• Sonuç bulunamadı

8. VII Dönem Siirt Milletvekilleri ve Faaliyetleri 1943-1946

8.2. Behçet Türkay

1903 yılında Ödemiş (Genev)’te doğmuştur. Baba adı Halil, anne adı Şerife’dir. Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirmiştir (TBMM Arşivi, Hal Tercümesi, Sicil No: 1305). İnegöl Cumhuriyet Savcısı, Uşak Ceza Hakimliği, İzmir Sulh Hukuk Hakimliği ve İzmir Milli Korunma Mahkemesi Yargıcı vazifelerinde bulunmuştur (TBMM Albümü, 2010, s. 425). Az Fransızca bilmektedir. Evli ve 3 çocuk sahibidir (TBMM Albümü, 1994, s. 145).

Behçet Türkay, bu dönemde 366 oy alarak Siirt Milletvekilliği’ne seçilmiştir. (TBMM Arşivi, Seçim Mazbatası, Sicil No: 1305). 8 Mart 1943 Pazartesi günü Meclis’te ant içmiştir (TBMM Z.C., D: 7, C: 1, s. 3). 26 Mart 1943 Cuma günü

TBMM’de seçim mazbatası onaylanarak Meclis’e katılmıştır (TBMM Z.C., D: 7, C: 1, s. 38). 13 Aralık 1980 tarihinde vefat etmiştir (TBMM Albümü, 2010, s. 425).

8.2.1. Behçet Türkay’ın Meclis’teki Faaliyetleri 8.2.1.2. Konuşmaları

Toprak Mahsulleri Vergisi Hakkındaki Kanun münasebetiyle söz alan Behçet Türkay, “Otuzikinci61 maddenin tatbik aşamasında yanlış anlaşıldığını” ifade etmiştir. “Vergileri nakden alınacak mahsullerin rayiç fiyatları belediyeler tarafından tespit edilirken, toptan fiyatları tespit edeceklerine, perakende fiyatların tespitini yapmaktadırlar.” demiştir. “Bu nedenle vasat yerine toptan kelimesinin konulması gerekmektedir.” demiştir. Behçet Türkay, ayrıca otuzbirinci maddede vergileri aynen alınmakta olan köyleri yirmi beş kilometreden uzak ise kilometre başına önceden iki para olduğunu, şimdi ise üç para yapıldığını ifade etmiştir. Bu nedenle birinci fıkranın sonuna, bu fiyatlar mahsulün yetiştirildiği tarladan kaza ve vilayet merkezlerine kadar nakliye vesaitinin yarısının düşülerek takdir olunması gerektiğini savunmuştur (TBMM Z.C., D: 7, C: 9, s. 266-267).

Siirt Milletvekili Behçet Türkay, 1946 yılı Adalet Bakanlığı Bütçesi sebebiyle söz alarak, Adalet Bakanı’ndan dilek mahiyetinde, soru olarak bir ricada bulunacağını ifade etmiştir. Adalet kadrosunda (L) cetvelinde, yani tutulan cetvellerden kadroya müfettiş, kâtip, başkâtip, savcı ve yargıç olarak üç yüze yakın miktar almış olmasından dolayı Adalet Bakanı’na ve Bütçe Komisyonu’na teşekkür etmiştir. Yargıçlığı, diğer mesleklere bakıldığında daha geniş görev ve ödevleri olması dolayısıyla refaha kavuşacak bir makam haline getirmenin önemli olduğunu vurgulamıştır. Geçen yıl çıkan af mahiyetindeki kanunun, nesebi belli olmayan çocuklarının durumunun düzeltilmesini amaçladığını, bu çocukların miktarının çok fazla olduğunu, af kanunu mahiyetinde çıkan kanunun bu çocukların durumunu düzelteceğini savunmuştur. Ancak nikâhsız yaşamanın bu durumu doğurduğunu, nikâhsız yaşamayı engelleyecek tedbirlerin olmadığını belirtmiştir. “Bu işin sadece Adalet Bakanlığı’nı değil, Nüfus

61 Madde 32. İtiraz, ödenme zamanı gelmiş olan vergi asıllariyle zamlarının tahsilini durdurmaz. İtiraz

halinde aynen ödenmesi lâzımgelen vergi zamlaıı, itiraz neticesine kadar saklanmak üzere, köylerde ihtiyar meclisine, kasabalarda belediyenin tâyin edeceği yediemine tevdi edilir. Mükellef isterse bu zamları muvakkat ambarlara veya teslim yerlerine de teslim edebilir (TBMM Z.C., D: 7, C: 9, s. 266).

işleri dolayısıyla İçişleri Bakanlığı’nı da ilgilendirdiğini” söylemiştir. Ayrıca kömür ocaklarında çalışan hükümlülerin, gönüllü işçiler kadar iyi çalıştıklarını, bu sebeple inşaat cezaevi ekibinin çoğaltılmasının uygun olacağını bildirmiştir. Yol yapımında çalışacak cezaevi ekiplerinin de kurulabileceği düşüncesinde olduğunu ifade etmiştir. Bu aşamada Siirt Cezaevi’nin de durumunun çok kötü olduğunu, bu sıralar haftada üç, dört cezaevinin yapıldığını duyduğunu, Siirt’te bulunan cezaevinin de yeniden yapılmasını istediğini beyan etmiştir (TBMM Z.C., D: 7, C: 20, s. 209).

Siirt Milletvekili Behçet Türkay, l946 yılı Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi münasebetiyle söz alarak, “Köylüyü kalkındırmanın birinci koşulunun köy ilkokulları olduğunu” ifade etmiştir. Bu büyük davayı köylü ve idarecilerin benimsediğini, bu davanın başarılması dolayısıyla, köylüyü, idarecileri takdirle anmanın vicdani sorumluluğu olduğunu söylemiştir. Köy okullarından çıkan çocukların köy enstitülerine gitmesinin de iyi olduğunu belirtmiştir. Diyarbakır’da 1944 yılında yüz köye beş okul yapıldığını, Siirt’te ise beş yüz kadar köyün sadece ikisinde okul olduğunu, 1944 ile 1945 yılları arasında ise on kadar okulun yapıldığını, ancak bazılarına öğretmen verilemediğini, tayin edilen öğretmenlerin çoğunun askerlik, hastalık, yüksek tahsil sebebiyle görevlerinden ayrıldığını ifade etmiştir. Bu sebeple yapılan okulların öğretmensiz kaldığını ve köy enstitülerine öğrenci yetiştirmenin zorlaştığını söylerken, batıda köy enstitülerinin çok iyi durumda olmasına rağmen Siirt’te bu durumun tam aksine olduğundan yakınmıştır. “Siirt’te, Urfa’da, Van’da, Muş’ta bu sene yatılı ilkokul açılırsa, buradan köy enstitülerine gidecek öğrencilerin, öğretmen açığını kapatacağını” ifade etmiştir. Siirt’in üç, dört yabancı ülkeye sınır olduğu için buradan sadece kaçak mal değil, değişik fikirlerin ve tahriklerin de gelebileceğinin düşünülmesi gerektiğini söylemiştir (TBMM Z.C., D: 7, C: 20, s. 307).

1946 yılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Bütçesi sebebiyle söz alan Behçet Bey, bulaşıcı hastalıklarla ve sıtmayla savaşta Bakanlığın göstermiş olduğu başarıyı sevinçle karşıladığını beyan etmiştir. Ancak yurdun birçok yerinde hekim olmadığını, ancak buralara yetecek kadar hekimin bulunduğunu, Sağlık Bakanlığı’nın hekimleri istediği yere gönderebilmesinin sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. Mecburi hizmet kanununun tekrar ele alınması gerektiğini, mecburi hizmete tabi olan hekimlerin birkaç sene çalışarak para kazanıp mecburi hizmet paralarını ödeyerek bu yükümlülükten kurtulduğunu söylemiştir. Bu durumun önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizmiştir.

“Ege bölgesinde üç, dört resmi ve beş, altı serbest hekimin bulunduğunu, Siirt’te ise yedi ilçenin henüz hekim yüzü görmediğini” savunmuştur. Bu nedenle mevcut hekimlerin bir yere yığılmalarının önünün alınması gerektiğini beyan etmiştir. Bir hekimin bulunmaması durumunda sosyal yaşamın da sıkıntıya girdiğini, sadece hastalara bakmakla hekimlik vazifesinin yapılmadığını, bunun yanında evlenmelerin de zorlaştığını, nikâhsız yaşamanın da bu yüzden çoğaldığını söylemiştir. Bazı arkadaşların pratisyen hekimliğin çare olabileceğini söylediklerini, pratisyen hekimliğin tahsil süresinin ne kadar olduğunun öğrenilmesinin gerektiğinin altını çizmiştir. Ayrıca seyyar hekimliğin de devreye sokulabileceğini savunmuştur (TBMM Z.C., D: 7, C: 20, s. 468- 469).

Siirt Milletvekili Behçet Türkay, Af Kanunu münasebetiyle söz alarak, af konusunda bir noktaya temas etmek istediğini, tasarının gerekçesinde hükümetin yazdığının önemi olmadığını, sezgilerine göre basın mensuplarının işledikleri ve basın aracılığıyla işlenen suçları kaldırmak için hükümetin bu tasarıyı getirdiğini, bu ceza ve suçların kaldırılması durumunda kendisinin de birliği, dayanışmayı, güven duygusunu bozacak yalan yayınlara ve bu gibi suçlara karşı gösterdiği müsamahayı artık göstermeyeceğini beyan etmiştir. Son zamanlarda yalan haberlerin, mübalağalı haberlerin yalanlandığını gördüğünü, bu haberlerin yabancı kaynaklarca delil olarak kullanıldığını ifade etmiştir. Bu af kanunuyla beraber artık güveni, birliği bozan yalan haberlerin, yabancıların memleketi yanlış anlamalarına neden olan bazı yabancı basına delil teşkil eden haberlerin yayınlanmasından vazgeçilmesini istemiştir (TBMM Z.C., D: 7, C: 24, s. 332).

Meclis VII. Dönem Siirt Milletvekili Behçet Türkay, Meclis Tutanak Dergisi kayıtlarına göre, milletvekilliği süresince beş defa söz almış olup, konuşmaları daha çok kamu kurumlarının bütçe görüşmesine yöneliktir. Siirt ili ve sorunları ile ilgili olarak öğretmen ve okul açığı bulunduğunu, Siirt cezaevinin yeniden yapılması gerektiğini belirtmiştir.

Benzer Belgeler