• Sonuç bulunamadı

Engelli ve Yaşlı Aylıkları ile İlgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Görev ve Yetkilerinin Karşılaştırılması

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 2022 Sayılı Kanun Kapsamındaki İşlemlerine Karşı Açılan Davalarda

B. Engelli ve Yaşlı Aylıkları ile İlgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Görev ve Yetkilerinin Karşılaştırılması

Mevzuat hükümleri incelendiğinde, SYD vakıfları tarafından tesis edilen aylık başvurusunun red-di işlemi ile aylığın kesilmesi işleminde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile ilgili bir onay veya imza süreci bulunmadığı; diğer bir ifade idari usul sürecinde Bakanlığın yer almadığı anlaşılmaktadır.

SYD vakıfları tarafından muhtaç olmama gerekçesiyle veya 2022 sayılı Kanun’daki şartlara aykırılık nedeniyle başvurunun reddi kararı verilmesi halinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının doğrudan aylık bağlamasını mümkün değildir. Buna ek olarak, anılan Bakanlığın, muhtaçlık kararı vermesi de söz konusu değildir.

Aylık başvurusunun reddi işleminden farklı olarak aylığın kesilmesi işleminde, 2022 sayılı Ka-nun’un 8’inci maddesinin 2’nci fıkrası ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da yetkilendirilmiş ol-duğundan, Bakanlık tarafından tesis edilen aylığın kesilmesi işlemlerine karşı açılacak iptal davaları-nın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı husumetiyle görülmesi gerekmektedir.

Bir kanun hükmü ile kamu hizmeti yürütme yetkisi ile yetkilendirilen özel hukuk tüzel kişilerinin de kamuya ait yetkilerle idari işlem yapabilmektedir. İptal davalarında davalı idare, ilgililerin menfaa-tini ihlâl eden işlemi tesis eden idaredir89. Bu hususlar birlikte göz önünde bulundurulduğunda, aylık başvurusunun reddi işlemi ile SYD vakıfları tarafından tesis edilen aylığın kesilmesi işlemlerinin iptali amacıyla idari yargıda açılacak davanın, ilgili SYD vakfı husumetiyle görülmesi gerekmektedir.

İdari yargı yerleri, davalı idare olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı90, valilik, kaymakamlık ve ilgili SYD vakfına husumeti yöneltmekte ve birbirinden farklı kararlar vermeye devam etmektedirler91.

89 AKYILMAZ / SEZGİNER / KAYA, Türk İdari Yargılama Hukuku, s. 374.

90 Eski ismiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı.

91 Bursa 4. İdare Mahkemesi, T. 01.10.2019, E. 2019/244, K. 2019/62 sayılı kararına konu davayı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı husumetiyle görmüş ve Orhangazi SYD Vakfının işleminin iptali amacıyla açılan davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Kon-ya 2. İdare Mahkemesi, T. 09.10.2019, E. 2018/1539, K. 2019/1170 sayılı kararına konu davayı, Beyşehir SYD Vakfı husumetiyle gör-müş ve dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Samsun 2. İdare Mahkemesi, T. 10.10.2018, E. 2018/1539, K. 2019/1170 sayılı ka-rarına konu davayı, Vezirköprü SYD Vakfı husumetiyle görmüş ve davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Tokat İdare Mah-kemesi, T. 26.11.2020, E. 2020/617, K. 2020/818 sayılı kararına konu davayı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Niksar Kayma-kamlığı husumetiyle görmüş ve Niksar SYD Vakfının işleminin iptali amacıyla açılan davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İstanbul 3. İdare Mahkemesi, T. 23.11.2018, E. 2018/1213, K. 2018/1911 sayılı kararına konu davayı, Aile ve Sosyal Hizmetler lığı husumetiyle görmüş ve Zeytinburnu SYD Vakfının işleminin iptali amacıyla açılan davada, işlemin iptaline karar vermiştir. Bakan-lığın yaptığı istinaf üzerine, İstanbul BİM, 8. İDD., T. 17.09.2019, E. 2019/476, K. 2019/940 sayılı kararı ile davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir. Husumet itirazı hakkında İstanbul 3. İdare Mahkemesi ve İstanbul BİM, 8. İDD. değerlendirme yapmamıştır. İs-tanbul 12. İdare Mahkemesi, T. 23.02.2018, E. 2017/1114, K. 2018/345 sayılı kararına konu davayı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı husumetiyle görmüş ve Zeytinburnu SYD Vakfının işleminin iptali amacıyla açılan davada, işlemin iptaline karar vermiştir. Bakanlığın yaptığı istinaf üzerine, İstanbul BİM, 8. İDD., T. 02.10.2018, E. 2018/1310, K. 2018/1378 sayılı kararı ile davanın reddine karar

vermiş-164 Mücahit GÜLŞEN

SONUÇ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, 2022 sayılı Kanun kapsamında, 2019 yılı itibarıyla 1.543.540 kişiye engelli, engelli yakını ve yaşlı aylığı ödenmektedir. Bu aylıkların başvuruları SYD vakıflarına yapılmaktadır.

2022 sayılı Kanun’un verdiği yetkiyle SYD vakıfları tarafından aylık başvuruları alınmakta, baş-vurucuların muhtaç olup olmadığı incelenmekte ve başvuruların kabulüne karar verilmektedir. Başvu-ruları kabul edilip muhtaç olduğuna karar verilenlere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından aylıklar ödenmektedir. Buna karşın, engelli ve yaşlı aylığı başvurularının çeşitli sebeplerle SYD vakıf-ları tarafından reddedilmesi neticesinde ilgililer, başvurunun reddi kararına karşı bu kararı veren SYD vakfına itiraz edebilmekte ve itiraz sonucunda verilen karar ile bu itirazlar hakkında nihai karar veril-mektedir. Diğer bir ifadeyle aylık başvurusunun reddine karşı SYD vakfına yapılan itirazın reddedil-mesi ile idari süreç sona ermektedir.

SYD vakıfları tarafından, engelli ve yaşlı aylığı alanlar hakkında inceleme yapılarak aylık alma şartlarını kaybedenlerin aylıkları kesilmektedir. Yine aynı şekilde, SYD vakıflarının aylığın kesilmesi yönündeki kararlarına karşı, kararı veren vakfa itiraz edilmesi mümkün olup itiraz sonunda verilen kararlar kesindir.

Aylık başvurusunun reddi kararları ile aylığın kesilmesi kararları, ilgililerin menfaatlerini ihlâl eden, tek taraflı ve icrai nitelikli işlemlerdir. İdari işlemin özellikleri ve unsurları dikkate alındığında, bu işlemler idare hukuku alanında tesis edilmiş ve iptal davasına konu olabilecek idari işlemlerdir.

Gerek Danıştay gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi, bu işlemlerin bir özel hukuk tüzel kişisi tarafın-dan tesis edilmesini, bir başka deyişle idari makamlarca tesis edilmemesini, esas alarak davalının ilgili SYD vakfı olduğuna karar vermektedir. Yine aynı gerekçe ile görevli yargı yerinin de adli yargı oldu-ğu belirtilmektedir.

Hâlbuki SYD vakıfları, 2022 sayılı Kanun ile yetkilendirilmiş olup 2022 sayılı Kanun ve Yönet-melik çerçevesinde kamu hukuku alanında faaliyette bulunmaları nedeniyle idari işlem tesis edebil-mektedir. Bu nedenle geniş anlamda idare kavramı içerisinde kabul edilmeleri hukuka uygun bir yak-laşımdır. Ayrıca bir özel hukuk tüzel kişisinin kamu hukuku alanında faaliyette bulunması durumunda, tesis edilen işlemlerin idari yargı alanı dışında kabul edilmesinin idarenin değil, idari işlemin yargılan-dığı esasına aykırılık teşkil etmektedir.

UYM’nin, “... vakıfların Medeni Kanun hükümlerine tabi olarak kurulup faaliyette bulunmaları-nın öngörülmüş olması nedeni ile dava konusu işlemin kamu gücü kullanılmak suretiyle tesis edildiği-nin kabulünün mümkün bulunmadığı” yönündeki kararı, 2022 sayılı Kanun kapsamında değerlendiril-diğinde, idare hukuku esaslarına uygun değildir. SYD vakıfları tarafından ilgililerin aylığının kesilme-si ve aylık başvurularının reddedilmekesilme-si sonucunda, 2022 sayılı Kanun’un verdiği yetkiyle kamu gücü kullanılmış ve hak sahiplerinin menfaatleri ihlâl edilmiş olmaktadır. Aylık başvurusunun reddi ile aylığın kesilmesi işlemlerinin kamu gücüne dayanmadığı iddiası aynı zamanda bu işlemlerin özel hu-kuk kurallarına göre yapıldığı anlamına gelmektedir ki açıklandığı üzere bu işlemler, kamu huhu-kuku çerçevesinde, işlemleri tesis edenlerin iradesinden bağımsız olarak mevzuatın belirlediği şekilde ya-pılmaktadır.

UYM’nin bu yaklaşımı nedeniyle, 2022 sayılı Kanun kapsamındaki idari işlemlerinden kaynakla-nan uyuşmazlıkların adli yargıda görülmesi, davacılar için hak kayıplarına neden olabilecektir. Çünkü idari yargıda uygulanan re’sen araştırma ilkesinin ve idare tarafından idari işlem dosyasının

tir. Husumet itirazı hakkında İstanbul 12. İdare Mahkemesi ve İstanbul BİM, 8. İDD. değerlendirme yapmamıştır. Son olarak, Ankara 6.

İdare Mahkemesi, T. 14.09.2021, E. 2021/1207 sayılı görevlilik kararına konu davayı, Yenimahalle Kaymakamlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı husumetiyle görmüş ve Yenimahalle SYD Vakfının işleminin iptali amacıyla açılan davada, görev itirazını reddede-rek görevlilik kararı vermiştir.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 2022 Sayılı Kanun Kapsamındaki İşlemlerine Karşı Açılan Davalarda ... 165

Cilt: 8 Sayı: 1 Ocak 2022

meye sunulması zorunluluğunun adli yargıdaki hukuk davalarında olmaması, elinde yeterli delil olma-yan davacıların aleyhine bir durumun ortaya çıkmasına neden olabilecektir. Bu uyuşmazlıklarda, adli yargının görevli olduğunun kabulü halinde mahkeme kararlarının yerine getirilmesi ayrı bir sorun olarak ortaya çıkacaktır. Adli yargı yerinin kararı, delil niteliğinde bir belge olarak kalacak ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aylık ödemesi için 2022 sayılı Kanun uyarınca ilgili SYD vakfının kararı aranmaya devam edilecektir.

Bir buçuk milyondan fazla kişi 2022 sayılı Kanun kapsamında engelli, engelli yakını ve yaşlı ay-lığı almaktadır ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanay-lığı tarafından, aylık alanların sayısının her yıl arta-cağı öngörülmektedir. Bu durum, aylıklar ile ilgili uyuşmazlıkların hangi yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği konusunu daha da önemli hale getirmektedir. Bu çerçevede, aylık başvurunun reddi ile aylık-ların kesilmesi kararaylık-larından doğan uyuşmazlıkaylık-ların, idari yargıda açılacak bir iptal davası ile bu işle-mi tesis eden otorite sıfatıyla ilgili SYD vakfı veya aylığın kesilmesi işleişle-minin Bakanlık tarafından yapıldığı durumlarda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı husumetiyle çözümlenmesinin hukuka en uygun yöntem olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

166 Mücahit GÜLŞEN

KAYNAKÇA

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2021 Yılı Performans Programı, 2021, s. 131-132.

(https://www.aile.gov.tr/media/72689/acshb-2021-yili-performans-programi.pdf, E.T.: 21.11.2021).

AKİPEK, Jale / AKINTÜRK, Turgut / ATEŞ, Derya: Türk Medeni Hukuku, 1. Cilt, 16. Baskı, Beta Basım Ya-yın, İstanbul, 2020.

AKYILMAZ, Bahtiyar / SEZGİNER, Murat / KAYA, Cemil: Türk İdare Hukuku, 9. Baskı, Savaş Yayınevi, Ankara, 2018 (Türk İdare Hukuku).

AKYILMAZ, Bahtiyar / SEZGİNER, Murat / KAYA, Cemil: Türk İdari Yargılama Hukuku, Savaş Yayınevi, Ankara, 2018 (Türk İdari Yargılama Hukuku).

ATAY, Ender Ethem: İdare Hukuku, 6. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2018.

AYKUL, Ömer: Yeni Vakıflar Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2013.

CANDAN, Turgut: Açıklamalı İdari Yargılama Usûlü Kanunu, 5. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2012.

ÇAĞLAYAN, Ramazan: İdare Hukuku Dersleri, 3. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015.

EM, Ali: Türk Hukuk Sisteminde Vakıflar, Turhan Kitabevi, Ankara, 2006.

ERKUT, Celal: İptal Davasının Konusunu Oluşturma Bakımından İdari İşlemin Kimliği, Danıştay Matbaası, Ankara, 2015.

GÖZLER, Kemal / KAPLAN, Gürsel: İdare Hukuku Dersleri, 18. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa, 2016.

GÜNDÜZ, Fatma Ebru: İdari Davalarda Ehliyet ve Husumet, Yetkin Yayınları, Ankara, 2016.

İSBİR, Kevser Begüm: Kamu Tüzel Kişiliği, Turhan Kitabevi, Ankara, 2017.

OĞUZMAN, Kemal / SELİÇİ, Özer / OKTAY-ÖZDEMİR, Saibe: Kişiler Hukuku Gerçek ve Tüzel Kişiler, 17.

Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2018.

ÖĞÜZ, Mehmet Tufan: Türk Hukukunda Vakıf Tüzel Kişiliğinin Hukuki Esasları, Beşir Kitabevi, İstanbul, 2007.

SANCAKDAR, Oğuz / US, Ender / KASAPOĞLU TURHAN, Mine / ÖNÜT, Lale Burcu: İdare Hukuku Teorik Çalışma Kitabı, 5. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2015.

SEROZAN, Rona: Medeni Hukuk Genel Bölüm Kişiler Hukuku, 8. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018.

SEZGİNER, Murat: İptal Davasının Uygulanması Bakımından Ayrılabilir İşlem Kuramı, Yetkin Yayınları, An-kara, 2000.

PEKCANITEZ, Hakan / ATALAY, Oğuz / ÖZEKES, Muhammet: Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı, 8. Baskı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2020.

TAN, Turgut: İdare Hukuku, 2. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2013.

TANRIVER, Süha: Medeni Usûl Hukuku, Cilt 1, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2018.

YILMAZ, Dilşat: İdari İşlemin İcrailik Özelliği, Astana Yayınları, Ankara, 2014 (İcrailik Özelliği).

YILMAZ, Dilşat: “Türk İdare Hukuku’nda İdari İşlemin “Kesin”liği Üzerine Bir Değerlendirme: “Kime Göre?”,

“Ne İçin?” Kesinlik”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2017, Cilt 21, Sayı 2, s. 105-154.

AndHD • Cilt: 8 | Sayı: 1 | Ocak 2022 | s. 167-190

Bu araştırmamızda, ceza muhakemesi hukukumuzdaki evrelerden biri olan soruşturma evresinin tarihi gelişimi incelenmiştir. Bu çerçevede, ceza muhakemesinde soruşturma evresini etkileyen sistemler başta olmak üzere, tarihi süreçte soruşturma evresinin nasıl ve kim tarafından yürütül-düğü araştırılmıştır. Çalışmamızda, elde mevcut bilgilerden, Sümerler Döneminden başlayarak Roma Dönemi, Müşterek Hukuk ve Aydınlanma Dönemlerinde soruşturma evrelerinin nasıl yürütüldüğü, Türk hukukunda soruşturma evresinin tarihi gelişiminin aşamaları incelenmiştir.

Tarihi gelişim dikkate alındığında, özellikle mevcut sosyal ve siyasi durumun soruşturma evresi-nin şekillenmesinde ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Kişi hak ve özgürlüklerine son derece önem verilen günümüzde ise soruşturma evresinin önemi kendini göstermiştir. Bu temel bilgiler çerçevesinde çalışmamızın birinci başlığında tarihi perspektife ışık tutması bakımından önemli olduğunu düşündüğümüz ceza muhakemesindeki itham ve tahkik sistemleri ile işbirliği (karma) sistem açıklanmıştır. İkinci başlığında ise ceza muhakemesi hukukumuzda soruşturma evresinin oluşumuna tesir eden tarihi süreç Sümer hukukundan başlamak üzere incelenmiştir.

Keywords

In this research, the historical development of the investigation phase, one of the phases in our criminal procedure law, has been examined. In this context, it has been examined how and by whom the investigation phase was carried out in the historical process, especially the systems that affect the investigation phase in criminal procedure. In our study, based on the available information, how the investigation phases were carried out in the Sumerian, Roman, Common Law and Enlightenment periods, and the stages of the historical development of the investigation phase in Turkish law were examined. Considering the historical development, it is understood how important the current social and political situation was in shaping the investigation phase. In today's world, where individual rights and freedoms are given great significance, the importance of the investigation phase has shown itself. Within this framework, in the first headline of our study, the accusation and investigation systems and the cooperation (mixed) system in criminal procedure, which we think are important in terms of shedding light on the historical perspective, are explained. In the second headline, the historical process that affected the formation of the investigation phase in our criminal procedure law was examined, starting from the Sumerian law.

(*) Araştırma Makalesi.

Hakem denetiminden geçmiştir.

Gönderim Tarihi: 23.09.2021, Makalenin Kabul Tarihi: 06.12.2021.

Outline

Benzer Belgeler