• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: SİYASAL ÖZERKLİK

1.4. Çeşitli Kavramlar Üzerine

1.4.2. Bölgeselleşme

Siyasal özerklik kavramının diğer bir adlandırılış tarzı da bölgesel yönetim ya da bölgeli devlettir. Bölgeli devlet ve siyasi yapıya geçmeden önce bölge kavramı hakkında ve bölgeselleşme nedenleri hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır.

1.4.2.1. Bölge

Latince “regio” yani çevre ya da alan anlamına gelen bölge, tanımı ve özellikle sınırları konusunda zorluklarla karşılaşılan bir terimdir. Çünkü bölgenin ölçeği, niteliği ve işlevleri farklı ölçülere göre belirlenebilmektedir. Bölgesel gelişme ve sürdürülebilir bölgesel gelişme politikaları için bölgenin tanımının iyi yapılmış olması oldukça önemlidir (Koçak, 2011:124).

Yukarıda da değinildiği üzere; bölge kavramı bugüne kadar gerek Türkiye’de gerekse de dünyada net bir şekilde tanımlanabilmiş değildir. Kimi zaman bir kente, birkaç ilden oluşan yörelere, birkaç ülkenin oluşturduğu kara parçalarına veya kıtalara bölge adı verildiği görülmüştür. Ancak en doğru bir yaklaşımın bölge planlama kavramı ile birlikte yapılabildiği söylenebilir. Buna göre, bölge, genellikle kentten geniş ve ulus devletin kapladığı alanın tümünden küçük ve onu alt bölümlere ayıran parçalardır. Bölge, coğrafi olduğu kadar, siyasi, kültürel, ekonomik öğelerin de belirleyici olduğu bir alandır. Bir bölgeyi belirleyici iki temel unsur olduğunu da söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi bölgenin, kendi içinde, belirli kriterler bakımından homojen olmasıdır. İkinci olarak ise, belli özellikleri ile diğer bölgelerden farklılık gösterme hususundan bahsedilebilir ( Kılıç ve Mutluer, 2004:19,23).

Bölge kavramı, ülkeden ülkeye değişen anlamlarda da kullanılmaktadır. Mesela bölge, Belçika’da “federe devlet”, İspanya’da “özerk topluluklar”, Fransa’da ise, “yerel yönetim kuruluşu” anlamına gelmektedir. Günümüzde üniter bölge, ulus-devletler de dahil temel işlev ve yetkilerinin paylaştırılacağı yeni bir yönetsel, siyasi ve kültürel bir kavram olarak kullanılmaya başlandığını da söylemek mümkündür (Nalbant,2012:258).

26

Bir devlet içerisindeki alt birimleri ifade eden bölge, uluslararası hukukta aynı çıkarlara sahip coğrafi, siyasi ve ekonomik yakınlık içinde olan devletler topluluğunu anlatmak için de kullanılmaktadır. Bölgeselleşme ile bölgecilik birbirine yakın ancak karıştırılmaması gereken kavramlardır. Daha çok yönetsel bir anlam taşıyan bölgeselleşme, merkezi yönetim karşısında bölgesel birimlerin yetkilerinin ve parasal kaynaklarının arttırılmasını ifade eder. Bölge ve bölgeselleşme kavramları küreselleşmenin hem bir getirisi hem de küreselleşmeye karşı yerellik ve çeşitliliği sağlayan aracılar görünümündedir. Farklı ölçütlere göre farklı tanımları bulunan bölge yönetimleri ülkelere göre de farklılık gösterebilmektedir. Buna göre, İspanya’daki bölgeler ile İtalya’daki bölgeler özerklik anlamında birbirlerinin aynı değildir.

1.4.2.2. Bölge Çeşitleri

Nalbant bölge çeşitlerini dört başlık altında toplamıştır. Nalbant’a göre, bölge kendi içinde türdeş bir anlam taşımaz. Değişik boyutlarıyla son derece değişik görünümler alan bölgeler dört başlık altında toplanabilir: Plan bölgesi, idari bölge, siyasal bölge ve kültürel bölge. Bu örneklere güvenlik bölgesi de eklenebilir ancak esas olarak güvenlik bölgesi idari bölgeler kapsamında değerlendirilmelidir (Nalbant, 2012:258).

Birinci bölge tipi, plan bölgedir. Bölge içinde yerleşik halde bulunan ya da bölge dışından bir yöneticiye verilen, ekonomik bir amaca yönelik daha farklı bir ifade ile, bölgesel kalkınma politikalarının uygulanmakta bulunduğu bir alandır. Ulusal kalkınma politikalarından bağımsız olsun ya da ülkemizde de uygulandığı üzere ulusal kalkınma planlarının bir parçası olsun bu bölge çeşidinin sınırları belirlenirken ulaşılmak istenilen sonuç oldukça önemlidir. Plan bölgelerinin sınırları siyasi, sosyolojik ya da coğrafik anlamdaki öğelere bağımlı çizilebilir. Bu sınırların yönetsel anlamdaki tutarlılığı bölgedeki teknik hizmetlerin verilmesiniz kolaylaştırıcı bir unsurdur (Kılıç ve Mutluer, 2004:23).

İkinci bölge tipi, idari bölgedir. Merkezi yönetimin yetki genişliği ilkesine göre

şekillenen idari bölgede, siyasal yetkiler kullanma yetkisi yoktur. Hükümeti temsil eden bir temsilci (bölge valisi vs.) idari özerklik içerisinde yerel işleri yönetir. Yerel yönetim birimi olarak bu bölgeler ekonomik görevlerinin yanı sıra toplumsal, kültürel vb. alanlarda da görevler yaparlar. İdari bölgeler kapsamında değerlendirilen güvenlik bölgeleri, idari bölgeselleşmenin geçici bir örneğidirler (Nalbant,2012:260).

27

Üçüncü bölge türü ise, siyasal bölgelerdir. Bu bölge siyasal yetkilere sahip ve organları seçimle gelen bölge tipidir. Hukuki değer yönünden ya anayasaya eşit (İtalya’da birinci derece 5 bölgenin statüsü), ya anayasayla yasa arasında yer alan yasa (İspanya’da bütün bölge statüleri), ya da yasalarla eşdüzeyde olmakla birlikte gerek hazırlanma, gerek kabul, gerekse değiştirme yönünden istisnai kurallara bağlı olan (İtalyan ikinci derece bölgeleri) statülerle kurulurlar ve yetkilerini de Anayasa, statü ve yasalar belirler (Nalbant, 2012:260,261).

Dördüncü bölge tipi kültürel bölgelerdir. Bu çok kültürlü, geniş anlamda çok dilli, çok dinli toplumlarda görülen bir bölgeselleşme tipidir. Bu bölgeselleşme kişilerin temelde kişisel (kültürel, dilsel, dinsel) bir ölçütle tanımladığı kişi yönünden yerinden yönetim olarak nitelenebilir. Ana niteliği yersellik değil, kültürel topluma aidiyettir. Belçika’daki Topluluk, Osmanlı İmparatorluğundaki Dinsel Topluluk bu bölgeselleşmeye örnek verilebilir. Bu bölgeler, özerk yasama ve kendi hukuki statüsünü belirlemeye katılma gibi yetkilere de sahip olabilirler. Bu yönüyle siyasal bölgelere benzeyen kültürel bölgeler, devredilen yetkilerin belirli bir alana özgü olması yönünden bu bölgelerde farklılaşırlar (Nalbant, 2012:264,265).

Bölge çeşitlerinden siyasal anlamda özerk olan topluluğun yaşadığı bölgenin kültürel manada da özerklik teşkil etmesi durumuyla uyuşan kültürel bölge ve siyasi anlamda bir muhtariyet içeren tanımı gereği siyasal bölge tipleri konumuz olan siyasal özerkliğe bir taban teşkil ettiği için burada açıklanmıştır.

1.4.2.3. Bölgeselleşmenin Sebepleri

Son zamanlarda dünyada bölgeselleşme taleplerinin hiç olmadığı kadar revaçta olduğu bir dönem yaşanmaktadır. Bunun birçok nedeni olmakla beraber küreselleşmenin getirdiği sonuçlardan dolayı artan yerelleşme faktörünün baskın neden olduğunu söylenilebilir ancak tek neden bu değildir elbette.

Bölgeselleşme olgusunun nedenleri dört ana başlık altında toplanabilir. Ekonomik, siyasal, kültürel-dilsel ve güvenlik gereksinimi. Ülke içinde bölgelerarası ekonomik büyümenin orantısızlığı bölgeselleşmenin ekonomik sebebidir. Bölgeselleşmede temel siyasal neden merkezi devlet yapısının siyasal yetersizliğidir. Belçika’nın Valon, Flaman ve Alman kültürel topluluklarında olduğu gibi kültürel ve dilsel öğeler de

28

bölgeselleşmeyi etkilemektedir. İç güvenlik sebebiyle de il üstü güvenlik bölgeleri kurulabilmektedir. Bunun örnekleri bakımından Türkiye zengin bir geçmişe sahiptir. Bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının en alt düzeye indirilmesi için ulusal ve uluslararası düzeyde politikalar ve düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, bu eşitsizlikleri gidermenin ekonomik, toplumsal ve siyasi kimi güçlükleri bulunmaktadır. Günümüzde devletin bölgesel eşitsizlikleri düzenlemede faal bir rol oynaması gerektiği kapitalist olsun sosyalist olsun bütün ülkelerde savunulmaktadır ( Koçak, 2011:125).

Konuya uluslar arası bir boyutta yaklaşıldığında ise bölgeselleşme hareketlerinin temelinde, bölgesel bütünleşmenin sağlanması isteği de olabilmektedir. Bölgesel bütünleşme kavramı, ekonomik yönü ağır basan ancak, siyasal, sosyal ve güvenlik gibi boyutları da bulunan, coğrafi bir bölge ile sınırlı olmayıp ortak din, siyasal ve ekonomik sistem gibi faktörlere dayanan bir kavramdır. Temelde belirli bir coğrafyayı paylaşan ülkelerin; piyasalarını, ekonomilerini, üretim süreçlerini, siyasi ve stratejik güçlerini birleştirmelerini ifade eder. Bölgesel bütünleşmenin en bilinen örneği, siyasi nitelikli güvenlik ve işbirliğine dayalı kurulmuş olan NATO’dur (Çelebi ve Yalçın, 2008:6). Tüm bu verilerden yola çıkarak şunu söylemek mümkündür ki, kastedilen bölgesel yönetim ya da bilinen adıyla özerklik, ister ulusal ister uluslar arası eksende olsun bir bağımsızlık ifade etmemektedir. Tüm tanımların gösterdiği ortak nokta bir yere bağlı hareket edilmesi hususudur.

Tüm bu kavramları inceledikten sonra siyasal özerklik kavramıyla ilgili son bir noktaya daha değinmekte fayda vardır. Bu ise, siyasal özerkliğin farklı şekillerde ortaya çıkabileceğidir. Başından beri değinilen özerk bölge (İspanya’da bulunan bölgeler gibi) bu soruya verilecek ilk cevaplardan biridir. Bunun yanı sıra; özerk eyalet, özerk ada, özerk bucak, özerk il, özerk cumhuriyet (Abhazya özerk cumhuriyeti gibi) gibi siyasal özerklik şekilleri de vardır. Aynı devlette bulunan birden fazla özerk birimin kendi içlerinde farklı statüleri olduğunu da belirtmek gerekir. Örneğin İspanya’da birden fazla özerk bölge vardır. Bu bölgelerden en baskın olanı, Bask özerk bölgesidir. Zira Bask’ın birçok yetkisi Katalonya’dan daha fazladır.

29

BÖLÜM 2: TARİHSEL SÜREÇTE SİYASAL ÖZERKLİK

Benzer Belgeler