• Sonuç bulunamadı

2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.3. Bilgisayar Öz-Yeterlik Algısı Konusunda Yapılan Çalışmalar

Seferoğlu (2005), “İlköğretim Öğretmenlerinin Bilgisayara Yönelik Öz-Yeterlik Algıları Üzerine Bir Çalışma” isimli araştırmasında bilgisayar öz-yeterlik algısının branş, mesleki kıdem, bilgisayar kullanımı ve kullanılan programlar gibi değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini incelemiştir. Çalışma grubu 4 ilköğretim okulunda görev yapan 51 öğretmenden oluşmaktadır. Çalışmada Aşkar ve Umay’ın (2001) geliştirmiş olduğu “Bilgisayar Öz-Yeterlik Algısı” ölçeği kullanılmıştır. Sonuç olarak, öğretmenlerin öz-yeterlik algılarının orta düzeyde olduğu, öz-yeterlik algısı düşük olan öğretmenlerin ise bilgisayar kullanmayı çoğunlukla okulda sunulan kurs aracılığıyla öğrenirken, öz-yeterlik algısı yüksek olan öğretmenlerin bilgisayar kullanmasını deneme yanılma yoluyla öğrendikleri ortaya çıkmıştır. Öğretmenlerin bilgisayarı çoğunlukla Web’de araştırma yapmak ve e-posta yollamak, nadiren de sunum yapmak için kullandıkları araştırmanın sonuçları arasındadır. Bu sonuç, öğretmenlerin bilgisayarı nerede hangi amaçla kullandığının bir göstergesidir. Branş ve cinsiyet ile öz-yeterlik algısı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Gürcan (2005), bilgisayar öz-yeterliği ile bilişsel öğrenme stratejileri arasında ilişki olup olmadığına bakmıştır. Bu çalışma, Anadolu ve Osmangazi Üniversiteleri

erkek toplam 500 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Çalışmada Bilgisayar yeterliği Ölçeği ile Bilişsel Öğrenme Stratejileri Ölçeği kullanılmıştır. Bilgisayar Öz-yeterliği ölçeği 4’lü likert tipinde 27 maddeden oluşmaktadır. Bilişsel Öğrenme Stratejileri ölçeği ise 4’lü likert tipinde ve 36 maddeden oluşmaktadır. Bilişsel kuramın uygulama alanlarından olan öz-yeterlik ve öğrenme stratejilerinin araştırıldığı bu çalışmada; öğrenme stratejileri ile bir durumluk öz-yeterliği gösteren bilgisayar öz-yeterlik algısının arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Sonuç olarak, bilgisayar kullanma durumunda olan öğrencilerin uygulama ve bellek stratejilerini kullanma düzeyleri arttırılırsa, bilgisayar öz-yeterliklerinin de artacağı umulmaktadır. Ayrıca bilgisayar öz-yeterliğinin daha çok üst düzey öğrenme stratejisi kullanan öğrencilerde daha yerleşik ve yüksek olduğu söylenebilir. Bilgisayar öz-yeterliğinin bilişsel öğrenme strateji alt boyutları bakımından uygulama ve bellek stratejileri arasında anlamlı bir ilişki varken, analiz, özetleme, tekrar ve anlatma stratejileri ile ilgili bir ilişki bulunamamıştır.

Akkoyunlu ve Kurbanoğlu (2003), öğretmen adaylarının bilgi okuryazarlığı ve bilgisayar öz-yeterlik algılarını incelemiş, söz konusu iki algı arasındaki ilişkiyi ve bunların yıllar içinde değişim gösterip göstermediğini araştırmıştır. Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne bağlı Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, İlköğretim Bölümü Matematik Öğretmenliği ve İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği Lisans Programı öğrencilerinin (öğretmen adaylarının) bilgisayar ve bilgi okuryazarlığı öz-yeterlik algılarına bakılmıştır. Araştırmada Bilgi Okur Yazarlığı Öz-yeterlik Algısı Ölçeği ve Bilgisayar Öz-yeterlik Algısı Ölçeği ile veriler toplanmıştır. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin bilgi okuryazarlığı öz-yeterlik algısı ile bilgisayar öz-öz-yeterlik algısı arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır.

Çalışma kapsamına alınan üç bölümün öğrencilerinin gerek bilgi okuryazarlığı öz-yeterlik algıları gerekse bilgisayar öz-öz-yeterlik algıları düzeyinde Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü açısından bir fark görülmüştür. Söz konusu fark, adı geçen bölümün öğrencilerinin ilgili alanlarda diğer iki bölümün öğrencilerine göre daha fazla bilgi ve deneyime sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu bulgu, deneyimin öz-yeterlik algısı üzerinde olumlu etkisi olduğu yönündeki literatürü desteklemektedir. Çalışma kapsamına alınan her üç bölümde, öğrencilerin hem bilgi okuryazarlığı hem de bilgisayar öz-yeterlik algı düzeyleri arasında üst sınıflarda fark görülmüştür. Öğrencilerin öz-yeterlik algı

düzeyi üst sınıflara doğru olumlu yönde etkilenmektedir. Bu durum yine deneyim ile açıklanabilir.

Aşkar ve Umay (2001), Hacettepe Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans Programı’na devam eden 1, 2 ve 3. sınıf öğrencilerinin bilgisayarla ilgili öz-yeterlik algılarını incelemiştir. Araştırma verilerinin toplandığı Kasım 2000 tarihinde 1 ve 2. sınıf öğrencileri henüz bilgisayarla ilgili doğrudan ders almamış, 3. sınıftaki öğrenciler ise bir dönemlik “Bilgisayar” dersini tamamlamışlardır. Araştırmada iki ölçek kullanılmıştır. Bunlar, bilgisayar öz-yeterlik algısı ölçeği ve yanıtlayıcıların kimlik bilgilerinin de toplandığı bilgisayara erişim koşulları, deneyim ve kullanım sıklığına ilişkin ankettir. Araştırma Hacettepe Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans programına devam eden 155 öğrenciyi kapsamaktadır.

Araştırma sonuçları, Hacettepe Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans Programı öğrencilerinin bilgisayara karşı öz-yeterlik algılarının düşük olduğunu göstermektedir. Öğrencilerin bilgisayara karşı öz-yeterlik algıları; onların bilgisayar deneyimleri, kullanma sıklıkları ve erişim koşulları ile yüksek ilişki vermektedir. Deneyimsizlik ve az kullanım öğrencilerin bilgisayara karşı öz-yeterlik algısının düşük olmasına neden olmakta, öz-yeterlik algısının düşük olması ise deneyim ve kullanımı daha da olumsuz etkilemektedir. Bu sonuç Akkoyunlu ve Kurbanoğlu’nun 2003 yılında öğretmen adaylarının bilgi okuryazarlığı ve bilgisayar öz-yeterlik algılarını inceledikleri çalışma ile benzer bir sonuç göstermektedir.

Bir diğer bilgisayar öz-yeterlik algısı üzerine yapılan çalışma, Akkoyunlu ve Kurbanoğlu’nun 2002 yılında yapmış oldukları çalışmadır. Bu çalışmada Akkoyunlu ve Kurbanoğlu (2002), öğretmen adaylarına bilgi okuryazarlığı becerileri kazandırmak amacıyla hazırlanan programının etkililiğine, öğretmen adaylarının bilgisayar öz-yeterlik algılarına, bilgisayar öz-yeterlik algısı ile bilgi okuryazarlığı becerileri ilişkisine ve öğretmen adaylarının kendilerini bilgi okuryazarı becerileri açısından nerede gördüklerine bakmıştır. Araştırmada programda yer alan davranışları ölçmek üzere ön ve son test olarak kullanılan bir test, bilgisayar öz-yeterlik algı ölçeği ve bilgi okuryazarlığı yeterlik algı ölçeği olmak üzere üç ölçek kullanılmıştır. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Matematik Öğretmenliği Lisans Programı son sınıf öğrencileri çalışma grubunu oluşturmaktadır. Sonuçlar, uygulanan programın etkili olduğunu, ancak

öğretmen adaylarının bilgisayar öz-yeterlik algılarının düşük olduğunu göstermektedir. Öğretmen adaylarının bilgisayar öz-yeterlik algıları ile bilgi okuryazarlığı becerileri arasında orta düzeyde bir ilişki bulunmuş, öğretmen adaylarının hem bilgisayar hem de bilgi okuryazarlığı alanlarında daha fazla bilgiye gereksinim duydukları belirlenmiştir.

Usluel ve Seferoğlu (2003), Eğitim Fakültelerindeki Öğretim Elemanlarının bilgisayar kullanma durumları, öz-yeterlik algıları ve bilgisayar kullanma durumları ile öz-yeterlik algıları arasındaki ilişkiye bakmışlardır. Araştırma Ankara'da bulunan iki üniversitenin eğitim fakültelerinde görev yapmakta olan toplam 160 öğretim elemanını kapsamaktadır. Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının 5’li likert tipi bilgisayar öz-yeterlik algısı ölçeğine göre madde puanları ortalaması 3,42 bulunmuştur. Öğretim elemanlarının bilgisayar kullanımıyla ilgili öz-yeterliklerine olan inançlarının “Bazen-3” seçeneğinin nötr/yansız olduğundan hareketle yüksek olduğu ileri sürülebilir. Araştırma sonuçlarına göre öğretim elemanları bilgisayarı en rahat sözcük işlem, e-posta ve İnternet kaynaklarında arama-tarama yaparken kullanmaktadırlar. Bilgisayarı en seyrek derste sunum yapmak, en sık "Web'de tarama" ve "iletişim amaçlı" kullanmaktadırlar. Özellikle veri tabanı, Web'de yayımcılık ve masaüstü yayıncılık en az kullandıkları ya da hiç kullanmadıkları uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilgisayar, öğretim elemanlarının yaşamlarına girmiş durumdadır ve öz-yeterlik algıları ile bilgisayar kullanımı arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.

Usluel ve Seferoğlu 2004 yılında ise "Öğretim elemanlarının bilgi teknolojilerini kullanmada karşılaştıkları engeller, çözüm önerileri ve öz-yeterlik algıları" üzerine bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Araştırmada, eğitim fakültelerinde görevli öğretim elemanlarının bilgisayar kullanma durumları ile bilgisayarla ilgili öz-yeterlik algıları arasındaki ilişki ve öğretim elemanlarının bilişim teknolojileri (BT) kullanımında karşılaştıkları engeller ile bu engellere ilişkin çözüm önerileri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma grubu Ankara’da bulunan iki üniversitenin eğitim fakültelerinde görev yapmakta olan toplam 189 öğretim elemanından oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak; öğretim elemanlarının kişisel bilgileri, bilgisayar kullanma, erişim, kullanım sıklığı, kullanım düzeylerine ilişkin

araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bir anket ve Aşkar ve Umay (2001) tarafından geliştirilen “Bilgisayar Öz-yeterlik Algısı” ölçeği kullanılmıştır.

Araştırma sonucunda, üniversite öğretim elemanlarının çoğunun BT kullandığı, bilgisayarla ilgili öğrenme etkinliklerini çoğunlukla kendi başlarına ve bunu da en çok deneme yanılma yoluyla gerçekleştirdikleri, bilgisayarı temelde sözcük işlem, e-posta ve İnternet kaynaklarında arama-tarama yapma, özellikle “Web’de tarama ve iletişim” amacıyla kullandıkları, veri tabanı, Web’de yayımcılık ve masaüstü yayıncılık konularıyla pek ilgili olmadıkları tespit edilmiştir.

Çalışmada, öğretim elemanlarının öz-yeterlik algılarının genel olarak yüksek olduğu; ancak BT’nin etkili bir şekilde kullanımı için öğretim elemanlarına uygun ortamların yaratılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan analizde, “cinsiyet, bilgisayar kullanma süresi, bilgisayara erişim koşulları ve bilgisayar kullanma sıklığı” ile “öz-yeterlik algısı” arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Akkoyunlu ve Orhan (2003), Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’ne gelen öğrencilerin bilgisayar kullanma öz-yeterlik algısı ile cinsiyetleri, yaşları gibi demografik özelliklerini ve mezun oldukları lise ile tercih sıraları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma grubunu Eskişehir, Hacettepe, Dokuz Eylül, Karadeniz Teknik ve Marmara Üniversiteleri’nin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nden seçilen toplam 159 son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından geliştirilen Bilgi Toplama Anketi ve Bilgisayar Kullanma Öz-yeterlik Algısı Ölçeği ile toplanmıştır. Öğrencilerin öz-yeterlik algıları 4.05’dir. Bu durum ise öğrencilerin bilgisayar kullanmaya ilişkin öz-yeterlik algılarının oldukça yüksek olduğunu göstermektedir. Öğrencilerin bilgisayar kullanma öz-yeterlik algılarının yaşları büyüdükçe artış gösterdiği görülmüştür.

Araştırmacılar bu sonucu öğrencilerin yaşları ile bilgisayar kullanma deneyimlerinin paralel olarak artması ile açıklamışlardır. Kız ve erkek öğrencilerin bilgisayar kullanma öz-yeterlik algı ölçeğinden elde ettikleri puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark yoktur. Bilgisayar kullanma öz-yeterlik algısı, meslek liselerinin bilgisayar bölümünden ve genel liselerden mezun olan öğrencilerin lehine farklılık göstermiştir.

Busch (1995), çalışmasında 147 (80 kız, 67 erkek) üniversite öğrencisinin bilgisayara karşı olan tutum ve öz-yeterlik algılarında cinsiyet farkı olup olmadığına bakmıştır. Araştırmada Gressard ve Loyd tarafından geliştirilen 30 soruluk ve 3 boyutlu (kaygı, güven ve hoşlanma) Bilgisayar Tutum Ölçeği ile 5’li likert tipi 20 soruluk Bilgisayar Öz-Yeterlik Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilere uygulanan bir dönemlik bilgisayar dersi sonrasında erkek öğrencilerin belirgin bir biçimde kız öğrencilerden daha az endişe ve daha yüksek öz-yeterlik algısı duydukları görülmüştür. Bilgisayardan hoşlanma konusunda belirgin bir fark gözlenememiştir.

Temel bilgisayar becerileri ile ilgili olarak bilgisayara karşı olan tutum ve öz-yeterlik konusunda belirgin bir fark bulunamazken, daha karışık bilgisayar konuları ile kelime işlemciler ve donanım konusunda erkek öğrenciler lehine fark bulunmuştur.

Erkek öğrenciler programlama ve bilgisayar oyunu konusunda daha fazla deneyime sahip olduklarına inanmakta, aile ve yakın çevrelerinden destek gördüklerini söylemektedirler. Araştırmaya katılan erkeklerin %41’i ile kızların

%24’ü evde bilgisayar sahibidir. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır.

Wilfong (2006), çalışmasında bilgisayar kullanımı, bilgisayar deneyimi, öz-yeterlik algısı ile bilgisayar kaygısı ve öfkesi arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırmaya 242 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmanın sonucunda bilgisayar kullanımı ve deneyimi değil, bilgisayar öz-yeterlik algısı ile bilgisayar kaygısı ve öfkesi arasında yüksek ilişki bulunmuştur.

Durndell ve Haag (2002), Romanya Üniversitesi öğrencilerinden 74 kız ve 76 erkek üzerinde yürüttükleri çalışmalarında öğrencilere bilgisayar öz-yeterlik algısı ölçeği, bilgisayar kaygı ölçeği ile İnternete karşı tutum ölçeği doldurtmuş ve onların İnternet kullanım bilgilerini almıştır. Araştırmanın sonucunda bilgisayar öz-yeterlik algısı yüksek olan bireylerin, bilgisayar kaygılarının düşük olduğu ve uzun süredir İnternet kullandıkları bulunmuştur. Erkeklerin bilgisayar öz-yeterlik algılarının kızlara oranla daha yüksek olduğu ve bilgisayar kaygılarının düşük olduğu bir diğer sonuçtur.

Araştırmalar Batı Avrupa’daki erkeklerin kadınlara oranla daha fazla bilgisayar tecrübesine sahip olduklarını ve bilgisayara karşı pozitif tutum içerisinde bulunduklarını göstermektedir. Ayrıca Batı Avrupa’daki erkeklerin bilgisayar öz-yeterlik algıları kadınlardan daha yüksektir. Doğu Avrupa’da ise kadınlar teknoloji

ve mühendislik alanları ile daha iç içedir. Durndell ve arkadaşları (2000), çalışmalarında 200 Romanyalı ve 148 İskoçyalı öğrencinin bilgisayar öz-yeterlik algılarını araştırmıştır. Araştırmanın bütününde erkeklerin kadınlara göre bilgisayar becerileri konusunda kendilerine daha çok güvendikleri görülmüştür. İskoçya’daki öğrenciler ile Romanya’daki öğrencilerin başlangıç bilgisayar becerilerinde kendilerine güvenleri eşit çıkarken, ileri düzey bilgisayar becerileri konusunda Romanyalı öğrenciler kendilerine daha çok güvenmektedir.

Literatürde bilgisayar öz-yeterlik algısının, bireylerin cinsiyetleri, bilgisayar kullanma deneyimleri, erişim koşuları, kullanma sıklığı vb. faktörlerle ilişkili olup olmadığını araştıran çalışmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Yapılan araştırmaların sonuçlarını özetlemek gerekirse, bilgisayar deneyimi, kullanma sıklığı ve erişim koşulları ile bilgisayar öz-yeterlik algısı arasında bir ilişki vardır. Araştırmaların çoğunda bilgisayar öz-yeterlik algısının cinsiyete göre değişmediği görülmüştür.