perspektiflerden yaklaşabilmedir. Üretilen fikirler problemi ne kadar farklı açılardan ele alıyorsa, esneklik o kadar yüksektir. Yaratıcı kişiler probleme farklı açılardan çözüm yolları sunarlar (Hu ve Adey, 2002). Öğrencinin bir yaklaşımdan diğerine geçebilme esnekliği, farklı düşünsel stratejileri kullanıp kullanmaması durumu ile ilgilidir. Çok düşük esneklik düzeyine sahip bir çocuk, katı bir düşünme kalıbı göstermektedir. Aşırı esnekliğe sahip bir çocuk ise, bir yaklaşımdan diğerine atlayabilmektedir (Sungur, 1997).

Özgünlük: Düşünce ve eylemde kendine özgün olma durumudur. Üretilen fikir ne kadar az kişinin aklına geliyorsa, o kadar özgün olduğu kabul edilir. Yaratıcı kişiler orijinal düşünceler üretirler (Hu ve Adey, 2002).

Fisher‟in (1995) belirttiğine göre; özgünlük düzeyinde yüksek puan alan bir çocuk, yüksek seviyede düşünsel enerjiye sahiptir. Geleneksel düşünme tarzından uzaklaşmaktadır.

Özgün yanıtlar ortaya koyma, anlık gereksinimleri ve doyumu ertelemeyi gerektirir. Bu yeteneği ölçen soruların tipi genellikle objelerin değişik kullanımları ile ilgilidir.

2.8.1.3 Yaratıcı ürün (3. boyut).

Fen bilimlerinde yaratıcı düşünme sonucu oluşturulacak ürünler teknik ürünler olmalı, bilimsel bilgiyi ortaya koymalı, bir bilimsel olgu ile ilişkili olmalı ve bir bilimsel problemi çözmek için tasarlanmalıdır (Hu ve Adey, 2002).

Benzer Belgeler