• Sonuç bulunamadı

Aralık 1917 Erzincan Mütarekesi

1914 Kasım’ında Rusya ile başlayan harp durumu, Rusya’da ihtilalin çıkmasına kadar devam etmiştir. İhtilalle birlikte Rusya’da şartalar kötüleşmiş ve Rus ordusunun Kafkasya Cephesinde muharebe etmesine imkan kalmamıştır. Dolayısı ile ihtilalin en büyük etkisi Kafkasya cephesinde olmuştu. Bu dönemde bölgedeki Türk odrusunun durumu da çok kritikti. İhtilalin başlamasına kadar büyük bir askeri harekat yapılmamıştı. Cünkü III. Ordu’nun durumu, büyük bir saldırıya elverişli değildi. Ordunun mevcudu az, yiyecekleri nıksan, elbise, teçhizat ve cephaneleri yetersizdi.1

Rusya’da çıkan ihtilal Türkiye için fırsattı, bu fırsattan yararlanmak isteyen Vehip Paşa Rusya’ya mütareke teklifinde bulunmuş, her ne kadar olumlu bir cevap almamışsa da, Rus halkının sulh taraftarı olduğunu öğrenmesi onun için büyük bir fırsat olmuştu. Yukarıdan aşağıya doğru yapılan baskıyı ortadan kaldırmak amaçıyla cephenin çeşitli yerlerinde bulunan Rusları, mütarekeye dahil olan asker terhisine de başlandığından bahisle, cephedeki Rus askerini düzenden, intizamdan çıkaracak, cephe kumandanlarını bu şekilde mütarekeye mecbur etmeye kara vermişti2.

Rus ihtilalinin yaygınlaşmasıyla birlikte İttifak Devletlerine mütareke teklifinde bulunmuştu. Dışişleri Bakanı Troçenko da gazetelere verdiği beyanatda, genel bir sulhe taraftar olduklarını açıklamıştı3. Özellikle sulh esaslarının kararlaştırılmasına kadar şimdilik cephede bir mütareke ile filen tespitine karar verilmiş ve her iki taraf mütareke müddetince birliklerini takviye etmeyecek ve diğerlerine karşı bir taaruz hazırlığı, düşmanca harekette bulunmayacak ve birliklerin değiştirilmesi, iskanı hususlarında serbest kalacaklardı4.

Almanya Rusya'daki ihtilaldan yararlanarak, Geçici hükümet ile barış görüşmelerinde bulunmak için Mayıs 1917'de İsviçreli bir Sosyalist olan Grimm'i Rusya'ya göndermişti. Grimm'in gözlemleri Rusya'da herkes barış istediğinden, Almanya Rusya'ya karşı saldırı yapmazsa barışın gerçekleşeceği yönünde idi. Fakat Rus Geçici Hükümeti, Almanya'nın barış eğilimine rağmen, savaşa devam kararı almıştı.

1 Sanders, 1968: 183

2 ATASE 1916, 2921, 159/910: 1-53 ( naklen Dayı, Esin, 2003: 78) 3 İkdam 1917, 7288

Rus-Alman cephesinde savaş yeniden başlarken Türk-Rus Kafkasya Cephesi'nde ise Mayıs 1917'den sonra resmî olmayan bir mütareke yürürlüğe girmişti.

Fakat 7 Kasım 1917'de Petrograd'da iktidarı ele geçiren Bolşeviklerin bir gün sonra yayınladıkları “Barış dekreti” ile barış ümitleri yeniden doğmuştu.

22 Kasım 1917'de “Dörtlü İttifak” devletleriyle barış yapmak için müzakereler başlandı. Bolşevik hükümeti mütareke masasına Almanların karşısına Rusya'nın eski müttefikleri İngiltere ve Fransa ile birlikte oturmak istiyordu. Fakat bu devletlerin herhangi birinden yanıt alamayınca tek başına mütareke akdetmek için 26 Kasım 1917 tarihinde Alman ordularının Doğu Cephesi Komutanlığına başvuruda bulundu1.

Rus-Alman cephesinde ateşkes için görüşmelerin başladığından haberi olmayan Vehip Paşa tarafından 4 Aralık 1917'de Kafkasya Ordusu Başkumandanı Prjevalski'ye mektupta Kafkasya cephesinde ateşkes antlaşması için müzakereler başlatılmasını teklif ediyordu2.

Vehip Paşa'nın önerisini değerlendiren General Prjevalski, Güney Kafkasya (Transkafkasya) Komiserliği, müttefiklerin bu hareketten zarar görmemesi koşuluyla Osmanlı ordusu komutanlığıyla savaşı durdurmak için görüşmelere başlanması ve bu hareket hakkında İngiltere'de ve Fransa'da bulunan Tiflis temsilcilerine ve özellikle Musul Cephesindeki İngiliz ordu komutanlığına haber verilmesi kararı alınarak, Türk taraflarıyla görüşmelere gidecek heyetin kadrosu onaylandı3.

Müzakereler için seçilen Erzincan kentinde Kafkasya ordusu kurmay başkanı Tuğgeneral Vişinskiy başkanlığında Güney Kafkasya heyetinden 156, Gence piyade alayı kumandanı Berzenguri, Kafkasya ordusu karargâh temsilcisi albay Esadze. Kafkasya ordusu karargâh tercümanı ve askeri tarihçi Yüzbaşı Verdinskiy, Doktor B. Tevzaya, Askerler Şurası temsilcisi Aleksandr Smirnov ve işçiler şurası temsilcisi A. Cemalyan bulunmaktaydılar. Son üç kişinin heyete dâhil edilmesi Rus imparatorluğunda ihtilalın etkisini gösteriyordu4.

Türk heyeti ise 3. Ordu kurmay başkanı Albay Ömer Lütfi bey başkanlığında 3. ordu harekât şube müdürü binbaşı Hüsref Bey ve 3. ordu tercümanı yüzbaşı Yakup Bey'den teşekkül idi5.

1 Wheeler-Bennett, 1963: 83 2 Svanidze, 1996b: 172 3 Dokumentı 1919: 11 (belge 8) 4 Svanidze, 1996b: 174 5 Kurat, 1990: 332

4 Aralık'ta Erzincan'da başlayan, Türk-Rus mütareke görüşmeleri sonunda 18 Aralık 1917'de Erzincan mütarekesi imzalanarak; her iki ülkenin savaş durumuna son verilmişti.

Aslında, mütareke, Bolşevik Rusya ile değil, Güney Kafkasya temsilcileriyle yapılmıştı. Çünkü Bakü dışındaki tüm bölgeler Güney Kafkasyalıların elinde olup, Bolşevikleri tanımamakta idiler1.

Müttefiklerin herhangi birisi savaşa devam etme kararını alması durumunda, askeri faaliyetler başlamadan 14 gün önce karşı tarafa haber verilmeliydi. Müttefikler arasında 14 maddelik bir antlaşma imzalanmıştı. Bu antlaşmasının birinci maddesinde karşılıklı olarak tüm düşmanca hareketler durdurulacaktı. İkinci maddede ise Kurmay

haritası üzerinden Karadeniz'den Van Gölü'ne kadar uzanan sınır hattı tespit edilmeliydi. Yedinci maddede bu sınır hattı arasındaki tarafsız sahada her iki tarafın askeri ve sivil vatandaşlarının giriş ve çıkışları yasaklanacaktı. Özellikle, bu tarafsız sınır sahasında çok sayıda cinayet işleniyordu, bunun için iki taraftan inceleme yapmak için komisyon oluşturuldu. Ayrıca Türk kumandanlığı, Kürtlerin varılan antlaşmalarına uymalarını sağlamaları gerekiyordu. Kürtler tarafından düşmanca hareketler yapıldığı takdirde Rus kuvvetleri, kendi sınır hattı içindeki hiçbir yasa tanımayan Kürtlere karşı her türlü önlem alacaktı2. Bununla birlikte, taraflar genel

barış antlaşmasına varmak için görüşmelere devam edeceklerdi.

Böylece bir yandan mütareke hazırlıkları yapılırken, diğer yandan da Vehip Paşa cephede Rus askerinin mütareke hakkında nabzını ölçmek için cephenin çeşitli yerlerine, mütareke maddesinden bahs etmek üzere beyaz bayraklı görüşme memurlarını göndermişti. Bu memurlar , bazı yerlerde iyi, bazı yerlerde ise ateşle karşılanmışlardı3. Hatta alınan bir habere göre de; cephedeki Ermenilerin karşı

koymalarından dolayı Rus ordusu henüz mütareke görüşmelerine girişemiyordu4.

Dolayısıyla, Erzincan mütarekesi savaştan büyük zarar gören her iki taraf için de önemliydi. Kafkasya cephesinde varılan barış antlaşması hafif de olsa Türklerin savaş yükünü azaltmıştı.

1 Manvelichvili, 1951: 419

2 Dokumentı 1919: 19–21 (belge 14)

3 ATASE 1916, 151, 200/678: 108-109 (naklen Dayı, Esin, 2003: 86) 4 ATASE 1916, 151, 200/678: 108-110 ((naklen Dayı, Esin, 2003: 89)

Böylelikle, Güney Kafkasya'da Bolşeviklere yerel yönetim kurma olanağı sağlanmıştı. Aynı zamanda Erzincan mütarekesi, Güney Kafkasya tarafından imzalanan ilk uluslararası antlaşma olduğu için önemlidir.

Benzer Belgeler