• Sonuç bulunamadı

Bütçe Açıklarının Faiz Oranları Üzerindeki Etkisi

2.4 TÜRKİYE’DE BÜTÇE AÇIKLARININ FİNANSMANI

3.1.1 Bütçe Açıklarının Faiz Oranları Üzerindeki Etkisi

Bir ekonomide oluşan bütçe açıkları açıkların finansmanı şekline ve büyüklüğüne bağlı olarak faiz oranını yükseltici etkide bulunmaktadır. Bütçe açıklarının finansmanında iç borçlanmaya başvurulması faizleri yükseltmekte ve özel kesim yatırımlarında daralmalar meydana gelmektedir. Kullanılabilir fon arzının veri olduğu bir ekonomide fon talebinin artması faiz oranlarını yükseltici bir etkide bulunacaktır. Bir önceki konuda da belirtildiği gibi, bütçe açıkları toplam talebi teşvik ederek para talebini artırmaktadır. Para talebindeki bu artış sonucunda para arzı değişmiyorsa faizler yükselmektedir.

Devlet bütçe açıklarının finansmanında borçlanma yerine para basımını tercih eder ve milli gelirdeki büyümenin de üzerinde bir para basımı söz konusu olursa bu durum da enflasyon oranında bir artışa neden olacaktır. Enflasyon oranındaki bu artış uzun dönemde faiz oranlarını yükseltici bir etki yapacaktır.

Devletin bütçe açıklarını finanse etmek amacıyla borçlanması piyasadaki ödünç verilebilir fonların sınırlı olması nedeniyle faiz oranlarını yükseltecektir. Faiz oranlarındaki bu yükselme karşısında özel kesimin kullanacağı kredilerin maliyeti yükselmekte ve bunun sonucu olarak ta yatırımların karlılığı düşmektedir. Eğer özel kesim yatırımları faiz oranlarına karşı duyarlıysa ilave olarak gerçekleştirilen her kamu borçlanması sonucu özel kesim yatırımlarındaki dışlama etkisi daha da artacaktır, özel kesim yatırımlarındaki bu dışlama etkisine karşılık kamu kesimi borç olarak sağladığı fonları daha çok cari ve transfer harcamalarında kullandığı için büyüme oranında da düşme görülecektir.

Bilindiği gibi bütçe açıkları ve bu açıklar sonucu oluşan yüksek faizler yabancı yatırımcıların yurtiçi tahvillere olan talebini artırmaktadır. Yabancı yatırımcıların yurtiçinde tahvil alabilmeleri için nakde olan ihtiyaçları ise faiz oranlarının yükselmesine etkide bulunan bir diğer faktör olmaktadır. Eğer bir ülkede sermaye hareketleri serbest bırakılmışsa ve yurtiçinde bulunanların döviz bulundurma hakları varsa faiz oranlının yükselmesi sonucunda yabancı par arzı artmakta ülke parası ise değer kazanmaktadır. Ülke parasının aşırı değerlenmesi ise dış ticaret dengesi üzerinde olumsuzluklara yol açmaktadır.

Eğer bütçe açıkları emisyon yoluyla finanse edilirse kısa dönemde faiz oranları üzerinde bir baskı oluşmamaktadır. Kısa dönemde par arzındaki artışlar sonucunda faiz oranlarında düşmeler meydana gelmekte ve toplam talepteki artışlar yatırımları teşvik edici bir etkide bulunmaktadır. Üretimin artması vergi gelirlerini artırmakta bu ise bütçe açıklarının azalmasına yol açmaktadır. Böylece ekonomi fiyat yükselişlerinin olmadığı ve bütçe açığının azaldığı daha düşük bir milli gelir seviyesinde dengeye gelmektedir117.

Uzun dönemde ise ekonomide atıl kaynaklar mevcut değilse fiyatlar artacağı için para arzının reel dengesi azalacak ve fiyat artışları bütçe açıklarını daha da artıracaktır. Sonuçta enflasyon yükselecek ve nominal faizler artacaktır. Böylece yatırımlar kısa döneme nazaran daha da azalacak ve toplam üretimdeki artışlar daha düşük seviyelerde gerçekleşmiş olacaktır.

Refah devleti anlayışı gereği devletin yapmış olduğu harcamalar hızla artarken kamu gelirlerinde aynı oranlarda artış sağlanamamıştır. Kamu gelir ve giderleri arasındaki bu fark kamu kesimi finansman açığı sorununu ortaya çıkarmıştır kamunun finansman ihtiyacı borçlanma ile finanse edildiğinde dengesizlik finansal piyasalara doğru kaymakta ve finansal piyasalardaki fon arzı veri iken fon talebindeki bu artış sonucunda faizler yükselme eğilimine girmektedir. Ancak finansal piyasaların büyüme hızının kamunun finansman ihtiyacının büyüme hızından daha düşük olmasının faizi etkileyeceği de göz ardı edilmemelidir.

117 Ayşenur GÖNÜL; Bütçe Açıklarının Borçlanma Yerine Para Basımı ile Finanse Edilmesinin Ekonomik Etkileri, DPT Yayını, Ankara 1992, s. 9.

Bütçe açıkları nedeniyle ekonomide oluşan parasal genişleme mal ve hizmetlere olan talebi artırmakta mal ve hizmetlere olan talepteki artış ise müteşebbisleri üretimlerini artıramaya yöneltmektedir. Ancak müteşebbisler artan mal ve hizmet talebini karşılayabilmek için yeni finansmanı kaynaklarına ihtiyaç duymaktadırlar, özel kesimin bu ek finansman ihtiyacı kamunun yüksek fon talebinden kaynaklanan yüksek faizlerin de etkisiyle yeterince karşılanmamaktadır.

Üretimin yeterince artırılmaması mal ve hizmetlerin fiyatlarında bir artışa yol açmaktadır.

Devlet bütçe açıklarını finanse etmek amacıyla borçlanma yoluyla sağladığı kaynakları uzun vadeli ve karlı yatırımlarda kullanırsa bu sayede yapmış olduğu yatırımlardan elde edeceği gelirler aldığı borçların anapara ve faiz ödemelerini karşılayabilecek belki de devlete ek bir gelir sağlanmış olacaktır. Diğer taraftan devlet borç olarak sağladığı fonları yatırım değil de tüketim harcamalarına kullanır ise borç faiz ve anapara ödemeleri gelecekte elde edilecek vergi gelirleriyle yapılacağı için borç olarak sağlanan fonlar bugünkü neslin tüketimde bir artış gelecek nesillerin tüketiminde ise bir azalışa yol açacaktır118.

Devlet bütçe açıklarının finansmanı için iç borçlanmaya başvurabileceği gibi açıkların finansmanında dış borçlanmaya da başvurabilir. Ancak açıkların dış borçlanmayla finanse edilmesi durunda kısa dönemde ülkeye net sermaye girişi olurken uzun dönemde ülke içinden dışarıya doğru bir kaynak transferi söz konusu olacaktır. Devletin bütçe açıklarının finansmanında dış borçlanmaya başvurması durumunda yabancı yatırımcılar devlet tahvili alabilmek için ülke parası cinsinden nakde ihtiyaç duyacaklardır. Bunun sonucu yerli paraya olan talep artacağından milli paranın değeri yükselecektir. Ülke parasının değerinin yükselmesi ihracatı olumsuz etkileyecek ve ithalatta ise artışa yol açacaktır. Bu gelişmeler ödemeler bilançosu açığına neden olmakla birlikte yurtiçi faiz oranlarım da yükseltici etkiler meydana getirecektir.

İç borçlanmayla açıkları finanse etmek reel faiz oranını yükseltir. Böylece borçların aşırı seviyelere çıkmasına neden olan bir kısır döngüye kolayca oluşabilir.

118 Tülay EVGİN; “İç Borçlarımız”, Hazine ve Dış Ticaret Dergisi, HDTM Yayını, S: 12, Mart 1992, s. 42.

Bununla beraber eğer faiz oranlan kontrol edilirse ülkenin mali krize girme riski çok yüksektir. Açıkları finanse etmek için dış borçlanmaya başvurulması durumda ise kaynak kaybına neden olunacağı için bu kaybın giderilmesi amacıyla iç finansal araçlar üzerine yüksek vergi konulacaktır kuvvetli finansal baskıdan sonra zayıf ekonomik performans özel kredilerin ve dolaysıyla özel yatırımların azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle mali krizi önlemek için dış kaynaklara başvurulması tavsiye edilen bir politika değildir119.