• Sonuç bulunamadı

2.2. HARPUT’UN OSMANLI HÂKİMİYETİNE GEÇİŞİ

3.1.2. Belgelerin Tasnifi

3.1.2.2. Mâli Nitelikli Belgeler

3.1.2.2.4 Bağ Satışları (bostan, bahçe, tarla v.b)

Satışlar katagorisinde yer alan bağ bahçe bostan, tarla satışları yekün olarak bu grupta yer alan satışlar içerisindeki en fazla sayıyı oluşturmaktadır. Toplam 44 adet olarak tesbit ettiğimiz bu satışlar genel mülk satışları içerisinde % 64 gibi bir rakama tekabül etmektedir. Daha önceki satışlarda görüldüğü gibi satışa konu olan mülkün ayrıntıları sicilde her bir satış için ayrı ayrı belirtilmektedir. Fiyatları etkileyen unsurlar arasında toprağın sulanabilir olması, konumu, verimliliği… v.b saymak mümkündür.

Osmanlı şehir hayatının geneline bakıldığında ticaretin dışında burada yerleşik olarak yaşayanların ikamet ettikleri alan, genellikle şehrin hemen yakınında ve düz bir tarla üzerinde oturulacak bir ev ve önündeki düzlükte yer alan bağlık bahçelik bir üniteden ibaretti. Evin geçimini sağlamak için yetiştirilecek ürünler ev binasının bulunduğu alanın çevresindeki küçük ve zirâi tarıma müsait alanlardaki tarımsal faaliyetlerden elde edilmekteydi. Satışa veya ticarete yönelik geniş çaplı üretim ise daha çok tarlalarda yapılmaktaydı. Dolayısıyla 44 adet olarak belirlediğimiz satışlarda aynı anda bir şahsın birden fazla bağ, tarla, bağçe ve bostanının satılması yukarıda belirtilen ünitenin karmaşıklığından ileri gelmektedir.

66 350 Numaralı H.Ş.S ; 8. 67

38

Bu satışların geneline bakıldığında bağ ve tarla satışı çoğunluktadır.68

Ardından bostan ve bahçe satışları gelmektedir. Bazı belgelerde birden fazla mülk aynı anda satılırken, bazı belgelerde ise parça satışları söz konusudur. Örneğin, Safer 1073 (Eylül / Ekim 1662) tarihli kayıtta; Harput muzafatından Avşan Karyesi sakinlerinden Ömer ibn-i Hamza Beşe babasından kalan evleri, sulu ve susuz tarlaları ve çiftliğini Hasan Ağa ibn-i Cafer Ağa’ya satmıştır.69

Yine Evail-i Rabiulevvel 1073 (Ekim 1662) tarihi kayıtta; Harput sakinlerinden sabık kaimmâkam olan Eseyyid Osman Efendi bağ, bahçe, ağaçlarını ve tarlasını altmış üç bütün riyali guruşa Ömer Efendi ibn-i Monla Abdurrahman Efendi’ye satmıştır.70

Bu gruba giren satışlar arasında bazı örnekler vardır ki normal alışveriş işlemlerinin dışında bir görünüm arz etmektedir. Örneğin, bazı şahıslar borçlarına karşılık mülklerini takas etmekte, bazıları para yerine değerli bir kılınç veya ata karşılık sahip olduğu mülkü takas etmekte bazıları ise günlük ihtiyaçlarını karşılamak için mülkünün bir kısmının satmaktadır. Örneğin, Harput sakinlerinden Mustafa Efendi ibn-i İbrahim, borcunun bir kısmına karşılık olarak bağ, tarlalarını takas etmiştir.71 Yine Evahir-i Cemaziyelahir 1073 (Şubat 1663) tarihli kayıtta; Harput muzafatından Holvenek Karyesi sakinlerinden olan Ali Beşe ibn-i Abdullah taht-ı tasarrufunda olan bağ yerini, harman yerini, sulu ve susuz topraklarını yirmi guruş kıymetlü olan bir sim kılınca karşılık Piri Bey ibn-i Ali’ye satmıştır.72

Evahir-i Safer 1073 (Ekim 1662) tarihli kayıtta ise Harput sakinlerinden olup vefat eden Eseyyid Mehmed Han ibn-i Molla Ali’nin çocuklarının vasisi olan Ali Emir, çocukların ihtiyaçlarını gidermek için bazı çiftlik arazi ve emlakları dört bin akçeye satmıştır.73

Bu gruptaki 44 belge arasında tüm satışlar sadece mülkiyetin el değiştirmesi ile ilgili olmayıp, bazen de satşa konu olan mülkün üzerinde yer alan değirmen yahud sulama suyunun kullanım hakkının devride söz konusu olabilmekteydi.

68 350 Numaralı H.Ş.S ; 9, 43, 71, 79, 97, 107, 114,/ 16, 28, 36, 65, 74, 75, 92, 97, 103, 126, 150, 152,163. 69 350 Numaralı H.Ş.S ; 20. 70 350 Numaralı H.Ş.S ; 82. 71 350 Numaralı H.Ş.S ; 29, 80, 83. 72 350 Numaralı H.Ş.S ; 158. 73 350 Numaralı H.Ş.S ; 35.

39

Nitekim bu kategori içerisine aldığımız belgeler arasında bir değirmen ve iki tane sulama hakkının başka şahıslara devredildiğini74

gösteren belgeler mevcuttur.

Bağ, bostan tarla v.b satışlarını içeren 44 belgeyi dini gruplar ve cinsiyet açısından değerlendirdiğimizde Müslümanların kendi aralarında toplam 31 satış gerçekleştirdikleri ayrıca Müslümanlar ile Gayr-i Müslimlerin ya da Gayr-i Müslimlerin kendi aralarında bu satışları gerçekleştirdiklerine şahit oluyoruz. Birkaç belge de ise Müslüman kadınların eşlerinden veya babalarından intikal eden mülkleri vekilleri aracılığıyla mahkeme huzurunda sattıkları anlaşılmaktadır.

Karşılıklı bu alışveriş ilişkilerini taraflar açısından kategorize edecek olursak aşağıdaki tabloda verilen bilgilere ulaşabiliriz.

Tablo 12: 350 No’lu H.Ş.S.’nde Bağ (bostan, bahçe, tarla v.b) Satışlarda Müslüman ve Gayr-i Müslim Taraflar

Sıra

No Satıcı Alıcı Belge Numarası Toplam

1 Müslüman Müslüman 9,14,16,20,26,28,29,35,39,56,71,74,79,80, 82,83,87,103,107,114,117,124,125,126, 134,146,150,151,158,159,159 31 2 Gayr-i Müslim Müslüman 21,36,75,78,92,97,163 7

3 Gayr-i Müslim Gayr-i Müslim 42,65,137,152 4

4 Müslüman Gayr-i Müslim 43,57 2

TOPLAM 44

Tabloda da görüldüğü üzere Müslümanlar ve Gayr-i Müslimler bir arada yaşamakta ve birlikte yaşamanın bir gereği olarak karşılıklı parasal ilişkilere müraacat edebilmekteydiler. Ayrıca söz konusu tarihlerde Müslüman ve Gayr-i Müslimlerin şeriaat mahkemesinde bir araya gelmeleri o günkü Harput’ta her iki grup arasında da birlikte yaşama kültürünün geliştiği, Gayr-i Müslimlerin kendi cemaat mahkemelerine gitme hakları varken Osmanlı mahkemelerine müraacat etmeleri karşılklı güvenin siyasetten uzak ve günün şartlarına göre olgunlaştığı şeklinde yorumlanabilir.

40

Sonuç olarak mülk satışları kategorisinde yer alan ev satışları, dükkân satışları ve bağ, bahçe, bostan, tarla v.b satışlarının yer aldığı toplam 69 belge 1662- 1663 yılları arasında Harput Sancağı’nda ticari ilişkilerin boyutları ile ilgili bir fikre ulaşmamızı sağlamaktadır. Ancak söz konusu tarihlerde özellikle batıda devam eden savaşların Osmanlı maliyesine getirdiği külfetin Harput dâhil taşrayı nasıl etkilediği hakkında sağlıklı bir değerlendirmede bulunmak ne yazık ki söz konusu belge grubuna göre mümkün görünmemektedir. Halkın ekonomik sıkıntı içerisinde olduğu muhakkaktır. Fakat bu sıkıntının istatiksel göstergesi belki vergi kayıtlarının defterde mevcudiyeti ile bir nebze olsun ortaya konulabilirdi. Oysa 350 numaralı H.Ş.S. Defteri’nde herhangi bir vergi kaydı örneğine rastlanmamıştır.

Benzer Belgeler