• Sonuç bulunamadı

OVALAR VE ALÜVYAL VADĠ TABANI DÜZLÜKLERĠ

4. Ġnceleme Alanının Uygulamalı Jeomorfolojik Özellikler

4.1 Arazi Kullanımı

İnsan-ortam etkileşiminin araştırılması Coğrafya‟nın ve coğrafyacının temel amacıdır. Fiziki coğrafya faktörleri (iklim, bitki örtüsü, yerşekiller gibi) insanların yaşamlarını derinden etkilemekte, insanlar da en iyi yaşam koşullarına erişmek için doğal ortamdan yararlanmaya çalışmaktadır. Bu yararlanmanın özelliklerini; sahayı kullanan insanların eğitim düzeyleri, kültürel birikimleri, gelir seviyeleri gibi sosyal ve ekonomik şartlar belirlemektedir.

Mürvetler Deresi Havzası‟nda artış gösteren nüfusun ihtiyaçları ile havza içindeki doğal kaynaklar arasında direkt bir etkileşim bulunmaktadır. Bu etkileşim genel olarak doğal kaynakların tahrip edilmesi yönündedir. Ancak sınırlı doğal kaynakların amacına uygun şekilde kullanılması, ekolojik dengenin korunması açısından önem taşımaktadır (Tellioğlu, 2001).

İnceleme alanında mera alanlarının az olması (24.5 km²) bu alanlar üzerindeki baskıyı arttırmış ve meralarda aşırı otlatma sonucu tahribat kendini göstermiştir (Harita 10). Ayrıca sahada Üst Miyosen aşınım düzlükleri üzerinde (400-500 m seviyeleri) orman ve meralık arazılerden kazanılmış alanların tarım arazisine dönüştürüldüğü tespit edilmiştir. Bu araziler bugün şiddetli erozyon tehlikesi altındadır.

İnceleme alanında sulu tarım arazisi sadece Mürvetler ovasında ve Koca Dere‟nin Şamlı ile Halkapınar arasında genişleyen vadi tabanında görülmektedir. Mürvetler ovasının çevresinde yer alan alçak kademe düzlükleri üzerinde ise kuru tarım faaliyetleri sürdürülmektedir (Harita 10).

Havzada temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Koyun, keçi ve sığır yetiştiriciliği yaygın olarak yapılmaktadır. Fakat sahadaki mera alanlarının yetersizliği, düzensiz ve rastgele otlatma, tahıl yetiştiriciliği için tarlaya dönüştürülmesi v.b sorunlar hayvancılığın verimini düşürmektedir. Özellikle Yaylaköy ve Taşkesiği köylerinin bulunduğu alanlarda yer alan tarım arazileri ormanlık alanların tahrip edilmesiyle

76

oluşturulmuştur. Eğim değerlerinin %10-25 arasında olduğu bu alanlar şiddetli erozyon tehlikesi altındadır. Ayrıca Taşkesiği köyü ile güneydoğusundaki Armutlugöl Tepe (472 m) arasındaki sahada meydana gelen orman yangını bu alanların da erozyona açık hale gelmesine neden olmuştur.

Ormanların tahrip edilmesi veya orman açma ile kazanılan arazi, tarımsal faaliyetler ve otlaklar için kullanılmaktadır. Ormanların ortadan kaldırılmasıyla oluşan açık araziler Antropojen step alanları durumundadır. Antropojen steplerde aşırı otlatmaya bağlı olarak otlakların verimi azalmıştır. Sahada otlak olarak kullanıma uygun alanlarda veya ormandan yoksun alanlarda bazı tedbirler alınarak bu sahalar üzerindeki baskı azaltılabilir. Örneğin, yörede besi hayvancılığı ve yem bitkisi yetiştiriciliği desteklenebilir.

Tablo 14: Mürvetler Deresi Havzası’nda Arazi Kullanım ġekillerinin Kapladığı Alan ve Yüzde Oranı

Kılanlım ġekli Kapladığı Alan (km2) Oranı (%)

Sulu Tarım 23,6 7,56 Kuru Tarım 158 50,64 Mera 24,5 7,85 Fundalık 83,6 26,78 Orman 18,8 6,02 Çıplak Alan 3,5 1,12 TOPLAM 312 100

ġekil 12: Mürvetler Deresi Havzası’nda Arazi Kullanım ġekillerinin Kapladığı Alan ve Yüzde Oranları Diyagramı

%26,78

%6,02 %1,12 %7,56

%50,64 %7,85

Sulu Tarım Kuru Tarım Mera

77

İnceleme alanında arazi kullanım şekillerinin kapladığı alanları gösteren Tablo 14 ve Şekil 12 de görüldüğü gibi kuru tarım arazileri oldukça yaygındır (158 km²). Buna karşılık sulu tarımın yapıldığı yerler Mürvetler Ovası ve Koca Dere‟nin genişleyen vadi tabanıyla sınırlı kalmıştır. Bu alanlar inceleme alanının sadece %1,12 lik bir kısmını oluşturmaktadır. Eğim değerlerinin genelde yüksek olduğu (%10-25 arası) inceleme alanında kuru tarım arazilerinin önemli bir kısmı şiddetli erozyona maruz kalmaktadır (Harita 10).

4.2 TaĢkınlar

Uygulamalı jeomorfolojik problemlerden bir diğeri de taşkınlardır. Taşkınlar genellikle eğim değerlerinin azaldığı buna karşılık akarsularda biriktirme faaliyetlerini arttığı alanlarda daha etkili olmaktadır.

İnceleme alanında eğim değerlerinin düştüğü Mürvetler Ovası ve Koca Dere‟nin Şamlı ile Halkapınar arasında genişleyen vadi tabanında taşkın riski taşıyan alanlar mevcuttur. Sahanın güneyinde yer alan Şamlı Göleti ve Kamçılı göletlerinin varlığı bu kesimlerdeki taşkın riskini azaltmıştır. Fakat sahanın kuzeyinde eğim değerlerini çok kısa mesafelerde artması, Koca Dere ve tabilerinin dar ve derin vadilerde (Taşkesiği Boğazında) akışını sürdürmesi, buna karşılık bu kesimde henüz bir barajın yapılmamış olması Mürvetler Ovası‟nda taşkın riskini arttıran faktörler arasında gösterilebilir.

Taşkınlar üzerinde relief özellikleri kadar iklim özelliklerinin de etkisi vardır. Özellikle sahada mevcut sağnak yağışların varlığı taşkın riskini arttırmaktadır. 1950- 1995 yılları arasında Balıkesir İstasyonunda kayda geçen 171 sağnak yağışın 126 sı Kasım ayından Mart ayına kadar olan 5 aylık dönem içerisinde gerçekleşmiştir (Koç, 2000). Bu sonuca göre inceleme alanında Kasım – Mart dönemi taşkın riskinin arttığı dönem olarak ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde zeminin suya doygun olduğu da düşünülürse risk bir kat daha artmaktadır (Şekil 8).

Mürvetler Deresi‟ne ait maksimum akım değerlerine ilişkin verileri, D.S.İ. 25. Bölge Müdürlüğü tarafından kurulan Mürvetler Akım Gözlem İstasyonu sağlamaktadır. Akarsuyun akım miktarının ölçülmesine 1986 yılında başlanmıştır. 1986 -1997 yılları arasındaki çok kısa bir dönemi kapsayan gözlemlerin sonuçlarına göre havzada hemen

78

Tablo 15: Mürvetler Deresi’ne Ait Anlık Maksimum Akım Değerleri. (Mürvetler

AGĠ verileri, 1986-1997). No YIL Anlık Maksimum Akım( m3/s ) 1 1986 160,00 2 1987 100,00 3 1988 48,00 4 1989 80,00 5 1990 78,00 6 1991 96,00 7 1992 114,00 8 1993 41,00 9 1994 98,00 10 1995 72,00 11 1996 151,00 12 1997 44,00

ġekil 13: Mürvetler Deresinde YaĢanan Maksimum Akım Değerleri (1986- 1997). 0 20 40 60 80 100 120 140 160 180 .1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997. YILLAR A K IM ( m / s)

79

hemen her yıl en az bir anlık maksimum akım yaşanmaktadır. Bunlardan en şiddetlisi 1986 yılında yaşanmıştır. Bu taşkın esnasında, Mürvetler Deresi‟nin debisi 160 m3

/s ye kadar ulaşmıştır (Tablo 15, Şekil 13). Yine 1996 yılında akarsuyun akımı 151 m3

/s ile en yüksek ikinci değerine ulaşmıştır. Akım değerlerinin çok yüksek değerler göstermemesi akarsuyun Kocaçay‟ın tabisi olması ve su toplama havzasının çok geniş olmaması ile yakından ilgilidir.

İnceleme alanında taşkın riskinin çok yüksek olmaması bundan sonraki yıllarda da taşkınların yaşanmayacağı anlamına gelmez. Ayrıca Mürvetler Deresi‟ne ait akım değerlerinin çok kısa bir dönemi kapsaması (12 yıl), yapılan çalışmaların güvenilirliğini azaltacaktır. Bu sebeple daha uzun dönemlere ait ölçümler yapılmalıdır.

Benzer Belgeler