• Sonuç bulunamadı

Okul Öncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden 4- 6 Yaş Çocukların Kişilerarası Problem Çözme Becerileri ve Bakış Açısı Alma Becerileri Arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?

Alt Problemler

1) Araştırma grubuna dahil edilen çocukların problem çözme becerileri ile algısal, bilişsel ve duygusal bakış açısı alma becerileri onların cinsiyetine göre faklılaşmakta mıdır?

2) Araştırma grubuna dahil edilen çocukların problem çözme becerileri ile algısal, bilişsel ve duygusal bakış açısı alma becerileri onların kardeşi olma durumuna göre farklılaşmakta mıdır?

3) Araştırma grubuna dahil edilen çocukların problem çözme becerileri ile algısal, bilişsel ve duygusal bakış açısı alma becerileri onların yaşlarına göre faklılaşmakta mıdır?

4) Araştırma grubuna dahil edilen çocukların problem çözme becerileri ile algısal, bilişsel ve duygusal bakış açısı alma becerileri onların yaşadığı çevrenin sosyo- ekonomik düzeyine göre farklılaşmakta mıdır?

1.4 ARAŞTIRMANIN AMACI

Bu araştırmanın temel amacı, Okul Öncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden 4- 6 Yaş Çocuklarının Kişiler Arası Problem Çözme Becerileri ile Bakış Açısı Alma Becerileri Arasındaki İlişkinin incelenmesidir.

Çocukların, cinsiyetlerinin, yaşlarının, kardeşi olma durumlarının ve sosyo ekonomik düzeylerinin onların kişilerarası problem çözme becerilerini etkileyip etkilemediğinin incelenmesi amaçlanmıştır.

Çocukların, cinsiyetlerinin, yaşlarının, kardeşi olma durumlarının ve sosyo ekonomik düzeylerinin onların bakış açısı alma becerilerini etkileyip etkilemediğinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.

1.5 ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ

İnsan yaşamında, sürekli bir takım sorunlar vardır ve bireyler bu sorunlarla baş etmek durumundadır. Eğitim, sağlık, trafik, ekonomi, çevre sorunları her an yaşanmaktadır. Bu sorunlar gündeme getirilmekte fakat sorunlara çözüm üretilememektedir.

Okul öncesi dönemde de çocuklar arasında sıklıkla çatışma yaşandığı gözlemlenmektedir. Çatışmalar, sınıf, yemekhane, öğretmen, müdür odası, koridor ve oyun alanlarında ortaya çıkmakta, lise, üniversite, tanışma toplantıları, seminer laboratuar ve yatakhanelerde kendini göstermektedir. Çatışmalar, hayatın gerçeği ve daimi öğrenme fırsatıdır. Çatışmalardan öğrenme ürünü çıkarmak eğitimcinin görevi olmaktadır (Girard ve Koach 1996:2).

Çocuklar genelde bu çatışmaları kendi yöntemleriyle çözmeye çalışmaktadır. Otoriteye başvurma, bağırma, vurma, kimi zaman ikna çalışmaları vb. denedikleri görülmüştür. Kimi çocuk ise daima sesiz kalmayı tercih etmektedir. Eğitimciler ise olayı son gördükleri şekliyle değerlendirmekte, problemlere geçici ve etkisiz çözümler

bulmaktadır. Çocuklara, kendi kendilerine problem çözme, düşünme, empati kurma konusunda katkı sağlayamamaktadırlar.

Çocuklar genel olarak hayat konusunda deneyimsizdirler ve okulda karşılarına çıkan pek çok ödevi ve talebi ağır ve belirsiz bulmaktadırlar. Alışık olmadıkları durumlar karşısında harekete geçme ve belirli unsurları ezberleme konusunda yetişkinlere göre daha sınırlı davranmaktadırlar. Burada söz konusu farklılıklar, bu durumlarda çocukların mantıksal işlemleri gerçekleştirme yeteneğinden yoksun olmalarında değil, durumları, deneyimsiz oluşlarından kaynaklandığı ifade edilmektedir (Wood, 2003: 67). Empati, öfke ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi anlamanın çocuklarda saldırganlığı çözmede etkili olduğuna inanılmaktadır (Strayer ve Robert, 2004:1). Kurdek ve Rodgon, algısal, bilişsel ve duygusal açıdan karşılarındaki insanın bakış açısını alamayanların, benmerkezci olup, dolayısıyla da onunla empati kuramayacaklarını ifade etmişlerdir (Akt: Dökmen, 2009: 164).

Empati ve öfkenin, çocukların prososyal davranış, saldırganlık ve sosyal ilişkilerinde önemli etkilere sahip olduğu düşünülmektedir. Empati ve öfke arasındaki ilişki çift yönlü olduğu, bir yandan öfke ve kişisel sıkıntı etkili olduğunda empatik yanıtların engellemekte olduğu ifade edilmiştir. Empatik çocuklar daha az sinirli olmaktadır. Bilişsel duygusal işleme modelinde, empatik çocukların daha az öfke yüklü yaşantıları olduğundan, kışkırtıldıklarında da daha az öfkeyle yanıt verdikleri ileri sürülmektedir (Strayer ve Roberts, 2004: 2).

Çatışma yaşanmasında, empati kurma, bakış açısı geliştirme becerileri önemli olmaktadır. Kişilerin karşısındaki bireylerin duygularını anlaması, kendisini onun yerine koyması, olayları onun bakış açısından görmesi, çatışma durumlarına yapıcı çözümler bulunmasına neden olacaktır.

Bu çalışma, çocukların kişiler arası problem çözme ve bakış açısı alma becerilerinin ne düzeyde olduğunu, birbirleriyle ve bazı değişkenlerle ilişkilerini ortaya çıkaracaktır. Çalışmanın sonunda, çocuklara, kişiler arası problem çözme ve bakış açısı alma becerisini kazandırma gereği ortaya çıkacağından, bu durumda da öğretmenlerin etkili sınıf yönetimi becerilerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.6 VARSAYIM

Bu araştırmada aşağıdaki varsayımlardan hareket edilmiştir.

Kullanılan OKPÇ Testi (Dinçer, 1995) çocukların kişiler arası problem çözme becerilerini, Bakış Açısı Alma Testi (Şener, 1996) çocukların algısal, bilişsel, duygusal bakış açılarını ölçmektedir.

Araştırmada kullanılan ölçüm araçları geçerli ve güvenilirdir. Araştırmaya katılan çocukların tümü 4- 6 yaş aralığında normal gelişim göstermektedir.

Çalışmanın yapıldığı, Ankara ili, Çankaya İlçesi’nde bulunan, Şen İkizler Anaokulu’nun üst sosyo ekonomik grubu, Etimesgut İlçesi’nde bulunan, Güvercinlik Gündüz Bakımevi’nin orta sosyo ekonomik grubu, Mamak İlçesi’nde bulunan, Manolya Anaokulu’nun alt sosyo ekonomik grubu temsil ettiği varsayılmaktadır.

1.7 ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI

Bu araştırma, Ankara ilinde, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden, normal gelişim gösteren, 4- 6 yaşlarında, 180 çocuk ile sınırlıdır.

1.8 TANIMLAR

Empati: Bir insanın kendisini karşısındakinin yerine koyarak onun duygularını

ve düşüncelerini anlaması olarak tanımlanmaktadır (Dökmen, 2009: 157).

Bakış Açısı Alma: Bir başkasının düşüncelerini, duygularını ve dünyaya ilişkin

sözel ve görsel bakış açılarını eş zamanlı olarak kavrama yeteneği olarak tanımlanmaktadır (Şener, 1996: 12).

Problem Çözme: Mevcut durumla erişilmek istenen amaç arasındaki boşluğun

(olanla olması gereken durum arasındaki farkın) algılandığı ve bunun yol açtığı gerginliği ortadan kaldırmaya yönelik çabaları içeren bilişsel ve davranışsal bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Öğülmüş, 2006: 10).

Prososyal Davranış: Prososyal davranış paylaşma, yardım etme, destekleme,

koruma ve ilgilenme gibi başkalarının yararını ya da yardımı amaçlayan gönüllü davranış olarak tanımlanmaktadır (Eisenberg, Strayer, 1987).

II. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR