• Sonuç bulunamadı

2. Maverâünnehir Bölgesinin Kısa Tarihçesi

2.2. Bölgenin Siyasi-Sosyal Durumu

Buhârâ ve Nîşâbur devrin idari merkezleridir. Bölgenin kadim merkezi Semerkant da bölgenin bir diğer önemli şehridir. Semerkant tarih boyunca Mâverâünnehir bölgesinin nüfus ve canlılık bakımından birinci büyük şehri olarak kalmıştır.164 Hindistan ve İran'dan gelen ticaret kervanlarının birleştiği noktada olması Semerkant'ın bulunduğu bölgedeki önemini göstermektedir.165 Bölgede ticaret

gelişmiş, sağlam su kanalları inşa edilmesi tarımı da çok geliştirmişti. Mâverâünnehir'de Müslüman halkın yanı sıra Mecûsî, Budist, Maniheist, Yahudi ve Hristiyan toplumlarda vardı.166 Müslümanlar arasında Hanefîlik ve Şâfiîlik yaygın

olduğu gibi, Şiîliğinde çeşitli kolları vardır.

Mâverâünnehir bölgesi Kuzeyde Türkistan, Kuzeybatıda Harizm, Güneyde Horasan ve Doğuda Çin ile çevrilidir. İran, Hindistan ve Çin medeniyetlerinin kesişme noktası olması hasebiyle kozmopolit ve çok kültürlü bir yapıya sahiptir.

164 Talip Özdeş, İmam Mâtürîdî'nin Te'vilâtü Ehli's-Sünne Adlı Eserinin Tefsir Metodolojisi Açısından

Tahlil ve Tanıtımı (Kayseri: Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 1997), 23; Aydınlı, Fethinden Sâmânîler'in Yıkılışına Kadar Semerkant, 45.

165 Önal, Mâtürîdî'ye Göre İslam Dışı Dinler, 44.

Ceyhun nehrinin beri tarafında yer alan Horasan ile derin kültürel bağları vardır. Bağdat merkezli Abbâsî hilâfeti zamanında Hanefî mezhebinin öne çıkması, ilk Kadılkudat'ın Ebû Hanîfe'nin öğrencisi Ebû Yûsuf olması ve Hanefî kadıların tayin edilmesi, yeni Müslüman olmuş Mâverâünnehir bölgesini de etkilemiştir. Irak bölgesi adeta Mâverâünnehir ile İslam bölgeleri arasında bir kavşak noktasıdır. Mısır'da İmam Mâlik'in yetiştirdiği öğrencilerin gösterdiği etkiyi, Mâverâünnehir'de de İmam Ebû Hanîfe'nin öğrencileri göstermiştir.167 Coğrafya kaderdir minvalinde bu etkileşim

bölgenin Hanefî mezhebini tercih sebeplerinden biri olmuş168 ve daha sonraki

asırlarda bölgede yaşanan gelişmeler ve bölgede oluşan derin birikim tüm İslam âlemini etkiler hale gelmiştir.

Abbâsîler dönemindeki mihne uygulamaları halk nezdinde Mu‘tezile'nin itibarını düşürmüştür. Mu‘tezili âlimlerin ameli noktada Hanefî mezhebine bağlı olmaları bir ölçüde Hanefî mezhebini de etkilemiştir. Bu durum Irak ve Horasan bölgesi başta olmak üzere Şâfiî mezhebinin güçlenmesiyle neticelenmiştir.169

Abbâsî döneminde mihne süreciyle kendini gösteren Mu‘tezile etkisi akabinde bu sürece tepki olarak mantık ve kelâmın yasaklanmasıyla neticelenen mihne uygulamalarına karşı gösterilen tepki süreci170 devletin otoritesini sarsan karışıklıklara sebep oluyordu. Bu gelişmelerin neticesinde Bağdat merkezli ilmi hareket gücünü yitirmiş, Irak'a nispetle daha güvenli ve istikrarlı olan Mâverâünnehir bölgesi bu anlamda daha fazla önem kazanmıştır.171

Abbâsîlerden sonra Mâverâünnehir bölgesine Abbâsî hilâfetinin himayesinde Tâhirîler ve Sâmânîler hâkim olmuştur. Sâmâniler döneminde Semerkant ve Buhârâ yönetim merkezi haline gelmiş bu durum şehirlerin gelişimini hızlandırmıştır. Sâmânîlerin çöküşüyle Horasan'a Büveyhîler, Mâverâünnehir'e Karahanlılar hâkim

167 Çetin, Mâtürîdîliğin Siyaset (Hilâfet/İmâmet) Anlayışı, 98-99-100.

168 Bu söz İbn Haldûn'a isnat edilmiştir. İbn Haldûn'un eserlerinde böyle bir ibareye rastlamadık. Bu

konudaki değerlendirmeler için bk. Yusuf Okşar, ''Din ve Coğrafya İlişkisi: Şemsü'd-Din es- Semerkandî ve İbn Haldûn’un Yedi İklim Anlayışlarının Karşılaştırmalı Analizi'', Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 18 (2), 1058,1060.

169 Şükrü Özen, Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'nin Fıkıh Usûlünü Yeniden İnşası (İstanbul: Marmara

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doçentlik çalışması, 2001), 177-186.

170 Wilferd Madelung, ''Mâtürîdîliğin Yayılışı ve Türkler'', 308.

171 Önal, Mâtürîdî'ye Göre İslam Dışı Dinler, 45; Hanifi Özcan, ''Türk Din Anlayışı: Mâtürîdîlik'',

İmam Mâturîdî ve Mâturîdîlik haz. Sönmez Kutlu (Ankara, Kitâbiyât Yayınları,2003), 285; Yazıcıoğlu, ''Mâtürîdî Kelâm Ekolünün İki Büyük Siması'', 157; Çetin, Mâtürîdîliğin Siyaset (Hilâfet/İmâmet) Anlayışı, 101.

olmuş, bu siyasi ayrılık tabiî sınır olan Ceyhun nehrinin zamanla sosyal ve kültürel olarak da bölgelerin birbirinden uzaklaşmasına neden olmuştur. Karahanlı, Gazne ve Selçuklu mücadelesinin sürdüğü bölgede, putperest Karahıtayların hâkimiyeti ve devamında gelen Moğol istilası bölgede ciddi değişimler doğurmuş ve bölgeyi yıkıma sürüklemiştir.

Sâmânî hükümdarlarından II. Nasr b. Ahmed (914-943) dönemi Sâmânîlerin, ilim ve kültürde önemli gelişmeler katettiği, Buhârâ'nın ilim merkezi olarak ilk bu dönemde adının duyulduğu kaynaklarda geçmektedir. II. Nasr dönemi bölgede Bâtınî-İsmâilî hareketlerin önemli gelişimine de sahne olmuştur. Hatta II. Nasr b. Ahmed'in de İsmailiyye mezhebine girdiği kaynaklarda geçmektedir. Daha sonra durumun vehametini anlayıp İsmâiliyye mezhebinden rücu etmiş ve tahtı oğlu I. Nûh'a bırakmıştır.172 Başka bir görüşe göre ise Sünnî ulemanın Türk komutanlara

müracaatıyla tahttan indirilmiştir.173 II. Nasr'ın 329(940-41)'de ölümüyle tahta çıkan

oğlu I. Nûh, Bâtınî hareketin gelişimine mâni olduğu gibi Hârizm'de çıkan bir ayaklanmayı da bastırmıştır. Bâtınîlerin lideri Muhammed b. Ahmed en-Nesefî'yi idam ettirmiştir.174 Etkili takibat neticesinde bölgede İsmâiliyye etkisi kırılmıştır.

Sâmânîler döneminde ipek yolunun getirdiği zenginlik, siyasi ve idari manada gösterilen istikrar, refah seviyesini arttırmış, hükümdarların âlimlere karşı cömert olması bölgeyi kültürel olarak da bir cazibe merkezi haline gelmiştir.175 İslam

dünyasının en büyük kütüphanelerinden biri Buhârâ'daki Sâmânî sarayındaydı.176

Devrin saray hekimi İbn Sînâ'nın (ö. 428/1037) bu kütüphaneden çokça faydalandığı bilinmektedir. Sâmânîler döneminde oluşan bu ilmi parıltı o dönemde yetişen müelliflere de yansımıştır. İbn Habîb en-Nîsâbûrî (ö. 406/1016), Muhammed b. Ali el-Kaffâl (ö. 365/976) dönemin önemli tefsir âlimleridir. İbn Huzeyme (ö. 311/924), İbn Hibbân (ö. 354/965), Hâkim el-Kebîr (ö. 378/988), Hâkim en-Nîsâbûrî (ö. 405/1014) hadis alanındaki yansımalarıdır. Muhammed b. Nasr el-Mervezî (ö.

172 Ahmet Güner, ''Nasr b. Ahmed'', Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV

Yayınları, 2006), 32/412-413.

173 Önal, Mâtürîdî'ye Göre İslam Dışı Dinler, 43; Wilhelm Barthold, Moğal İstilasına Kadar

Türkistan, Haz. Hakkı Dursun Yıldız (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi,1990), 262.

174 Muzaffer Tan, ''Horasan ve Mâverâünnehir'de İlk İsmâ‘îli Faaliyetler'', Dini Araştırmalar 10 / 30

(Haziran 2008): 68.

175 Yeprem, İrâde Hürriyeti ve İmâm Mâtürîdî, 258; Çetin, Mâtürîdîliğin Siyaset (Hilâfet/İmâmet)

Anlayışı, 103.

176 Aydın Usta, ''Sâmânîler'', Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları,

294/906), I. Nuh'un veziri Hâkim eş-Şehîd (ö. 334/945), Ebü'l-Leys es-Semerkandî (ö. 373/983), Abdullah b. Ahmed el-Kaffâl es-Sagir (ö. 417/1026) dönemin önde gelen fıkıh âlimleridir. Kelâmda İbn Huzeyme (ö. 311/924), Kâ'bi (ö. 319/931), Mâtürîdî (ö. 333/944), Hakîm es-Semerkandî (ö. 342/953), İbn Fûrek (ö. 406/1015), Tasavvufta Hakîm et-Tirmizî (ö. 320/932), Kelâbâzî (ö. 380/990) ve Muhammed es- Sülemî (ö. 412/1021) gibi sadece yaşadıkları döneme değil, İslam kültür tarihine damga vurmuş isimler yetişmiştir.

Tarih boyunca doğu-batı ticaretinin önemli bir kavşak noktası olan Semerkant'ın, Hindistan, İran ve Çin medeniyetleriyle komşu olması bölgenin sosyo- kültürel konumunu göstermektedir. Mâtürîdî'nin doğduğu ve yaşadığı bölge olan Semerkant'ın kadim medeniyetlere komşuluk yapması, doğu-batı ticaretinin önemli güzergahında bulunması sebebiyle ekonomik ve kültürel önemini tarih boyunca kaybetmemiş, bu kozmopolit durumu Mâtürîdî'nin fikirleri üzerine derin tesirler oluşturmuştur.

Benzer Belgeler