• Sonuç bulunamadı

2. YÖNTEM

2.1 Araştırmanın Türü

Bu bölümde araştırma modeli, veri toplama araçları, veri toplama yöntemleri ve işlem basamakları yer almaktadır.

Bu araştırma tarama modelinde yapılmıştır. Öğretmen ve öğrenci görüşleri anket yoluyla toplanmıştır.

Demirel’e göre; insanlarla her yerde aynı eğitim olanakları sağlamak ve dünyadaki cehaleti yenmek gibi temel amacı olan Birleşmiş Milletler UNESCO teşkilatının girişimleri, Avrupa Topluluğu düşüncesinin gündeme gelmesi, diğer ülkelerle ikili ilişkilerin kurulması karşılaştırmalı eğitim çalışmalarına özellikle son 10 – 15 yılda büyük ivme katmıştır. Ancak karşılaştırmalı eğitim çalışmalarında yine de kimi güçlüklerle karşılanmaktadır. [19]

Karşılaştırmalı eğitim çalışmalarında o ülkenin eğitim sistemiyle beraber sosyal yapısını, tarihsel gelişimi gibi diğer koşullarını da iyi incelemek ve irdelemek gerekir. Çok değişik yapıya sahip ülkelerle karşılaştırma yapmak oldukça güç olmaktadır. Bunun için çalışmanın sınırını çok iyi belirlemek gerek. [19]

Eğitim terimleri ve kavramları üzerinde görüş birliği sağlamak güç olabilir. Örneğin temel eğitim, ilköğretim ve ilkokul kavramları ve süreleri farklı farklı kullanılmaktadır. İlköğretim ya da lise düzeyinde alınan diplomaların denkliğinin kabul edilmesi gibi. [19]

Ültanır’a göre [20], karşılaştırmalı eğitimin bir bilim olma sürecinde şu üç aşama yaşanmış ve bunu takip eden iki bilimsel atılım da bulgulara bağlı olarak çalışmalara yansımıştır. Önbilimsellik, Tarihsel Açıklayıcılık ve Deneysel Titizlik.

Bu aşamalardan doğan ve bunları takip eden en modern aşamalar ise İnterkültürel Eğitim Bilimi ve giderek XX. yüzyılın son çeyreğinde adını duyuran Akreditasyon ile Toplam Kalite Yönetimi (=eşkredilendirme) yaklaşımıdır.

Önbilimsellik döneminin ilkeleri:

- Yabancı öğretim kurumlarının taşınması veya taklit edilmesiyle kendi ülkesine ait olanın düzeltilmesine yönelik yaratıcı gayretler.

- Betimleyici – sınıflayıcı yöntemler.

- “Aydınlanma Dönemi” fikrinin yaratıcı mükemmelliğinden hareketle yabancı örneklerden bilgiler edinmek için eğitim amaçlı yurt dışı gezileri.

Tarihsel Açıklayıcılık dönemi: (1900 – 1950) bir temel fikri yönlendirmektedir: “Eğitim sistemi kendi ulusal evreni ile birlikte gelişir”. Yani, özellikle tarihsel ve sosyo – kültürel unsurlar bilimsellik kazanır.

Bu dönem çalışmalarının özellikleri diğerlerinden şu unsurlarla ayrılır:

- Kendi ulusunun ve yabancı ulusların eğitim kuruluşlarının tarihsel anlayış içerisinde karşılaştırılmasıyla elde edilen açık kataloglardan sıyrılma - Tek boyutlu sembolik yüzeylerden yapıların iç organizmalarına ve

ilişkilerine yönelik bakış.

Müşterek bir süreç sonuçta çok sayıda boyutlar aracılıyla yaşayan geniş ve yaygın bir ifade biçimi bulmuştur: “Eğitim ve öğretim sistemiyle ilgili konuların cetvel gibi yan yana getirilmesi değil, her şeyden önce çok boyutlu olan ve her şeyi bir arada gören bir bakış açısı gereklidir”.

Deneysel titizlik: XX yüzyılın başlarında daha fazla titizlik isteği zamanın semptomlarının bir diyagram olması ve istatistiksel yaklaşımların eğitime yöneltilmesini sağlamıştır.

İnterkültürel yaklaşım: XX. yüzyılın son çeyreğine, Karşılaştırmalı Eğitim Bilimi’nden hız alan ve onun yöntemlerini kullanan İnterkültürel Eğitim Bilimini yaratmıştır.

Akreditasyon: XXI. yüzyıla girişte ülkeler belirli birliklerde toplanmaya adeta kendilerini zorlamışlardır. Bu zorlama eğitinde kalite sorununu ortaya atmıştır. Parola ise “Eğitimde bir kalite yakalanmalıdır” ifadesidir. Bu kalite öyle bir kalitedir ki, eğitim ürünü (= mezunlar) üye ülkelerin belirli kuruluşlarınca denetlensin ve yönlendirilsin. Okulların akredite olması ve performanslarına ilişkin bazı sınırlar koyarak sorumluluğun okullarca üstlenilmesidir. Akreditasyon, kelime anlamı “yeterliliğin onaylanması” ya da “eş kredilendirme” demektir.

Karşılaştırmalı eğitim araştırmalarında genel olarak uygulanan dört temel yaklaşımdan bahsedilebilir. Bunlar yatay yaklaşım, dikey yaklaşım, problem çözme yaklaşımı ve örnek olay yaklaşımıdır.

Yatay yaklaşım da farklı eğitim sistemlerinin ayrı ayrı unsurları paralel bir şekilde bir bütün olarak incelenir [4]. Örneğin Bulgaristan’ın ve Türkiye’nin eğitim sistemleri, temel eğitim, ortaöğretim, öğretmen eğitimi, yükseköğretim gibi unsurları inceleyerek araştırılırsa yatay yaklaşım uygulanmış olur.

Dikey yaklaşımda ise tarihsel gelişim izlenir. Örneğin, Türk Eğitim Sistemi dikey olarak incelenirse sistemin tarihsel gelişimi araştırılır. Bu yaklaşım, karşılaştırmacı eğitimciyi, geçmişi irdelemenin yanı sıra geleceğe ait bazı tahminler yapmaya da yöneltir [4].

Erdoğan’a göre (2003) [4], problem çözme yaklaşımı herhangi bir eğitim sisteminde seçilmiş bir sorun için çözüm bulma amacıyla uygulanan teknik, problem çözme yaklaşımını ifade eder.

Bu yaklaşımda, eğitim maliyetleri, öğretmen statüleri, kadınların eğitim durumları, dil öğretim yöntemleri gibi sorunlar sistematik bir biçimde analiz edilir [20].

Örnek olay yaklaşımında bir ülkenin özel bir eğitim deneyimi incelenir. Yorum ve karşılaştırma yapılmaz, okuyucuya bırakılır [15].

Demirel’e göre (2000) [19], eğitime etki eden faktörler, karşılaştırmalı olarak incelendiğinde bunları doğal faktörler ve sosyal faktörler olarak iki aşamada ele almak gerekmektedir. Doğal faktörler arasında en önemlisinin coğrafi faktör olduğu ve çok farklı coğrafi özelliğe sahip ülkelerde eğitimin merkezileştiği görüşü üzerinde durulmaktadır.

Coğrafi faktörlerin eğitim uygulamalarına yansımalarını başka biçimlerde de görebiliriz. Örneğin, tarıma dayalı bölgelerde hasat dönemi okulların açılış ve kapanış tarihlerini etkilemektedir. Buna dayalı olarak kırsal alanlarda, üretime katkıda bulunmak için erken tatile girme yoluna gidilmektedir [4].

Sosyal faktörler ise daha farklı bir sınıflamaya tabi tutulmaktadır. Bu faktörler sırasıyla

- Demografik faktörler: Nüfuz artışı ve yapısı eğitimi etkilediği vurgulanmaktadır.

- Dil faktörü: Bir ülkede birden fazla dilin konuşulması, resmi dilin tek ya da iki dilde olması eğitimi de etkilemektedir.

- Din faktörü: Bir ülkede tek dinden fazla dinlerin bulunması da eğitimi etkilemektedir. Ancak eğitimde laiklik anlayışını yaygınlaştırmakla bu sorun çözümlenmek isteniyorsa da din faktörünün günümüzde de kimi ülkelerin eğitim sistemini etkilediği görünmektedir.

- Irk faktörü: Bu faktörün de eğitimi etkilemeye devam ettiği, ancak çözüm için öneriler üretildiği görülmektedir.

- Sosyal sınıf faktörü: Bu faktörün eğitime etkisi ortadan kalkmakla beraber kimi ülke eğitim sistemlerinde etkisi görülmektedir.

- Ekonomik ve teknolojik faktörler: Son yıllardaki teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler ve teknolojinin eğitimde yaygın bir şekilde kullanılması bu faktörü, eğitime etki eden en önemli faktör arasına sokmuştur [21].

Avrupa Birliği Eğitim Politikası:

Uluslar arası yakınlaşmanın baş koşulu, komşu ülkelerin yaşam biçimlerini anlamaya çalışmak, dillerini öğrenmek ve onlarla daha yoğun insancıl ilişkiler kurup genişletmektir.

Benzer Belgeler