• Sonuç bulunamadı

Ayhan Olcay, Ahmet Yıldız, Fatih Eren, Mustafa Taner Gören 1

TDV 29 Mayıs Hastanesi Kardiyoloji Bölümü, İstanbul;

1

İstanbul Üniversitesi

İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul

Amaç: ST-segment yükselmeli akut miyokard infarktüsü (STEMI) hastalarında yoğun glikoprote-in IIbIIIa kullanımı, etkili no-reflow tedavi protokolüne rağmen koroner reperfüzyon sonrası no-reflow sık gelişmekte ve mortaliteyi arttırmaktadır. Çalışmamızda Primer perkütan koroner anjioplasti (PTKA) yapılan STEMI hastalarında daha önce bilinen diyabet statüsü, geliş kan şekerinin >140 mg/dl olması ile reperfüzyon sonrası TIMI akımı, TIMI kare sayısı, no-reflow gelişmi ve mortalite değerlendirildi.

Gereçler ve Yöntem: Çalışmaya 2007-2008 yıllarını kapsayan, STEMI’li, ağrısının ilk 12 saati içindeki 121 hasta dahil edilmiştir. Açlık kan şekerinin >120 mg/dl olması, 2 saatlik şeker yükleme testi >200 mg/dl olması veya sadece geliş kan şekeri >140 mg/dl olması hiperglisemi olarak kabul edilip hastane içi, 1 yıllık mortalite, no-reflow gelişimi, PTKA/stent sonunda TIMI akımı ve TIMI kare sayısı araştırılmıştır. No-reflow tedavisinde hekimin seçimine bağlı olarak intra koroner ola-rak kombine veya tek başına nitroprusid, adenosine, adrenalin ve tirofiban kullanılmıştır. Bulgular: Hastaların takip süresi otalama12.86±6,43 aydır. Yaş ortalaması 59.37±11.8 yıldır. Tirofiban 78 hastada (%64.5) kullanılmıştır. İnfarkttan sorumlu arterler sırası ile LAD 55 hastada (%45.5), CX 18 hastada (%14.9), RCA 45 hastada (%37.2), yan dal 1 hastada (%0.8), safen gref-ti 2 hastada (%1.7) şeklindedir. Geliş glukoz seviyesi >140 mg/dl ve diyabegref-tik olan hastalarda no-reflow, hastane içi mortalite ve 1 yıllık mortalite istatistik olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. TIMI akımı ve kare sayısı diyabet ile ilişkili bulunmamıştır (Tablo 1). Sonuç: ST elevasyonlu primer PTCA yapılan hastalarda yoğun olarak glikoprotein IIbIIIa kulla-nımına rağmen, diyabet varlığı veya sadece geliş kan şekerinin >140 mg/dl olması no-reflow, hastane içi mortalite, 1 yıllık kardiayak mortalite ile ilişkilidir. Kan şekerinin daha sıkı kontrolü ve no-reflow ile daha etkili mücadelenin mortalite ve koroner akımına etkisi araştırılmalıdır.

[P-070]

Effect of no-reflow development of blood glucose and diabetes at

Effect of no-reflow development of blood glucose and diabetes at

Department of Cardiology, TDV 29 Mayıs Hospital, İstanbul;

1

Department of

Cardiology, İstanbul Medicine Faculty of İstanbul University, İstanbul

Tablo 1. Kan şekeri durumuna göre hastaların karakteristikleri

Diyabetes mellitus Diyabetes mellitus p Glu<140 Glu>140 p

(n=34) (n=87) (n=57) (n=64)

No-Reflow, (41/140), %29.28 14 (%41.2) 27 (%25.3) <0.0001 10(%17.5) 26 (%40,6) <0.0001 İşlem sonu TIMI akım 2.56±0.61 2.66±0.71 0.48 2.74±0.61 2.53±0.73 0.0995 İşlem sonu TIMI kare sayısı 27±19.9 28.54±25.87 0.75 25.96±23.94 30.02±24.60 0.36 Hastane içi mortalite n, % 4 (%11.8) 2 (%2.3) <0.0001 0 6 (%9.4) <0.0001 1 yıllık mortalite 5 (%14.7) 4 (%4.6) <0,0001 0 9 (%14.1) <0.0001

[P-071]

Akut yaygın anterior miyokard infaktüsü geçiren bir olguya aynı

anda iki 6F sol Judkins kılavuz kateterle yapılan primer perkütan

koroner girişim

Kanber Ocal Karabay

JFK Hastanesi Kardiyoloji Bölümü, İstanbul

Primer perkütan koroner girişim (PKG) akut miyokard infarktüsünde tercih edilen bir reperfüzyon tedavi yöntemidir. Bifurkasyon lezyonları PKG vakalarının %15-20' sini oluşturmaktadır. Geleneksel olarak 7F kılavuz kateterler bifurkasyon lezyonlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Biz akut yaygın anteriyor miyokard infaktüslü bir hastada farklı bir yöntem uyguladık. Suçlu damarda ortaya çıkan bifurkasyon lezyonuna müdahale ederken daha önceden tanımlanmış bir teknik olan iki adet 6F kılavuz kateterini aynı damara aynı anda yerleştirip son "kissing balon" yaparak işlemi başarılı bitirdik. Burada sunduğumuz 81 yaşında, yaş dışında bilinen kardiyak risk faktörü olmayan erkek hasta 3 saatlik gögüs ağrısı ile hastanemize başvurdu. EKG'de atriyal fib-rilasyon, V1-V6 derivasyonlarında ST yükselmesi ve inferiyor derivasyonlarda ST depresyonu mevcuttu. Hasta acilen anjiyografi laboratuvarına alındı. Burada 6F sağ diyagnostik kateterle yapılan sağ koroner anjiyografisinde sağ koroner arter (RCA) proksimalinde orta dercede darlık ve orta ve distal segmentte arteriosklerotik değişiklikler mevcuttu (Resim1). Daha sonra 6F sol kılavuz kateterle yapılan sol sistem anjiyografisinde sirkümfleks arter ve birinci obtuse margin dalında ciddi darlıklar yanında sol ön inen arterin (LAD) ostiyumdan total tıkalı olduğu gözlendi (Resim2,3). Bunun üzerine LAD distaline kılavuz tel yerleştirildi. LAD ostiyumuna 3,0x12 mm liberte marka stent 18 atm de yerleştirildi (Resim4). Reperfüzyon sonrası yapılan sol sistem anji-yografisinde klavuz telin iyi gelişmiş birinci diyagonel dal (D1) distalinde olduğu gözlendi. Ardından Asahi intermedier kılavuz tel LAD distaline yerleştirildi. Daha sonra sol femoral artere 6F sheet yerlestirildi ve sol 6F klavuz kateter LMCA ostiyumuna burada bulunan diğer katetere komşu olarak yerleştirildi (Resim5). Ardından D1 distaline PT-2 kılavuz teli yerleştirildi. Sonra LAD'ye 3,0x12 mm ve D1 ostiyumuna 2,5x18 mm balonlar yerlestirilerek son kissing balon 10 atm de 3 defa tekrarlandı (Resim6). Yapılan kontrol injeksiyonda LAD ve D1 dallarında rezidü darlığın olmadığı TIMI 3 akım gözlendi (Resim7). Bu vakamızda geleneksel yöntem olan 7F kateterle kissing balonun aksine, iki adet 6F kılavuz kateterle son kissing balon uyguladık. LMCA ostiyumunda ciddi hastalık olmaması ve LMCA çapının geniş olması iki kılavuz kateter kullanıl-masına imkan vermiştir. Bu sayede kılavuz tel dolaşması veya yetersiz arka destek gibi sorunlarla karşılaşmadık. Aynı zamanda bu yöntemin gerektiğinde üçlü kissing bolona imkan sağlaması bu tekniğin bir diğer avantajıdır. Kritik vakalarda koroner arter içindeki mevcut kateter ve kılavuz teli risk etmemek veya 7F kılavuz kateterin bulunmaması durumunda bu yöntemle iki 6F kılavuz kateterle başarılı bir şekilde kissing balon yapılabilir. LMCA ostiyumunda diseksiyon, kasık prob-lemleri ve kanama sorunları ise bu tekniğin neden olabileceği sorunlardan bazılarıdır.

[P-071]

A primary percutaneous coronary intervention performed

simultaneously with two 6F left Judkins guding catheters in a

patient suffering from an acute anterolateral myocardial infarction

Kanber Ocal Karabay

Department of Cardiology, JFK Hospital, İstanbul

Primary PCI is a prefered reperfusion therapy for acute myocardial infaction. Bifurcation lesions acount for %15-20 of percutenous coronary interventions. Traditionally, 7F guiding catheters are usually chosen for these complex lesions. However, we succesfully treat a bifurcation lesion with a different tecnique in a patient suffering from acute anterior myocardial infarction. This lesion was treated successfully with a previously described technique in which two 6F guiding catheters engaged in the same ostium simultenously for final kissing baloon in a patient suffering from acute anterior myocard infarction. He was 81 years old male patient presented with chest pain for three hours. Patient had no conventional risk factors except his old age. His ECG showed ST elevation in V1-V6 and ST depression in the inferior leads. The patient was transfered to our catheter labo-ratory for the purpose of a primary PCI. Right system angiography showed a moderate stenosis in the proximal part of RCA and some atherosclerosis changes in midportion and distal segment of RCA (fig1). Afterwards, left system angiography performed with 6F left Judkings catheter which showed a totally obstructed left anterior descending artery (LAD), and significant stenosis in midportion of circumflex artery (CFX) and its moderate-sized obtuse margin branch (fig 2,3). A pt-2 guidewire placed into the distal part of LAD. A 3.0x20 mm liberte stent implanted at 18 atm to the ostium of LAD (fig 4). After the reperfusion, we realized that the guidewire was in the well-developed first diagonel branch (D1). An Asahi intermedier guidewire placed into the distal part of LAD. A 6F sheet placed in left femoral artery and 6F left guiding catheter placed in the ostium of the left main next to the other 6F guiding catheter (fig 5). A PT-2 guidewire was then placed in to the distal part of D1 through the second guiding catheter. Kissing baloon with 3.0 x12 baloon for LAD and 2.5x20 mm baloon for D1 was performed at 10 atm three times (fig 6). Control angiography showed TIMI 3 flow for LAD and D1 without any residual stenosis (fig 7). In this case, we performed kissing baloon with using two 6F guiding catheter in contrast to using a 7F guiding catheter alone. A large LMCA ostium without mild to moderate stenosis in our case was essential for introducing two 6F guiding catheters simultaneously. Using two 6F catheter provides very well back up, two different lumens for guidewires, baloon and stents. As another advantage, it also gives permission to kissing baloon for three vessels at the same time. This technique might also be prefered to not risk the present guiding catheter and position of the guidewire in critical cases, or to perform a successful final kissing baloon with two 6F guiding catheters when a 7F guiding catheter was not available. However, this technique may cause some complications such as coronary dissection, groin problems and increased bleeding.

Benzer Belgeler