• Sonuç bulunamadı

3. MATERYAL VE METOT

3.9. Araştırmanın Etik Yönü

Araştırmaya başlamadan önce İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Bilimsel Araştırma ve yayın Etik Kurulu’ndan etik onay (EK-7) ve Malatya Kamu Hastaneler Birliğinden yazılı izin alındı (EK-8). Araştırmaya katılacak gebelerde gönüllülük esas alınarak ve yazılı bilgilendirilmiş onam alındı.

Deney Kontrol

(n:112) (n:109)

(n=82) (n=82)

Şekil 1. Akış Şeması

Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (MEAH) Beydağı Kampüsünde doğumhaneye yatışı yapılan primiparlar olasılıksız rastlantısal örnekleme yöntemi ile örnekleme alındı.

Kişisel Bilgi Formu

Wijma Doğum Beklentisi / Deneyimi Ölçeği (W-DEQ) A Versiyonu Ölçeğinin Uygulanması

Ebelik Desteği Bilgilendirme

Hayal Kurma/Dikkati Başka yöne çekme Dokunma ve Masaj

Nefes Egzersizleri

Doğum sonu 6-8 saat sonra;

Wijma Doğum Beklentisi / Deneyimi Ölçeği (W-DEQ) B versiyonu Ölçeği ve Olayların Etkisi Ölçeğinin Uygulanması

30 gebe çeşitli nedenlerden sezaryene alındı.

27 gebe çeşitli nedenlerden sezaryene alındı.

27

4. BULGULAR

Tablo 4.1. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin ve eşlerinin sosyodemografik özeliklerine göre dağılımı

Deney (n=82) Kontrol (n=82) Toplam (n=164) Değişkenler n % n % n %

Deney (n=82) Kontrol (n=82) Toplam (n=164)

Araştırmaya dahil edilen deney ve kontrol grubundaki gebelerin ve eşlerinin sosyodemografik özelliklerine göre dağılımı Tablo 4.1’de verilmiştir. Araştırmaya dahil edilen gebelerin ve eşlerinin eğitim düzeylerine bakıldığında, gebelerin %32.3’ü lise mezunu, eşlerinin ise %40.2’si lise mezunu, gebelerin %84.1’i çalışmıyorken, eşlerinin

%74.4’ü çalışmakta, gebelerin %88.4’ünün sağlık güvencesi varken, %71.3’ü çekirdek ailede yaşamakta, %68.3’ünün gelirin giderine eşit olduğu görülmektedir. Gebelerin yaş ortalamaları 24.28±3.52, eşlerinin yaş ortalamaları ise 28.34±3.79 olup evlilik süreleri 1.99 ±1.64 yıldır.

29 Tablo 4.2. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin obstetrik özelliklerine göre dağılımı

Deney (n=82) Kontrol (n=82) Toplam (n=164)

Deney ve kontrol gurubundaki gebelerin obstetrik özelliklerine göre dağılımı 4.2’de verildi. Gebelerin %84.1’i daha önce gebelik deneyimi yaşamamış, %93.3’ü daha önce küretaj deneyimi yaşamamış ve % 87.2’si daha önce düşük deneyimi yaşamamıştır.

Gebelerin %91.5’i şuan ki gebeliğinin istenen gebelik olduğunu, % 91.5’i de gebeliğinin planlı olduğunu belirtti. Gebelerin %29.3’ü doğuma hazırlık eğitimi alırken, eğitim alanların %68.8’inin sağlık çalışanlarından, %12.5’inin gebe eğitim kitaplarından ve

%18.7’sinin ise gebe eğitim kursunda eğitim aldığı saptandı. Gebelerin gebelik boyunca

% 96.3’ü eşinden destek gördüğünü belirtti.

Tablo 4. 3. Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi ve sonrası doğum korkusu düzeylerinin karşılaştırılması (n=82)

Doğum Öncesia Doğum Sonrasıb İstatistiksel Analiz

a Doğum öncesi doğum korkusu düzeyini belirlemede W-DEQ A versiyonu dikkate alınmıştır.

b Doğum sonrası doğum korkusu düzeyini belirlemede.W-DEQ B versiyonu dikkate alınmıştır.

Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi ve sonrası doğum korku düzeyleri Tablo 4.3 de verildi. Hafif düzeyde doğum korkusu yaşayanlar doğum öncesi %39.3 iken, doğum sonu hafif düzeyde doğum korkusu %60.7 yükselmiştir. Orta düzeyde doğum korkusu yaşayanların oranı doğum öncesi % 64 iken doğum sonrası %36’ ya düşmüş;

şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşayanların oranı doğum öncesi %57.7’den doğum sonrası %42.3’e düşürülmüştür. Klinik düzeyde doğum korkusu oranı (%50) ise değişmemiştir. Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi ve sonrası doğum korkusu düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi.( p=0.039 )

31 Tablo 4.4. Kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi ve sonrası doğum korkusu

düzeylerinin karşılaştırılması (n=82)

Doğum Öncesia Doğum Sonrasıb İstatistiksel Analiz

a Doğum öncesi doğum korkusu düzeyini belirlemede W-DEQ A versiyonu dikkate alınmıştır.

b Doğum sonrası doğum korkusu düzeyini belirlemede W-DEQ B versiyonu dikkate alınmıştır.

Kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi ve sonrası doğum korkusu düzeyleri Tablo 4.4 de verildi. Doğum öncesi hafif düzeyde doğum korkusu yaşayanların oranı (%50) doğum sonu değişmemiştir. Gebelerin doğum öncesi %47.5’inin orta düzeyde doğum korkusu yaşadığı belirlenirken, doğum sonrası bu oran % 52.5’e yükseldiği bulundu. Gebelerin doğum öncesi %53.7’si şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşadığı belirlenirken, doğum sonrası bu oran %46.3 olduğu bulundu. Gebelerin doğum öncesi

%50’si klinik düzeyde doğum korkusu yaşadığı belirlenirken bu oranın doğum sonrası % 50’de kaldığı bulundu. Kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi ve sonrası doğum korkusu düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirlendi.(

p=0.946 )

Tablo 4.5. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi doğum korkusu

W-DEQ-A: Wijma Doğum Beklentisi/Deneyimi Ölçeği A versiyonu

Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi korku düzeyleri Tablo 4.5’de verildi. Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi %70.2’si hafif düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi %29.8’i hafif düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi % 55.3’ü orta düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi %46.7’si orta düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi %40.5’i şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi %59.5’i şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney grubundaki gebelerin doğum öncesi %10’u klinik düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi %90’ı klinik düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi doğum korkusu düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p<0.001).

33 Tablo 4.6. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum sonu doğum korkusu

düzeylerinin karşılaştılması ve PTSB nin varlığı

Deney (n=82) Kontrol (n=82) İstatistiksel Analiz

n % n %

Doğum Korkusu Düzeyi

Hafif (W-DEQ-B≤37) 51 78.5 14 21.5

x2=39.444 p<0.001

Orta (W-DEQ-B=38-65) 18 36.7 31 63.3

Şiddetli (W-DEQ-B=66-85) 11 36.7 19 63.3

Klinik (W-DEQ-B ≥ 85) 2 10.0 18 90.0

PTSB varlığı

Var (OEÖ ≥ 33) 6 31.6 13 68.4 x2=2.917

Yok (OEÖ<33) 76 52.4 69 47.6 p=0.088

*Satır yüzdesi alınmıştır.

W-DEQ-B:Wijma Doğum Beklentisi/Deneyimi Ölçeği B versiyonu OEÖ: Olayların Etkisi Ölçeği

PTSB: Posttravmatik Stres Bozukluğu

Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum sonu korku düzeyleri ve posttravmatik stres bozukluğu varlığı Tablo 4.6’da verildi. Deney grubundaki gebelerin doğum sonu %78.5’i hafif düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum sonu %21.5’i hafif düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır.

Deney grubundaki gebelerin doğum sonu % 36.7’si orta düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum sonu %63.3’ü orta düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney grubundaki gebelerin doğum sonrası %36.7’si şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum sonrası

%63.3’ü şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney grubundaki gebelerin doğum sonu %10’u klinik düzeyde doğum korkusu yaşarken, kontrol grubundaki gebelerin doğum sonrası %90’ı klinik düzeyde doğum korkusu yaşadığı saptanmıştır. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum sonrası doğum korkusu düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p<0.001).

Doğum sonu deney grubunun %31.6’sında posttravmatik stres bozukluğu saptanmışken, kontrol grubunun %68.4’ün de posttravmatik stres bozukluğu saptandı.

Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum sonrası posttravmatik stres bozukluğu düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirlendi (p=0.088).

35 Tablo 4.7. Deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi W-DEQ-A versiyonu,

doğum sonrası W-DEQ-B versiyonu ve OEÖ puan ortalamaları

Deney (n=82) Kontrol(n=82) İstatistiksel Analiz

Ort ±SS Ort ±SS

Doğum Öncesi (W-DEQ-A versiyonu)

47.15 ±19.68 63.23 ± 23.10 Z=4.421 p < 0.001 Doğum Sonu

(W-DEQ-B versiyonu)

37.20 ± 23.50 62.38 ± 27.04 Z= 5.939 p< 0.001 Doğum Sonu

(OEÖ)

12.09 ± 12.67 18.30 ± 11.96 Z= 3.690 p < 0.001

W-DEQ-A:Wijma Doğum Beklentisi/Deneyimi Ölçeği A versiyonu W-DEQ-B:Wijma Doğum Beklentisi/Deneyimi Ölçeği B versiyonu OEÖ: Olayların Etkisi Ölçeği

Tablo 4.7’de deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi W-DEQ A versiyonu, doğum sonrası W-DEQ B versiyonu ve Olayların Etkisi Ölçeği puan ortalamaları verildi.

Deney grubunun doğum öncesi W-DEQ A versiyonu puan ortalaması 47.15 ± 19.68 olup kontrol grubunun puan ortalamasının 63.23 ± 23.10 olduğu ve puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p<0.001).

Deney grubunun doğum sonu W-DEQ B versiyonu puan ortalaması 37.20 ± 23.50 olup kontrol grubunun puan ortalamasının 62.38 ± 27.04 olduğu ve puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p<0.001).

Deney grubunun doğum sonu olayların etkisi ölçeği puan ortalaması 12.09 ± 12.67 olup kontrol grubunun puan ortalamasının 18.30 ± 11.96 olduğu ve puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p< 0.001).

5. TARTIŞMA

Doğum eylemi özellikle ilk kez doğum yapacak kadınlar için tamamen kontrol edilemeyen, bilinmeyenlerin olduğu ve sonucu önceden tahmin edilemeyen bir süreçtir (6). Bu nedenle her kadın doğumda onu destekleyecek birinin yanında olmasına gereksinim duyar (1). Doğum eyleminde verilen ebelik desteği doğum korkusunu, gerginliği ve stresi azaltılabilir (10, 15). Bu çalışmada primipar gebelere verilen ebelik desteğinin posttravmatik stres bozukluğu ve doğum korkusuna etkisi incelenmiştir.

Çalışmamızda deney ve kontrol gruplarının kontrol değişkenleri arasında yaş, doğuma hazırlık eğitimi ve gebelikte eş desteği yönünden benzer olduğu belirlendi.

Bununla birlikte deney grubundaki gebelerin eğitim düzeyi ve gelir düzeylerinin kontrol grubundan daha yüksek ve gruplar arasında istatistiksel olarak önemli fark olduğu belirlendi (p<0.05; Tablo 3.2). Gruplar arasındaki bu farkın örnekleme alınan primiparların sayıca az olması gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Çalışmamızda doğum öncesi orta düzeyde ve şiddetli düzeyde doğum korkusu yaşayanların oranının travay boyunca ebelik desteği verilen deney grubunda doğum sonu düştüğü ve doğum öncesi ve sonrası doğum korkusu düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p=0.039; Tablo 4.3). Yapılan çalışmalarda da travay sırasında ve doğum anında verilen desteğin doğum korkusu üzerinde pozitif etkileri olduğu gösterilmiştir (106, 107). Sydsjö ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, şiddetli doğum korkusu yaşayan gebelerin sürekli ebelik desteğiyle pozitif doğum deneyimi yaşadıkları ve çalışmadaki bütün kadınların arkadaşlarına ebe desteğiyle doğum deneyimi yaşamaları gerektiği önereceklerini belirtmişlerdir (108). Hodnet’in yaptığı çalışmada da doğum korkusu yaşayan kadınlara doğum sırasında sürekli verilen ebelik desteğinin doğum korkusunu oranlarını düşürdüğü belirlenmiştir (107). Bu sonuçlar travay sürecinde verilen ebelik desteğinin doğum korkusu üzerine olumlu etkileri olduğunu göstermektedir.

Bununla birlikte çalışmamızda doğum öncesi klinik düzeyde doğum korkusu yaşanların oranının travay boyunca ebelik desteği verilen deney grubunda doğum sonu değişmediği belirlendi (Tablo 4.3). Bu bulgu doğumda verilen ebelik desteğinin klinik düzeyde doğum korkusunu azaltmada yeterli olmadığını, bu gebelerin doğum öncesi dönemde belirlenerek psikolojik destekle birlikte doğuma hazırlanması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca klinik düzeyde doğum korkusuna neden olan faktörlerin

37 araştırılması ve nedene yönelik tedavinin doğum korkusunu düşürmede yararlı olacağı düşünülmektedir.

Çalışmamızda travayda rutin doğumhane uygulamaları alan kontrol grubundaki gebelerin doğum öncesi doğum korkusu oranları ile doğum sonrası doğum korkusu oranlarının benzer olduğu belirlendi (p=0.946; Tablo 4.4). Literatürde doğum korkusu oranlarını azaltmak için, gebelere doğum öncesi dönemde eğitim verilmesi gerektiği ve eğitim alamamış gebelere de travay sırasında eğitim ve destek verilmesi gerektiği belirtilmektedir (90). Çalışmamızda yer alan kontrol grubundaki gebelere sadece rutin doğumhanede uygulamaları verilmiş olup, bu gebelerin sadece %29.3’ü doğum öncesi doğuma hazırlık eğitimi almıştır. Bu bilgiler doğrultusunda elde ettiğimiz bulgu beklendir.

Çalışmamızda doğum öncesi yaptığımız ölçümlere göre kontrol grubundaki gebelerin deney grubundaki gebelere göre daha yüksek oranlarda orta, şiddetli ve klinik düzeyde doğum korkusu yaşadığını ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p<0.001; Tablo 4.5). Yapılan çalışmalarda doğum korkusunun şiddetini etkileyen pek çok değişken olduğu ve kadının kişilik özellikleri, sosyodemografik özellikler ve psikososyal faktörlerin yanı sıra dış etkenlerinde (toplum, kültür, obstetrik öykü gibi) önemli olduğu gösterilmiştir (5). Bu nedenle doğum korkusunun şiddeti karmaşık ve kompleks bir konudur ve ayırtetmek kolay değildir. Bu nedenle doğum öncesi dönemde gebeler arasında doğum korkusunun şiddetin farklılık gösterdiği düşünülmektedir.

Hemen her gebe hafif düzeyde doğum korkusu yaşayabilir ve hafif düzeyde doğum korkusu kabul edilebilirdir (2). Ancak şiddetli düzeyde doğum korkusu önemli doğum komplikasyonlarına neden olabilir ve mutlaka müdahale edilmelidir (25, 58, 59).

Çalışmamızda travay boyunca ebelik desteği verilen deney grubundaki gebelerin girişim sonrası doğum korkusu düzeyinin kontrol grubundaki gebelerden daha düşük olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p<0.001; Tablo 4.6). Bu bulgulara dayanarak araştırmamızın H1 hipotezi doğrular özelliktedir.İsveç’te yapılan bir çalışmada doğum sırasında özellikle ebelerden danışmanlık alan gebelerin çoğunun destekten memnun oldukları ve doğum korkusu düzeylerinin azaldığı belirlenmiştir (30). Nerum ve ark.’nın yapmış oldukları çalışmada doğum sırasında ebeler tarafından verilen danışmanlığın gebelerde doğum ile ilgili düşünceleri pozitif etkilediği ve vajinal doğum tercihlerinin arttığı bulunmuştur (109). Subaşı ve ark. yaptıkları çalışmada doğum desteğinin gebelerin doğum korkusu ve doğuma yönelik olumsuz

düşünceler üzerine azaltıcı bir etkisi olduğunu bulmuşlardır (110). Bu sonuçlar çalışmamızda elde ettiğimiz bulgularla paralellik göstermektedir.

Çalışmamızda deney ve kontrol grubundaki gebelerin doğum sonrası posttravmatik stres bozukluğu varlığı arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı belirlendi (p=0.088; Tablo 4.6). Bununla birlikte OEÖ puan ortalamaları deney ve kontrol grubunda karşılaştırıldığında; deney grubunun puan ortalamasının kontrol grubuna göre daha düşük olduğu ve puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (p=0.001; Tablo 4.7). Bu bulgulara dayanarak araştırmamızın H2 hipotezi doğrular özelliktedir. Bu bulgu travayda verilen ebelik desteğinin PTSB varlığını etkilemediği ancak semptomları azalttığı şekilde yorumlanabilir. Literatürde doğum sırasında verilen sağlık bakım hizmetlerinin doğum sonu stres semptomlarını azalttığı ancak PTSB gelişimini etkilemediği gösterilmiştir (111). PTSB gelişimini önlemek için sağlık bakım hizmetlerinin gebelik döneminde başlaması gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca yapılan çalışmalarda gebelikteki sağlık bakım hizmetlerinin sayısı arttıkça PTSB oluşma riskinin azalacağı belirtilmiştir (112). Litaratürde, doğum eylemi sırasında sürekli destek gören gebelerin daha iyi obstetrik sonuçlar aldığını vurgulanırken (113), destekleyici bakım eksikliği PTSB’ ye yol açabilmektedir (104-106).

39

Benzer Belgeler