• Sonuç bulunamadı

kendi ağlarını kurması gerektiğini savunan kadınlar tarafından kuruldu. Feminist öz-sa-vunma politikamız ile kadınlar olarak bede-nimiz, emeğimiz ve hayatımız için mücadele etmek zorundaydık. Özellikle Türkiye’de ge-rici, kadın düşmanı, erkek egemen politika-ların yoğun olarak kadınlar üzerinde baskı-sını hissettirdiği bir dönemden geçiyorduk.

İnandırıcı, güçlendirici ve yaşamın değerleri-ni savunan bir kadın örgütlenmesine ihtiyaç duyuyorduk. Kadın savunma ağı bu ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıktı.

Ankara Mamak’ta gerçekleşen bir çocuk istismarı olayı sonrası sokağa kadınları ça-ğırdık, büyük bir eylem düzenledik ve ağla-rımız sayesinde istismarcıları yakalattık. Bu güçlendirici tecrübe sonrası ağlarımızı Tür-kiye’nin dört bir yanında kurmaya başladık.

Kadın Savunma Ağı Mor Mekân Derneği adı ile bir dernek kurduk. Derneğimiz feminist öz-savunma, flört şiddeti, toplumsal cinsiyet eşitliği, beden/cinsellik, şiir/edebiyat gibi pek çok atölye ile yola çıktı.

İstanbul ve Ankara illerinde “Mor Mekân”

adını verdiğimiz mekânlar kurduk. Bu mekân-ları hem atölyeler için hem de kadınmekân-ların “ken-dine ait bir mekânları” olması için kurduk.

Tüm bu yaptıklarımızı tamamen gönüllük

esası ile düzenliyoruz. Dayanışmanın gücü-nü örgütlüyoruz diyebiliriz herhalde. Şiddete uğrayan kadınlar bizlere ulaşıyor. Kadınları hakları konusunda bilgilendiriyor ve yönlen-dirmeler yapıyoruz. Ankara’da mekân bizim için güzel bir araç. Ancak mahallelerde bu ağların büyümesini de çok önemsiyoruz. Bu yönde çalışmalar yapıyor, atölyelerimizi ma-hallelere taşıyoruz. Kadına yönelik her türlü erkek şiddeti karşısında da sokaklarda eylem ve etkinlikler düzenliyoruz.

Pandemi süreci dernek çalışmaları-nızı nasıl etkiledi? Özellikle bu dönemde çalışmalarınızı nasıl devam ettirdiniz?

Pandemi sürecinde pek çok örgüt gibi on-line (zoom) çok geniş katılımlı atölyeler düzen-ledik. Kadınların evde özerk alanlarının giderek daraldığı bu dönemde kendimizi rahatlatan yoga atölyeleri de yaptık, feminist hareket ta-rihi üzerine tartışmalar da düzenledik. Kadın savunma ağının pandemi sürecine dair politik çıkarımlarını da konuştuğu tartıştığı mini ça-lıştaylar bile yaptık. www.kadinsavunmasi.org sitesinden yazılarımıza ulaşmanız mümkün.

Bunlar dışında maske diken arkadaş-larımız oldu. Bu maskeleri sağlık işçilerine ücretsiz yönlendirdik. Özellikle infaz yasası, çocuk istismarı ve İstanbul Sözleşmesi

baş-Kadın Bülteni • Sayı 3 33

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

şiddette ciddi bir artış yaşandı. Tam da böyle bir dönemde infaz yasası ile sokaklara bıra-kılanlar kadına yönelik şiddeti üreten erkek-lerdi. Örneğin; cinsel taciz, basit yaralama, tehdit ve şantaj suçlarından içeride olan ki-şiler dışarı çıktı. Şiddet sonrası hayatta kalan kadınlara çok ciddi bir tedirginlik yaşatıldı.

Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nin de tartış-maya açılması ile beraber kadınların sınırları tamamen aşıldı. Zaten bu süreçte pek çok kadının sözleşmeyi savunduğunu gördük.

Büyük bir dayanışma süreci örgütledik. So-kaklardan, meclise, belediyelere, iş yerleri-ne, sanat dünyasına ve diğer kadın örgütlen-melerine uzanan güçlü bir birliktelik oluştu.

Kadın hareketinin sanırım en büyük özelliği bu duygudaşlığın hızla örgütlenebilmesi.

Pandemi hala devam ediyor. Kadınlar pan-demi ile beraber bakım emeklerinin giderek arttığı bir süreçten geçiyorlar. Pek çok kadın çocuklar okula gitmediği için işlerinden ay-rıldı. Ciddi bir ekonomik yük şuan kadınların üzerine binmiş durumda. Şuan özellikle bu konuda bir çalışma yapma isteğindeyiz.

Mor Mekanların kadınların güçlen-mesine katkısı nedir?

14 Eylül’de Ankara Mor Mekan’ın 1. Yıl dönümü oldu. Bu bir yıl bize mekanımız hak-kında şunu öğretti: kadınların bir nefes dura-ğına ihtiyacı var. Mor Mekan çeşitli etkinlik-ler ve atölyeetkinlik-lerin yanı sıra sadece üç kadının oturup bir kahve sohbeti yapmasının da ne kadar güçlendirici olduğunu bize hatırlattı.

Mekanımız kütüphanesindeki bir kitaptan, mutfağındaki bir çay kaşığına kadar kadınla-rın dayanışması ile oluşmuş bir mekan. Tüm giderleri de yine benzer şekilde hallediliyor.

Özerk bir kadın mekanını kurabilirmişiz, hissi bile bence mutluluk verici. Mekanımızda sa-lonumuz, çalışma odamız ve “kendine ait bir oda” ismini verdiğimiz bir yerimiz var. İster salonda veya bahçede çay/kahve içiyor

dert-yapıyoruz, istersek “kendine ait bir odada”

kendimizi battaniyelere sarıp kitap okuyup dinleniyoruz. Pandemi sürecinde mekanımız bir süre kapalı kaldı. Ancak güzel bir bahçe-miz var. Şimdi haftanın en az 3 günü açıyoruz bir araya geliyoruz. Biz kendimizi bir arada güçlü hissediyoruz. Tüm kadınlara çağrımız-dır: gelin beraber güçlenelim!

Kadınların bir yerlerden duyup ulaş-ması dışında, siz kadınlara nasıl ulaşıyor-sunuz? Derneğinize katılım nasıl gerçek-leşiyor?

Aslında bizler ağ şeklinde bir örgütlen-me olduğumuz için bir geçişkenlik söz konu-su. Örneğin bir üniversitede okuyan arkada-şımız hocaları ile konuşarak o üniversitede flört şiddeti atölyesi ayarlıyor ya da bir ma-hallede muhtar olan arkadaşımız kadınlar için öz-savunma dersi istiyor. Bizlerde gidi-yoruz. Sonra işte bu ağlar böyle büyüyor…

Bunun dışında olanağımızın olduğu her ma-halleye giderek parklara, köy derneklerine, belediyelere başvurular yapıyoruz. Atölyele-rimizden bahsediyoruz. Sokaklarda bilgilen-dirici broşürler dağıtıyoruz. Eylemler yapı-yoruz. Kadınlara ulaşabileceğimiz her türlü alanı mutlaka zorluyoruz. Derneğimiz bizim tüzel kişiliğimiz. Mor Mekan’a gelerek derne-ğe üye olunabilir. Ancak Kadın Savunma Ağı üyesi olmak için resmi bir üyeliğe gerek yok.

Kadın Savunma Ağı’nın ilkelerini benimseyen her kadın bizimle beraber çalışma yapabilir.

Sosyal medya adreslerimizden mesaj atarak bize ulaşabilirler. www.kadınsavunmasi.org sitesinden etkinliklerimizi, yazılarımızı, çevi-rilerimizi takip edebilir, kadın savunma ağı katılım formunu doldurabilirler.

Son olarak pandemi ile beraber içi ka-baran, yüreği sıkışan, incitilen, öfkelenen ve hayatı değiştirmek isteyen tüm kadınlara di-yorum ki: asla yalnız ve çaresiz değiliz. Gelin ağlarımızı beraber büyütelim!

Benzer Belgeler