• Sonuç bulunamadı

2.4. İkna Kuramları

2.4.1. Aristotales Yaklaşımı

İkna hedeflenen insanların duygu ve düşüncelerini anlayabilme, hal ve davranış biçimlerini izleyip yönlendirmesine sağlayabilme, istek ve beklentilerine cevap verme ve tatmin edebilme gibi kuramlara bağlı olarak incelenmesidir (Gürüz ve Eğinli, 2008: 113-115).

Aristo’ya göre karşıdaki hedefe ikna edici bir mesaj iletilmek isteniyorsa mesajın etkili olabilmesi için üç ikna edici unsur vardır. Bu unsurlar akıl yürütme(Logos), duygu(Pathos) ve kaynak güvenirliliği(Ethos)’dır.

Aristo, Retorik adlı eserinde iknadan ve hitabetten bahsetmiştir. Aristo, retoriği belli bir durumda, var olan inandırma yollarına başvurma yetisi olarak adlandırmıştır. Aristo’ya göre Retorik yine herkes tarafından kullanılabilmektedir, çünkü bütün insanlarda var olan zaman zaman görüşlerini istişare etme ve doğrulama, kendilerini

savunma ihtiyacı ve başkalarının fikrine karşı çıkma girişiminde

bulunabilmektedirler (Yıldırım, 2008: 48).

Retorik kavramı genelde hitabet sanatı ya da güzel söz söyleme olarak bilinir ve ikna ispat kavramıyla bir bütünlük içerisindedir. “Retorik, verilmiş herhangi bir konu hakkında insanları ikna etmenin olası yollarını görme gücüdür” (Ross, 2002: 313). Aristoteles’e göre retorik soylu ve ciddi bir öneme sahiptir. Kötü yönlerin gizlenmesi ve iyi yönlerin ortaya çıkarılması yönünden ikna etme yöntemi olarak oldukça yaygındır (Meyer, 2009: 8).

Aristo, ikna konusunda artistik kanıtlar şeklinde adlandırdığı bir olgu üzerinde durmuştur. Aristo’ya göre artistik kanıtlar iknacının kontrolünde olan ikna sürecini yönetenin yaratım ve yönetimine bağlı olduğudur. Aristo artistik kanıtları üç bölümde ele almıştır (Yüksel, 2005: 21).

Ethos fiziki özellikleri içermektedir. Örnek olarak göz teması, jestler, mimikler, ses tonu, seçilen kelimeler, kaynağın tanıdık olması vb. bunların tamamı insanın karizmasını yani ethos’u oluşturmaktadır. Pathos ise, erdem, adalet, fazilet gibi duygusal çekicileri oluşturmaktadır ve hislerle bağlantısı mevcuttur. Ölçülü olmak, cömertlik, hoşgörü, bilgelik, nezaket gibi özellikler pathos’u kapsamaktadır. Logos ise mantıksal çekiciliğin kapsamında olan kavramdır. İkna süreci içerisinde bireylerin olaylara ve olgulara mantıklı bakabilmelerini ve bu doğrultu düzeyinde güvenilir kararlar alabilmesini etkileyen kavramdır. Artistik olmayan kanıtlar ise iknacının kontrolünün dışındaki durumları kapsamaktadır. Örnek olarak iknanın hangi ortamda gerçekleştiği, konuşmacının fiziksel çekiciliği gibi özellikler verilebilir (Yüksel vd., 2012: 21-23). Kısaca açıklanan bu üç unsur Ethos, Pathos ve Logos başlıkları altında açıklanacaktır.

2.4.1.1. Ethos- Güvenilirlik

Konuşmacı, konuşması sayesinde oluşturduğu ikna edici karakteri görünüşü olarak kabullenmekte ve Aristo bu karakter sahibinin, hem konusu hakkında bilgi içerikli olmasını hem de yardımsever görünmesi gerektiğini söylemiştir (Sönmez, 2008:119).

Ethos, konuşmayı yapan kişinin, izleyiciler tarafından dinlenip algılanma süreci olarak da ifade edilmektedir. Konuşmacının mesajı iletirken kullandığı ses tonu, mimik ve jestler, sözcükler, göz teması kurup kurmaması da iknayı belirleyen önemli özelliklerdendir. Konuşmacının güvenirliliğini etkileyen bir diğer kavram organizasyondur. Etkileyici bir anlatım dışında konuşmanın planlanması konuşmacının güvenirliliğini etkileyen bir unsurdur. Aristoya’a göre konuşmacılar seyirciler tarafından kabul edilebilirliklerini zeki olması, ahlaklı ve iyi bir şekilde sunum yapmalarına bağlamıştır. Kişi konu hakkında çok fazla bilgiye ve uzmanlığa

sahip değildir. Konuşmacının ethosu ya da güvenilirliği sağlaması da ikna için yeterli sayılabilmektedir (Seymanoğlu, 2009: 74).

Kişilerin konuşma sırasında birbirlerinden etkilenmesi ethos’u etkileyen bir boyuttur. Kişiler belirli başlı şeylerde ikna sürecine girerler ve bunun temelinde güvenirlilik yatmaktadır. Kişiler için konuşmacı tanınmayan bile olsa gördüklerinden dolayı ikna süreci başlar. Başka boyutlar konuşmacının şekli, davranışları, tutumları, ses tonu oluşturmaktadır (Kasar, 2016: 107).

2.4.1.2. Pathos - Duygu

Pathos Yunancada duygu anlamına gelmektedir. Dinleyicilerin duygularına karşılık gelmektedir. Aristo’nun Retorik’inde konuşmacı, dinleyicinin duygularını harekete geçirerek duygu aşılama işlemine Pathos olarak aktarır. Bu duyguları, mecaz veya hikâye anlatımı kullanılarak konuşma tarzında kapanış parçası olarak kullanılabilirler. (Yıldırım, 2008: 51).

Pathos, kişinin sahip olduğu hislerle ve tutkularla bağlantılıdır ( Thompson, 1998). Pathos, hisleri temel almaktadır. Hoşa giden istekler ve tutku üzerine yoğunlaşır. Günümüzde psikolojik durumlar adı altında incelenmektedir. İknacı, dinleyicinin hislerini iyi belirlenmesine ve buna artistik kanıtlar oluşturması, iknacının başarısında büyük bir öneme sahip olacaktır. Aristo zamanının “fazilet” içeriği ile günümüz arasında fazla bir fark yoktur. Bu içeriğin sıralaması şöyledir: Adalet, sağduyu, cömertlik, cesaret, ölçülü olmak, hoşgörü, nezaket, akıllılık-bilgelik (Zıllıoğlu, 2001: 88).

2.4.1.3. Logos- Akıl Yürütme

Logos, mantıksal olan yaklaşımı kapsamaktadır. Mantıksal yaklaşım, kişinin neden duygusunu çekici hale getirmeyi amaçlamaktadır. Akıl yürütme tekniğinden olan gerçeklik ve sayısalın dışında iki ana yürütme tekniği kullanılmaktadır. Bunlardan biri tümden gelime dayanan akıl yürütmedir. Genelden özele doğru bir süreç izleyen tümdengelim, halk arasında en çok kullanılan akıl yürütme yöntemidir. Örneğin, tüm canlılar ölümlüdür. İnsanlarda ölümlüdür, Esma bir insandır, Esma da

ölümlüdür. Mukayese yaparken tümdengelim evrelerinde açıklık sağlanmalıdır. Bu süreçlerden sonra genelleştirme izlenir (Gürüz ve Eğinli, 2008).

Çüçen Logosu, konuşma, doğru söz, açıklama, us, anlam, düşünce, yöntem, ilke ve bilim anlamlarına gelmektedir. Felsefe tarihinde ilk defa Herakleitos, Logosu felsefesinin temel ilkesi yaparak varlığı yani evreni logosla anlamlandırmıştır. (Yıldırım, 2008: 51). Logos, ikna sürecinde yer alan insanların mantıksal olarak yeterli olmaları olay ve olgulara mantıklı bakışlarıyla ilgilidir. İknayı gerçekleştirmek isteyen kişi alıcı ve dinleyici döngüsüyle bilgi sürecini en mantıksal yolla değerlendirip, karar varma noktasında kendine güvenmelidir. Aristo bu bilgiler doğrultusunda çıkış noktasını kıyas kavramıyla bir araya getirerek ele almıştır. Karşılaştırma süreci belirli evrelerden geçmektedir. Herhangi bir konuda ortaya konulacak kıyas ilk önce büyük bir varsayımın varlığıyla başlar (Yüksel, 2005: 22).

Benzer Belgeler