• Sonuç bulunamadı

2.2. FĠĠLLERDE OLUMLULUK / OLUMSUZLUK / GENELLĠK

3.1.5. Fiillerde Zaman ve Kip Kavramı

3.1.5.1. Basit Çekimli Fiiller

Basit çekimli fiiller, tek bir zaman ekinin veya isteme kiplerinden birinin bulunduğu fiillerdir.

3.1.5.1.1. Haber (Bildirme) Kipleri

Bir olayın yaĢandığını bildiren ve bunu bir zamana bağlayan kiplere haber kipi denir.

3.1.5.1.1.1. Görülen GeçmiĢ Zaman

Eylemin geçmiĢte gerçekleĢtiğini, söyleyenin buna Ģahit olduğunu veya onun bilgisi ile baĢlayıp bittiğini bildiren zaman ekidir.

1./-DI/

Görücülük, söz kesme, nikâh, düğün hep eski usulde, ananeye muvafık bir tarzda, yıldız barışıklığı, nikâhtan keramet beklenerek tevekkel taalallah yapıl-dı.

(55/14) ; /…/kendisini namaza, niyaza ver-di (61/1) ; Tıpkı eski günlerindeki

bakışıyla beni, anadan doğma, bir süz-dü/…/ (61/11)

3.1.5.1.1.2. Duyulan GeçmiĢ Zaman

Eylemin geçmiĢte gerçekleĢtiğini bildiren bu ekin görülen geçmiĢ zamandan farkı, söyleyenin eylemin gerçekleĢtiğine Ģahit olmaması ve sonradan bunu öğrenmesidir.

1./-mIş/

Birer birer duyardık: şu paşanınkiler taşın-mış, bu beyler cumartesiye hazırlan-mış, kırmızı yalıdakiler daha kalacakmışlar, kiracılar hep gitmiş... (82/9) ; Nefretini büsbütün artırmış... (85/7) ; Artin Ağa koca bir "Aferin çek-miş; paraları dercep et-miş... (97/1) ; Ali Bey hayran, fakat meteliksiz; hesabın kesilmesine razı olma-mış; yüz lira ödünç al-mış, bekle-miş... (97/5) ; Harpten evvel talih kendisine gayet garip bir tarzda gülümse-miş, refaha, servete kon-muş… (103/13)

3.1.5.1.1.3. ġimdiki Zaman

Eylemin ifade edildiği anda yapılmakta olduğunu veya devam ettiğini bildiren Ģimdiki zaman, metinde Ģu Ģekillerde kullanılmıĢtır:

1./-(i) yor/

Büyükada iskelesinde öğle vapuruna binecektik; sert bir gündoğusuyla etraf allak bullak olu-yor, tenteler sarsıl-ıyor, câmekanlar zangırd-ıyor… (13/1) ; Bilir misin ben öyle delice para sarf etmi-yor+um, hep hesapla, kitapla... (31/8) ; "Küçük Hammefendimiz"siz konuşmu-yor+lar, ürkmesin, üzülmesin diye hatta tuhaflıklar, şaklabanlıklar yapıyorlardı. (34/5) ; Bunu düşündükçe ben kızar- ıyor+um, terli-yor+um… (49/9) ; Paşa hâlâ sessiz, hareketsiz duru-yor, düşün-üyor, şu vaziyetten kurtulmak için aklı kafasının içinde, muhakkak ökseye tutulmuş bir serçe gibi çabalı-yor… (49/12)

3.1.5.1.1.4. Gelecek Zaman 1./-(y)AcAk/

Bu, biraz daha uzun sürdü, kadın kocasından ayrılmaya razıydı, fakat bakalım o bırakmak iste-yecek mi? (94/9) ; Nasıl üzerine atıldığımı bilmiyordum, ne iyi ettin, zaten Kani söylüyordu 'Vapurda rasgeldim, rica ettim, bugünlerde gel-ecek' diyordu… (142/12) ; Şimdi sana gelini göstereceğim, bakayım beğen-ecek misin/…/

(142/14) ; Kim bilir pek yakında ne maceralar öğrenil-ecek/…/ (151/2) ; Daha ne

bildiklerim, ne münasebetsizleri ve ne ahlaksızları var; yazdıkça arkası gelecek, bu bap uzan-acak, tükenmek bilme-yecek… (190/2)

3.1.5.1.1.5. GeniĢ Zaman

Eylemin bütün zamanlarda yapıldığını veya geçmiĢte baĢlayıp bulunulan zamanda devam ediyor ve gelecekte de devam edeceğini bildiren geniĢ zaman,

İstanbul‟un Bir Yüzü adlı romanında da olumlusu için –r, olumsuzu için -mAz

kullanılmıĢtır. 1./-r/

Bil-ir miyim ben? (73/18) ; 'Haykır-ır+ım, Küçük Hanım‟ı çağır-ır+ım…

(73/16) ; Gönülleri bulutlar, yürekleri hüzünler kapla-r, içeride Lokman ruhu şişeleri

boşal-ır… (82/5) ; Rüzgarlar uğulda-r, denizler çırpın-ır… (82/7) ; Nihayet bizim yalıda da hararlar basıl-ır, denkler yapıl-ır… (82/10) ; "İşte," dedi, "mal, bu; ne

koka-r, ne ak-ar; ne paslan-ır, ne bayatla-r... (97/8) ; Paralar sayıl-ır, alış veriş biterdi; derken garsonu çağır-ır+lar… (133/10)

2./-mAz/

Bu ek ikinci ve üçüncü Ģahıslara gelerek olumsuzluk bildirmektedir. Birinci Ģahıslardaki karĢılığı iĢaretsizdir.(Ø)

Bıraksın benim başımı, iste-me-Ø+m artık! (73/14) ; Sonra gürültülü gürültülü gülüyor, "Hem bendekiler hep altın paradır, kâğıt kullan-ma-Ø+m!" diye övünüyordu. (187/10) ; Çıkıntısız, kabarıksız yamyassı kuru vücudu insana hiçbir iştiha verme-z, bu bir deri bir kemikten yapılmış kadın gözü doyur-maz, aldatmazdı.

(55/2) ; Hesaplı şeyleri hiç sev-mez. (121/3) ; bak akşamdan beri şuradayım,

eğlenmem lazım gel-mez mi, hayır, aklım hep ruhumda... (154/9) ; Altında kış yaz gölge, rutubet eksik ol-maz, sık sık dökulen turşu sularından birikme mayhoş, keskin bir sirke ve lahana kokulu çamur hiç kuruma-z, azalmazdı. (10/5)

3.1.5.1.2. Ġsteme Kipleri

Fiillere istek, tasarlama, koĢullanma ve isteme gibi anlamlar katan ancak zaman anlamı bulunmayan eklerdir. “Belli bir zaman olmaksızın yargı bildiren çekimler isteme kipi içinde ele alınır. İstek, buyrum, gereklik çekimleri böyledir” (Bozkurt 2009: 10).

Metinde isteme kipleri Ģu Ģekildedir: 3.1.5.1.2.1. Ġstek Kipi / Emir Kipi

Ġstek kipi ve emir kipinin ayrı baĢlıklar hâlinde incelenmesi doğru değildir. Bu durumu Gürer Gülsevin Ģöyle açıklar: Türkiye Türkçesi gramerlerinde “emir” ve “istek” için iki ayrı çekim verilmesi hem fonksiyon hem de Ģekil açısından doğruyu yansıtmamaktadır. ġekil açısından bakarsak, otur-asın / otur-a gibi çekimler yazı dilimizin gerçek istek kiplerini yansıtmamaktadır. Fonksiyon açısından ise zaten istek görevinde çoğunlukla ve sıklıkla otur-Ø / otur-un / otur-sun gibi emir kipi baĢlığı altında adlandırılan biçimler kullanılagelmektedir. Bu yapılar aslında istek bildirip isteğin derecesine göre bu, emir, dilek temenni, dua vb. Ģeklinde karĢımıza çıkmaktadır (Gülsevin 1999: 1-13) Bu sebeple istek / emir kipi tek baĢlık altında değerlendirimiĢtir.

"Haydi, bak-a+lım, soyununuz, içeride turĢu ziyafeti var!" diye haykırıyordu. (10/3) ; "Ne yap-a+lım?" diye düĢünüyorlardı. (79/9) ; 'Bari ölüp kurtul-a+yım be, böyle yaĢanmaz!' dedim… (37/6) ; "Ģimdi sana gelini göstereceğim, bak-a+yım beğenecek misin?" diyordu. (142/14) ; "Hadi Matmazel, oh benim cici Matmazelim, köpeğin ol-a+yım..." diye arsız arsız yalvarıyordu. (151/99 ; Size yakıĢık alır ki böyle meclislerde fal lafı ed-e+siniz. (151/10) ; Her ne ise, o ayrı bahis, sözü değiĢtir-me-ye+yim; kıza gelelim. (19/3)

“Her gün teĢrif etsinler!" dedim. (34/7) ; artık evdekiler ne halt ederlerse etsinler benden mesuliyet çıktı… (37/6) ; 'Vazgeçsinler bu iĢten," dedirtiyordu, "evlensinler, mesut olsunlar!" (163/8) ; tam bin lira takdim ettim değil mi, bana bu parayı geri veriniz! (34/10) ; Artık korkmayın, ben size yardım ederim, baĢka akrabalarım yok ki... (187/8)

3.1.5.1.2.2. Gereklilik Kipi

Tasarlanan eylemin gerçekleĢmesi gerektiğini ifade eden gereklilik kipi incelenen eserde iki değiĢik Ģekilde kullanılmıĢtır:

1./-mA+lI/

Bu odada saat başına tahammül etmek için insan Paşa kadar donuk, uyuşuk, sinirsiz ol-malı+ydı! (49/13) ; Yüzü duru beyaz, gözleri altın sarısı, saçları yumuşak ve uzun olmasına nazaran güzel sayıl-malı+ydı lakin adı çirkine çıkmıştı.

(55/3) ; Herkes, hizmetçiye uşağa kadar tıka basa, tiksininceye kadar doy-malı+dır. (121/4) ; "Yaşa-malı, yaşamaya bak-malı!" nakaratını ağzından bırakmıyordu... (193/6) ; Hiç şüphe yok ki Kani bildiğim o "Elma Kani" olarak kal-malı+ydı, Şayan

ahretlikten çıkarma-malı+ydı… (196/10) ; Çok düşünme-meli, geldiği gibi olduğu gibi kabul et-meli! (40/2) ; Hem nefis, hem de bol piş-melidir… (121/3)

2./-mAk lâzım [i-]/

Evvela sinirlerimizin üzerinde toplanıp katılaşmış olan şu fırtınayı geçirmek, rahatla-mak lazımdır. (28/1) ; Bunu anla-mak lazımdı… (67/16)

Benzer Belgeler