• Sonuç bulunamadı

2.3. MERKEZ BANKALARININ BAĞIMSIZLIĞI

2.3.2. Avrupa Merkez Bankası (ECB)'nın Bağımsızlığı

Dünya genelindeki diğer ülkelerin merkez bankalarında olduğu gibi ECB’nin de kuruluşundan itibaren temel amacı Euro alanında fiyat istikrarını korumak ve bunun için ise ortak bir para politikası belirlemektir. Resmi açıdan Euro politikasını ise 1 Ocak 1999 tarihinden başlayarak yürütmeye başlamıştır (Gediz ve Sağın, 2015: 106). ECB kuruluşunda politika yapıcılarının AB’ye üye olan ülkelerin hükümetlerinden ve AB’den bağımsız bir şekilde hareket etmesi sağlanmıştır. Maastricht Antlaşmasında amaç yalnızca ECB’nin bağımsızlığını sağlamak değil aynı zamanda da ulusal merkez bankalarının Euro sistemine katılmaları için de bağımsız olmalarını ön şart olarak talep etmektedir (Öztürk ve Eşsiz, 2012: 77). "Ayrıca para politikasının en önemli özelliği ise bölünemez oluşu özelliğini taşımasıdır. Bu kapsamda ortak bir para politikasının uygulanmasında merkezi bir karar almanın ve ortak kurallar bütününden oluşan bir sistemin gerekliliği sonucunda, milli merkez bankalarından oluşan AMBS oluşturulmuştur. Oluşturulmuş olan milli merkez bankaları AMBS’nin birer parçası olarak önemli bir rol üstlenmekte ve bu sebeple üzerlerine düşen görev gereği AMBS’nin gerektirdiği koşullarda ve aynı ölçüde bağımsızlığa sahip olması gerekmektedir" (Turna, 2014: 50). Bu kapsamda ECB’nin bağımsızlığına oldukça özen gösterilmiştir. Bu çerçevede ECB’nin kurumsal bağımsızlığı gerek Maastricht Antlaşması’nda gerekse ECB’de yer alan maddelerle sağlanmaya çalışılmıştır (Gediz ve Sağın, 2015: 107). ECB’nin bağımsızlığının temel dayanağı olan anlaşma Maastricht Antlaşmasıdır. Maastricht Antlaşmasının getirdiği yasal düzenlemeler sayesinde AMBS dünyada en bağımsız merkez bankalarından birisi konumuna gelmiştir (Yılmaz, 2006: 77). "Maastricht Antlaşmasının 108. Maddesinde “Yetkilerini kullanırken, görev ve sorumluluklarını yerine getirirken ne ECB, ne ESCB ne de bunların karar organları, topluluk karar ve organlarından üye devlet hükümetlerinden veya herhangi bir kuruluştan talimat almazlar. Topluluk kurum ve organları ile üye devlet hükümetleri, bu bahsi geçen maddelere uyacaklarını ve ECB’nin ya da ESCB’nin karar verme

81

organlarının, görevlerini yerine getirirken etkilemeyeceklerini taahhüt ederler biçiminde belirtilerek ECB’nin kurumsal bağımsızlığı böylece sağlanmıştır" (Altuntaş, 2012: 80).

ECB’nin bağımsızlığı fiyat istikrarının pozitif yönlü bir biçimde sürdürülebilir olabilmesi için oldukça önem arz etmekte olup ECB’nin amprik delilleri ve geniş teorik analizleri tarafından desteklenmiştir. ECB bağımsızlığının gerek antlaşma çerçevesinde gerekse Tüzük kapsamında kurumsal çerçevesi belirtilmiştir. ECB’nin bağımsızlığına yönelik hükümleri şöyledir (Turna, 2014: 50):

 Kişisel bağımsızlığın sağlanabilmesi adına üst düzey yöneticilerin görev süreleri ile görevden alınma şartları Statünün 14.2. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre Ulusal Merkez Bankaları başkanlarının görev sürelerinin beş yıldan az olamayacağı ifade edilmiştir. Böylece Ulusal Merkez Bankaları (NCB)’lerin başkanlarının bağımsızlığı statü ile güvence altına alınmıştır. Bir MB başkanlarının beş yıldan daha uzun süre ile göreve getirilmesi durumunda ise kişisel bağımsızlığı arttıracağı ve uygulanan para politikasının istikrarının daha da güçlü kılınacağı düşünülmektedir (Yazgan, 2003: 124). Ayrıca ECB’nin yönetim kurulu üyelerinin görev süresi sekiz yılda bir olacağı ve seçilen kişinin sekiz yıllık görevinin sonunda tekrar seçilemeyeceğinin de 108. Maddesinde belirtilmiştir (Gediz ve Sağın, 2015: 107).

 Maastricht antlaşmasının 104. Maddesine göre ECB ve Ekonomik Parasal Birliğe üye ülkelerin ulusal merkez bankaları AB’ye dâhil kuruluşlara, merkezi hükümete, kuruma kredi tanıması, açık hesap sunması yasaklanmıştır (Turna, 2014: 50).

 Maastricht anlaşmasının 105. Maddesiyle Statü’nün 2. Maddesinde açık bir şekilde ESCB’nin temel amacının fiyat istikrarını korumak olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca buna ilave olarak bu amaca ters düşmemek kaydıyla topluluk amaçlarını gerçekleştirmek için katkıda bulunulabileceği belirtilmiştir. ECB’nin fiyat istikrarını sağlarken birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi hükümetle birlikte enflasyon hedeflemesi gibi bir çalışma yer almamaktadır ayrıca ECB tarafından da, enflasyon tahmini yayınlanmamakta ve örtülü ya da açık enflasyon hedefine dair bir zaman aralığı da belirtilmemektedir (Altuntaş, 2012: 81). ECB ile birlikte milli merkez bankalarının da temel hedefi vardır. Söz konusu 105. Maddede milli merkez

82

bankalarının hedefleri AMBS için tanımlanan hedeflerle uyum sağlanması gerektiği öngörülmüştür (Turna, 2014: 50).

 Merkez bankaları amaçlarını gerçekleştirirken çeşitli araçları kullanmaktadır. ECB’nin başkan yardımcısı ve yürütme kurulu üyeleri fiyat istikrarı için kullanılacak politika araçlarını belirlemektedir. Politika araçlarını belirlerken hiçbir kurum ve kuruluş baskı yapamaz (Altıntaş, 2012: 82).

 Ayrıca MB’lerin para politikalarını etkili bir şekilde uygulayabilmelerinin en önemli olmazsa olmaz koşullarından birisi de finansal açıdan bağımsız olmalarını güvence altına alan hukuki dayanak ve kuralların var olmasıdır (Yazgan, 2003: 136). ECB’nin finansal bağımsızlık kapsamında, ECB’nin mali düzenlemeleri AB’den ayrı tutulması, ECB’nin AB’nden ayrı bir bütçesi olması ve yine ECB sermayesinin Euro bölgesindeki UMB’ler tarafından üstlenilmesi bağımsızlığın ekonomik yönünü oluşturmaktadır (Turna, 2014: 50). Finansal bağımsızlık kapsamında AMBS Statüsünün 21.1. maddesinde, ECB veya UMB, Topluluk, kurum veya organlarına, üye devlet hükümetlerine, bölgesel, yerel veya diğer kamu otoritelerine, kamu hukuk düzeni içindeki diğer organlara veya kamu teşebbüslerine her ne amaçla ya da her ne şekilde olursa olsun kredi veremez şeklinde açık bir şekilde belirtilmiştir (Yazgan, 2003: 136-137). Maastricht Antlaşmasında ise 101. Maddesinde Finansal bağımsızlık için Eurosystem üzerinden kamu sektörüne kredi verilmesi yasaklanmış olup ekonomik ve parasal birliğin ikinci aşamasında yürürlüğe giren bu yasakla birlikte kamu sektöründen merkez bankasına gelen kamu borçlarının parasal finansmanı için hibe baskısına karşı kalkan olarak kullanılmıştır. Bu maddelerle birlikte ECB’nin yasal bağımsızlığı finansal yönden de korunmaya çalışılmıştır (Gediz ve Sağın, 2015: 107).